|
NAMAZ / NECASETTEN TAHARET |
L. VÜCUTTAN ÇIKAN
KANLARIN HÜKMÜ
A. SİVİLCELERDEN ÇIKAN
KAN
B. İLTİHAP, YARA, KAN
ALDlRMA VE HACAMAT YERİNDE BULUNAN KANLARIN HÜKMÜ
C. YABANCI KANIN HÜKMÜ
A. SİVİLCELERDEN ÇIKAN
KAN
Sivilcelerden çıkan kan
da pire kanı gibidir.
[Zayıf] bir görüşe göre kişi
sivilceyi sıkarak [kan çıkarırsa] bu pire kanı gibi kabul edilmez.
[Sivilcelerden çıkan
kanın hükmü konusunda mezhep içinde iki görüş vardır]
[Birinci görüş]:
Sivilcelerden çıkan kanın hükmü pire kanının hükmü gibidir.
[a] - Az miktarda olması
halinde bu kesin olarak mazur görülür.
[b] - [Çok miktardaki
kana gelince];
[ba] - Tercih edilen
görüşe göre -kişi kanı kendisi sıkarak çıkarmamışsa- çok miktarda olduğunda da
affedilir. Çünkü insanda genellikle sivilce bulunur. Hetbir defasında bundan çıkan
kanı yıkamak gerekli atsa zorluğa sebep olur.
[bb] - Kişinin kendi
fiili ile çıkan kana gelince -el-Kifaye'den anlaşılacağı üzere- bu yalnızca az
miktarda olduğun- da affedilir.
[İkinci görüş]: [Zayıf] bir
görüşe göre kişi sivilceyi sıkarak kanı çıkarmışsa bu affedilmez; çünkü bunu
yapmasına gerek yoktur.
B. İLTİHAP, YARA, KAN
ALDlRMA VE HACAMAT YERİNDE BULUNAN KANLARIN HÜKMÜ
İltihap, yaralar, kan
aldırma ve hacamat yeri [zayıf] bir görüşe göre sivilce kanı gibidir.
Daha doğru görüşe göre,
bu şekildeki kan sıkça akıyorsa bu istihaza kanı hükmündedir, aksi takdirde
yabancı kan hükmünde olup affedilmez.
[Zayıf] bir başka görüşe
göre az miktarda olursa affedilir.
Ben [Nevevi] derim ki:
Daha doğru olan görüşe göre bunlar sivilceler gibidir.
İltihap, yaralar, kan
aldırma ve hacamat yerindeki kan konusunda mezhep içinde üç görüş vardır:
[Birinci görüş]: [Zayıf]
bir görüşe göre bunlar sivilce kanı gibidir.
Çok miktarda olsa bile
mazur görülür. Çünkü bu kanların çıkması sıkça görülen bir durum değilse bile
nadir görülen bir durum da değildir.
[İkinci görüş]: Daha
doğru görüşe göre bu kanlar sivilce kanı gibi değildir; çünkü onlar kadar çok
görülmemektedir. Bu kanlar hakkında şu söylenir:
[a] - Şayet böyle bir
kan sıkça akıyorsa istihaza kanı gibi kabul edilir. Bu durumda imkan ölçüsünde
-istihaza kanunda olduğu gibi- şu şekilde ihtiyat göstermek gerekir: Bu kan bir
yere isabet ettiğinde onu gidermek, namaz kılmak istediğinde kanın çıktığı yeri
sargı ile bağlamak gerekir. İhtiyata riayet ettikten sonra kaçınması zor olan
miktar mazur görülür.
[b] - Şayet bu kan sıkça
akmayan bir kan ise, bu yabancı bir kan hükmünde olup -az olsun, çok olsun-
mazur görülmez.
[Üçüncü görüş]: Yabancı
kan konusunda geçtiği üzere az miktarda olursa affedilir.
Ben, el-Minhac metninde
geçen "affedilmez" ifadesininin "sıkça akmayan kan" ile
ilgili olduğunu söyledim ki bu, Ezratnin kabul ettiği görüştür. İsnevi ve diğer
bazı alimler ise bu ifadenin "yabancı kan" ile ilgili olduğunu
söylemişlerdir. Son dönem alimlerinden biri "birincisi daha yerinde ve tek
seçenektir" demiştir.
Nevevi bu meselede kendi
görüşünü şöyle açıklamıştır:
Daha doğru olan görüşe
göre iltihap, yara, kan aldırma ve hacamat yerindeki kanlar; yukarıda geçen
hükümler bakımından sivilce kanı gibidir. Az miktarı da çok miktarı da
affedilir.
Nevevi Er-Ravda adlı
eserinde de bunu söylemiş ancak et-Tahkik ve el-Mecmu'da buna aykırı görüş
belirterek çoğunluğun görüşünü yani "bunun yabancı kan gibi" olduğu
görüşünü kabul etmiştir.
Hocamız Zekeriya
el-Ensari şöyle demiştir: Et-Tahkik ve el-Mecmu'daki görüşü, "teyemmüm
temizliği" şeklinde yorumlamak mümkündür.
En iyisi bunu
"kişinin kendi fiili ile çıkan veya yerinden ayrılan kan" şeklinde
yorumlamaktır. Nitekim Hocamız Zekeriya el-Ensari'nin el-Menhec adlı eseri ve
onun şerhindeki sözlerinden de bu anlaşılmaktadır.
C. YABANCI KANIN HÜKMÜ
Daha güçlü görüşe göre
yabancı kanın az miktarı affedilir. Allah daha iyi bilir.
[Yabancı kanın hükmü
konusunda Şafii'ye ait iki görüş vardır]
[Birinci görüş]: Daha
güçlü görüşe göre kişinin kendi bedeninden olan yabancı kan, yani bedenden
ayrılmış sonra bedene veya elbiseye isabet etmiş kan ile köpek vb. dışındaki
bir hayvanın kanı az miktarda olduğunda affedilir. Çünkü kan türü ile ilgili
bazı mazur görmeler söz konusu olduğuna göre, yabancı kanın az miktarda olanı
da mazur görülen kısım içinde yer alır.
Şafii el-Ümm'de şöyle
demiştir: Az, insanların mazur gördüğü miktardır.
Şafii'nin eski görüşüne
göre avuç içinden daha az miktarda olan kan afedilir.
Köpek vb. konumdaki
hayvanların kanı ise hiçbir şekilde affedilmez; çünkü el-Beyan'da ifade
edildiği ve el-Mecmu'un da ondan aktarıp tasvip ettiği görüşe göre bu kan ağır
necaset kapsamındadır.
Yine kişi yabancı bir
kanı alıp bedenine veya elbisesine bulaştırsa, haddini aşan bu hareketi
sebebiyle bu kanın hiçbir miktarı mazur görülmez; çünkü [bile bile] necasete
bulaşmak haramdır.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
M. İLTİHAP, İRİN, YARALARDAN ÇIKAN SUYUN HÜKMÜ