NAMAZ / NECASETTEN TAHARET |
H. KİŞİNİN KEMİĞİNE NECİS
BİR ŞEYİ İLİŞTİRMESİ
Kişi kemiğine necis bir
şey bitiştirse;
a) Temiz bir şeyolmaması
sebebiyle bunu yapmışsa mazur görülür.
b) Aksi takdirde [yani
temiz bir şey bulunduğu halde necis bir şeyi bitiştirmişse];
[Birinci görüş]: [Bunu
kemikten gidermede] açık bir zarardan korkmazsa gidermesi gerekir.
[İkinci görüş]: [Zayıf]
bir görüşe göre "korksa bile gidermesi gerekir":
c) Kişi bu halde iken
ölürse [necis şey] onun kemiğinden giderilmez.
A. TEMİZ BİR MADDE
BULAMAYAN KİŞİNİN KEMİĞİNİ NECİS BİR ŞEYLE TUTTURMASI
1. Kişinin kemiği
kırılsa ve kemiği kaynatmak için bir nesneye ihtiyaç duysa, kemiğine iliştirmek
üzere temiz bir nesne bulamasa veya işin uzmanları bulunan temiz nesnenin bir
yararının olmayacağını söylese, o kişi de bu sebeple kemiğine necis bir şey
iliştirse bu mazur görülür. O şekilde kıldığı namaz, zaruret sebebiyle sahih
olur.
Er-Ravda'da "daha
sonra temiz bir şey bulduğunda bu necis nesneyi kemiğinden ayırması
gerekmez" demiştir.
Bazı son dönem alimleri
"bu, kişinin nesneyi kemikten ayırması halinde bir zararın
gerçekleşmesinden korkuyarsa geçerlidir. Şayet zarardan korkmuyarsa kaldırması
gerekir" demişlerse de metindeki ifadenin zahirinden şu anlaşılmaktadır:
Kişi kemiğe bitiştirdiği
şeyi kaldırdığı takdirde bir zararın gerçekleşmesinden korkmuyarsa bile bunu
kaldırması gerekmez.
Metnin zahirinden
anlaşılan, doğru bir anlamdır.
2. İşin uzmanları
[doktorlar, tıpçılar] "insan kemiği köpek vb. bir hayvanın kemiği
birleştirilmeden çabuk kaynamaz" demişlerse, İsnevl'nin de belirttiği
üzere bunun bir özür olarak görülmesi uygundur. Bu, alimlerimizin teyemmüm
konusunda zikrettiği "iyileşmenin gecikmesi" meselesine kı yas edilen
[benzeyen] bir hükümdür.(Kıyas)
3. Bir başka insanın
kemiğini kendi kemiğine iliştirmek gerek haram olması gerekse çıkarılmasının
gerekli olması açılarından necis kemikle aynı hükümlere tabidir.
Bu ifadenin zahirinden
kemiğin "dokunulmazlığı bulunan bir insana" ait olması ile olmaması
arasında fark olmadığı anlaşılmaktadır ki bu doğrudur. Ezrai ise şöyle
demiştir:
Dokunulmazlığı
bulunmayan; harbı ve mürted gibi kimselerin kemiklerini kendi kemiğine
bitiştirmede insanın gönlüne yatmayan bir durum söz konudur.
B. TEMİZ BİR MADDE
BULABİLEN KİŞİNİN KEMİĞİNİ NECİS BİR ŞEYLE TUTTURMASI
Kişi, kendi kemiğini
tutturmaya elverişli temiz bir madde bulduğu halde necis bir şeyi kemiğine
tutturmuşsa veya bunu yapmasına ihtiyaç olmadığı halde yapmışsa, haddini aşan
bir iş yaptığı için bu haram olur. [Bu durumda söz konusu necis maddeyi
kemiğinden ayırması gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde farklı görüşler vardır]
[Birinci görüş]:
[Mezhepte esas kabul edilen görüşe göre] bu necis maddeyi kaldırması halinde
belirgin bir zarar meydana gelmesinden korkmuyarsa onu kaldırması gerekir,
bunun için de kendisine zorlama yapılır.
Burada "belirgin
zarar", teyemmüm yapmayı mübah kılan zarar ile aynı durumdaki bir
zarardır.
Kişinin bitiştirdiği
necis maddenin üzerinde et kaynamış olsa bile bunu gidermesi gerekir; çünkü
gidermesi mümkün olduğu halde gidermeyip üzerinde taşıdığı necasetle haksız /
haddini aşan bir fiilde bulunmaktadır. Kadının kendi saçına necis bir saç
bitiştirmesi de buna benzer. (Kıyas)
Kişi bedenine eklediği
bu necaseti kaldırmaktan kaçınırsa hakimin bunu zorla yaptırması gerekir; çünkü
tıpkı gaspedilen malı zorla alıp sahibine verme durumunda olduğu gibi (Kıyas)
bu mesele de [şikayete bağlı olmaksızın] hakimin devreye girebileceği
konulardandır.
Kişi bu işlemden ileride
zarar görmeyecekse, kemiğinden bunu ayırırken acı çekecek olması dikkate
alınmaz.
Bu şekilde kişinin
kıldığı namaz sahih olmaz; çünkü bir necaseti asıl kaynağı dışında üzerinde
bulundurmakta, bunu taşımakla haksız bir fijlde bulunmakta ve gidermesi de
mümkün bulunmaktadır. İçki içen kimsenin durumu bundan farklıdır; o, günah bir
yolla içtiği içkiyi kusarak çıkarmasa bile onun kıldığı namaz sahihtir; çünkü
içki necasetin kaynağında hasıl olmuştur.
[İkinci görüş]: [Zayıf]
bir görüşe göre kişi kendisi haksız bir fiille bunu kemiğine bitiştirdiği için,
bunu ayırmada belirgin bir zarar olsa bile bunu yapmalıdır. Çünkü bunu
yapmaması, ömür boyu kendi haksız fiili ile üzerinde taşımakta olduğu bir necasetle
namaz kılacaktır. Oysa biz, kişinin bir namazı kasten terk etmesi halinde
öldürülmesi gerektiğine hükmetmekteyiz.
Daha doğru olan görüş
şudur: Şayet açık bir zarar söz konusu ise, zarar korkusu dikkate alınarak bu
necaseti gidermek zorunlu kılınmaz ve bu şekilde kılınan namaz sahih kabul
edilir.
Mezhep içindeki iki
görüşten güçlü olduğu anlaşılan görüşe göre bu şahsın imamlık yapması da
caizdir. Bu, temiz kadının, kendisine imamlık yapan müstehaza kadına uyması
gibidir. (Kıyas)
[Üçüncü görüş]: [Zayıf]
bir başka görüşe göre iliştirilen necis
maddenin üzeri et
tutmuşsa bu maddenin giderilmesi gerekmez.
[Dördüncü görüş]:
[Zayıf] bir başka görüşe göre kişi ölmekten, organını kaybetmekten veya
organının işlevini yitirmesinden korkuyorsa necis maddeyi gidermesi gerekmez,
aksi takdirde gidermesi gerekir.
Ezra! şöyle demiştir:
Kitapların çoğunda yer alan görüş budur.
C. ÖLEN KİŞİNİN BEDENİNE
BİTİŞiK OLAN NECİS MADDENİN SÖKÜLMESİ
Bedeninde necis bir şey
bulunan ve bunu kaldırması gerekli olan şahıs ölürse [bu necis maddenin
sökülmesi gerekir mi? Bu konuda mezhep içinde iki görüş vardır]
[Birinci görüş]: Doğru
olan ve bizzat İmam Şafii tarafından ifade edilen görüşe göre bunun giderilmesi
gerekmez. Bunun iki gerekçesi vardır:
ra] - Bu, ölünün bedeninin
saygınlığını zedeler.
[b] - Ayrıca kişi
öldüğünde onun hakkında ibadet etme sona ermiştir.
Rafii şöyle demiştir:
Birinci gerekçe esas alındığında necis maddeyi gidermek haram, ikinci gerekçe
esas alındığında ise helalolur.
Maverdi ve Ruyanl'nin açık
olarak belirttiği görüşe göre ve el-Beyan'da alimlerimizin genel görüşü olarak
nakledildiğine göre ikinci gerekçeye göre de bu nesneyi gidermek haramdır.
EI-Muharrer'in ve diğer
bazı eserlerin ifadesi bu necis maddeyi gidermenin helalolduğu anlamına gelse
bile itim ad edilecek olan görüş yukarıdakidir.
[İkinci görüş]: Kişi,
haksız bir fiille üzerinde taşıdığı necaset ile Allah'ın huzuruna gitmesin diye
o necis madde bedeninden ayrılır.
[Soru]: Bu [ikinci
görüşün] gerekçelsi] ehl-i sünnetin inancı ile uyuşmamaktadır. Çünkü Allah,
ölülerin bedenlerinin bütün parçalarını hatta yanmış kısımlarını bile aynen
diriltecektir.
[Cevap]: Bu, kişinin
kabirde Allah'a kavuştuğu beden hakkında söz konusudur. Allah'a kavuşmanın anlamı
budur.
Bir başka görüşe göre
ölünün bedeninin parçalarının diriltilmesi, öldüğü esnadaki bedeni hakkında
geçerlidir.
Sonuç olarak gerekçenin
şu şekilde belirlenmesi daha uygundur:
Ölünün temiz olmasını
temin etmek amacıyla, üzerinde necaset kalmasın diye yıkanması farzdır. Bu
ölünün üzerinde ise necaset bulunmaktadır. Bu durumda necasetin giderilmesi
gerekir.
Not: İnsan vücudu üzerinde haram olan bazı
tasarruflar
1. Dövme Yaptırmak Dövme
yaptırmak haramdır.
[*] - Bunun delili
Buhari ve Müs!im' deki şu hadistir: Allah başkasının saçına saç ekleyen, saç
ekletmek isteyen, dövme yapan ve dövme yaptırmak isteyen, dişleri yontan, bunu
yaptırmak isteyen, yüzdeki tüyleri yolan, tüylerini yoldurmak isteyen kadınlara
lanet etsin!(Buhari, Libas, 5936; Müslim, Libas ve'z-zinet, 5530 . )
Kişi, teyemmümü mübah
kılacak özürler derecesinde bir zarardan korkmadığı sürece dövmeyi gidermesi
gerekir. Şayet bu derece bir zarardan korkarsa gidermesi gerekmez; tövbe
ettikten sonra bundan dolayı da bir günah söz konusu olmaz. Bu, -Zerkeş)' nin
belirttiği üzere- kendi rızası ile dövme yaptırması
-yani buluğdan sonra
olması- halindedir. Aksi takdirde [yani
dövme o çocukken rızası
olmadan yapılmışsa] -Maverdl'nin belirttiği üzere- bunu gidermesi gerekmez;
namazı ve imamlık yapması sahihtir. Elinde dövme varsa elini koyduğu yer necis
olmaz.
2. Necis bir şeyle
yarasını tedavi etmek veya dikmek
Kişi yarasını necis bir
şeyle tedavi etse veya necis bir şeyle dikse yahut bedeninde bir yeri yararak
oraya kan yerleşse, bunların hükmü daha önce hükmü anlatılan "kişinin
bedenine necis bir kemik tutturması" meselesi gibidir.
3. İçki veya necis bir
madde içen kimsenin durumu
İçki veya başka necis
bir şey içen kimse ağzını yıkayıp [aklı başında] namaz kılsa namazı sahih olur.
Bunu bir özür sebebiyle içmiş olsa bile şayet teyemümü mübah kılan durumlar
kadar bir zarara yol açmayacaksa içtiğini kusması gerekir.
4. Saça saç eklemek
[peruk takmak]
Kişinin saçına necis bir
saç eklemesi veya bir insan saçından eklemesi, -yukarıda geçen hadis sebebiyle-
haramdır. Çünkü necis bir saç eklediğinde kendi bedeninde aslı itibarıyla necis
bir şeyi kullanmış olmaktadır. Bir insan saçı eklediğinde, insanın saçından
veya başka herhangi bir parçasından yararlanmak, insanın saygınlığı sebebiyle
haram kılınmıştır.
Kocanın / efendinin izin
vermesi halinde caiz, aksi takdirde haram olan tasarruflar
[1] - [Evli kadının]
kocasının izni olmadan, [cariyenin] efendisinin izni olmadan bu ikisi dışındaki
bir şeyi saçına eklemesi haram olur.
EI-Mecmu'da belirtildiği
ne göre bez, yün vb. şeylerin hükmü de saç gibidir. Nevev! şöyle demiştir: Saça
renkli ipek iplikler vb. saça benzemeyen şeyler eklemeye gelince, bu yasak
değildir.
[2] - Yukarıda geçen
hadis sebebiyle; saçları kıvırcıklaştırmak [perma yaptırmak] ve dişleri
inceltip sivriltmek de haramdır.
[3] - Siyah kına ile
kınalanmak da böyledir. Bunun delili şu hadistir: Ahir zamanda saçlarını
güvercin göğsü gibi siyah kına ile kınayanlar çıkacaktır. Bunlar cennetin
kokusunu duyamayacaklar.(Ebu Davud, Tereccül, 4212. Nesa!, Zinet, 5090}
[4] - Kına vb.
maddelerle yanakları kızartmak, [5] - Parmakları siyah kına ile kınalamak.
[6] - Yüzdeki ve kaştaki
tüyleri güzelleşmek için yolmak da haramdır; çünkü bunda bir aldatma söz
konusudur.
Bu sayılanların
yapılmasına evli kadının kocası veya cariyenin efendisi izin verirse caiz olur.
Çünkü karısının süslenmesinde kocanın, cariyenin süslenmesinde efendinin yararı
söz konusudur, ayrıca İzin de vermiştir. Bu, er-Ravda'da yer almaktadır.
Et-Tahkik'te saç ekleme
ve dişleri inceItme konusunda bu hükme muhalefet ederek bunların tıpkı dövme
yaptırmak gibi mutlak olarak yasaklanmış fiiller kapsamında yer aldığını
söylemiştir.
Birinci görüş daha
yerindedir.
Vücut üzerindeki diğer
bazı tasarrufların hükmü
[1] - Tüylerinin
giderilmesi istenmeyen bir bölgedeki beyaz tüyleri kopartmak mekruhtur. Çünkü
Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: Beyaz tüyleri yolmayın; çünkü bunlar kıyamet
gününde müslümanın nurudur.(Tirmizı, Fedaili'l-cihad, 1634)
İbnü'r-Rif'a ise İmam
Şafil'nin ifadelerinden bunun haram olduğunu nakletmiştir.
EI-Mecmu'da şöyle
denilmektedir: Bunun haram olduğunu kabul etmek uzak bir ihtimal değildir.
[2] - Kadının sakal ve
bıyığını yolması müstehaptır; çünkü bu kılların çıkması onun hakkında müsledir.
[3] - Evli kadının veya
cariyenin elleri ve ayaklarının her yerine kına çalması sünnettir; çünkü bu
zinettir. Kadının kocası ve efendisi için süslenmesi ise dince istenen bir
şeydir. Ancak yalnızca parmak uçlarına kına sürmek veya kınayı nakışlı bir
şekilde sürmek müstehap değildir.
Evli olmayan ve cari ye
de olmayan kadınlar için bu fiiller mekruhtur.
Erkeğin ve çift
cinsiyetli şahsın, bir özür bulunmadıkça kına sürünmesi haramdır. Bu konularda
ek bilgi akika konusunda gelecektir.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
I. TAŞLA İSTİNCA YAPILAN YERDE KALAN İZ