MUĞNİ’L-MUHTAC

TAHARET  /  ŞÜPHE EDEN

 

3. ABDEST / ABDESTSİZLİK KONUSUNDA ŞÜPHE

 

Abdestli olduğu veya abdestsiz olduğunu kesin olarak bilen, zıddında şüphe eden kimse kesin olarak bildiğine göre hareket eder.

 

Kişi hem abdest aldığını hem de bozduğunu kesin olarak bilmekle birlikte hangisini daha önce yaptığını bilmese, -daha sahih olan görüşe göre- ikisinden önceki durumun zıddını esas alır.

 

ŞERH:

 

A- ABDESTLİ / ABDESTSİz OLDUĞUNU KESİN OLARAK BİLİP ZIDDINDA ŞÜPHE EDEN KİMSENİN DURUMU

B- HEM ABDEST ALDIĞINI HEM DE ABDESTİNİ BOZDUĞUNU KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE HANGİSİNİ ÖNCE YAPTIĞINI BİLMEYEN KİŞİNİN DURUMU

 

A- ABDESTLİ / ABDESTSİz OLDUĞUNU KESİN OLARAK BİLİP ZIDDINDA ŞÜPHE EDEN KİMSENİN DURUMU

 

Abdestli veya abdestsiz olduğunu kesin olarak bilen, bunun zıddında eşit şekilde veya -ed-Dekaik'te belirtildiği ne göre- daha baskın olarak şüphe eden kimse kesin olarak bildiğine göre hareket eder. Çünkü kesin bilgi şüphe ile ortadan kalkmaz. (Genel kural)

 

[*] - Çünkü Müslim'de yer alan hadiste şöyle denilmektedir: Kişi karnında bir şey hisseder de bir şey çıkıp çıkmadığında şüphe ederse ses duyuncaya veya koku hissedinceye kadar mescitten çıkmasın. (Müs!im, Hayz, 803)

 

Kesin bildiği şeyin zıddının gerçekleştiğini zanneden kimse bu zanna göre hareket etmez. Çünkü kesin olanın devam etmesine dair zan, diğerinden daha güçlüdür. Bundan anlaşılıyor ki metindeki "kesin bilmek"ten kasıt önceki durumun devam ettiği varsayımıdır. Aksi takdirde kesin bilgi ile şüphe bir arada zaten bulunmaz.

 

Rafil'nin "abdestini bozduğunu kesin olarak bildikten sonra abdest aldığı zannı ile am el eder" sözü ile kastı şudur: İnceleme / araştırma sonucunda temiz olduğu kanaatine ulaşılan su, kesin olarak bilinen abdestsizliği ortadan kaldırır. Rafii'nin sözünü, uzak bir yorum bile olsa bu şekilde yorumlamak İbn Rif'a ve diğer bazılarının yaptığı şu yorumdan daha iyidir: "Abdestli olduğuna dair kişinin zannı, kesin olarak bildiği abdestsizliği ortadan kaldırır". İbn Rif' a "Rafiı' den başka bu görüşte olanı görmedim" demiştir. Nevevi er-Ravda adlı eserinde bunu dikkate almamıştır. Nesai "bu İbn Rif'a'nın yanlış anlamalarından biridir" demiştir.

 

 

B- HEM ABDEST ALDIĞINI HEM DE ABDESTİNİ BOZDUĞUNU KESİN OLARAK BİLDİĞİ HALDE HANGİSİNİ ÖNCE YAPTIĞINI BİLMEYEN KİŞİNİN DURUMU

 

Kişi hem abdest aldığını hem de bozduğunu kesin olarak bilmekle birlikte örneğin kişi güneş doğduktan sonra abdest aldığını veya abdestini bozduğunu kesin olarak bilmekle birlikte ancak hangisini önce yaptığını bilemese bu konuda iki görüş vardır.

 

[Birinci görüş]: Daha sahih olan görüşe göre ikisinden önceki durumun zıddını esas alır].

 

Kesin olarak bildiği durumdan önce abdestsiz ise şu an abdestli kabul edilir; abdestini tazelemek kendisinin adeti olsun ya da olmasın böyledir. Çünkü abdest aldığını kesin olarak bilmekle birlikte abdestsizliğin abdestten sonra olup olmadığında şüphelidir. Aslolan abdestsizliğin olmamasrdır.

 

Kesin olarak bildiği durumdan önce abdestli ise şu an abdestsiz kabul edilir; çünkü abdestsizliği kesin olarak bilmekle birlikte sonrasında abdest alıp almadığında şüphe etmektedir. Aslolan abdest almamış olmasıdır. Bu, adeti sürekli olmasa bile abdestini tazeleme adeti olduğunda geçerlidir. Şayet abdestini tazeleme adeti yoksa şu an abdestli kabul edilir. Çünkü zahir olan abdestin abdestsizlikten sonra olmasıdır.

 

Kişi abdest ve abdestsizlik durumundan önce abdestli veya abdestsiz olduğunu hatırlarsa o zaman -yukarıda geçenin aksine- ikisinden önceki bu durumu esas alır. Bu, el-Bahr adlı eserde geçmektedir. Eserde "bu ikisi anlamca eşittir" denmektedir.

 

Özetle söylemek gerekirse şüphenin söz konusu olduğu sırada şüphe iki tek sayıda söz konusu olduysa kişi bunun zıddını, şüphe çift sayıda söz konusu olduysa, abdestin yenilenme adetinin olup olmamasına göre çifti esas alır.

 

Kişi kesin olarak bildiği ab de st ve abdestsizlik öncesindeki durumun ne olduğunu bilmiyorsa, her iki ihtimal de birbirine eşit olduğu ve tercih edecek delil bulunmadığı için yeniden abdest alması gerekir. Abdestinde tamamen şüphe içinde iken namaz kılması mümkün değildir. Bu, abdestini tazeleme adeti bulunan kişi hakkında geçerlidir. Böyle bir adeti bulunmayan kişi ise -daha önce geçtiği üzere- mutlak olarak abdestli olduğunu kabul eder.

 

[İkinci görüş]: Diğer görüşe göre ise abdest ve abdestsizlik durumunun öncesine bakılmaz, her halükarda ihtiyaten abdest alması gerekir.

 

Nevevi el-Mühezzeb şerhi ve el-Vasİt şerhinde ikinci görüşü sahih görmüş, et-Tahkik ve diğer eserlerinde de bunu tercih etmiştir. Er-Ravda'da ise şöyle demiştir: "Alimlerimizin muhakkiklerinden bazı gruplara göre doğru olan görüş budur". el-Mühimmat adlı eserde ise "çoğunluk bu görüşte olduğundan fetvaya esas olan görüş budur. Ayrıca güneşten önceki durum kesin olarak batıl olmuş, sonrası ise çelişiktir. Kesin bilinen veya var olduğu zannedilen bir abdestlilik halinin olması şarttır". Bununla birlikte er-Ravda ve et-Tahkik adlı eserlerde sahıh görüldüğü üzere esas alınacak görüş ilk görüştür.

 

Not: [*] - Kadı Hüseyin şöyle demiştir: Fıkhın dayanığı dört genel kural vardır:

Şek ile yakın zail olmaz [Kesin bilgi şüphe ile ortadan kalkmaz].

Zarar izale olunur [Zarar giderilir].

Adet muhakkemdir [Adet hakem kabul edilir].

Meşakkat teysiri celbeder [Zorluk kolaylaştırmayı gerektirir]. Bazıları bunlara "bir işten maksat ne ise hüküm ona göredir" kaidesini de eklemişlerdir.

İslam beş şey üzerine bina edilmiştir, fıkıh da bu beş kural üzerine bina edilmiştir.

 

[*] - İzzeddin b. Abdüsselam şöyle demiştir: "Fıkhın tümü maslahatların göz önünde bulundurulması, mefsedetlerin giderilmesine dayanır".

 

[*] - Subkı şöyle demiştir: "Fıkhın tümü yalnızca maslahatların göz önünde bulundurulmasına dayanır; çünkü mefsedetlerin def edilmesi zaten maslahatların dikkate alınması kapsamına dahildir".

 

Gerek abdest gerekse gusül olsun tahareti gerektiren şey hades midir, yoksa namaza vb. kalkmak mıdır, yoksa her ikisi midir? Bu konuda mezhep içinde üç farklı görüş vardır. En doğrusu üçüncüsüdür.

 

BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

TUVALET ADABI – A- TUVALETE SOL AYAKLA GİRİP SAĞ AYAKLA ÇIKMAK