Müsned-i

HARİS

RÜYA TABİRİ

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

RÜYA TABİRİ

 

********************

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Gördüğü Rüyalar

********************

 

729- Semure bin Cündüb'ün şöyle dediği rivayet edilmiştir: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına sık sık: "İçinizden rüya gören var mı?" diye sorardı. Biz de Allah'ın takdir ettiği kadar ona anlatırdık. Bir sabah bize şöyle buyurdu: "Bu gece bana bir veya iki kişi geldi. -Buradaki şüphe, ravı Hevze'ye aittir.- Beni beraberlerinde götürmek isteyip, bana: "Devam et, yürü!" dediler. Ben de onlarla beraber gittim. Uzanmışbir adamın yanına vardık. Onun da başucunda elinde taş olan bir adam durmuştu. Taşı uyuyan adamın kafasına atıyor, adamın başı yarılıyordu. Taş sağa-sola yuvarlanıyor, adam da taşın peşinden gidiyordu. Taşı alıp geri gelinceye kadar uzanmış adamın kafası eski haline dönüyordu. Taşı getiren adam da tekrar uzanan adamın yanına geliyor ve ilkinde yaptığının aynısını yapıyordu. Yanımdakilere: "Sübhanallah! Bu da ne?" diye sorduğumda, bana: "Devam et, yürü!" dediler. Ben de yürümeye devam ettim.

 

Sonra sırt üstü uzanmış olan bir adamın yanına geldik. Yanında demirden kanca ile bekleyen başka biri daha vardı. Elinde kanca olan adam bununla uzanmış adamın yanağını ensesine kadar parçalıyordu. Sonra burnundan başlayıp ensesine kadar, sonra da gözünden başlayıp ensesine kadar etini parçalıyordu. Sonra yüzünün öbür tarafına yöneliyor ve o tarafa da bir öncekinin aynısını yapıyordu. Yvzünün bir tarafını öyle parçalayıncaya kadar öbür taraf iyileşip eski haline geliyordu. Elinde kancası olan adam tekrar yeni baştan ilk yaptığı gibi parçalamaya başlıyordu. Yanımdakilere: "Sübhanallah! Bu da ne?" diye sorduğumda, bana: "Devam et, yürü!" dediler.

 

Yolumuza devam ettik ve tandır gibi bir yere vardık. İçinden bağrışma ve çağrışma sesleri işittik. Tandırın içine baktığımızda çıplak erkek ve kadınların olduğunu gördük. Altlarından alevler geliyordu. Her alev geldiğinde de bağrışıyorlardı. Yanımdakilere: "Bunlar kim?" diye sorduğumda bana: "Devam et, yürü!" dediler.

 

Yola devam edip bir ırmağın kenarına geldik. Kan gibi kırmızı bir suyu vardı. İçinde de bir adam yüzüyordu. lrmağın kenarında da yanında taş yığını olan bir adam vardı. lrmaktaki adam yüzüp yüzüp onun yanına geliyor ve ağzını açıyordu. Kenardaki adam da yüzen adamın ağzına bir taş koyup yutturuyordu. Sonra adam tekrar yüzmeye devam ediyordu. Yüzdükten sonra yine kenara gelip ağzını açıyor, kenardaki adam da onun ağzına taş koyuyordu. Yanımdakilere: "Bu da ne?" diye sordum. Bana yine: "Devam et, yürü!" dediler.

 

Yola devam ettik ve hiç böylesini göremeyeceğim kadar çirkin bir adamla karşılaştık. Yanında bir ateş vardı. Hem ateşi körüklüyor, hem de etrafında dönüyordu. Yanımdakilere: "Bu ne yapıyor?" diye sordum, ancak yine bana: "Yürü, yürü!" dediler. Yola devam ettik. Bol bitkili bir bahçeye vardık. Bahçede baharın her renginden bir renk mevcuttu. Önünde de uzun boylu bir adam vardı. O kadar uzundu ki, göğe kadar uzanan başını çok zor görebiliyordum. Adamın etrafında da daha önce hiç bu kadar kalabalığını görmediğim çocuklar vardı. Yanımdakilere:

 

"Bu adam ve bu çocuklar kim?" diye sordum. Bana: "Devam et, yürü!" dediler.

Yola devam edip daha önce bu kadar büyüğünü ve güzelini göremediğim bir ağaca ulaştık. Yanımdakiler bana: "Ağaca tırman!" dediler. Ağaca tırmandığımızda altından ve gümüşten tuğlalarla inşa edilmiş bir şehre vardık. Şehrin kapısına gelip kapıyı açmalarını istedik. Kapı açıldı ve içeriye girdik. Bizi orada öyle adamlar karşıladı ki, vücutlarının yarısı görebileceğin en güzel bir yapıda iken, diğer yarısı da görebileceğin en çirkin bir yapıdaydı. Yanımdakiler, o adamlara:

 

"Gidin ve oradaki ırmağa girip yıkanın!" dediler. Irmağa baktığımda küçük ama çok geniş ve beyaz olduğunu gördüm. Adamlar gidip ırmağa daldılar, sonra da yanımıza geldiler. Yıkandıktan sonra bedenlerindeki o çirkin görünüşleri de gitmiş ve en güzel bir surete bürünmüşlerdi.

 

Yanımdakiler bana: "İşte burası Adn cennetidir, evin de işte oradakidir" dediler. Yukarılara doğru baktığımda beyaz bulutu andıran bir köşk gördüm. Yanımdakiler bana: "İşte evin orası!" dediler. Onlara: "Allah sizlere bereketler ihsan etsin! Bana izin verin de içine gireyim" dedim, fakat: "Şimdi değil, ancak ileride oraya gireceksin!" karşılığını verdiler.

 

Onlara: "Gece boyu pek şaşırtıcı şeylerle karşılaştım. O gördüklerim neydi?" diye sorduğumda şöyle karşılık verdiler: "Sana onları anlatalım: İlk gördüğün ve başı taşla yarılan adam, Kur'an'ı öğreniyor' (ancak onunla amel etmiyordu) ve kılması gereken farz namazını kılmayıp uyuyordu. Yanakları, burnu ve gözleri ensesine kadar yırtılan adama gelince, o adam sabahtan öyle bir yalan ortaya atıyordu ki, bu yalanı dört bir tarafa yayılıyordu. Tandır gibi bir yerde bulunan çıplak erkek ve kadınlar ise zina eden erkek ve kadınlardı. Irmakta yüzen ve ikide bir ağzına taş konulan adam da faiz yiyen kişidir. Ateşin yanında olan ve ateşi harlayıp etrafında dönen çirkin adam ise cehennem zebanilerinden olan Malik'ti. Bahçenin önünde bulunan uzun boylu adam ise İbrahim peygamberdi. Etrafında olan çocuklar da fıtrat üzerine ölen çocuklardı."

Bazı müslümanlar: "Ey Allah'ın Rasulü! Peki, müşriklerin çocukları da içlerinde mi?" diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Onlar da içlerinde" buyurdu ve şöyle devam etti: "Yarı güzel, yarı çirkin olan adamlar ise hem kötü, hem de iyi amellerde bulunan ancak Allah'ın sonradan affettiği bir topluluktu."

 

 

 

********************

Rüyada Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Görmek

********************

 

730- İbn Huzeyme'nin amcasından rivayet ettiğine göre Huzeyme, uyuyan kimsenin gördüğü gibi rüyasında Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alnına secde ettiğini gördü. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun için yere uzandı ve: "Rüyanı gerçekleştir!" buyurdu. O da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) alnına secde etti.

 

 

 

********************

Başının Kesildiğini Gören Kimse

********************

 

731- Ebu Miclez'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: Bir adam, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek: "Rüyamda başımın kesildiğini ve kesilen başıma baktığımı gördüm" dedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güldü ve sonra: "Eğer başın kesildiyse hangi gözle ona bakıyordun?" buyurdu. Bu olayın üzerinden çok geçmeden Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat etti. Bunun üzerine insanlar rüyasında adamın başının kesilmesini Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ölümüne ve ve kesilen başına bakmasını da onun sünnetine tabi olmasına yordular."

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

KADER