KABİR ALEMİ es-Suyuti

 

ÖLÜLERİ RÜYADA GÖREN VE HALLERİNİ SORUP ÖĞRENENLERDEN BİR MİKTAR RİVAYET

 

1- İbn-i Ebî Dünya ''Rüyalar'' kitabında ve ibn-i Sa'd ''Tabakat'' kitabında, Muhanımed bin Zeyyad, el-İlhani'den rivayet ettiklerine göre; Asf bin el-Hars, sahabi olan Abdullah bin Aiz es-Semali (r.a.) ölüme yaklaştığında şöyle demiştir: Eğer bizi görürsen, ölümden sonra başına ne geldiğini bize anlat.

 

Vefatından bir müddet sonra rüyada onu gördü,  ''bize bir şey anlatmayacak mısın?'' dedi. O, cevaben dedi ki: Kurtulduk, fakat nerde ise kurtulamayacaktık. Çok zorluklardan sonra, kurtulduk. Hayır ve Kerem sahibi Rabbimizi bulduk. Günahlarımızı affetti, kötülüklerimi bağışladı. Yalnız ''Ahradlar''ı af etmedi. Ben ''ahrad nedir?'' deyince; O: ''Şerde meşhur olup parmakla işaret edilen kişilerdir'' dedi.

 

 

2- îbn-i Ebî Dünya, Ebu Zahiriye'den, rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Abdulala bin Adıy, ibn-i Ebi Bilal el-Huzaîyi, ziyaret etti. Abdul a'la dedi ki; ''Benden Resulullah (s.a.v.)'e selam söyle, ölümünden sonra bizimle görüşebilirsen, bize durumu bildir.

 

Ümm-ü Abdullah, Ebu Zahiriyenin kız kardeşi ve ibn-i Ebî Bilal'in hanımı idi. Üç gün sonra kocasmı rüyada gördü. Kocası, ona, üç gün sonra kızım bana kavuşacak, dedi ve Abdulala diye birisini tanıyıp tanımadığını sordu. Hanım: Hayır'' dedi. Kocası: Git, onu araştır ve de ki, onun selamını Resulullah (s.a.v.)'e bildirdim. Resulullah da ona selam gönderdi. Hanım, gitti kardeşi Ebu Zahiriyeye durumu bildirdi. O da durumu Abdulala'ya iletti.

 

 

2- Yine ibn-i Ebi Dünya, Yahya bin Eyyub'dan şöyle dediğini rivayet etmiştir: İki adam, hangisi önce ölürse arkadaşına ölümden sonraki durumu bildirecek diye sözleştiler. Biri öldü. Arkadaşı onu rüyasında gördü. Kardeş! Aleminizde olan Hasan (r.a.) ne yapıyor, diye sordu. Dedi ki: O Cennetin hükümdarıdır. Ona asla itaatsizlik edilmez ''îbn-i Sirin, nasıldır,'' diye sorunca: ''O, istediği gibi yer içer, fakat aralarında büyük fark vardır,-dedi. Kardeş! Hasan (r.a.) ne ile bu mertebeye kavuştu, diye sorunca ''Allah'dan fazla korktuğundan'' dolayı diye cevap verdi.

 

3- Ibn-i Adiy, ibn-i Asakir, ''Tarih''inde Muhammed bin Yahya el-Hacderi'den, rivayet ettiğine göre, Ecleh'in oğlu şöyle demiştir: Babam, Ecleh Seleme bin Küheyle'ye dedi ki: Eğer benden önce ölüp rüyama girebilirsen ve gördüğünü bana anlatabilirsen yap. Seleme de ona aynı teklifte bulundu. Fakat, Seleme babam Ecleh'den önce öldü. Babam bana. dedi ki: ''Oğlum, Seleme rüyama girdi, ölmedin mi?'' diye sordum. O, ''Allah beni diriltti'' diye söyledi.

 

Allah'ı kendine karşı nasıl buldun, dedim. O: Bize rahmetiyle muamele etti, dedi. Ben: ''Kul'un onunla Allah'a yakınlaştğı amellerden hangisini en üstün buldun,'' dedim. O: Bu alemde, gece namazından daha üstün bir şey göremedim, dedi. Ben: Durum nasıldır, dedim. O: Kolaydır, fakat güvenmeyiniz.

 

 

4- İmam Ahmed ''Zühd''de ibn-i Sa'd ''Tabakat''da Abbas bin Abdülmuttalip (r.a.)'den şöyle dediğini rivayet etmiştir; Ömer bin el-Hattap (r.a.) dostum idi. Vefat ettiğinde bir sene bekledim ki, Allah onu rüyada bana göstersin diye. Bir sene sonra, onu rüyamda gördüm, alnından ter siliyordu. ''Ya Emire'l-Müminin, Rabbin sana ne yaptı?'' diye sordum. Dedi ki: İşte şimdi kurtuldum. Eğer Rauf ve Rahim olan Allah'ı görmeseydim, evim yıkılırdı.''

 

5- îbn-i Sa'd, Salim bin Abdullah'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: Ensarî bir adamdan işittim, diyordu ki: Ömer (r.a.)'i rüyada görmek için Allah'a dua ettim. Yirmi sene sonra onu gördüm. Alnından terleri siliyordu!' 'Ya Emire'l-Müminin ne yaptın?'' dedim. Dedi ki: İşte şimdi kurtuldum, Eğer Rabbimin rahmeti olmasaydı helak olacaktım.

 

6- Yine ibn-i Sa'd, Abdullah bin Amr bin As (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: Ömer (r.a.)'in durumunu öğrenmek kadar hiç bir-şeyi öğrenmek bana sevimli gelmedi. Rüyada bir saray gördüm. ''Kimindir bu?'' dedim. ''Ömerindir'' dediler. Bunun üzerine Ömer, saraydan çıktı, yorgan gibi bir şeye sarılmıştı. Sanki yıkanıp öyle çıkmıştı. ''Allah, sana ne yaptı?'' diye sordum; ''İyilik. Gafur bir Allah'ın huzuruna çıkmamış olsaydım, evim yıkılırdı,''  dedi.

 

7- İbn-i Asakir, Mutarrif den rivayet ettiğine göre; O, Osman bin Affan (r.a.)'ı rüyada görmüş. Yeşil elbiseler içindeydi. ''Ya Emirel müminin! Allah sana ne yaptı,'' diye sorunca, demiş ki; ''Bana iyilik yaptı.'' Mutarrif: Hangi din iyidir, demiş. O: Kıymetli din, kan akıtmakla değildir, demiştir.

 

8- îbn-i Ebî Dünya, Muhammed bin Nadr el-Harisi'den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: Mesleme bin Abdul-Melik, Ömer bin Abdülazizi, ölümünden sonra rüyada gördü. ''Ya Emirel-Müminin keşke bilseydim, ölümünden sonra, ne oldun?'' dedi.

 

Ömer biri Abdülaziz: Ya Mesleme, işte şimdi kurtuldum. Allah'a yemin ederim. Şimdiye kadar rahat yüzünü görmedim. Ben: Nerdesin? dedim. O: Aden Cennetlerinde, hidayet imamları ile beraberim.

 

 

9- İbn-i Ebi Şeybe, ibn-i Ebi Dünya, Muhammed bin Sirin'den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: Eflah veya kesir bin Eflahı rüyada gördüm. Harre savaş gününde şehid edilmişti. ''Sen öldürülmedin mi?'' dedim. O: Evet, dedi. Ben: Ne yaptın, dedim. O: İyilik, dedi. Ben: Siz şehid misiniz, dedim. O: Hayır, müslümanlar arasında iç savaşta ölenler şehid değiller. Fakat biz Ölenler artık burada dostuz, dedi.

 

10- İbn-i Sa'd, Ebu Meysere Amr bin Şerhabil'den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir: Kendimi sanki, Cennete sokuldum, gördüm. Kapalı bir kapı gördüm. Kimindir bu dedim. Zilkela' ve Havşebindir dediler. Onlar Muaviye ile beraber savaşıp ölenlerden idiler. Ben: Ammar ve arkadaşları nerde, dedim. Önünde, dediler. Ben: Neden birbirini öldürmüşler, dedim. Bir ses: Onlar Allah'ın huzuruna vardılar, onu geniş mağfiret mağfiret sahibi buldular.

 

Ben: Nehrevanlıllar yani Hariciler ne yaptı, dedim. Onlar gam ve hüznü buldular, denildi.

 

 

11- İbn-i Ebi Dünya ''Rüyalar''  kitabında Ebu Bekir el-Hayyattan şöyle dediğini rivayet etmiştir: Kendimi, mezarlığa giriyor gördüm. Baktım Ölüler kabirlerinin üzerinde oturmuş önlerinde reyhan çiçekleri var. Baktım, Mahfuz önlerinde gidip geliyor. Ya mahfuz Rabb'in sana ne yaptı? Ölmedin mi, dedim. O: Evet, dedi. Sonra şöyle devam etti. Takvalının ölümü, sonsuz bir hayattır Çokları Ölmüş, fakat, halk içinde yaşıyor.

 

 

12- Seleme el-Basri'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: abid olan Yarbu' bin Misver'i rüyada gördüm. O, Allah'ı ve Ölümü çok anar ve çok ibadet ederdi. Ben: Yerinden memnun mutsun?, dedim. O ise şöyle cevap verdi: Kabrin içini bir Allah bilir. Bir de kabrin içindekiler bilir.

 

13- Bişr bin el-Mufaddal'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyamda Bişr bin Mansuru gördüm. Ya Eba Muhammed, Rabbin sana ne yaptı, dedim. O dedi ki: ''İşi, kendi nefsime yüklediğimden daha kolay buldum.''

 

14- Hafs el-Mevhibi'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: Davud et-Tai'yi rüyamda gördüm. Ya Eba Süleyman ahiretin hayırlarını nasıl buldun?'' dedim. Bol bir hayır gördüm, dedi. Ben: Durumun nasıl? dedim. O: Allah'a hamd olsun, çok iyiyim, dedi. Ben: Süfyan bin Said'den hiç haberin var mı? O iyiliği ve iyilik sahiplerini severdi, dedim. O: İyilik onu, iyilik sahiplerinin derecesine yükseltti, dedi.

 

15- Atabe bin Dumrete'den, o da babasından rivayet ettiğine göre, o şöyle demiştir: Halamı rüyada gördüm. ''Nasılsın?'' dedim, karşılığını aldım'' dedi.

 

16- Abdulmelik el-Deysi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Amir bin Abdulkays'i rüyada gördüm. ''Neyi buldun,'' dedim. O, ''iyilik'' dedi. Ben: Hangi ameli en üstün gördün, dedim. O: Allah için olan her şey üstündür, dedi.

 

17- Ebu Abdullah el-Hicri'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Amcamın biri vefat etti. Onu rüyada gördüm. Bana, şöyle diyordu: Dünya aldatıcıdır; ahiret amel sahipleri için sevinçtir. Allah için müslümanlara yapılan nasihat ve yakin gibi hiç bir şeyi üstün görmedik, hiç bir iyiliği hakir görme; kendini eksik bilenlerin ameli gibi amel yap.

 

18- Asme'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Yunus bin Ubeyd'ın arkadaşlarından Basralı bir üstadı gördüm. Halbuki daha önce ölmüştü. ''Nerden geliyorsun?'' dedim. Doktor Yunus'un yanından geliyorum, dedi. Ben: Doktor Yunus kimdir, dedim. Üstün, fıkıh bilgini dedi. Yunus bin Ubeyd mi, dedim. Evet, dedi. Nerededir o dedim. Ercuvan ağaçları  altında, meclislerde, bakire hurilerle beraberdir. Takvasının doğruluğuyla gözleri aydındır, (yani rahatı yerindedir.)

 

19- Meymun el-Kürdi'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir': Urve bin Bezzar'i ölümünden sonra rüyada gördüm. Falan sucunun üzerimde bir dirhemi vardır. Evimin falan dolabmdan git al, ona ver, dedi. Sabahleyin sucuyu buldum. ''Senin Urve'de bir şeyin var mı?'' dedim. ''Evet bir dirhemim var'' dedi. Bunun üzerine eve girdim, dolapta bulunan dirhemi alıp sucuya verdim.

 

20- Kufe'li bir adamdan rivayet edildiğine göre, o şöyle demiştir: Süveyd bin Amr el-Kelbi'yi ölümünden sonra rüyada iyi hal içinde gördüm. Ya Süveyd, nedir bu iyi hal? dedim. O: Ben la ilahe illallah sözünü çok zikrediyordum. Sen de çokça zikret, dedi. Sonra şöyle devam etti: ''Davud et-Tai ve Muhammed bin Nadr el-Harisi bir şey istiyordu, gayelerine ulaştılar.''

 

21- ibrahim bin Münzir el-Harrani'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Rüyada Dahhak bin Osmanı gördüm. ''Rabbin ne yaptı, sana?'' dedim. O, dedi ki: Gökte burçlar Vardır. Kim la ilahe illallah dese onlarla tutunur, kim demezse yokluğa uçar, gider.

 

22- Muhammed bin Abdurrahman el-Mahzumiden şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir adam ibn-i Aişe et-Temimi'yi rüyada gördü. Rabbin ne yaptı sana, dedi: O dedi ki: Ona olan sevgimden dolayı beni afvetti.

 

23- Sirri bin Yahya'dan, o da Kazvinli salih bir adam olan îsa Ebu Meryem'den; şöyle demiştir: Daldığım bir sırada ay doğdu. Ben mescide gittim. Namaz kıldım, tesbih çektim, dua ettim. Uyku beni bastı, uyudum. Beşer olmadıklarını bildiğim bir cemaat gördüm. Ellerinde tabaklar vardı. Tabakların üstünde kar gibi beyaz somunlar vardı. Her somunun üstünde nar gibi bir inci vardı. Bana: Ye, dediler. Ben: Oruç tutmak istiyorum, dedim. Onlar: Bu ev sahibi yemeni emrediyor, dediler. Ben de yedim. O inciyi de götürmek için aldım. Bana: Bırak, onu, senin için dikeceğiz, kendisinden daha hayırlı meyveler verir sana, denildi. Ben: Nerde dikilecek, dedim. Onlar: Bozulmayan bir yurtta, bozulmayan meyvelerle Sonsuz bir saltanat içinde... Eskimeyen  elbiselerle...  İçinde Razva, Ayna ve göz nuru vardır. Onda, kocalarından başka hiç kimseye yanaşmayan hoşnut ve güzel eşler vardır. İşte bunun için, içinde bulunduğun halden çekilmen lazım. Bu hayatın bir esnemektir ki, göç edip bu yurda vardığında uyanırsın'' dediler.

 

Ravi dedi ki, bana rüyayı anlattığından iki Cuma sonra vefat etti. Vefat ettiği gece onu rüyada gördüni, bana şöyle diyordu: İki hafta önce sana rüyamı anlattığım gün bana dikilen ağacı görmüyor musun, ne güzeldir? Bak yüklenmiş. Ben, ''Neyi yüklenmiş'' dedim. Kimsenin tavsif edemiyeceği şeyi sorma. Muti kul Rabbine vardığında İkramda onun benzeri yoktur, dedi.

 

 

24- İsmail bin Abdullah bin Meymun'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ali bin Muhammed bin İmran bin Ebu Leyla'yı rüyada gördüm. Hangi ameli en üstün buldun? dedim. O: Allah'ı tanımayı, dedi. Ben: Adam'ın, ''Falan bana şöyle hadis rivayet etti, şöyle haber verdi'' sözünü nasıl görüyorsun,'' dedim. O: Ben böbürlenmeye kızıyorum, dedi.

 

25- Malik bin Dinar'ın bir arkadaşından rivayet edildiğine göre, O şöyle demiştir: Malik bin Dinar'ı rüyada gördüm. ''Allah ne yaptı sana'' diye sordum. Cevaben bana: İyilik! Ameli salih iyilerle arkadaşlık selef-i salihin ve iyilerin meclisleri kadar üstün bir şey görmedik, dedi.

 

26- Abdulvehhap bin Yezid el-Kindi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ama Ebu Amr'i gördüm. Rabbın ne yaptı sana, diye sordum:  Bana mağfiret ve rahmet etti, diye söyledi.

Hangi ameli en üstün buldun? dedim. İçinde bulunduğunuz Sünnet ve ilmi en üstün buldum, dedi. Hangi ameli en şerli buldun? dedim. İsimlerden sakının, dedi. İsimler nedir, dedim.

Kadercilik, Mutezilecllik ve Mürciecilik, dedi ve yoldan sapmış ehl-i bid'ayı saydı.

 

27- Ebu Bekir es-Seyrefi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Hz Ebu Bekir ve Ömer (r.a.)'a söven bir adam öldü Şair Cehm gibi onlarla hicvederdi. Bir adam onu rüyada şöyle gördü:  Sanki, çıplak kalmış, başına ve avret yerine birer yama koymuş. Adam; Rabbin ne yaptı sana, diye sordu. O Beni, Bekr bin Kays ve Avn bin A'ser ile beraber kıldı dedi. Bu ikisi de hıristiyan idiler.

 

28- Bir üstad'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir. Yukarıda anlatılan konulara çok dalan bir komşumu rüyada gördüm. Sanki kör idi. Ey falan nedir bu seni gördüğüm hal? dedim.

Muhammed sahabelerini eksik gördüm. Allah da bu gözümü benden eksiltti, dedi ve elini kör olmuş gözünün üzerine koydu.

 

29- Ebu Cafer el-Med'yeni'den rivayet edildiğine göre şöyle demiş: Mahmud bin Humeyd ehl-i ibadet birisi idi. Onu rüyada gördüm, üzerinde iki yeşil elbise vardı. Ölümden sonra nedir bu dedim, bana baktı, sonra şu şiiri inşad etti: Ne mutlu o takvalılara ki Gerçekten ebediyet içinde...

Ermiş bakire huriler yanındadırlar.   Ebu Cafer dedi ki; And olsun! Ondan önce kimseden bunu işitmedim.

 

30- Ibn-i Ebi Dünya ve Beyhaki ''Şuab''da Mutarraf bin Abdullah'dan şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Kabristanda idim. Bir kabre yakın iki rekat hafif namaz kıldım. Güzelce de kılamadım. Uyukladım, baktım kabir sahibi benimle konuşuyor.

 

Bana dedi ki: İki rekat namaz kıldın, fakat güzel kılamadın. Evet öyle, dedim. O: Sen amel edersin. Fakat bilmezsin. Biz ise biliriz. Fakat yapamayız. Senin iki rekatın gibi iki rekat namaz kılmak benim için dünya ve içindekilerden daha sevimlidir, dedi.

 

Ben: Kimler var, burada, dedim. O: Bunlar hepsi de müslümandır ve hepsi de hayrını görmüştür. Ben: En üstünleri kimdir, dedim. O bir kabre işaret etti. Ben kendi içimden: Keşke o kabrinden çıkıp onunla konuşsaydım, dedim. Birden kabrinden genç bir delikanlı çıktı.

 

Ben: Buradakilerin en üstünü müsün? dedim. O, Evet diye cevap verdi. Ben: Ne ile bu mertebeye ulaştın. Seni öyle yaşlı görmüyorum. Sen galiba hac ve umreye çok gittin, Allah yolunda çok cihad ettin, dedim. O: Büyük musibetler başıma geldi, onlara karşı Cenabı Hak bana sabır verdi. İşte bununla üstün kılındım, dedi.

 

 

31- İbn-i Ebi Dünya, Eyyas bin Dağfelden şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu'I-ala Yezid bin Abdullahı rüyada gördüm. Ölümü nasıl tattın, diye sordum; Çok acıdır, dedi. Ölümden sonra başına ne geldi? Ben rahatlık ve reyhan çiçekleri içindeyim. Kızmayan, rahmet eden bir Rabbin huzurundayım dedi. Ben: Mutarref kardeşim nasıldır? dedim. O dedi ki: Onun imanı çok yüksekti, dedi.

 

32- Bir alimden rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölen bir kardeşimi rüyada gördüm. ''Kabre konulduğun zaman başına ne geldi,'' dedim. O: Birisi ateşten bir okla üzerime geldi Eğer orada bulunan biri bana dua etmeseydi beni mutlaka vuracaktı dedi.

 

33- Yine ibn-i Ebi Dünya, Münkedir bin Muhammed el-Münkedir'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Ben rüyamda kendimi sanki, Resulullah (s.a.v.)'ın mescidine girerken gördüm. Baktım halk, bahçede adamın başına toplanmışlar. Kimdir bu adam? dedim. Ahiretten gelmiş bir adam. Millete ahiretteki ölü akrabalarından bahsediyor, dediler.

 

Ben geldim baktım adam Safvan bin Selim'dir. Millet ona soruyordu, o da cevap veriyordu.  ''Burada Muhammed bin Münkedir'i soracak kimse yok mu?'' diye sordu. Millet: ''İşte bu onun oğludur,'' demeye başladı. Ben milletin yardımıyla yanına yaklaştım. ''Anlat'' dedim. O şöyle dedi: ''Allah ona Cennetten şöyle şöyle verdi, onu razı etti, onu cennet saraylarında yerleştirdi. Ona ne göç vardır, ne de ölüm.''

 

 

34- İbn-i Ebi Dfünya Ebu Kerime'den rivayet ettiğine göre şöyle der: Yanıma bir adam geldi, dedi ki: ''Kendimi sanki Cennete giriyorum gördüm. İçinde Eyyub, Yunus, Avn ve Teymi'nin olduğu bir bahçeye girdim.'' Ben: Süfyan-i Sevri nerede? dedim. Onun ancak bir yıldız gibi uçtuğunu gördük, dedi.

 

35- Malik bin Dinar'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Muhammed bin Vasi'yi Cennette gördüm. Muhammed bin Sirin'i de Cennette gördüm. Hasan nerde, dedim. O: Sidretü'l-münteha'dadir, dedi.

 

 

36- Yezid bin Harun'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: Muhammed  bin Yezid el-Vasiti'yi  rüyada gördüm. ''Allah ne yaptı sana?'' dedim. Muhammed b. Yezîd: Mağfiret etti, dedi. Ben: Ne ile? dedim. O: Ebu Amr ve Basri ile; Cuma günü oturduğumuz meclislerle; O dua ederdi biz de amin derdik. Sizden ayrıldığımızdan beri mağfiret edilmişiz...

 

37- Yine ibn-i Ebi Dünya Atebe bin Ebi Sabit'den şöyle dediğini rivayet etmiştir; Ölümünden sonra Hüleyd. bin Said'i rüyamda gördüm. Ne yaptın, dedim. Saîd: Biz bırakıldık, fakat nerede ise kurtulamıyorduk. Ben: Ne zamandan beri Kur'an ile berabersiniz, dedim O: Sizden ayrıldığımızdan beri, yanımızda Kur'an yoktur.

 

38- Hatib ''Bağdat Tarihi''nde Muhammed bin Salim el-Havvas Salih'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Rüyamda Kadı Yahya bin Eksümü gördüm. Allah sana ne yaptı, dedim. O dedi ki: Beni huzuruna aldı. ''Ey kötü ihtiyar, eğer saçının akı olmasaydı, seni ateşle yakacaktım,'' diye söyledi. Efendi kölesini tutar gibi beni tuttu. Ayıldığımda yine ''ey kötü ihtiyar! eğer aklığın olmasaydı seni ateşte yakacaktım'' dedi. Yine efendi kölesini aldığı gibi beni aldı. Ayıldığımda yine üçüncü bir sefer: ''Ey kötü ihtiyar, aklığın olmasaydı seni ateşte yakacaktım'' dedi. Yine bayıldım. dedi.

 

Ayıklığımda. ''Ya Rabbi senin hakkında böyle işitmedik,'' dedim. Allah ''ne işittin'' dedi. Zaten bilirdi. Ben Abdurrezzak bin Humman, Muammer bin Raşid'den, o da Şihab ez Zühri, o da Enes bin Malik'den, o da peygamberden, o da Cebrail'den rivayet etti ki: Ey Allah'ım! İslamiyet içinde yaşlanmış her yaşlıyı yakmaktan utanırım'' demişsin,'' dedim. Allah: ''Abdürrezzak da. Muammer de, Zühri de, Enes de, peygamber de, Cebrail de doğru söylediler. Ben bunu söylemiştim. Haydi onu Cennete götürün, dedi.

 

 

39- Yine ibn-i Asakir ''Şam Tarihi''nde Ebu Bekir el-Fizari'den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bana ulaştı ki, Ahmed bin Hanbel'in bazı arkadaşları onu ölümünden sonra rüyada görmüşler. Ya Ahmed, Rabbin sana ne yaptı, demişler. Ahmed şöyle demiş: Rabbim, beni huzuruna aldı. ''Ya Ahmed sen yediğin dayağa karşı sabrettin, kelamım olan Kur'an'ın mahluk olduğunu söylemedin. İzzetime yemin ederim ki, kıyamete kadar, sana kelamı'mı işittireceğim, dedi. İşte ben Rabbimin kelamını dinliyorum.

 

40- Muhammed bin Avf'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Muhammed bin el-Musaffa el-Humsa'yı rüyada gördüm. Nasılsın, dedim. İyilik. Bununla beraber biz her gün Rabbimizi iki sefer görüyoruz, dedi. Ben: Ya Eba Abdullah dünyada da sünnet üzeresin, ahirette de sünnet üzeresin, dedim. O yüzüme bakıp güldü.

 

41- Muhammed bin Mufaddel'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Mansur bin Ammar'ı rüyada gördüm. 'Allah ne yaptı sana?'' dedim. O şöyle dedi: Rabbim beni huzuruna aldı ve sen karıştırıyordun; fakat seni af ettim. Çünkü sen beni kullarıma sevdiriyordun. Şimdi kalk, dünyada beni yücelttiğin gibi melekler arasında da yücelt, dedi. Bana bir kürsü verildi. Şimdi melekler arasında da Allah'ın yüce vasıflarını anlatıyorum.

 

42- Ebu'l-Hasan eş-Şa'rani'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Mansur bin Ammar'ı rüyada gördüm. ''Allah ne yaptı sana,'' dedim. O şöyle devam etti: Bana ''sen Mansur bin Ammar mısın,'' diye sordu. Ben ''evet Ya Rabbi'' dedim. Allah ''Sen değil misin İnsanları dünyadan alıkoyan, ahirete teşvik eden?'' dedi. Ben: Evet öyle oldu, fakat oturduğum her mecliste ilk olarak sana hamd etmekle ve ikinci olarak Resulüne salavat getirmekle üçüncü olarak kullarına va'z etmekle başladım'' dedim. Allah ''Kulum doğru söyledi. Ona bir kürsü yapın. Yerde beni kullarım arasında yücelttiği gibi, gökte de beni temcid etsin,'' dedi.

 

43- Selim bin Mansur bin Amraar'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra babamı rüyamda gördüm. ''Allah ne yaptı sana'' dedim! O-: Benî huzuruna getirip yaklaştırdı. Ey kötü ihtiyar bilir misin, neden sana mağfiret ettim?'' dedi. Ben: Bilmiyorum ya İlahım, dedim. Allah: Çünkü sen bir gün bir mecliste oturdun. Onları ağlattın, Allah korkusundan hiç ağlamamış bir kulum orada ağladı. Onu mağfiret ettim. Meclistekileri de onun hatırına bağışladım. Seni de onlar içinde bağışladım.

 

44- Seleme bin Affan'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Veki'i rüyada gördüm. ''Rabbin sana ne yaptı?'' dedim. O: Beni Cennete koydu, dedi. Ben: Ne ile? İlimle, dedi.

 

45- îbn-i Hümam, Ebu Yahya el-Müstemili'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Ebu Hümam'ı rüyada gördüm. Başının üstünde asılı kandiller vardı. Ben: Ya Eba Hümam ne ile bu kandillere kavuştun? dedim. Eba Hümam: Şu kandili, Havz hadisi ile, şu da şefaat hadisi ile şu da falan hadis ile, şu da falan hadis ile... dedi.

 

46- Süfyan bin Üyeyne'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra İmam Sevri'yi rüyada gördüm. Bana öğüt ver, dedim. İmam Sevrî: İnsanlar arasına az gir, dedi. Ben: Daha ne tavsiye edersin, dedim, Sevri: Buraya gelip öğrenirsin, dedi.

 

47- Ebu Rebi' ez-Zehrani'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Bir komşum bana anlattı ki, ölümünden sonra ibn-i Avni'yi rüyada gördüm.''Rabbin sana ne yaptı?'' dedim; İbni Avnî: Pazartesi günü güneş batmadan amel sahifem bana gösterildi. Rabim bana merhamet ve mağfiret etti, dedi. O ise, pazartesi günü ölmüştü.

 

48- Ebu Amr el-Haffafdan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Muhammed bin Yahya ez-Züheyli'yi rüyada gördüm. Rabbin sana ne yaptı, dedim. Ez-Züheylı: Bana mağfiret etti, dedi. Ben: Amelin ne yaptı, dedim. O: Altın suyu ile yazıldı ve yüksek makamlara kaldırıldı, dedi.

 

49- Üstad ibni Ebi Velid'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ebu'l-Abbas el-Esamm'ı rüyada gördüm. ''Halin nereye vardı, ey üstad,'' dedim. O dedi ki: ''Ben, Ebu Yakub el-Buvaytî ve Rebi bin Süleyman ile beraber Ebu Abdullah eş-Şafiî'nin yanındayız. Her gün onun ziyafetinde bulunuyoruz.

 

50- Hazm'in kardeşi Süheyl'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Malik bin Dinar'ı rüyada gördüm. Allah'ın huzuruna ne ile gittin? dedim. O dedi ki: Çok günahlarla beraber gittim. Allah'a olan hüsn-ü zannım o günahlarımı mahvetti.

 

51- Yemenli bir kadından rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Reca bin Hayati rüyada gördüm. Ölmedin mi, dedim. Evet, öldüm, fakat Cennettekiler Cerrah bin Abdullah'ı karşılasınlar diye çağrıldılar ki bu, Cerrah'in haberi gelmeden önce idi. Sonra Cerrahın ölüm haberi geldi. Hesab edildi. Tam o gün Azerbeycan'da şehid edildiği anlaşıldı.

 

52- Atebe bin Ebu Hakim'den, o da Kudüslü bir kadından; şöyle demiştir: Reca bin Hayat bizim dostumuzdu. Ve iyi bir dost idî.. Öldü. Bir ay sonra onu rüyada gördüm. Ne oldu haliniz, diye sordum O: İyilik.. Fakat öyle bir korktuk ki kıyamet koptu zannettik, dedi. Ben: Neden? dedim. O: Cerrah ve arkadaşları ağırlıkları ile Cennete girdiler, öyle girdiler ki kapıda izdiham oldu.

 

53- Asme'î babasından şöyle rivayet etmiştir: Ölümünden sonra bir adam, Cerir el-Hasefiyi rüyada gördü. ''Rabbin sana ne yaptı,'' dedi. O: Bana mağfiret etti, dedi. Adam: Ne ile, dedi. O: Kırda, bir suyun başında getirdiğim bir tekbir ile... Adam: Kardeşin Ferazdak ne yaptı? dedi. O: Sus. Namuslulara iftira etmesi onu helak etti, dedi.

 

54- Sevr bin Yezid eş-Şami'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra el-Kimmit bin Zeydi rüyada gördüm. Rabbin sana ne yaptı? dedim. O dedi ki: Rabbim bana mağfiret etti. Bana bir taht kurdu, beni üzerinde oturttu. Bir gazel söylememi emretti. Ben: Ey insanların Rabbi rahmetine sığınıyorum, Ki bir yudum hayat onları aldattığı gibi beni aldatmasın. beytine ulaştığım zaman ''ya Kimmil doğru söyledin, bir yudum hayat onları aldattığı gibi seni aldatmadı. Yaratıklarımın en hayırlısı ve kullarımın en halisi hakkında doğru söylemenle seni affettim. Al-i Muhammed hakkında söylediğin her beyt ile kıyamete kadar yükselecek bir mertebe sana ihsan ettim.

 

55- Ebu Şa'sa' el-Misri'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben-î Abîd'in öldürdükleri Ebu Bekir bin En-Nablusîyi ölümünden sonra rüyada gördüm. Çok güzel bir heyet içinde idi. Rabbin sana ne yaptı, dedim. O; şiir olarak şöyle dedi: Sahibim Allah bana devamlı bir izzet ihsan etti. Yakında yardım edeceğini va'd etti. Beni huzuruna aldı, yaklaştırdı Bana -işte komşuluğumda yaşa'' dedi.

 

56- Abdurrahman bin Mehdi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Süfyan-ı Sevriyi rüyada gördüm. ''Allah sana ne yaptı,'' dedim. O dedi ki: Bana bir şey olmadı. Ancak kabre kondum. Allah'ın huzurunda durdum. Kolaydan bir hesaba çekti, Cennete götürülmemi emretti. Ben Cennetin reyhan ve ağaçları arasında dolaşırken birden bir sesle karşılaştım. ''Ya Süfyan bin Said! Bilir misin, sen Allah'ı nefsine tercih ettin? Ben: ''Evet, dedim. Bunun üzerine hertaraftan, yemiş tabakları beni sardı.

 

57- Ahmed bin Hanbel'den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: Ölümünden sonra Şafii'yi rüyamda gördüm. Rabbin sana ne yaptı? dedim. Beni mağfiret etti. Başıma, tac koydu ve beni evlendirdi ve buyurdu ki: Bu ihsan senin isteklerini yerine getirmekle ucbe girmediğinden ve sana verdiklerimle kibirlenmediğinden dolayıdır.

 

58- Rebi' bin Süleyman'dan rivayet edildiğine göre şöyle demişti. Rüyamda Şafii'yi gördüm. Allah sana ne yaptı? dedim. Allah beni altından bir taht'a oturttu. Üzerime inci ve yemişleri serpti, dedi.

 

59- Fakih îsmail bin İbrahim'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra, Hafız Ebu Ahmed el-Hakim'i rüyamda gördüm. Hangi fırka iyi kurtulur, dedim. Ehl-i sünnet fırkası diye cevap verdi

 

60- Hayseme bin Süleyman'dan rivayet edildiğine göre şöyle iniştir: Gazilerden biri olan Asim et-Terablusi'yİ ölümünden sonra rüyamda gördüm. Ya Eba Ali halin nasıldır? dedim.

O dedi ki: Biz ölümden sonra künye ile çağrılmıyoruz, dedi. Ve başka şey ilave etmedi. Ben, Ya Asim halin nasıldır ve nereye gittin, dedim. O: Geniş bir rahmete ve yüksek bir Cennete çıktık, dedi. Ben: Ne ile çıktınız, dedim. O: Denizde fazla cihad etmek ile.

 

61- Malik bin Dinar'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Müslim bin Yesar'ı rüyada gördüm. Ölümden sonra ne ile karşılaştın? dedim. O: Şiddetli, büyük zelzelerle ve korkunç hadiselerle karşılaştık. Ben: Daha sonra ne oldu? dedim. O: Bu gördüklerin kerîmden geliyor. Bizden bu iyiliklerimizi kabul etti. Kötülüklerimizi affetti. Bizim için neticelerine de zamin oldu...

 

62- Hasan ibn-i Abdülaziz el-Haşemi el-Abbasi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ebu Cafer, Muhammed bin Cerir'i rüyada gördüm. Ölümü nasıl buldun, dedim. O: İyilikten başka bir şey görmedim, dedi. Ben: Kabrin korkunçluğunu nasıl buldun? dedim, O: İyilikten başka bir şey görmedim, dedi. Ben: Münker ve Nekiri nasıl buldun? dedim. O: İyilikten başka bir şey görmedim, dedi. Ben: Demek Rabbin seni çok seviyor. Rabbinin huzurunda bizi de an! dedim, O: Sen Rabbinin huzurunda bizi an diyorsun. Halbuki biz Resulullah (s.a.v.)'e kavuşmak için sizi vesile kılıyoruz.

 

63- Hubeyş bin Mübeşşir'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir; Yahya bin Main'i rüyamda  gördüm. ''Rabbin sana ne yaptı,'' dedim. Rabbim beni huzuruna aldı, kendine yaklaştırdı. Bana ihsan ve keremde bulundu. Beni üçyüz huri'l-in ile evlendirdi. İki sefer beni öz huzuruna aldı, dedi. Ben: Ne ile? deyince; O, takyesinin altından bir şey çıkardı ve ''bununla (yani Hadisle)'' dedi.

 

64- Süleyman el-Ömeri'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir Ebu Cafer el-Karî: Yezid bin el-Ka'ka'yı Ölümünden sonra rüyamda gördüm. Bana dedi ki, ''benden kardeşlerime selam söyle ve onlara bildir ki, Allah beni diri olan ve rızıklanan şehidlerden kıldı. Benden, Ebu Hazime de selam söyle ve ona de kî; Ebu Cafer diyor ki: Güzel! Güzel! Allah ve melekleri, akşamları senin meclisine nazar ediyorlar.''

 

65- Zekeriya bin Adi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra ibn el-Mübarek'i rüyamda gördüm. Rabbin sana ne yaptı dedim. O: Hicret etmemle beni af etti, dedi.

 

66- Muhammed bin Fadil bin Ayyad'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: İbnü'l-Mübarek'i rüyamda gördüm. ''Hangi ameli en üstün buldun?'' dedim. O: İçinde bulunduğum hal, dedi. Ben: Cihad ve savaş mı? diye sordum. O: Evet, dedi.

 

67- Yezid bin Mez'ur'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Evzaiy'i rüyamda gördüm. Ben: Ya Eba Amr, Allah'a beni yaklaştıracak bir şeyi bana göster, dedim. O: Burada, önce alimlerin sonra mahzunların derecesinden daha yüksek derece görmedim, dedi.

 

68- Abdulaziz bin Amr bin Abdulaziz'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden  sonra babamı rüyamda gördüm,  ''hangi ameli en üstün buldun'' dedim. Oğlum! En tesirli şeyi istiğfari buldum, dedi.

 

69- Abdullah bin Abdurrahman'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Halife el-Mütevekkiii rüyamda gördüm: Rabbin sana ne yaptı? dedim. O:  Rabbim beni af etti, dedi. Ben: Bu kadar yaptıklarınla beraber seni af mı etti, dedim. O: Sünnetten (şeriatten) yaşattığım az miktar amel ile bana mağfiret etti, dedi.

 

70- Haccac bin Tümeyle'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Hasan ve Ferezdak'i, bir kabrin yanında gördüm. Hasan, Ferazdak'a, böyle bir gün için ne hazırladın? dedi. Ferazdak: Yetmiş seneden önce la ilahe ilallah kelimesini hazırlamışım, dedi. Bunun üzerine Hasan sustu:

Labeta bin Ferezdak dedi ki: Ölümünden, sonra babamı rüyada gördüm. Bana dedi ki: Oğlum, Hasan'la konuştuğum kelime bana yaradı.

 

 

71- Abdullah bin Salih es-Sofi'den rivayet "edildiğine göre şöyle demiştir: Bir hadisçi rüyada görüldü. Ona ''Rabbin sana ne yaptı?'' denildi. O: Beni affetti, dedi. Ona: Ne İle, diye sorulunca. Kitaplarımda Resulullah (s.a.v.)'e getirdiğinı salavat ile, dedi.

 

72- Yezid bin Muaviye'den rivayet edildiğine göre şöyle demişte Sağ bir adam, bir ölüyü rüyada görmüş. Ölü ona demiş ki: Ya falan, millete bildir ki kıyamet gününde Amir bin Kays'ın yüzü dolunay gibi olacaktır.

 

73- Abdurrahman bin Zeyd bin Eslem'den; şöyle demiştir: Ölümünden sonra babamı rüyamda gördüm. Başında uzun bir külah vardı. Rabbin sana ne yaptı? dedim. O: Beni ilim süsü ile süsledi, dedi. Ben: Malik bin Enes nerede? dedim. O: ''Yükseklerde, yükseklerde,'' dedi. Külah başından düşünceye kadar, başını kaldırıp ''yukarlarda, yukarlarda'' demeye devam etti.

 

74- Bişr el-Hafi'nin yeğeni Haşnam'dan; şöyle demiştir: Dayımı rüyamda gördüm. Rabbin sana ne yaptı? dedim. O: Rabbim beni mağfiret etti, dedi ve ona yaptığı ikramları antetti. Ben: Sana bir şey dedi mi? dedim. O: Evet, Rabbim bana dedi ki; Ya Bişr, benim malım olan şu can (nefis) için o kadar korkmaktan utanmıyor muydun?

 

75- Hüseyin ibn-i îsmail el-Muhamili'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyada Kaşani'yi gördüm. Rabbin sana ne yaptı? dediğimde;  ''sıkıntılardan sonra kurtuldum'' diye bana işaret etti: Ben: Ahmed bin Hanbel hakkında ne biliyorsun? dedim. O: Allah onu affetti, dedi. Ben: Bişr el-Hafi ne oldu? dedim. O: Allah'dan ona her gün iki sefer ikram gelir, dedi.

 

76- Asım el-Cüheni'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyada gördüm ki, Hişam caddesine girmişim. Bişr el-Hafi bana rastgeldi. Nerden geliyorsun? diye sordum. Bana: Ala-i illiyinden  geliyorum, dedi. Ben: Allah, Ahmed bin Hanbel'e nasıl davrandı? diye sordum? O: Ben şimdi, Ahmed bin Hanbeli ve Abdulvahhab bin Verrak'ı Allah'ın huzurunda bıraktım. Onlar orada yer içer ve her türlü nimetten istifade ederlerdi. Ben: Sen niye yemiyorsun? dedim. O: Allah yemeye olan isteğimin azlığını biliyor. Onun için dişinin cemaline bakmaya bana izin verdi.

 

77- Ebu Cafer es-Sakka'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyada Bişr el-Hafi ve Ma'ruf-i Kerhi'yi gördüm. Sanki bir yerden geliyorlardı. Nereden? dedim. Cennetü'l-firdevs'den... Allah'la konuşan Musa'yı orada ziyaret ettik, dediler.

 

78- Kasım bin Münebbih'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyada Bişr el-Hafi'yi gördüm. Rabbin sana ne yaptı? dedim. O, şöyle cevap verdi: Beni affetti, ve dedi ki: ''Ya Bişr! Seni ve cenazende bulunan herkesi mağfiret ettim.'' Ben ''Ya Rabbi! Beni seven herkesi de mağfiret et,'' dedim. O (Celle Celaluhu) buyurdu ki: Kıyamete kadar seni seven herkesi de mağfiret ettim.

 

79- Ahmed ed-Devreki'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Benim bir komşum öldü. Onu rüyada gördüm. Üzerinde iki kaftan vardı. ''Nedir bu hal?'' dedim. O dedi ki: Bişr el-Hafi kabristanımızda defnedildi. İşte bunun için kabristanlılar, İkişer ikişer cübbe giydirildiler.

 

80- Haccac bin eş-Şair'den rivayet edildiğine göre: Bişr el-Hafi rüyada görülmüş.  ''Allah sana ne yaptı?'' diye sorulunca, O: Allah beni mağfiret etti ve ''Ya Bişr senin ismini yücelttiğim kadar bana ibadet etmedin,'' dedi.

 

81- Bir adamdan rivayet edildiğine göre: O, Bişr'i rüyada görmüş. ''Allah sana ne yaptı?'' demiş. Bişr demiş ki: ''Allah bana mağfiret etti ve dedi ki: Ya Bişr! Kor ateş üstünde bana secde etseydin; kullarımın kalplerine sana bıraktığım muhabbetin karşılığını vermiş olmazdın.''

 

82- Rivayet edildiğine göre Muhammed bin Huzeyme şöyle demiştir: Ahmed bin Hanbel öldüğü zaman, çok merak etmiştim. Bir gece yattım. Onu rüyada gördüm. Böbürlenerek yürüyordu. ''Ya Ebu Abdullah! Nedir bu yürüyüş?'' dedim. O dedi ki: ''Bu Darü's-Selam cennetindeki hadimlerin yürüyüşleridir'' Ben: ''Allah sana ne yaptı?'' dedim. ''Bana mağfiret ve iltifat etti. Altından iki terlik giydirdi. Ve dedi ki: ''Ya Ahmed! Bu senin ''Kur'an, Allah kelamıdır''  olan davanın karşılığıdır. Sonra; ''Ya Ahmed!  Dünyada bana ettiğin dualar gibi burada da dua et''  dedi. Ben: ''Ey herşeyin Rabbi'' dedim. Allah: Devam et! dedi. Ben: ''Herşeye hakim olan kudretinle...'' dedim. O: Doğru söyledin, dedi. Ben: Hiçbir şeyden beni sorguya çekme ve beni magfirel et, dedim. O: Kabul ettim, dedi. Sonra: ''Ya Ahmed işte bu cennete gir, dedi. Ben girdim. Baktım Süfyan-ı Sevri oradadır, iki yeşil kanad ile kanadlanmış, hurma ağaçları arasında ağaçtan ağaca uçuyor ve şu ayeti okuyor: ''Bize verdiği va'di doğrulayan, yeri bize miras bırakıp cennette istediğimiz gibi yerleşme fırsatını veren Allah'a hamd olsun. [Zümer, 74]

 

Ravi dedi ki: Sonra Muhammed dedi: Ben ondan ''Abdulvahhab el-Verrak'ın ne yaptığını sordum. O dedi ki: Ben onu nur denizinde, içinde Cenabı Hakkın sesinin işitildiği nur dalgaları içinde bıraktım. Ben: Bişir el-Hafi, ne yaptı? dedim. O: Çok iyidir, Bişir gibi kim var?. Ben onu Melikü'I-Celil olan Allah'ın huzurunda bir sofranın başında bıraktım. Allah ona yönelip şöyle diyordu: Faydalan! Ey dünyada yemeyen, içmeyen, faydalanmayan!

 

83- Dülef bin Ebi Dülef el-İcli'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyamda babamı vahşetli, korkunç, duvarları siyah bir evin içinde gördüm. Babam çıplaktı, başını dizleri arasına koymuştu. Soruyormuş gibi Dülef! dedi. Ben: Evet, Allah emiri İslah etsin, dedim. O şöyle demeye başladı: ''Ailemize bildir ve gizleme Boğucu berzahta başımıza gelenleri. Yaptığımız her şeyi bizden sordular Artık, yalnızlığıma, başıma gelenlere acıyın.

 

Sonra anladın mı? dedi. Ben: Evet, dedim. Sonra yine şöyle devam etti: Eğer öldüğümüz gibi bırakılsaydık Ölüm her caniının istirahati olurdu. Fakat ölüm içinde dirildik Artık her şey, bizden, soruluyor. dedi, ayrıldı. Ben de uyandım.

 

 

84- El-Asme'den, o da babasından rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Rüyamda Haccac'ı gördüm. ''Allah sana ne yaptı?'' dedim. O dedi ki: ''Öldürdüğüm her insana karşı ayrı ayrı olarak beni öldürdü.'' Bir sene sonra yine onu gördüm. ''Allah sana ne yaptı?'' dedim. Dedi ki î Geçen sene bunu benden sormamış nuydın?''

 

85- Ömer bin Abdülaziz'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyam'da, yere atılmış bir laşe gördüm, ''Nedir bu?'' dedim. Dediler ki; ''Ondan sorarsan sana cevap verir. ''Ben ayağımla onu dürttüm. Başını kaldırdı, gözlerini açtı. Ben; ''Kimsin sen?'' dedim. O: ''Ben, Haccac'ım, Allah'ın huzuruna vardım. Onu şedidü'l-azap olarak gördüm. Her bir insan öldürüşüme karşı beni ayrı ayrı olarak öldürdü.. İşte ben Allah'ın huzurunda duruyorum. Muvahhidlerin Rablerinden beklediklerini bekliyorum... Ya Cennete veya Cehenneme...'' dedi.

 

86- Eş'as'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Haccac'ı rüyamda kötü bir durumda gördüm. ''Rabbin sana ne yaptı? dedim. O dedi ki: Yaptığım her katle karşı Allah beni tekrar tekrar katletti. Ben: Sonra ne oldu? dedim. O: La ilahe illallah ehlinin ümit ettiğini ümit ediyorum.

 

87- Ebu'l-Hüseyin'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyamda gördüm, sanki geniş bir yere girmişim. Orada tahta üstünde oturan bir adam vardı. Onun önünde de bir adam kızartılıyordu. Ben: Bu oturan kimdir, dedim. Denildi ki: O Yezid en-Nahvidir. Bu da Emeviler'e karşı gelen Ebu Müslim el-Horasani'dir. Onun önünde kızartılıyor. Ben: İbrahim es-Saiğin durumu nasıldır, dedim. Öradaki adam dedi ki:  O Allah'a kavuşanlar içinde, ala-yı illiyindedir. Ebü'l-Hüseyin dedi ki: Bana rüyamda dediler ki: Horasan nahiyesinde de bir adam bu gördüğün rüyanın aynısını görmüştür. Sonra uyanıp rüyamı anlattığımda millet gelip diyorlardı ki, çeşitli adamlar, bu rüyayı Belh'te  Semerkant'te, Curcanda, Horasan tarafında görmüşlerdir.

 

88- Ahmed bin Abdurrahman el-Muabbiri'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Salih bin Abdul kuddüs'ü rüyamda gördüm; gülüyordu. Yüzünde müjde okunuyordu. Ben: Rabbin sana ne yaptı? İtham edildiğin dinsizlikten nasıl kurtuldun? dedim. O dedi ki: Ben, ondan hiç bir şey gizli kalmayan'ın huzuruna gittim. Rahmetiyle beni karşıladı ve bana: ''Sen ittiham edildiğin şeylerden berisin, dedi.

 

89- Ebu Yezid Tayfur el-Bistamî'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ali bin Ebi Talib'i rüyada gördüm.  Ya Emire'l-müminin bana faide verecek bir söz öğret, dedim. dedi ki: ''Zenginlerin, fakirlere Allah rızası için yaptığı tevazu ne kadar güzeldir''. Başka ne daha güzeldir, dedim. ''Ondan daha güzel, fakirlerin Allah'ın onlara va'dettiğine güvenerek, zenginlere karşı izzeti nefislerini korumalarıdır.'' Ben: Başka daha ne var? dedim. ''Ondan daha güzel şudur; dedi. Elini açtı. Baktım eli içinde altın suyu ile şöyle yazılmıştır: ölü idin canlı oldun yakında yine öleceksin beka aleminde bir ev yap fena aleminde bir ev yık

 

90- Mekke'li birisinden rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyada Saîd bin Salim el-Kaddah'ı gördüm. Bu kabristanda yatanların en üstünü kimdir, dedim. O; Bu kabrin sahibi, dedi. Ben: Ne ile sizden üstün oldu, dedim. O; Musibete uğradı, sabretti, dedi. Ben: Fudayl bin İyad ne yaptı? dedim. O: O nerede biz nerde? Ona öyle bir kaftan giydirildi ki, dünya ve içindekiler onun pahasında olamaz.

 

91- Ebu'l-Ferec Gays bin Ali'den, rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyamda, Ebul-Hasan el-Akuli el-Makarri'yi iyi bir halde gördüm. Durumunu sordum: ''İyiyim,'' dedi. Ölmedin mi, dedim. Evet, dedi. Ölümü nasıl buldun, dedim. Güzel veya iyi, dedi. Ve müjdeli idi. Ben: Mağfiret edilip Cennete girdin mi, dedim. Evet, dedi. Hangi amel daha yararlıdır, dedim. Burada istiğfar'dan daha yararlı hiçbir şey yoktur, çok İstiğfar et, dedi.

 

92- Hasan bin Yunus el-Harrani'den rivayet edildiğine göre şöylö demiştir: EI-Emir Hacur'u rüyada gördüm. Allah sana ne yaptı, dedim. Bana mağfiret etti, dedi. Ne ile, dedim. Müslümanların ve hacıların yolunu koruduğum için, dedi.

 

83- Ebu Nasr bin Makula'dan; şöyle demiştir: Rüyada gördüm, sanki, Ebu'I-Hasan Darekutni'nin ahiretteki halini soruyordum. Bana cevaben dediler ki: O, cennette ''İmam'' diye çağırılıyor;

 

84- Ebu Nasr Halef el-Vezzan'dan; şöyle demiştir: Yusuf bin Hüseyin er-Razi rüyada bana göründü. Allah sana ne yaptı, dedim. O: Allah beni mağfiret ve rahmet etti. Ben: Ne ile, dedim. O: Ölüm anında söylediğim bazı sözlerle, O zaman deki: Ya Rabb insanlara nasihat ettim, ve kendim yapmadım. Kusurumu, nasihatime bağışla..

 

85- Abdullah bin Salih'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ebu Nüvas, rüyada nimet ve refah içinde olduğu görünmüş. Allah sana ne yaptı, denilmiş: O demiş ki: Rabbim beni mağfiret etti ve bu nimetleri bana verdi. Ona: Neye karşı, halbuki sen karıştırıcı birisi idin, denilmiş. O demiş ki: Salihler'den biri, bir gece kabristana geldi, cübbesini sardı, iki rek'at namaz kıldı. O iki rekat içinde bin sefer ''Kul Huvellah'' okudu. Sevabını kabristandakilere bağışladı. Cenab-ı Hakk, burada yatan bütün ölüleri mağfiret etti. Ben de o mağfiret edilenlerin içine girmiş oldum.

 

86- Muhammed bin Nafi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ben uyku ile uyanıklık arasında Ebu Nuvasi gördüm. ''Ebu Nuvas mısın?'' dedim. O: Şimdi rütbe ve künye ile çağırma zamanı değildir, dedi. Ben: Hasan bin Hani mi, dedim. O: Evet, dedi. Ben: Rabbin sana ne yaptı, dedim. Yastığım altında kalan, söylediğim bazı beyitler sebebiyle beni mağfiret etti, dedi. Ben, ailesine gittim. Yastığı kaldırdılar, baktım bir kağıt parçası içinde şu beyitler yazılı:

 

Ya Rab günahlarım büyüktür Fakat afvın ondan daha büyüktür Eğer yalnız iyiler senden isteyebiliyorlarsa Mücrimler nereye sığınacak, nasıl korunacak Ya Rabb emrettiğin gibi sana yalvarıyorum. Elimi geri çevirirsen, kim rahmet edecek Ricadan ve affından başka vesilem yok Bir de müslüman olduğumu biliyorum;

 

 

87- Ebu Bekir el-Isbehani'den rivayet edildiğine göre şöyle demişti] Ebu Nüvas, rüyada görünmüş. Rabbin sana ne yaptı, denilmiş. O demiş ki: Nergis çiçeği hakkında söylediğim bazı beyitlerle af edildim îşte şunlardır:

 

Yerin bitkisine bak ve düşün

İlahi sanatın eserlerini incele

 

Gümüş akı içinde altın göz bebekleri Allah birliğinin şahitleri

Muhammed, insan ve cine gönderilen Allah'ın peygamberi.

 

 

88- Abdullah bin Muhammed el-Mervizi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: El-Hafiz Yakub bin Süfyan'ı rüyada gördüm. Allah sana ne yaptı, dedim. O dedi ki: Beni mağfiret etti ve yerde hadis naklettiğim gibi gökte de hadis nakletmemi emretti. Ben dördüncü gökte, hadis naklettim. Melekler etrafımda toplandılar. Cebrail yazdır, dedi. Ben söyledim. Melekler de altın kalemlerle yazdılar.

 

89- Ebu Ubeyd bin Harbuye'den rivayet edildiğine göre; Bir adam, Sırrı es-Sakatî'nin cenazesinde hazır bulunmuş. Geceden bir miktar geçince onu rüyasında görmüş. ''Allah sana ne yaptı?'' demiş. O demiş ki: Beni ve benim cenazemde hazır bulunan ve namazımı kılanları da affetti. Adamı: Ben de senin cenazende hazır bulunup namazını kılanlardanın. demiş. O bir sahife çıkartmış, bakmış onun ismi içinde yok. Adam: Hayır ben de hazır bulundum, demiş. O bir daha bakmış ki ismi, sahifenin kenarında yazılıdır.

 

90- Ebu'l-Kasım, Sabit bin Ahmed bin Hüseyin el-Bağdadi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ebu'I-Kasım, Sa'd bin Muhammed ez-Zencani'yi rüyada gördüm. Tekrarla bana dedi ki: Allah, hadisçilerin oturduğu her sohbete karşı cennette onlara bir ev bina eder.

 

91- Muhammed bin Müslim bin Dare'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Rüyada Ebu Zur'ayı gördüm. Durumun nasıldır? dedim. O dedi ki: Her halükarda Allah'a hamdediyorum. Allah'ın huzuruna götürüldüm. Önünde durdum. Bana dedi ki: Neden kullarım hakkında konuştun. Ben: Ya Rabbi onlar dininden çıkmaya kalkıştılar, dedim. O: Doğru söyledin, dedi.

 

Sonra Tahir el-Halkani getirildi. Ben onu Rabbime şikayet ettim. Ona yüz kırbaç vurdu ve hapis edilmesini emretti. Sonra Ubeydullah'ı (Ebu Zar'ayı) arkadaşları; Süfyan-i Sevri, Malik bin Enes ve Ahmed bin Hanbel'e kavuşturun,'' diye buyurdu.

 

 

92- Hafs bin Abdullah'dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Ebu Zur'ayı, dünyanın göğünde meleklere namaz kıldırırken gördüm. Ne ile bu mertebeye kavuştun, dedim. O dedi ki: Elimle bin hadis yazdım. Her birisini peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e nisbet ettirirken salavat getirdim. Çünkü Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki; ''Kim, bana bir salavat getirse Allah ona karşılık, ona, on salavat indirir.

 

93- Yezid bin Muhalled et-Tarsusi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ölümünden sonra Ebu Zur'ayı rüyada gördüm. Dünya göğünde ak bir elbise içinde üzerlerinde ak elbiseler olan bir cemaate namaz kıldırıyordu. Onlar namazda ellerini kaldırıyorlardı. Ben: Ya Eba Zür'a kimdir bunlar? dedim. O: Meleklerdir, dedi. Ben: Ne ile bu makamı kazandın, dedim. Namazda elleri kaldırmakla, dedi. Ben: Cehmiye fırkası, Rey şehrinde arkadaşlarımıza eziyet ettiler. dedim. O: Sus! Ahmed bin Hanbel, yukarıda onların sularını kesti.

 

94- Ebu'l-Abbas el-Muradi'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Ebu Zur'a'yı rüyada gördüm. Rabbin sana ne yaptı, dedim. O dedi ki:  Rabbimin huzuruna çıktım. Bana ''Ya Eba ZÜr'a! Ben,! çocuğu getirir Cennete götürülmesini emrettiğim halde, senelerce ibadet üzere devam edeni Cennete gitmesini istemesem hiç olur mu? İstediğin gibi Cennette yerleş!'' dedi.

 

95- İbn-i, Sadaka bin Yezid'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Trablus civarında yüksek bir yerde üç kabir gördüm, baktım nirisinin üstünde şöyle yazılıdır: Ölümün birden bire başına geleceğini Mal ve mülkünü şan ve şerefini Yok edip onu kabre koyacağını Düşünen hiç hayattan lezzet alır mı? İkinci kabrin üstünde de şu yazılı îdi: Yaratıkların mabudu kendisini Sorgu ve imtihana çekeceğini İntikamını hızla ondan alacağını Ve yaptığı hayrın mükafatını göreceğini Bilen bu hayattan hiç lezzet alır mı? Üçüncü kabrin başında da: Yeri insanda gençlik bırakmayan Bir cesede dönüşeceğini, parlaklığından sonra yüzün Güzelliğinin gideceğini Vücut ve mafsallarının Hızla dağılacağını Bilen bu hayattan hiç lezzet alır mı?

 

Ben oraya yakın bir köye indim. Orada bulunan yaşlı bir adama acayip bîr şey gördüğümü anlattım. Bana: Ne idi o? dedi. Ben: O kabirler, dedim. O dedi ki: Sahiplerinin hikayesi, onlardan daha acayiptir. Ben: Anlat bana, dedim. O dedi ki: O kabirlerin içindekiler, üç kardeş idiler. Biri sultan'ın arkadaşı, asker ve şehirlerin emiriydi. Diğeri de zengin, hatırı sayılır bir tüccardı. Öbürü de, ibadet için kenara çekilmiş bir zahid idi.

 

Zahid olan ölüm döşeğine düştü. Sultanın arkadaşı olan kardeşi (ki, Abdülmelik bin Mervan onu memleketine vali tayin etmişti.) Ve tüccar olan diğer kardeşi onun yanına geldiler ki Ona: Bir vasiyetin var mı, dediler. O dedi ki: Ne vasiyetim olacak. Ne malım var, ne borcum, ne de dünyada bir meselem var. Fakat sizden bir söz alacağım. Sakın o sözünüzden çıkmayın. Öldüğüm zaman beni yüksek bir yerde defnedin. Ve mezartaşımda şunu yazın

 

Yaratıkların mabudu kendisini Sorgu ve imtihana çekeceğini İntikamını hızla ondan alacağını Ve yaptığı hayrın mükafatını göreceğini Bilen, bu hayattan hiç lezzet alır mı?

 

Sonra üç gün kabrimi ziyaret edin. Belki öğüt alırsınız. O iki kardeşi, onun vasiyetini aynen yerine getirdiler. Üçüncü gün Emir olan kardeşi kabre geldi. Ayrılmak istediğinde, kabirden sanki bir duvar yıkılışının sesini işitti. Dehşet ve korku içinde kaldı. Titreyerek ayrıldı. Gece olunca kardeşini rüyada gördü. Ey kardeş! Kabrinden işittiğim ses ne idi? diye sordu. Kardeşi dedi ki: O, demir sütundu. Bana dediler ki: ''Bir mazlumu gördün ona yardım etmedin!''.

 

Sabahleyin Emir uyandığında, tüccar kardeşini ve akrabalarını çağırdı. Dedi ki: Şahid olun! Ben içinizde yaşamayacağım. Böylece amirliği bıraktı. İbadete koyuldu. Hep çöllerde dağ ve vadilerde yaşamaya başladı. O da ölüm döşeğine düştü. Tüccar olan kardeşi yanına geldi ve dedi ki: Ey kardeş bir vasiyetin yok mu? O: Ne vasiyetim olacak? Ne malım var, ne borcum. Fakat Öldüğümde beni kardeşimin kabrinin yanında defnet. Ve mezar taşımda şunu yazın: Ölümün birden bire başına geleceğini Mal ve mülkünü şan ve şerefini Yok edip onu kabre koyacağını Düşünen hiç hayattan lezzet alır mı? Sonra üç gün kabrimi kolla.

 

Öldüğü zaman kardeşi vasiyetini yerine getirdi. Üçüncü gün gelip, ayrılmak istediğinde, kabirden bir düşme sesini işitti. Nerdeyse aklını kaçıracaktı. Korku içinde döndü. Geceleyin kardeşini rüyada gördü. Nasılsın, dedi.  O: ''Çok iyiyim.'' Tövbe ne güzel iyilikleri toplar'' dedi. Kardeşimiz nasıldır, dedi. Büyük imamlarla beraberdir. Yanınızda halimiz ne olacak? Kim ne takdim ederse (önceden bir şey gönderirse karşılığını) bulur! Fakirleşmeden önce malına sahip çık.

 

Sonra üçüncü kardeş de dünyayı bırakmaya başladı. Malını dağıtti. Allah'a ibadete yöneldi. Eğitim içinde büyüyen bir çocuğu oldu. Nihayet babası da amcaları gibi ölüme geldi, ''Babacığım bir va|siyetin yok mu?'' dedi. O ''Oğlum, malım yok ki vasiyet edeyim. Fakat senden bir söz almak istiyorum. Öldüğümde beni amcalarınla beraber defnet. Ve kabrime şunu yaz:

 

Yeri, insanda gençlik bırakmayan Bir cesede dönüşeceğini Parlaklığından sonra yüzün Güzelliğinin gideceğini Vücut ve mafsalların hızla dağılacağını Bilen bu hayattan hiç lezzet alır mı? Sonra üç gün kabrime gel.

 

Genç oğul babasının vasiyetini ye|rine getirdi. Üçüncü gün kabirden onu korkutan bir ses işitti. Üzüntü içinde ayrıldı. Geceleyin, babasını rüyasında gördü. Babası ona dedi ki: Oğlum yakmda sen de yanımıza geleceksin. İş ciddidir. Hazırlan, yükün ağırdır. Yolun uzundur. Ondan ayrılacağın diyardan himmetini geri çevir. Ebedi kalacağın diyara yönel. Düşün, anla. Tul-i emelle aldanıp ahiretine çalışmayanlara uyma. Onlar, ahiretlerinin işlerini bıraktılar. Ölümde, ömürlerini zayi ettiklerine pişman oldular. Ölümde ne teessüf ne de pişmanlık fayda vermez. Oğlum, acele et, acele et, acele et!''

 

Sonra o ihtiyar köylü bana dedi ki: O gencin rüyayı gördüğü gecenin sabahında yanına gittim. Durumu bana anlattı. Ve dedi ki; Babamın bana söylediği, ecelimin yaklaşmasından başka bir şey değildir. Sanırım ancak üç gün veya üç ay daha yaşarım. Çünkü bana üç sefer acele et, dedi. Üçüncü gün ailesini akrabalarını çağırdı. Onlarla vedalaştı. Kıbleye yönelip şehadet getirdi ve o gece vefat etti.

 

BİR SONRAKİ KONU İLE DEVAM İÇİN AŞAĞIDAKİ İSİM’E TIKLA

 

ÖLÜLER DİRİLERİN SÖVMESİNDEN EZİYET GÖRÜRLER