NEVEVİ MİN HAC / ORUÇ

 

İ’TİKAF

 

Her vakitte itikafa girmek müstehabtır. Yalnız Kadir gecesine rastlamayı ümit ederek ramazan'm son on gününde itikafa girmek daha faziletlidir. İmam Şafiî (r.a.) Kadir gecesinin, ramazan ayının 21. veya 23. gecesi olduğuna meyleder.

 

Mescitte itikafa girmek sahihtir. Camide (cuma namazı kılınan yerde) itikafa girmek daha evladır.

 

imam'm son kavline göre, kadının evinde edindiği mescitte iti­kafa girmesi sahih değildir; Evde edinilen mescit, namaz için hazır­lanıp ayrılan yerdir.

 

Bir kimse belli bir yerde, sözgelimi Mescid-i Haramda itikafa girmeyi adarsa, orada itikafa girmesi lazımdır. Keza en zahir kavle göre, Mescid-i Nebevide veya Mescid-i Aksa'da itikafa girmeyi ada­yan kimsenin hükmü de böyledir. Ancak Mescid-i Haram bu iki mes­cidin yerini tutar. Bunun aksi olmaz. Medine Mescid'i, Mescid-i Ak-sa'nın yerine geçer. Bunun aksi olmaz.

 

En sahih kavle göre, ikamet denebilecek bir süre kadar itikaf-ta beklemek şarttır. Zayıf kavle göre, bu sürenin mescidin içinden durmadan geçecek bir zaman kadar olması kafidir. Bir başka kavle göre ise bir günlük süre kadar durmak şarttır.

 

Cinsel ilişki ile itikaf bozulur. En zahir kavillere göre şehvetle olan sevişmenin hükmü, dokunmanın hükmü gibidir. Öpmekle me­ni akarsa itikaf bozulur. Eğer meni akmazsa itikaf bozulmaz. Unu­tarak cinsel ilişkide bulunan itikaflı kimsenin hükmü, unutarak cin­sel ilişkide bulunan oruçlu kimsenin hükmü gibidir. İtikafta olan kimse güzel koku sürünür, süslenir veya yemek yerse zararı olmaz. Sadece geceleyin itikafa girmek sahihtir. Bir kimse oruç tut­mayı adet edindiği günde itikafa girmeyi nezrederse o günde itikafa girmesi lazımdır.

 

Oruçlu olarak itikafa girmeyi veya itikafta iken oruç tutmayı nezreden kimsenin nezrettiği şekilde hareket etmesi lazımdır. En sahih kavle göre itikaf ve orucun bir arada yapılması vacibtir.

 

İtikafa başlarken niyet etmek şart olduğu gibi, farz olan adak itikafı da niyette belirtmek şarttır. İtikafta uzun bir süre beklense bile bu müddeti belli etmeden itikafa mutlak şekilde niyet etmek ka­fidir. İtikafa giren kimse mescitten çıkıp bir daha girerse, niyeti ye­nilemesi lazımdır. Bir kimse bir müddet (sözgelimi bir gün) itikafa girmeye niyet eder ve tuvalet ihtiyacı dışında bir mazeretle mescit­ten çıkar da tekrar geri dönerse, niyeti yenilemesi lazımdır. Tuvalet ihtiyacını giderme nedeniyle çıkarsa, niyeti yenilemesi gerekmez. Zayıf kavle göre kişi mescitten dışarıya çıkar da uzun bir müddet kalırsa niyeti yenilemesi lazımdır. Bir başka kavle göre ise, ihtiyaç süresi uzun olsun kısa olsun yeniden niyet etmesi gerekmez.

 

Birkaç gün gibi aralıksız bir müddetle adak edilmiş itikafa gi­ren kimse, mazeretle mescidin dışına çıkarsa peş peşelik kesilmiş ol­maz ve niyetini yenilemesi de vacib değildir. Zayıf kavle göre ise, ih­tiyaç olmaksızın veya tuvalet ihtiyacı veya cünüplükten yıkanma mazereti olmaksızın mescidin dışına çıkarsa niyeti yenilemesi vacib olur.

 

İtikafın sahih olması için itikafa giren kimsenin müslüman ve akıllı olması, hayız ve cünüplükten temiz bulunması şarttır. İtikaf-taki kişi dinden çıkar veya kendi fiili sonucu sarhoş olursa itikafı bo­zulur.

 

Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, bir kimse art arda olma niyetiyle itikafa girdikten sonra dinden çıkar veya kendi fîili sonucunda sarhoş olursa, itikafın geçen kısmı batıl olur ve peş peşelik kesilir. Kişi, kendi fiili sonucu olmaksızın delirir veya bayılır-sa, mescidin dışına çıkmadıkça art arda olan itikafın geçen kısmı bo­zulmuş olmaz. Baygınlıkta geçen süre itikafın müddetinden sayılır. Ancak delilikte geçen süre itikafın müddetinden sayılmaz.

 

İtikaftaki kadının hayız hali başlarsa camiden çıkması vacibtir. Keza cünüp olan camide yıkanamıyorsa camiden çıkması vacibtir. Camide yıkanma imkanı olsa da çıkması caizdir. Ancak yıkanmak için camiden çıkması gerekmez. Hayız ve cünüplükte geçen süre iti-kaf müddetinden sayılmaz.

 

Nezredilmiş İtikaf

 

Bir kimse aralıksız (birkaç gün) itikafa girmeyi adarsa, adadığı şekilde yapması lazımdır. En sahih kavle göre, itikafa aralıksız de­vam etmek şart koşulmamışsa aralıksız devam etmek vacib değildir. Bir gün itikafa girmeyi adayan kişinin günü saatlere bölmesi caiz ol­maz. Bir kimse, art arda olması kaydı ile bir hafta gibi bir zamanı belli eder ve bu haftayı kaçırırsa, kaza ederken aralıksız kaza etme­si lazımdır. Şayet bir arıza olmaksızın zamanı kaçırmışsa, art arda kaza etmesi lazım değildir. Bir kimse adak olan itikafın art arda olduğunu hatırlar ve mubah olan mazeret için mescid dışına çıkmayı şart koşmuşsa, ezher kavle göre bu şart sahihtir.

 

İtikafa giren kişi mubah bir mazeret için zamanı harcar ve "Şu ayda itikafa gireceğim." diye zamanı belli etmiş ise, mazeret için harcadığı zamanı kaza etmesi vacib değildir. Zamanı belli etmemiş­se, harcadığı zamanı kaza etmesi vacibtir. Aralıksız olan itikatlarda özürsüz olarak mescidin dışına çıkmak peş peşeliği keser.

 

İtikaftaki kişi vücudunun bazı azalarını (el, ayak veya başını) mescitten dışarıya çıkarırsa veya tuvalet ihtiyacı için mescidin dışı­na çıkarsa, bunun zararı olmaz. Tuvalet ihtiyacım bir başka evde gi­dermesi vacib olmadığı gibi tuvalet ihtiyacını gidermek için evinin camiden uzak olmasının da zararı yoktur. Ancak aşırı derecede uzak ise, en sahih kavle göre itikafa zarar verir. Ayak yolundan gelirken hastalanır da uzun bir süre beklemezse veya başka bir yoldan dönmezse zararı olmaz.

 

Dışarı çıkmayı gerektiren bir hastalık nedeniyle mescidin dışı­na çıkmak peş peşelik hükmünü kesmez. Süresi uzun olan itikafta hayız hali gören kadın için peş peşelik kesilmez. Ama itikaf süresi hayız halinin süresinden az olursa en zahir kavle göre peş peşelik hükmü kesilir.

 

Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, unutarak mes­cidin dışına çıkmak peş peşeliği kesmez. Caminin müezzini, ezanı okumak için camiye bitişik olmayan minareye çıkarsa en sahih kav­le göre peş peşelik bozulmaz. Mazeret sebebiyle dışarıda geçirilen sürelerin kaza edilmesi vacibtir. Tuvalet ihtiyacı için geçen sürelerin kaza edilmesi gerekmez.