KABİR ALEMİ es-Suyuti |
RUHU GÜZEL MAKAM'DAN
ALIKOYAN ŞEY
1- Tirmizi, ibn-i Mace,
Beyhaki, Ebu Hureyre (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre Resulullah (s.a.v.)
şöyle buyurmuştur: ''Mümin, ödeninceye kadar borcuna bağlıdır.''
''alimler, ''bağlıdır''
sözünden kasıt güzel makamından alıkonulur demektir'' demişler.
2- Taberani, Enes
(r.a.)'dan şöyle dedigini rivayet etmiştir: Resulullah (s.a.v.)'in yanına bir
adam getirildi. Üzerine namaz kılacaktı. ''Arkadaşınızın üzerinde borç var
mıdır?'' diye sordu. Sahabenin biri ''Evet'' dedi. Bunun üzerine: ''Ruhu
kabrinde rehin edilip göğe çıkamayan bir adama dua etmem yarar sağlamaz. Eğer
biriniz, onun borcuna kefalet ederse, kalkar namazını kılarım. O zaman
muhakkak, namazım ona fayda verir.''
3- Taberani ''Evsat''da ve Beyhaki ve îsbehani Tergibde
Semure bin Cündüp (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre: Resulullah (s.a.v.)
namazını kıldıktan sonra: ''Burada filan kabileden kimse var mı?'' Ölünüz
borcundan dolayı Cennet kapısının berisinde yakalanmış. İsterseniz borcunu
ödeyin, isterseniz Allah'ın azabına teslim edin'' diye buyurdu.
4- îmam Ahmed, Beyhaki,
Cabir (r.a.)'dan şunu rivayet etmiştir: ''Adamın biri öldü. İki dinar borcu
vardı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) namazını kılmadı. Ancak, Ebu Katade (r.a.)
ölünün borcunu yüklendikten sonra, peygamber (s.a.v.) namazını kıldı. Bu
olaydan bir gün sonra, Ebu Katade'ye o iki dinarı ne yaptığım sordu. Ebu Katade
''Adam daha dün öldü, acelesi yok'' dedi. Üçüncü günü Ebu Katade
Peygamberimizin yanına gelip ''ödedim'' dedi. Peygamber (s.a.v.) ''İşte şimdi,
vücudu serinledi (ateşte yanmaktan kurtuldu)'' diye buyurdu.
5- Bezzar, Taberani,
îbn-i Abbas (r.a.)'dan rivayet ettiklerine göre şöyle demiştir: Resulullah
(s.a.v.) bir gün, öğle namazını kıldıktan sonra ''Burada Hüzeyl kabilesinden
bir adam defnedilmiştir; borcundan dolayı cennet kapısının berisinde
yakalandı'' diye buyurdu.
6- İmam Ahmed, Saîd b.
Atval'den şöyle rivayet etmiştir: Babamız öldü. Arkada üç yüz dinar para ile
borç ve çoluk çocuk bıraktı. Onun çocuklarına yardım etmek istedim. Fakat
Resulullah (s.a.v.): ''Yardım yerine borcunu öde. Çünkü o, borcundan dolayı
(kabrinde) hapsolunmuştur'' diye
buyurdu.
7- Taberani Evsat''da
Bera b. A'zib (r.a.)'dan rivayet ettiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle
buyurmuştur: Borç sahibi, borcuyla esirdir. Yalnızlıktan ötürü halini Allah'a
şikayet eder.
8- îbn-i Ebi Dünya,
''Öldükten Sonra Yaşayanlar'' kitabında Şeyban bin Hasan'dan rivayet ettiğine
göre şöyle demiştir: Babam ve Abdülvahid bin Zeyd savaşa çıktılar. Geniş derin
bir kuyuya saldırdılar. Baktılar ki ''Him Him'' diye bir ses geliyor. Biri
kuyuya girdi. Baktı ki bir adam su üzerinde bir tahtada oturmuş, Ona; ''Cin
misin, însan mısın'' diye sordu. Adam; ''İnsan'im ben'' dedi. Neci'sin, deyince.
Antakyalı birisiyim, öldüm, Rabbim borcumdan dolayı beni burda hapsetti.
Antakya'da kalan babam da ne beni hatırlıyor, ne de borcumu ödüyor, dedi. Bunun
üzerine kuyudaki adam çıktı. Diğer arkadaşına ''Haydi savaşa, savaşa gidelim.
Ta ki, gidip borcunu ödeyelim.'' Gittiler o borcunu ödediler. Sonra tekrar o
çukurun yanına döndüler. Baktılar ki ne çukur var, ne de herhangi bir şey..
Akşamleyin orada yattılar. Adam onların rüyalarına geldi. ''Allah benden taraf
hayrınızı versin. Borcumu ödediğinizden sonra, Rabbim beni Cennetteki falan
yere götürdü,'' dedi.
BİR SONRAKİ KONU İLE
DEVAM İÇİN AŞAĞIDAKİ İSİM’E TIKLA