NEVEVİ MİN HAC / ZEKAT

 

EKİN VE MEYVELERİN ZEKATI

 

Gıda sayılan ekin ve meyveler zekâta tabidir. Hurma ve üzüm gıda olan meyvelerdendir. Buğday, arpa, pirinç, mercimek ve tercih edilen sair gıda maddeleri ise hububattandır. İmamın ilk kavline göre zeytin, zaferan, yemen zaferanı, aspur ve balın zekâtını vermek vacibtir.

 

Ekin ve meyvelerin nisabı, beş vesaktır. Bu, Bağdat rıtılı ile bin altı yüz ritle eder. Şam rıtılı. ile (346) tam üçte iki rıtıl eder (346+3/2). Ben diyorum ki, en sahih kavle göre beş vesak, (342) rıtıl ile yedide birinin yedide altısı kadardır. Çünkü en sahih kavle göre bir Bağdat rıtılı, (128) tam ile yedide birinin yedide dördü kadardır. Zayıf kavle göre ise sadece (128) dirhemdir. Bir başka zayıf kavle göre ise (130) dirhemdir. Allah daha iyi bilir.

 

Şayet üzüm ve hurma kurutulursa nisapları kuru olanına, ku-rutulmazlarsa yaş olanına göre hesaplanır.

 

Hububatın nisabı, tanelerin kabuk ve samandan ayıklan­masından sonra beş vesak olarak hesaplanır. Pirinç ve ales buğdayı gibi kabuğuyla saklanan hububatın nisabı on vesak olarak hesaplanır.

 

Nisabı tamamlamak için cinsleri (arpa ve buğday gibi) ayrı olan mallar birbirine eklenemez. Fakat türleri ayrı olanlar birbirine eklenir. Zekâtları ise, her türden payına göre çıkarılır. Birbirine ek­lenen türlerin zekâtını ayırmak zor ise, vasat olanından çıkarılır.

 

Yemen'de San'alılarm yiyeceği olan ales cinsi buğdaya eklenir. Çünkü ales buğdayın bir türüdür. Süit denilen tür ise, müstakil bir cins olup başka cinslere eklenemez. Zayıf kavle göre süit, arpadır. Bir başka kavle göre ise buğdaydır.

 

Nisabı tamamlamak için bir yılın meyve veya ekini bir başka yılın mahsulüne eklenemez. Bir yıl içinde elde edilen meyveler, her ne kadar ayrı zamanlarda olgunlaşırlarsa da birbirine eklenirler.

 

Zayıf kavle göre ikinci mahsul birinci mahsul biçildikten sonra elde edilirse, birinci mahsule eklenemez. Bir yıl içinde elde edilen ekinler birbirine eklenirler. En zahir kavle göre, bir yılın ekinini bir­birine eklemek için hasadın aynı yıl içinde olması dikkate alınır.

 

Ekin veya meyveler yağmur suyu veya suya yakın olmaları se­bebi ile kökünden içmesi yoluyla sulanırsa, zekâtım onda bir oranın­da vermek vaciptir. Taşıma veya dolap suyu ile veya satın alınan su ile sulanan ekinler yirmide bir oranında zekâta tabi olurlar. En sahih kavle göre, su kanalları ile sulanan ürünlerin hükmü, yağmur suyu ile sulanan ürünlerin hükmü gibidir. Her iki sulama yöntemi ile eşit şekilde sulanan tarlanın ürünü, dörtte üç oranında zekâta tabidir. Her iki sulama yönteminden hangisi fazla kullanılıyorsa, bir kavle göre o su dikkate alınır. En zahir kavle göre zekâtın miktarı, ziraatın yetişmesine ve gelişmesine göre hesaplanır. Bir kavle göre ise, zekâtın miktarı sulama adedine göre hesaplanır.

 

Meyve ve ekinlerde zekâtın vacib olabilmesi için meyvelerin ol­gunlaşması, hububatın da tanelerinin sertleşmesi lazımdır.

 

Meyveler olgunlaşmca (yenilecek hale gelince), sahibinin mik­tarını tahmin edip zimmetine geçirmesi sünnettir. Meşhur kavle göre, meyvelerin tümü tahmine dahil edilir. Bir kişinin tahmin yap­ması kafidir. Tahmin eden kişinin adil olması şarttır. Keza en sahih kavle göre hür ve erkek olması da şarttır.

 

Hars (tahmin) yapıldığı zaman en zahir kavle göre, bu meyve­lerden fakirin hakkı kesilir. Bu takdirde kuru hale gelmelerinden sonra zekâtlarını vermek üzere üzüm ve hurma mal sahibinin zim­metine geçer. Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, tahmi­ni yapan kişinin fakirin hakkını malikin zimmetine geçirdiğini ve mal sahibinin bu zimmeti kabul ettiğini açıklaması şarttır. Zayıf kavle göre ise, tahmin ile fakirin hakkı kesilmiş olur. Mal sahibinin malı zimmetine geçirdikten sonra tahmin edilen malın tümünde satış ve başka yollarla tasarruf yapması caizdir.

 

Şayet mal sahibi miktarı tahmin edilen meyvelerin hırsızlık gi­bi gizli veya yangın gibi görünen bir sebeple telef olduğunu iddia ederse, yemin ettirilerek sözü doğrulanır. Malın bilinmeyen bir se­beple telef olduğunu iddia ederse, en sahih kavle göre kendisinden delil getirmesi istenir. Sonra telefe sebep olan şey konusunda kendi­sine yemin ettirilir ve sözü tasdik edilir.

 

Mal sahibi tahmin yapanın haksızlık ettiğini veya yanıldığını iddia eder ve iddia ettiği bu yanılma işi genellikle uzak bir ihtimalle vuku bulan bir yanılma ise, iddiası delilsiz kabul edilemez. Şayet id­dia edilen yanılma ihtimal dahilinde ise, en sahih kavle göre iddiası kabul edilir.