Hişam Bin El-Hakem
EBu MUHAMMED: Sonra Hişam b. el-Hakem'e (Ö. 148/765) geliyoruz.
Onun da aşın bir rafızî olduğunu görüyoruz.
Hişam, Allah'ın kenarı ve hududu (sınırı) olduğunu (boyunun) şu
kadar karış olduğunu ve buna benzer, Kelamcılara aşikar olan anlatılması güç
pekçok şeyler söylemiştir.
Sünnet mezhebi mensuplarından (seleften) daha şiddetli bir cebr
anlayışına sahib idi.
Birisi ona: "Zannediyor musun ki Allah, re'feti, rahmeti,
hikmeti ve adaletiyle beraber, bizi emirleriyle mükellef kılsın da sonra bizim
onu yapmamıza mani olsun ve sonra da bunu yapmadığımızdan dolayı bize azab
etsin?" demiş, o da cevaben: "-Vallahi- şüphesiz Allah böyle yaptı.
Lakin biz bunu söyleyemiyoruz," demiştir.
Bir adam ona: "Ey Eba Muhammed, Ali'nin Fedek arazisi
hakkında Ebu Bekre gidip Abbas'ı (r.a.) dava ettiğini biliyor musun? dedi. O
da, evet dedi. Adam tekrar: "Hangisi zalim idi?" deyince, İkisi de
zalim değildi." dedi. Bunun üzerine adam: "Subhanallah... Bu nasıl
olur?" dedi.'O da: "Bu ikisi (Ali ve Abbas), Davud' a (A.S.) .gidip
davacı olan iki hasım melek gibidir. Bu meleklerinin ikisi de zalim değil idi.
Bunlar ancak, Davud'a (A.S.) hatasını ve zulmünü haber vermek istediler, Ali
ile Abbas da Ebu Bekr'e hatasını bildirmek istediler" dedi.
Kelamcıların onun hatası olarak kabul ettikleri sözlerinden biri
de: "Allah çakıl taşını -ağırlığı, genişli ği, uzunluğu ve derinliği ile-
bir dağ haline çevirebilir. Yerde bir parmak yer kaplarken, onu yerde bir
fersah yer kaplar hale getirebilir. Bunu da (dağın) cisim ve arazlarından
(sıfatlarından) eksiltip arttırmaksızın, yapabilir." sözüdür.
BİR SONRAKİ İÇİN TIKLA: