|
NAMAZ / VAKİT-BAZI MESELELER |
B. NAMAZIN GENİŞ ZAMANLI
BİR FARZ [VACİB MÜVESSA'] OLMASI
Yukarıda bahsedilen
namazlar, vakit girer girmez kılınması gerekli olan bir farz olmayıp, vaktin sonuna
kadar devam eden bir farzdır [vadb müvessa']. Ancak vakit sonunda yalnızca
namaz kılacak kadar süre kalmışsa o vakitte kılmak farz haline gelir.
Et-Tahkik ve el-Mecmu'da
daha doğru olarak görülen görüşe göre; kişi bir namazı vaktin sonunda sadece bir
namaz kılınabilecek kadar olan süreye kadar ertelemek istiyorsa vakit içinde
buna niyet etmelidir.
Yerine getirme imkanını
elde ettiği halde yapmadan ölmesi halinde haccın hükmü namazın hükmünden
farklıdır. [Hacda kişi günahkar olmakla birlikte namazı erteleyen kişi günahkar
olmaz]
Namazın belirli bir
vakti vardır, kişi namazı ilk vaktinde kılmadığında namazı vaktinden çıkarmak
suretiyle bir kusurda bulunmamıştır. Ancak vakit esnasında namaz kılacak kadar
bir vakit geçtikten sonra öleceğine dair kanaati bulunan kimse, örneğin kısası
gerektirecek bir iş yapmış ve ölenin yakınları tarafından kısas yoluyla
öldürülmesi istenen kimsenin ölüm emri verilmişse kişinin namazı ilk vaktinde
kılması gerekir, onu vaktin sonuna ertelemesi günah olur. Çünkü kişi namazın
vaktinin dar olduğuna dair zanna sahip olmuştur. Et-Tahkik'teki ifadeden
"şüphenin de zan gibi olduğu" sonucu çıkmaktadır.
Hacca gelince; haccın
son vakti bilinmemektedir. Bu yüzden ölümden önce yapmak şartıyla haccı
ertelemek mübahtır. Kişi haccı yapmadan ölürse kusurlu davranışı ile onu
vaktinin dışına çıkarmış olur.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
C. NAMAZI İLK VAKTİNDE KILMANIN SÜNNET OLUŞU