NEVEVİ MİN HAC / ZEKAT

 

ZEKATI PEŞİN VERMEK

 

Nisab miktarından az aynî mala malik kimsenin zekâtını peşin vermesi sahih değildir. Yıl tamamlanmadan zekâtı peşin vermek ise caizdir. En sahih kavle göre, iki yılın zekâtı peşin verilmez. Rama­zanın ilk gecesinde fıtır sadakasını vermek caiz olup en sahih kavle göre, ramazan ayı girmeden fıtır sadakasını ayrıca taneleri sertleşme­den hububatın zekâtını vermek caiz değildir. Fakat meyveler olgun­laştıktan ve habbeler sertleştikten sonra zekâtlarını vermek caizdir.

 

Zekâtı peşin vermenin caiz olması şu şartlara bağlıdır: Mal sa­hibi sene sonuna kadar zekât vermeye ehil ve zekâtı alan kişi sene sonunda zekâtı hak etmiş olmalıdır. Zayıf kavle göre kişi, sene so­nunda dinden çıkma gibi bir sebeple zekâtı hak etmiş olmaktan çıkarsa aldığı mal zekât sayılmaz. Fakat aldığı zekât sebebiyle zen­gin olursa bunun zararı yoktur.

 

Peşin verilen zekât, herhangi bir mani nedeniyle zekât sayıl­maz da mal sahibi malını geri istemeyi şart koşmuş ise geri isteye­bilir. En sahih kavle göre mal sahibi sadece "Bu peşin olan zekâtımdır." demiş ise, malını geri isteyebilir. Peşin olarak verilen zekât için bir mani çıkmaz ve zekâtı alan kişi bunun peşin zekât ol­duğunu bilmezse, mal sahibi malını geri isteyemez. Zekât sahibi ile zekâtı alan kişi istirdadın tespiti konusunda anlaşmazlığa düşerler­se, malı elinde bulundurana yemin ettirilir ve sözü tasdik edilir. İstirdat sabit olup mal telef olmuşsa, alan kişi zamin olur. En sahih kavle göre, malın verildiği günkü değer dikkate alınır. Şayet mal noksan bulunursa, elinde bulunduran eksiklik payı (ersi) ödemez. Ayrıca mala bitişik olmayan artışı da iade etmez.

 

Zekât mevcut iken geciktirilir ve telef olursa tazmin edilir. An­cak zekât mümkün olmadan bir kasıt olmaksızın telef olursa, tazmin etmek vacip olmaz. Bir kısmı telef olursa, en zahir kavle göre geriye kalan kısmı borç olarak kalır.Malm yılı dolduktan sonra zekât daha mümkün olmadan sahibi tarafından telef edilirse zekât sakıt olmaz.

 

Zekât, malın bizzat kendisine ve ortaklık mala taallûk eder. Bir kavle göre rehineye de taallûk eder. Bir başka kavle göre ise re­hinenin bizzat kendisine değil de kişinin zimmetine taallûk eder. Zekâtı verilmemiş bir mal satılırsa en zahir kavle göre satış, zekât miktarı malda değil geri kalan kısımda geçerli olur.