|
TAHARET / ABDEST’İN SÜNNETLERİ |
L- SİLKELENMEYİ VE
KURULANMAYI TERK ETMEK
Daha doğru olan görüşe
göre abdest aldıktan sonra silkelenmemek ve kurulanmamak da sünnettir.
a. Özrün bulunmadığı
durumda silkelenmemek ve kurunmamak
1. Silkelenmemek
[Bu konuda üç görüş
vardır]:
[Birinci görüş]: Daha
doğru görüşe göre abdest aldıktan sonra [organlardan] suyun silkelenmemesi
sünnettir. Çünkü silkelenmek sanki ibadetten kurtulmaya çalışmak anlamına gelir.
Nevevi'nin etTahkik adlı eserinde belirttiğine göre bu davranış, "daha iyi
olanı terk etmek" kabilinden bir davranıştır. Müslim şerhi ve Vasifte
"daha meşhur olan görüş budur" denilmiştir. el-Mühimmatta ise
"fetva buna göredir" denilmiştir.
[İkinci görüş]: Bir
başka görüşe göre ise -Rafil'nin iki şerhinde tek görüş olarak ortaya koyduğu
üzere- bu mekruhtur.
[Üçüncü görüş]: Diğer
bir görüşe göre ise bu mübah olup; yapıp yapmamak birbirine eşittir. Nevev!
Ziyadetü'r-Ravda, el-Mecmu' ve Nüketü't-tenbih adlı eserlerinde bu görüşü
tercih etmiştir.
2. Kurulanmamak
[Abdest aldıktan sonra
kurulanmak konusunda iki görüş vardır] [Birinci görüş]: Daha doğru olan görüşe
göre, özürsüz yere abdest suyunun yaşlığını gidererek kurulanmak "daha iyi
olan davranışın terki" anlamına gelir. Çünkü kurulanma, ibadetin izini
ortadan kaldırmaktadır.
[*] - Ayrıca Nebi
(s.a.v.) cünüplük sebebiyle gusül yaptıktan sonra Hz. Meymune (r.anha)
kendisine [kurulanması için] havlu getirdi. Nebi (s.a.v.) onu geri çevirdi ve
elleriyle suyu silkeleyerek "su işte böyle giderilir" buyurdu.
(Buhari, Gusl, 260)
Bu hadisi Buhari ve
Müslim rivayet etmiştir.
Bu hadis, silkelenmenin
mübah olduğunu göstermez; Nebi (s.a.v.) bunun dÜz olduğunu göstermek için böyle
yapmış olabilir.
[İkinci görüş]: Bunu
yapmak ve terk etmek eşittir. Nevevi Müslim şerhi'nde "bizim tercih
ettiğimiz ve uyguladığımız görüş budur" demiştir.
[Üçüncü görüş]: Bunu
yapmak mekruhtur.
Nevevi, benim yukarıda
anlamını verdiğim şekilde, ifadedeki "keza" sözcüğünü zikretmeseydi
görüş ayrığı hem silkelenme hem de kurulanma konusu ile ilgili olacaktı. Böyle
yapsaydı daha iyi olurdu.
b. Özür durumunda
silkelenmek ve kurunmak
Sıcak, soğuk, necasetin
bedene yapışması vb. bir özür varsa kurulanmakta herhangi bir mekruhluk söz
konusu olmaz. Bu konuda görüş birliği vardır. Yine kişi abdestten sonra
teyemmüm alacak olsa, yüzündeki ve kollarındaki yaşlık teyemmüme engelolmasın
diye kurulanabilir.
Nevevi el-Mecmu'da şöyle
demiştir: "Bu, müstehap olana aykırıdır denilemez" .
Ezrai "bu durumda
silkelenmek ve kurunmak kuvvetle müstehap olur" demiştir.
[Soru]: Nevevi'nin tıpkı
(.....) masdarında olduğu gibi kurulanmayı (......) şeklinde belirtmesi daha
yerinde olurdu. Çünkü dilcilerin dediğine göre kurulanmayı ifade etmek üzere bu
masdarın kullanılması daha yaygındır. Ayrıca bunu tef'il babında. (......)
tenşif şeklinde ifade etmek sanki sünnet olan "kurulamada aşırıya kaçmayı
terk etmek" imiş gibi bir anlam ifade etmektedir. Oysa kastedilen bu
değildir.
[Cevap]: Tenşif kelimesi
el-Kamus adlı sözlükte de ifade edildiği üzere suyu havlu vb. bir şeyle almak
anlamına gelmektedir. Bu sebeple Nevevi'nin bu kelimeyi kullanması uygundur.
Neşf ise su içmek anlamına gelir ki -Ebu Abdullah el-Katani'nin de belirttiği
üzere- burada bu kelimenin kullanılması ancak bir tür zorlama ile mümkün olur.
Kişi, şayet
kurulanacaksa bunu elbisesinin eteği veya başka bir tarafıyla yapmaması daha
iyi olur.
ez-Zehair adlı eserde
"bunun fakirlik meydana getireceği söylenir" denilmiştir.
Kişinin yanında
kurulanması için havlu tutacak birisi var ise bu şahıs abdest alanın sağ
tarafında durur. el-Havi' de böyle denilmiştir.
El-Minhac metninde
zikredilmeyen bazı sünnetler:
Daha önce belirttiğimiz
üzere Nevevi, yukarıda abdestin bütün sünnetlerini saymamıştır. Onun
saymadıklarından bir kısmını biz belirtelim:
1. Kişi bir kaptan
eliyle su alarak abdest alacaksa kabı sağ tarafına koyması, ibrik gibi bir
kaptan kendisine su boşaItllacaksa kabın sol tarafa konması sünnettir. Çünkü
her iki durumda da kişi daha rahat abdest alır. Bu, el-Mecmu'da ifade
edilmiştir.
2. Yüzü yıkamadan önceki
sünnetlerden ilkini yaparken niyet ederek o amellerin sevabını da elde etmek,
3. Niyeti dili ile
söylemek.
İbnü'l-Mukri şöyle
demiştir: Kişi kalpteki niyetle birlikte diliyle de gizlice niyet eder. Kalple
niyet etmekle yetinirse bu yeterli olur. Yalnızca dille niyet ederse yeterli
olmaz. Kalpteki niyetle dille söylenen arasında fark olursa kalptekine bakılır.
4. Niyeti abdestin
sonuna kadar aklında tutmak,
5. Kıbleye dönmek,
6. Abdest organlarını
yıkarken ovalamak, özellikle de kış mevsiminde topukları fazlaca ovalamak.
Nitekim hadiste "ateşten dolayı topukların vay haline" buyrulmuştur.
7. Yüzün en üst
tarafından başlamak,
8. Yüzü yıkamak için kullanacağı
suyu iki avucuyla birden almak,
9. Suyu başkası
döküyorsa [kolları] yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Et-Tahkik adlı eserde
bu görüşü esas almış, el-Mecmu'da da bunu tercih etmiştir. Saymeri ise suyu
başkası döküyorsa kolları yıkamaya dirseklerden başlanacağını söylemiştir.
10. Suyu kullanmada
iktisatlı davranmak [orta yolu tutmak]. İs-
rafa kaçmak mekruhtur.
11. Gereksiz konuşmamak,
12. Suyu yüzüne
çarpmamak,
13. Sağ elinin işaret
parmağı ile sağ gözünün burna yakın ucunu, sol elinin işaret parmağı ile sol
gözünün burna yakın ucunu temizlemek, yine aynı işlemi gözlerin diğer uçlarına
da yapmak. Şayet bunlarda suyun geçmesini engelleyecek çapak yoksa buraları
yıkamak sünnettir, çapak varsa yıkamak farzdır. Daha önce işaret edildiği üzere
bunu Nevevi el-Mecmu'da zikretmiştir. Su gitmeme ihtimali bulunan tüm kırışık
bölgelerde de böyle yapmak sünnettir.
14. Altına su gitsin
diye yüzüğü oynatmak,
15. Su serpintilerinden
korunmak,
16. Abdesti bitirdikten
sonra iki rekat namaz kılmak.
BİR SONRAKİ SAYFA İÇİN
AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN
M- ABDESTİ BİTİRDİKTEN SONRA ABDEST DUASINI OKUMAK