KABİR ALEMİ es-Suyuti

 

KABİR'DE ÖLÜ'YE MENFAAT VEREN ŞEYLER

 

1- İbn-i Ebi Dünya, Ebu Nuaym ''Hilye'' de Sabit et-Benani'den rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir: Mümin kabrine konulduğu zaman salih amelleri etrafını sararlar. Azap meleği geldiği zaman yaptığı salih bir ameli: ''Ondan vazgeç. Eğer yalnız başına da kalsam sana yol vermem ki, ona azap veresin der.

 

2- İbn-i Ebi Dünya, Sabit el-Bennani'den rivayet ettiğine göre demiştir ki: Salih kul kabrine konulduğu zaman, ona Cennetten bir yatak getirilir. Ona: ''Uyu! Gözün aydın. Afiyet olsun. Allah senden razı olsun. Hoş kalasın'' denilir. Allah göz alacak kadar kabrini genişletir. Ona Cennetten bir kapı açar. O kapıdan Cennetin güzelliklerine bakar. Oranın kokusunu abr. Oruç, namaz, ve iyilik gibi salih amelleri onun etrafını sararlar. Ona derler ki; ''Biz seni yorduk, susattık, uykusuz bıraktık. Şimdi senin istediğin gibi oluruz. Sen Cennete girinceye kadar sana arkadaşlık edip ünsiyet vereceğiz.''

 

3- Bezzar, Taberani, Hakim, Enes (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Her insanın üç dostu vardır. Biri ona der ki; ''İnfak ettiğin sanadır. Tuttuğun sana değildir. Bu dost onun malıdır.'' Diğeri de ona der ki: ''Allah'ın huzuruna varıncaya kadar ben seninle beraberim. Orada seni bırakır, dönerim. O da aile ve akrabasıdır.'' Sonuncusu ise ona: ''Ben her yerde seninle beraberim, der. O da amelidir.'' Bunun üzerine insan o son dostuna der ki; ''Bu üç dostun, bana en iyisi sensin.''

 

4- Buharı ve Müslim, Enes (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kul öldüğü zaman üç şey onun peşinde gider. İkisi döner, biri kalır. Ailesi, malı, ameli... Mal ve ailesi döner, ameli kalır.

 

5- Bezzar, Taberani, Hakim, Numan bin Beşir (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Müminin misali, üç dostu olan bir adamın misali gibidir. Dostlarının biri ona der ki; ''İşte bu malım... İstediğini al, istediğini bırak.'' Biri de ona: ''Ben senin hizmetkarınım, fakat Öldüğün zaman seni bırakırım. Diğeri de ona; ''Ben daima seninle beraberim, der. Birinci dost onun malıdır, ikincisi onun aile ve akrabasıdır. Üçüncüsü onun amelidir. Hiç bir yerde ondan ayrılmaz.''

 

6- İbn-i Ebi Dünya, Ka'b'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Salih kul, kabrine konulduğu zaman, namaz, oruç, hac, cihad, sadaka gibi salih amelleri etrafını sararlar. Azap melekleri ayakları tarafından gelirler. Namaz der ki, uzaklaşın, size yol vermem. Allah için arkadaşım çokça namaza duruyordu. Melekler baş tarafından yaklaşmak isterler. Oruç kalkar; ''Size yol yok, Allah için dünyada çokça aç ve susuz kaldı,'' der. Cesedi tarafmdan gelmek isterler. Hac ve cihad kalkar; ''Bu adam kendini çokça yordu, hac etti, cihad etti. Size, ona yol yok, derler. Elleri tarafmdan gelmek ister, sadaka der ki; ''Geri dönün, bu eller Allah'ın yolunda nice sadaka vermiştir, size yol veremem. Bunun üzerine, sağken ve ölü iken de ne iyisin'' diye ona söylenilir. Sonra rahmet melekleri gelir. Ona Cennetten bir yatak ve Örtü getirirler. Göz alacak kadar kabri genişlenir. Cennetten bir kandil getirilir. Kıyamette Allah onu diriltinceye kadar kabrini aydınlatır.

 

7- îbn-i Ebi Dünya, Yezid bin Ebu Mansur'dan rivayet ettiğine göre; Bir adam Kur'an okuyordu. Ölüm anı gelince azap melekleri ruhunu almak için hazır bulunurlar. Bunun üzerine Kur'an o vücuttan çıkar. ''Ya Rabbi beni iskan ettiğin yerde yine iskan et,'' der. Allah da meleklere buyurur ki, Kur'an'ın meskenini ona terkedin.''

 

8- İbn-i Mende, Amr bin Mürre'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: İnsan kabrine girdiği zaman sol tarafından bir melek gelir. Kur'an da gelir, onu ondan meneder. Melek der ki; ''Sana ne oluyor? Vallahi o seninle amel etmezdi. Kur'an ise; Ben onun kafasında değil mi idim?'' der. Arkadaşmı kurtarıncaya kadar oradan ayrılmaz.

 

9- İsbehani Terğib'de, Ebu'l-Minhal'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: ''Kişi, kabrinde bol istiğfardan daha sevimli hiçbir komşu bulamaz.''

 

10- Buhari el-Edeb'de ve Müslim, Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''İnsan öldüğü zaman, ameli kesilir, üç şey müstesna... Sadaka-i cariye, yararlı bir ilim ve ona dua eden salih bir çocuk...''

 

11- îmam Ahmed, Ebu Ümame (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Dört çeşit insan var ki, ölümden sonra da ecirleri devam eder: ''Allah için nöbet tutan, yararlı bir ilim öğrenen, cari bîr sadaka veren... O sadaka devam ettikçe sevabı onun amel defterine geçer.. Dördüncüsü, ona dua eden salih bir evlat...''

 

12- Müslim, Cerir bin Abdullah (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ''Kim, iyi bir çığır açarsa, o çığırın sevabı ve onunla amel edenlerin sevabı da onundur. Onların sevabından hiç bir şey eksilmeden...''

 

13- İbn-i Sa'd, Recabin Habve'den rivayet ettiğine göre, O Süleyman bin Abdul-Melik'e demiş ki: ''Kabirde sultan ve halifeleri koruyan bir şey de, onların salih bir adamı kendilerinin yerine atamalarıdır.''

 

14- îbn-i Asakir, Ebu Said-el-Hudri (r.a.) hadisinden merfuan rivayet ettiğine göre, Resulullah (S.A.V.) şöyle buyurmuştur: ''Kim, Allah'ın kitabmdan bir ayet veya ilimden bir konu öğrense, kıyamete kadar Allah onun ecrini nemalandırır.

 

15- İbn-i Mace ve ibn-i Hüzeyme, Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: ''Ölümünden sonra, iyilik ve sevabları kişiye kavuşan şeylerin bir kısmı şunlardır: ''Yaydığı ilim, peşinde bıraktığı salih evlat, miras bıraktığı mushaf, Allah yolunda bina ettiği ev ve mescid, akıttığı bir çeşme ve nehir, sağ iken malından verdiği sadaka...''

 

16- Ebu Nuaym ve Bezzar, Enes (r.a.)'den rivayet ettiklerine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Yedi şeyin sevabı, kişinin ölümünden sonra da ona gider: Yararlı İlim, akıttığı su, çeşme veya kuyu, diktiği ağaç, yaptığı mescid, miras bıraktığı mushaf, ölümünden sonra onun için istiğfar eden evlat...''

 

17- Taberani, Sevban (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Sizi kabirleri ziyaret etmekten nehyetmiştim. Artık ziyaret edin. Ve ziyaretinizi onlara bir rahmet duası yapın. Onlar için istiğfar edin.''

 

18- Taberani ''Evsat''da, Beyhaki ''Sünen''inde Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Allah Cennette salih kulu için derecesini yükseltir. Kul der ki; ''Ya Rabbi! Nerden bu bana?'' Allah buyurur ki, ''çocuğunun sana olan istiğfariyle...''

 

Beyhaki'nin rivayetinde: ''Çocuğunun sana olan duasiyle...'' diye geçmektedir.

 

Buhari de ''el-Edeb''de Ebu Hureyre (r.a.)'den bunu merfuan rivayet etmiştir.

 

 

19- Yine Buhari, Ebu Said-i Hudri'den rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kıyamet gününde, dağlar gibi sevap yığınları adam'a gelir. ''Nereden bunlar?'' der. Ona denilir ki: ''Evladının senin için olan istiğfarı ile...''

 

20- Beyhaki ''Şuab-ı İman'' da ve Deylemi, İbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Ölü kabrinde, yardım bekleyen batmış adam gibidir. Anasından, babasından, çocuğundan veya güvenilir dostundan ona gelecek bir dua bekler. O dua ona gittiği zaman, onun için dünya ve içindekilerden daha iyi olur.

 

Allah, dünyadakilerin dualarından dağlar gibi sevap yığınlarını kabirlerin üstüne yağdırır. Dirilerin ölülere hediyesi onlar için yaptıkları istiğfardır.

 

Beyhaki dedi ki: Ebu Ali el-Hüseyn bin Ali el-Hafiz dedi ki: Bu hadis Abdullah bin Mübarek'in hadislerinden olup garip bir hadistir. Horasan alimlerine rivayet edilmemiştir.

 

21- îbn-i Ebi Dünya, Sufyan'dan rivayet ettiğine göre şöyle deniliyormuş: ''Ölülerin duaya olan ihtiyacı, dirilerin içmek ve yemeye olan ihtiyacından daha şiddetlidir.''

 

Duanın ölülere menfaat verdiği, müteaddit icmalarla sabit Kur'an'dan delili de şu ayettir: ''Ve Onlardan sonra gelenler derler ki; Ey Rabbimiz, bize ve iman öncülerimiz olan kardeşlerimize mağfiret et.'' (Haşr, 10)

 

 

22- İbn-i Ebi Dünya, Selef birisinden rivayet ettiğine göre; şöyle demiştir: Bir kardeşimi, ölümünden sonra rüyada gördüm. Dirilerin duası sana ulaşıyor mu? dedim.. ''Evet, vallahi, nur gibi dalgalanarak geliyor. Sonra onu giyiyoruz...'' dedi.

 

23- Amr bin Cerir'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Kul, ölü olan kardeşine dua ettiği zaman, bir melek o duayı onun kabrine götürür. ''Ey gurbette kalan kabrin sahibi! Bu sana çok şefkat eden falan kardeşinden bir hediyedir,'' der.

 

24- İbn-i Ebi Dünya, Ebu Kılabe'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Şam'dan Basra'ya gidiyordum. Bir çukura indim, abdest aldım. Geceleyin iki rekat namaz kıldım, sonra başımı bir kabrin üstüne koydum, yattım. Uyandığımda baktım, kabir sahibi ''gece boyunca bana eziyet verdin,'' diye benden şikayet ediyor ve diyordu kî ''Siz bilmezsiniz. Biz ise biliriz, fakat, amel yapamayız. Senin kıldığın bu iki rek'at dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.'' Sonra devamında şöyle dedi: ''Allah dünyadakilerin hayrını versin onlara selam söyle. Onların dualarından dağlar gibi bize nur geliyor.''

 

25- îbn-i Ebi Dünya mütekaddiminlerden birisinden, rivayetine göre o şöyle demiştir: Bir kabristandan geçtim. Rahmet duasını okudum. Gaybten bir ses geldi: ''Evet onlara rahmet edilir. Çünkü onlarda kederli ve hüzünlüler vardır,'' diyordu.

 

26- îbn-i Recep dedi ki; Cafer el-Haldi, Abbas bin Yakub bin Salih el-Enbari'den rivayet ettiğine göre; o şöyle demiştir: Babamdan işittim diyordu ki: Salih birisi babasmı rüyasında görmüş. Babası; ''Oğlum neden hediyenizi bizden kestiniz?'' demiş. Oğlu: Ölüler, dirilerin hediyelerinin farkına varırlar mı? diye sorunca: O: Eğer diriler olmasaydı, Ölüler helak olurdu, demiş.

 

27- İbn-i Neccar ''Tarihlinde Malik bin Dinar'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Cuma gecesi kabristana girdim. Baktım karşımda parlak bir nur..'' Dedim ki, ''la ilahe illallah, demek Allah buradakilere mağfiret etmiş. Birden uzaktan bir ses geldi. ''Ya Malik bin Dinar! Bu, müminlerin kabirdeki kardeşlerine gönderdikleri hediyeleridir. Ben, ''seni konuşturan Allah hakkı için nedendir bu nur?'' dedim. Dedi ki: ''Bu gece bir adam güzelce abdest aldı. Ya eyyühel-kafirun, ve kulhüvellahü ehad'' surelerini okudu. Ve ''sevabını bu kabristandaki, müminlere hediye ettim,'' dedi. Bunun için Allah doğuda batıda, bir ışık, bir nur bir genişlik ve sevinç indirdi.'' Malik dedi ki: Artık her Cuma gecesi ben o sureleri okurdum.

 

Sonra Resulullah (s.a.v.)'i rüyada gördüm. Buyurdu kî: ''Ya Malik, ümmetime hediye ettiğin nurlar sayısınca Allah sana mağfiret etti. Ve sana o kadar sevap vardır. Sonra buyurdu ki ''ve sana Cennette münif bir saray bina etti. Ben ''Münif nedir?'' dedim. Buyurdu ki: ''Şerefeleri Cennet ehli üzerine uzanan yüksek bina demektir.''

 

28- İbn-i Ebi Dünya, Beşşar bin Galip'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Rabia'yı rüyada gördüm. Daha önce ona çok dua ediyordum. Dedi ki: ''Ey Beşşar, senin hediyelerin ipek mendillerle örtülü, nuranî tabaklar üstünde bize geliyor. Ben: Nasıl olur bu? dedim. O: Bu hediyeler diri müminlerin duasıdır. Onlar ölülere dua ettikleri zaman, o dua nuranî tabaklar Üstünde, ipek mendiller içine konulur. Sonra, hangi Ölü için dua edilmişse ona getirilir ve bu falanın sana hediyesidir, denilir.

 

29- Taberanî Evsatte, Enes (r.a.)'den merfuan rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ümmetim, Ümmet-i Merhumedir. Günahları ile kabre girerler. Müminlerin onlara yaptığı istiğfarla temizlenmiş olarak çıkarlar.

 

30- îbn-i Ebi Şeybe, Hasan'dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Bana ulaştı ki: Allah insana şöyle der: ''Ey Adem oğlu! Senin olmadıkları halde iki şeyi sana kıldım: Birincisi ölümünden sonra infakını vasiyet ettiğin malın ki, o mal artık başkasının olmuştur.

 

İkincisi müslümanların sana yaptığı duadır: Halbuki sen o zaman öyle bir yerdesin ki, artık ne iyilik yapabilirsin ne de kötülük.''

 

 

31- Darimi, Müsned'inde ibn-i Mes'ud'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: Dört şey adamın ölümünden sonra ona verilir: Daha önce Allah yolunda tasarruf ettiği malın üçte biri (yani vasiyet miktarı).... Ölümünden sonra ona dua eden salih çocuğun duası.. Açtığı iyi çığır. Ve yüz kişinin şefaati ki yüz kişi bir adama şefaatçi olursa, şefaatleri kabul edilir.

 

32- Buhari ve Müslim, Aişe (r.anha)'dan rivayet ettiklerine göre: Bir adam, ''Ya Resulullah: Anam füceten öldü. Eğer fırsat bulup konuşabilseydi, sadaka vasiyet ederdi. Ben onun yerinde sadaka verirsem, ona sevap olur mu? diye sordu. Resulullah (s.a.v.): ''Evet, olur'' diye buyurdu.

 

33- Buhari, ibn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre; Sa'd bin Ubade'nin anası vefat etti. O da hazır değildi. Sonra Resulullah (s.a.v.)'e geldi, dedi ki: ''Ya Resulullah anam öldü. Ben de hazır değildim. Onun yerinde sadaka verirsem ona yararı olur mu?'' Buyurdu ki: Evet yararı olur. Sa'd da: ''Şahid ol; bostanımı anam için sadaka verlyorum'' dedi.

 

34- İmam Ahmed ve dört muhaddis, Sa'd bin Ubade (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre O: Ya Resulallah! Anam öldü. Onun için vereceğim hangi sadaka daha üstündür? diye sordu. Resulullah (s.a.v.): ''su'' dedi.. Bunun üzerine kalktı, bir kuyu kazdı ve ''bu Sa'd'ın anası içindir'' dedi.

 

35- Taberani, Ukbe bin Amir'den rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Sadaka, sahiplerinden kabir hararetini söndürür.

 

36- Taberani Evsat da sahih bir sened île, Enes (r.a.)'d&n rivayet ettiğine göre; Sa'd, Nebi (s.a.v.)'e: Ya Resulullah! Annem bir şey vasiyet etmeden ölmüş. Onun yerine sadaka verirsem ona fayda verir mi? dedi. Resulullah (s.a.v.) cevaben: Evet fayda verir ve en gerekli şey sudur, diye buyurdu.

 

37- Yine Taberani, Sa'd bin. Ubade'den rivayet ettiğine göre; şöyle demiştir: Ben! Ya Resulallah anam öldü ne vasiyet etti, ne de bir şey sadaka verdi. Onun yerinde sadaka verirsem ona yararı olur mu? dedim. Buyurdu ki: Evet, yanmış bir kemik dahi versen...

 

38- Yine Taberani, İbn-i Amr'den rivayet ettiğine göre Resulullah fs.a.v.) şöyle buyurdu: Biriniz sünnet olan bir sadaka verecek olursa, ebeveyni yerinde versin. O sadakanın sevabı onlara gider ve onun sevabından da hiç bir şey eksilmez.

 

Deylemi bunun bir benzerini, Muaviye bin Hayden'in hadisinde nakletmiştir.

 

 

39- Taberani ''Evsat da Enes (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: Resuluîlah (s.a.v.)'dan şöyle işittim: Herhangi bir evden biri ölünce ve onun yerine sadaka verilse, Cebrail, o sadakayı nurani tabaklar üstünde ona hediye eder. Kabrinin kenarında durur, der ki: ''Ey derin kabir sahibi! Bu senin ailenin sana gönderdiği bir hediyedir. Al kabul et.'' O hediye onun kabrine girer. O onunla sevinir ve müjdelenir. Kendilerine bir hediye gelmeyen komşuları ise üzülürler.

 

40- îbn-i Ebi Şeybe, Sa'd ibn-i Ebu Saîd'den rivayetine göre şöyle demiştir: ''Ölü için bir kemik dahi sadaka verilse ona gider.''

 

41- Beyhaki ''Şuab-ı İman''da el-İsbehani Terğib''de içinde iki meçhul olan bir sened ile ibn-i Ömer (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre; Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kim ebeveyni yerine haccederse ateşten kurtulur ve onun sevabından hiç bir şey eksilmeden ebeveyni içinde tam bir haccın sevabı oîur. Ve Resulullah buyurdu ki: ''Kişi, ölümlerinden sonra akrabası yerinde yaptığı hac'dan üstün hiç bir şeyi onlara bağışlamış değildir.''

 

42- Ebu Abdullah es-Sakafi, ''es-Sakafiyat'' kitabında Zeydl bin Erkam'dan rivayet ettiğine göre, Resuluîlah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Kim hac etmeyen ebeveyni yerine hac ederse, onlar hac etmiş olurlar. Gökteki ruhları müjdelenir. Ve kendisi de Allah katında iyilerden sayılır.''

 

43- Bezzar, Taberani, güzel sayılan bir sened ile, Enes (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre; Bir adam, Resulullah (s.a.v.)'e geldi. Babam hac farizasını yerine getirmeden öldü, dedi. Resuluîlah (s.a.v.) buyurdu ki: Babanın borcu olsaydı ödemez miydin? Adam: Evet, dedi. (Nebi s.a.v.) Buyurdu ki: İşte hac da onun borcudur. Öde!..

 

44- Taberani'nin Ukbe bin Amir'den rivayetine göre: Bir kadın Resulullah (s.a.v.)'e geldi. Anam öldüğü halde onun bedeline hac etsem olur mu? dedi. Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Eğer ananın borcu olsaydı ve ödeseydin, kabul edilmez miydi? Kadın: Evet, dedi. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) onun anası yerine hac etmesini emretti.

 

45- Yine Taberani ''Evsat''da, Ebu Hüreyre (r.a.)'dan rivayetine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Kim, bir ölü yerine hacca giderse, onun sevabı kadar ona da sevap vardır.''

 

46- İbn-i Ebi Şeybe, Ata ve Zeyd bin Eslem'den rivayet ettiklerine göre onlar şöyle demişlerdir: Bir adam, Nebi (s.a.v.)'e geldi. Ya Resulallah, babam öldüğü halde onun yerinde köle azad etsem olur mu? deyince, Resulullah (s.a.v.): Evet... diye buyurdu.

 

47- Yine ibn-i Ebi Şeybe, Ata'dan rivayetine göre şöyle demiştir: Üç şey ölümden sonra kişiye ulaşır. Köle azad etmek, hac ve sadaka...

 

48- Ebu Cafer'den rivayet edildiğine göre, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin (r.a.), ölümünden sonra Hz. Ali yerinde köle azad ediyorlardı.

 

49- lbn-i Sa'd Kasım bin Muhammed rivayet ettiğine göre: Aişe (r.anha) kardeşi Abdurrahman (r.a.) yerine onun evinde büyümüş kölelerinden birini azad etti, ölümünden sonra ona fayda vereceğini umuyordu.

 

50- Ebu Şeyh bin Hibban, el-Vesaya'' kitabında, rivayet ettiğine göre Amr bin el-As, Resulullah (s.a.v.)'e şöyle sordu: Ya Resulullah! Babam As, vasiyet etti ki, onun sevabına yüz kişi azad edilsin. Hişam bunun vasiyetinin yarısını yerine getirdi. (diğer yarısını ben yerine getirsem olur mu?) Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: Hayır, ancak müslümanın yerinde sadaka verilir, haccedilir, köle azad edilir. Eğer As müslüman ise o sevap ona kavuşur.

 

51- İbn-i Ebi Şeybe, Haccac bin Dinar'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Ana babanın Ölümünden sonra namazınla beraber onların yerine namaz kılmak, orucunla beraber onların yerine oruç tutmak ve sadaka vermekle beraber onların yerine sadaka vermek sevaptandır.

 

52- Müslim, Büreyde'den rivayet ettiğine göre bir kadın: Ya Resulullah! Anamın iki ay oruç borcu vardı. Onun yerine oruç tutsam olur mu? Buyurdu ki: Evet. Kadın: Anam hiç hac etmedi? Onun yerine hacca gitsem olur mu?, dedi. Resulullah (s.a.v.): Evet olur, dedi.

 

53- Buhari ve Müslim, Aişe (r.anha)'dan rivayet ettiklerine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: ''Kim, oruç borcu varken Ölse onun velisi onun yerinde oruç tutar.''

 

BİR SONRAKİ KONU İLE DEVAM İÇİN AŞAĞIDAKİ İSİM’E TIKLA

 

ÖLÜ'YE VEYA KABRİN ÜZERİNE KUR'AN OKUMAK