BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kur'an'ın Allah'ın Kelamı Olduğu ve Mahluk Olmadığına Dair Sahabe, Tabiun ve İslam Alimlerinden Yapılan Rivayetler

 

510- Niyar b. Mukrem der ki: Hz. Ebü Bekr, Mekke halkından bazılarıyla, Rumların Persleri yeneceğine dair tartışmaya girdi. Rumlar Persleri yenip te bununla ilgili ayeti okuyunca onlar: "Bu sözler senin mi yoksa arkadaşının sözleri mi?" diye sordular. Hz. Ebü Bekr: "Ne benim, ne de arkadaşımın sözü değil, yüce Allah'ın sözüdür" cevabını verdi.

 

Muhammed b. Yahya ez-Züheli, Sureyc b. en-Nu'man'dan rivayette bulunarak buna mutabaat etmiştir. Ancak farklı olarak şu ibare geçmektedir: "Mekke müşriklerinin liderleri şöyle dediler: "Ey İbn Ebi Kuhafe! Bu, arkadaşının getirdiği şeylerden mi?" diye sorunca, Hz. Ebü Bekr: "Hayır, yüce Allah'ın kelamıdır" cevabını verdi. Bu hadisin senedi sahihtir.  [-] Hasendir. Tirmizi (3194).

 

 

 

511- Zühri der ki: Sa'id b. el-Müseyyeb, Urve b. ez-Zübeyr, Alkame b. Vakkas ve Ubeydullah b. Abdillah b. Utbe'nin bana bildirdiğine göre iftira edenler, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hanımı Hz. Aişe hakkında diyeceklerini dedikleri zaman, Allah Hz. Aişe'yi temize çıkarmıştı. -Bu ravilerin hepsi de bu olaydan bir kısımda olsa bir şeyler anlattılar. Bunların bazıları olayı diğerlerinden daha iyi biliyordu. Bu kişilerin rivayeti daha da sağlam idi. Bu ravilerin Hz. Aişe hakkında anlattıklarını kavradım. Ravilerin anlattıkları birbirini doğruluyordu. Hz. Aişe'nin şöyle anlattığını aktardılar: -Uzun İfk hadisi ile devam etmektedirBu hadis içinde şöyle geçmektedir:

 

Vallahi, o an Allah'ın suçsuz olduğumu ve beni temize çıkaracağını biliyordum. Fakat vallahi, ben, Allah'ın benim hakkımda okunacak vahiy indireceğini zannetmiyordum. Bana göre benim durumum Allah'ın konuşturacağı kişiden daha aşağı idi. Fakat Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) suçsuz olduğumu rüyasında görmesini istiyordum. Vallahi, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerinden kalkmamıştı ve ev halkından da kimse evden dışarı çıkmamıştı ki O'na (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vahiy geldi. Vahiy zamanında Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bastıran ağırlık üstüne geldi. Gelen vahyin ağırlığından dolayı, kış mevsiminde olmamıza rağmen Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) teri inci taneleri gibi dökülmeye başladı. Vahiy bitip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rahatladığı zaman gülümsemeye başladı ve ilk sözü: "Ey Aişe! Sana müjdeler olsun. Allah seni suçsuz kıldı" oldu.

 

O zaman annem bana: "Kalk ve ona git" dedi. Ben de: ''Vallahi ona gitmeyeceğim. Ben ancak beratımı / suçsuzluğumu indiren Allah'a hamd edeceğim" dedim. Bunun üzerine yüce Allah: "(Peygamber'in eşi hakkında) o yalanı uyduranlar içinizden bir güruhtur. Bunu kendiniz için kötü sanmayın, o sizin için hayırlı olmuştur. O kimselerden her birine kazandığı günah karşılığı ceza vardır; içlerinden elebaşılık yapana ise büyük azap vardır" ayeti dahil olmak üzere on ayet indirdi.   [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

 

512- Amir b. Şehr der ki: Necaşi'nin yanında otururken oğlu İncil'den bir ayet okudu. Gülmeye başladım. Necaşi: "Allah'ın kelamına mı gülüyorsun?" dedi.   [-] Senedi zayıf, hadis sahihtir. Ebu Davud (4736).

 

 

 

513- Ferve b. Nevfel der ki: Habbab b. el-Eret elimi tutarak: "Yapabildiğin kadar Yüce Allah'a yakınlaş. O'na yine O'nun kelamından (Kur'an'dan) kendisine daha sevgili olan bir şeyle yaklaşamazsın" dedi.  [-] Sahihtir.

 

 

 

514- Ferve b. Nevfel der ki: Habbab b. el-Eret ile Mescidden evine geldiğimde bana şöyle dedi: "Yapabildiğin kadar Yüce Allah'a yakınlaş. Bil ki Ona kelamından daha güzel bir şeyle yaklaşamazsın." Hadisin senedi sahihtir. 

 

[-] İsnadı sahihtir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (10/510, 511), Ahmed, Zühd (35) ve Hakim, Müstedrek (2/441).

 

 

 

515- Abdurrahman b. Abis der ki: Bazılarının bana bildirdiğine göre Abdullah b. Mes'üd hutbesinde şöyle derdi: "Sözlerin en doğrusu, Allah'ın Kitab'ıdır.." -Hadis uzunca devam ediyor-   [-] 2 Senedinde meçhuller var, ancak başka yolla sahihtir. Ebu Nuaym, Hilye (1/138-139).

 

 

 

516- Abdullah (b. Mes'üd) der ki: "Sözlerin en güzeli, Allah'ın kelamıdır. Hidayetin en güzeli Muhammed'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hidayetidir. "

 

 

 

517- Abdullah (b. Mes'üd) der ki: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır. Kur'an'a karşı yalan uyduran Allah'a karşı yalan uydurmuş olur." [-] Zayıf

 

 

 

518- İbn Abbas, ayette geçen "u. hiçbir eğriliği olmayan Arapça Kur'an''[Zümer 28] buyruğu hakkında: "Mahlük olmayan, manasındadır" dedi.

 

Üstad Ebü Osman der ki: Bu, Harmele b. Yahya tarafından Abdullah b. Vehb kanalıyla Muaviye b. Salih'ten de rivayet olunmuştur. Derim ki: Ebü Harun, İsmail b. Muhammed b. Yüsuf b. Yaküb el-Cebrinı eş-Şam!' dir ve Leys'in katibi Ebü Salih Abdullah b. Salih'ten rivayetleri olan biridir.   [-] Zayıf

 

 

 

519- İkrime der ki: İbn Abbas bir cenazeyi taşıdı ve onu mezarına koyunca bir adam: "Ey Kur'an'ın Rabbi olan Allahım! Onu bağışla" dedi. İbn Abbas adama: "Yavaş ol! Böyle şeyler söyleme. Kur'an, Allah'tan geldi ve Ona dönecektir" dedi.  [-] Zayıf

 

 

 

520- İkrime der ki: İbn Abbas bir cenazenin namazını kıldı ve cenaze kabre konulunca bir adam: "Ey Kur'an'ın Rabbi olan Allahım! Onu bağışla" dedi. İbn Abbas adama: "Yavaş ol! Böyle şeyler söyleme. Kur'an, Allah'tan geldi ve Ona dönecektir" başka bir lafızda ise: "Annen seni kaybetsin! Kur'an Allah'tandır" dedi.

 

Bu konuda Hz. Ömer, Osman ve Ali'den de rivayetler gelmiştir. [-] Zayıf

 

 

 

521- Ömer b. el-Hattab: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır" demiştir.  [-] Zayıf, Darimı, Sünen (2/441).

 

 

522- Hz. Ömer: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır" demiştir.  [-] Zayıf

 

 

523- Hz. Ömer: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır" demiştir. [-] Zayıf, Munkati'

 

 

 

524- Hasan der ki: Müminlerin emiri Osman b. Affan: "Şayet kalplerimiz temiz olsaydı Rabbimizin kelamına doymazdı. Mushafa bakmadığım bir günümün olmasından da hoşlanmam" dedi. Hz. Osman öldüğü zaman da çok okumaktan dolayı mushafı eskiyip yırtılmıştı.  [-] Zayıf, munkati'

 

 

 

525- Ferec b. Yezid el-Kelai der ki: Hz. Ali'ye: "Bir kafir ve münafığı hakem tayin ettin" denilince, Hz. Ali: "Ben hiçbir mahluku hakem tayin etmedim, sadece Kur'an'ı hakem tayin ettim" karşılığını verdi.

 

Hz. Ali ile ilgili olan bu hikaye, ilim ehli arasında yaygındır ve zannedersem hikaye asılsız değildir. Allah en doğrusunu bilir. Abdurrahman b. Ebi Hatim bu hadisi bu isnadla rivayet etmiştir.  [-] Zayıf

 

 

 

526- Enes b. Malik: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır. Allah'ın kelamı da mahluk değildir" demiştir. [-] Zayıf, İbn Adiy (1/409). 

 

Ebu Ahmed (b. Adiy) der ki: Bu hadis Enes'ten onun sözü olarak rivayet edilse bile münkerdir. Çünkü Sahabe, Kur'an hakkında ileri geri konuşmazlardı.

 

Derim ki: Burada kastedilen ne sahabe döneminde, ne de sonraki dönemde Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyen yoktu. Bu sebeple bu sözün söylenmesini gerektirecek bir durum da yoktur. Hz. Enes'ten nakledilen bu sözle ilgili onlardan sabit bir rivayet te yoktur. Sadece Kur'an'ın Allah'a izafe edilmesiyle ve onun Allah'ın kelamı olduğuyla ilgili rivayet vardır. Tıpkı Hz. Ebü Bekr, Hz. Aişe, Habbab b. el-Eret, İbn Mes'üd, Necaşi ve başkalarından yapılan önceki rivayetler gibi.

 

 

 

527- Atiyye b. Kays der ki: "Allah katında kulların ağızlarından çıkan en güzel sözler, yine kendi kelamı (Kur'an) olan sözlerdir. Kullar Yüce Allahla, yine kendi kelamından (Kur'an'dan) daha iyi bir şeyle yönelemezler. "

 

Bu hadis. Başka bir yolla merfü olarak ta rivayet olunmuştur.  [-] Mürseldir ve senedi zayıftır.

 

 

 

528- Nafi der ki: (Zalim lakaplı) Haccac hutbe verip: "İbnu'z-Zübeyr Allah'ın kelamını değiştiriyor" deyince İbn Ömer: "Haccac yalan söylemiş. İbnu'z-Zübeyr Allah'ın kelamını değiştirmez ve buna da gücü yetmez" dedi.   [-] Sahihtir ve ravileri güvenilirdir.

 

 

 

529- Hasan der ki: "Kur'an'ın diğer sözlere olan üstünlüğü, Yüce Allah'ın kullarına olan üstünlüğü gibidir."  [-] Hasan sahih

 

 

 

530- Hasan der ki: "Kur'an, Allah'ın güçlü ve temiz olan kelamıdır,

İnsanların amelleri ise zayıflık ve ihmalle maluldür."  [-] Senedi zayıfhr.

 

 

 

531- Süfyan b. Uyeyne der ki: "Yetmiş yıldan bu yana aralarında Amr b. Dinar'ın da bulunduğu hocalarımıza yetiştim, hepsi de: "Kur'an, mahlük değil Allah'ın kelamıdır" diyordu.  [-] Hadis, Amr b. Dinar'dan sahihtir.

 

 

 

532- Ebu'l-Hasan Muhammed b. İshak b. Raheveyh der ki: Benim de işittiğim bir ortamda babama Kur'an'ın mahluk olup olmamasıyla ilgili soru soruldu. Babam şöyle cevap verdi: Kur'an Allah'ın kelamı, ilmi, vahyidir ve mahlük değildir. Süfyan b. Uyeyne de Amr b. Dinar'ın:

 

"Yetmiş yıldan bu yana yetiştiğim tüm hocalanmız ... " deyip aynı manada bir şey söylediğini bildirmiş ve şu ilaveyi yapmıştır: "Kur'an, ondan çıkmıştır ve tekrar ona dönecektir." Babam şöyle dedi: "Amr b. Dinar sahabeden Cabir b. Abdillah, Ebü Said el-Hudri, Abdullah b. Amr, Abdullah b. Abbas ve Abdullah b. ez-Zübeyr gibi Bedir savaşına katılanlar, Muhacider ve Ensar'dan birçok kişiye ve tabiündan birçok kişiye yetişmiştir. Bu ümmetin ileri gelenleri bu konuda ihtilafa düşmemişlerdir.  [-] Sahihtir. Beyhaki, Sünen (10/205).

 

 

Derim ki: Kur'an ondan çıkmıştır sözünden kasıt, ondan işitilmesi, onun öğretmesiyle öğrenilmesi ve anlaşılmasıdır. Tekrar ona dönecektir sözü, Kur'an'ı okumamız ve gereğini yapmamız ona arz edilir manasındadır. Tıpkı: "Güzel sözler O'na yükselir"[Fatır, 10] ayetinde buyrulduğu gibi. Bu ayetten de güzel sözün sevabının verilmesi kastedilmiştir. Yine tekrar ona dönecektir sözü, Kur'an'daki emirleri ve yasakları belirleyen odur ve sana emir ve yasaklarına uyup uymadığını soracaktır manasına geldiği de söylenmiştir. Salih b. el-Heysem Ebu Şuayb el-Vasıti de bunu Süfyan b. Uyeyne'den, Amr b. Dinar'dan ilk lafızla rivayet etmiştir.

 

 

 

533- Zühri der ki: Ali b. el-Hüseyin'e Kur'an'ı sorduğumda: "Allah'ın kitabı ve kelamıdır" cevabını verdi.  [-] 2 Zayıf, Abdullah b. Ahmed, es-Sünne (1/153)

 

 

 

534- Cafer b. Muhammed'in bildirdiğine göre babası der ki: Ali b. elHüseyin'e Kur'an sorulunca: "O ne Halik, ne de mahluktur, Halık'ın kelamıdır" dedi. [-] Senedi hasendir.

 

 

 

535- Kays b. er-Rabi der ki: Cafer b. Muhammed'e Kur'an'ı sorduğumda: "Allah'ın kelamıdır" cevabını verdi. Ben: "Mahluk mudur?" diye sorunca ise: "Hayır" dedi. Ben: "Onun mahluk olduğunu iddia eden kişi için ne dersin?" diye sorduğumda ise: "Tövbe edilmesi istenmeden öldürülür" cevabını verdi.   [-] İsnadı zayıftır; ancak başka tarikle sahihtir. Beyhaki, Sünen (10/206)0

 

 

 

536- Muaviye b. Ammar der ki: Cafer b. Muhammed es-Sadık'a: "Kur'an halik mi yoksa mahluk mu?" diye sorulunca: "Ne halik ne de mahluktur. O, Allah'ın kelamıdır" cevabını verdi.  [-] Senedi hasendir.

 

 

 

537- Muaviye b. Ammar der ki: Cafer b. Muhammed'e: "Bize Kur'an'ın mahluk olup olmadığını soruyorlar" dediğimde: "O ne Halik ne de mahluktur. O, Allah'ın kelamıdır" cevabını verdi. Sa'dan b. Nasr, Musa b. Davud'dan rivayette bulunarak buna mutabaat etmiştir.  [-] Senedi sahih, ravileri güvenilirdir. Buhari (109)

 

 

 

538- Osman b. Said ed-Darimi der ki: Ali b. el-Medini, Cafer b. Muhammed'in: "Kur'an ne halik ne de mahluktur. O, Allah'ın kelamıdır" hadisiyle ilgili şöyle dedi: Cafer b. Muhammed'in bundan başka bir şey söylediğini bilmiyorum. Çünkü bundan başkası küfürdür. Ebu Said der ki: Burada kastedilen, Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyenin kafir olduğudur.  [-]  Hadisin senedi İbnu'l-Medlni'ye kadar sahihtir.

 

 

 

539- Hanan b. Sudeyr'in babasından bildirdiğine göre Cafer b. Muhammed' e: "Ey Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oğlu! Kur'an hakkında ne dersin? O halik midir yoksa mahlük mudur?" diye sorunca, Cafer: "Bu konuda babamın ve de demin dediğini derim. O ne halik, ne de mahlüktur. O, Allah'ın kelamıdır" cevabını verdi.  [-] İsnadı zayıflır.

 

 

 

540- Yahya b. Halef el-Mukri der ki: Malik b. Enes'in yanındayken bir adam gelip: "Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyen kişi hakkında ne dersin?" diye sorunca: "Bana göre böylesi bir kişi kafirdir, onu öldürün" cevabını verdi.  [-] Zayıf,

 

 

Yahya b. Halef der ki: Leys b. Sa'd ve İbn Lehia'ya: "Kur'an mahlüktur" diyenin durumunu sorduğumda: "O, kafirdir" cevabını verdiler.

 

Bunu Ebü Bekr Muhammed b. Delleveyh b. Mansür, Yahya b. Halef el-Mervezi'den şu ilaveyle nakletmiştir: Sonra İbn Uyeyne, Ebü Bekr b. Ayyaş, Huşeym, Ali b. Asım, Hafs b. Giyas, Abdullah b. Selam el-Mulai, Hüseyin el-Cu'fl, Yahya b. Zekeriyya b. Ebi Zaide, Abdullah b. İdrıs, Ebü Usame, Abde b. Süleyman, Vekİ b. el-Cerrah, İbnu'l-Mübarek, Fezarı ve Velid b. Müslim ile karşılaşınca Malik b. Enes'in söylediğinin aynısını söylediler.

 

 

 

541- Ebu Mus'ab der ki: Malik b. Enes'in: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve mahluk değildir" dediğini işittim. Aynı şey İbn Ebi Uveys kanalıyla Malik' ten nakledilmiştir.  [-] Zayıf,

 

 

 

542- Süveyd b. Said der ki: Malik b. Enes, Hammad b. Zeyd, Süfyan b. Uyeyne, Fudayl b. İyad, Şerik b. Abdillah, Yahya b. Süleym, Müslim b. Halid, Hişam b. Süleyman el-Mahzumi, Cerir b. Abdilhamid, Ali b. Mushir, Abde, Abdullah b. İdris, Hafs b. Gıyas, Veki, Muhammed b. Fudayl, Abdurrahim b. Süleyman, Abdulaziz b. Ebi Hazım, Deraverdi, İsmail b. Cafer, Hatim b. İsmail, Abdullah b. Yezid el-Mukril ve kendilerinden ilim aldığım herkes şöyle dediler: "İman söz ve ameldir, artar ve eksilir. Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve mahluk değildir. Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyen küfre girer. Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabının en faziletlileri, Hz. Ebü Bekr, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali'dir." İmran der ki: Ben de aynı görüşteyim ve buna inanırım. Muhammedı olan herkesin de böyle dediğini gördüm.  [-] Süveyd b. Said'e kadar olan senedi sahihtir. Beyhaki, Sünen (10/206).

 

 

 

543- İbnu'l-Mübarek der ki: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır. O ne halik ve de mahlüktur."   [-] İsnadı sahihtir. Abdullah b. Ahmed (144)

 

 

 

544- İbnu'l-Mübarek'in vasisi Muhammed b. A'yan der ki: İbnu'lMübarek'e: "Nadr b. Muhammed el-Mervezı: ''Şüphesiz Ben Allah'ım, Benden başka tanrı yoktur; Bana kulluk et; Beni anmak için namaz kıl''3 ayetinin mahlük olduğunu söyleyen kafirdir" diyor dedim. İbnu'l-Mübarek şöyle karşılık verdi: "Nadr doğru söylüyor. Allah ona afiyet versin. Yüce Allah Hz. Musa'ya bir mahluka ibadet etmesini emretmez."  [-] Hadis sahihtir.

 

 

 

545- Abdurrahman b. Mehdi der ki: Yüce Allah'ın Hz. Musa ile konuşmadığını iddia edenin tövbe etmesi istenir. Tevbe etmeyecek olursa boynu vurulur.  [-] İsnadı sahihtir ve ravileri güvenilirdir.

 

 

 

546- Amr b. el-Abbas der ki: Abdurrahman b. Mehdi, Cehmiyye'den bahsederken: "Bence kılıçtan geçirilmeleri gerekir" dedi.   [-] Senedi hasendir.

 

 

Abdurrahman b. Mehdi'ye: "Cehmiyyeler Kur'an'ın mahluk olduğunu söylüyorlar" dendiğinde şöyle karşılık verdi: "Cehmiyyeler bunu kasd etmiyorlar. Onlar Rahman'ın Arş'a istiva ettiğini, yüce Allah'ın Hz. Musa ile konuştuğunu inkar etmek istiyorlar. Halbuki Yüce Allah: ''Allah, Musa'ya hitab etmişti''[Nisa 164] buyurmuştur. Yine onlar Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğunu reddediyorlar. Bence bunların tövbe etmeleri istenir. Kabul etmezlerse boyunları vurulur."

 

 

 

547- Veki der ki: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve mahluk değildir. Kur'an'ın mahluk olduğunu iddia eden küfre girer."

 

Muhammed b. Nasr el-Mervezi'nin bildirdiğine göre Veki şöyle demiştir: "Kur'an'ın mahluk olduğunu iddia onun muhdes (sonradan var olduğunu) olduğunu iddia etmiş olur. Kur'an'ın muhdes olduğunu iddia eden de küfre girer."  [-] 2 Senedi hasendir. Ebu Davud, Mesail (s. 266)

 

 

 

548- Ebu Musa Muhammed b. el-Müsenna der ki: Abdullah b. Davud'a: "Ey Ebu Abdinahman! Kur'an hakkında ne dersin?" diye sorunca: "O, Allah'ın kelamıdır" cevabını verdi. Ebu'l-Velid'e sorduğumda ise: "O, Allah'ın kelamıdır" cevabını verdi.  [-] Zayıf,

 

 

Ebu Musa der ki: Said b. Nuh Ebu Hafs'ın, Muhammed b. Nuh'tan bildirdiğine göre İshak b. Hakim şöyle dedi: Abdullah b. İdris el-Evdi'ye: "Yanımızdaki bir topluluk Kur'an'ın mahluk olduğunu söylüyorlar. Bunların şahitliği konusunda ne dersin?" diye sorduğumda şöyle cevap verdi: "Bu öldürülmeye sebep olacak bir sözdür. Bu söze bidat denilemez. Çünkü bu, öldürülme sebebidir."

 

İshak der ki: Ebu Bekr b. Ayyaş'a, Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyenle ilgili ne düşündüğünü sorduğumda şöyle cevap verdi: "Bana daha önce işitmediğim kadar kötü bir şey söyledin. Böylesi insanlarla oturma, konuşma ve onlarla evlenme." İshak der ki: Aynı şeyi Hafs b. Giyas'a sorduğumda: "Böylesi insanların ardında namaz kıhnmaz ve şahitlikleri kabul edilmez" dedi. İshak der ki: Veki b. el-Cerrah'a aynı şeyi sorduğumda: "Ey Ebü Yakub! Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyen kafirdir" cevabını verdi.

 

Ebü Müsa der ki: Ahmed b. Sinan el-Vasıti bana şöyle yazdı: Şaz b. Yahya'nın bildirdiğine göre Yezid b. Harun şöyle dedi: "Kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki bana göre Yüce Allah'ın kelamının mahlük olduğunu söyleyen zındıktır." Yine Ahmed b. Sinan bana şöyle yazdı: Abdurrahman b. Mehdi: "Kur'an'ın tamamı Allah'ın kelamıdır" dedi.

 

Ebü Müsa der ki: Müslim b. Ebi Müslim el-Cermi şöyle dedi: Bir adam Süfyan b. Uyeyne'ye Kur'an'ı sorunca: "Yüce Allah'ın: ''Bilin ki yaratma da, emir de O'nun hakkıdır''[A'raf 54] buyurduğunu işitmedin mi? Yaratma yaratma, emir de emirdir" cevabını verdi.

 

 

 

549- Ebu Bekr b. Ayyaş der ki: "Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyen zındıktır."

Abdulmelik der ki: Süleyman'ın, Haris b. İdris'ten bildirdiğine göre Muhammed b. Hasan el-Fakih: "Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyenin ardında namaz kılma" demiştir.  

 

[-] Zayıf, Ebu Davud, el-Mesacid (s. 267) ve Abdullah b. Ahmed, es-Sünne (148).

 

 

 

550- Muhammed b. Sabık der ki: Ebu Yusufa: "Ebu Hanife, Kur'an'ın mahluk olduğunu söyler miydi?" diye sorunca: "Allah korusun. Ben de böyle bir şeyi söylemem" cevabını verdi. Ben: "Cehmiyye'nin görüşüne katılır mıydı?" diye sorunca ise: "Allah korusun. Ben de böyle bir şeyi söylemem" cevabını verdi. Hadisin ravileri güvenilirdir.  [-] Ebu Abdillah dışındaki ravileri güvenilirdir.

 

 

 

551- Ebü Yusuf el-Kadı der ki: Kuraklık olduğu bir yılda Ebü Hanıfe ile Kur'an'ın mahlük olup olmadığını konuştum. Hem o, hem ben Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyenin kafir olduğu konusunda görüş birliğine vardık. Ebü Abdillah (el-Hakim) der ki: Hadisin bütün ravileri güvenilirdir.  [-] Zayıf

 

 

 

552- Muhammed b. İdris eş-Şafii der ki: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve mahlük değildir."

 

 

 

553- Rabi b. Süleyman der ki: Hafs, Abdullah b. Ebi'l-Hakem'e: "Kur'an hakkında ne dersin?" diye sorunca, Abdullah cevap vermeyi kabul etmedi. Aynı soruyu Yusuf b. Amr'a sordu, ancak o da cevap vermedi ve ikisi de Şafii'yi işaret ettiler. Bu soruyu Şafii'ye sorunca ise Şafii delillerini sundu ve tartışma uzadı. Sonunda Şafii delilleriyle: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve mahluk değildir" görüşünde galip gelerek Hafs'ı da tekfir etti. Rabi der ki: "Daha sonra Hafs ile karşılaştığımda: "Şafii benim katlimi istedi" dedi. 

 

 

 

554- Rabi der ki: Şafii, Hafs ile konuştuğunda Hafs: "Kur'an mahluktur" deyince Şafii: "Yüce Allah'ı inkar ettin" karşılığını verdi.

 

 

 

555- Ali b. Sehl er-Remli der ki: Şafii'ye Kur'an'ı sorduğumda: "Yüce Allah'ın indirilmiş kelamıdır ve mahlük değildir" cevabını verdi. Ben: "Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyen hakkında ne dersin?" diye sorduğumda: "Kafirdir" cevabını verdi. Şafii şöyle dedi: Hocalanmın tamamı: "Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyen kafir olur" dediler.

 

 

 

556- Buvayti der ki: Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyen kafirdir. Yüce Allah: "Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece ona ''01'' dememizdir ve hemen olur"[Nahl 40] buyurarak mahlükatı "OL!" diyerek yaratır. "OL!'' sözcüğünün mahlük olduğunu iddia eden, yüce Allah'ın mahlükatı mahlükala yarattığını iddia etmiş olur.  [-] Sahih, ravileri güvenilirdir. Ebu Davud, Mesai! (s. 268)

 

 

 

557- Ebu İbrahIm el-Müzeni der ki: "Kur'an, Yüce Allah'ın kelamıdrr ve mahluk değildir. Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyen kafirdir."  [-] Sahihtir.

 

 

 

558- el-Müzeni der ki: "Kur'an yüce Allah'ın kelamıdır ve mahluk değildir. Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyen kafirdir."  [-] Sahihtir.

 

 

 

559- Yahya b. Yahya der ki: "Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyen Allah'ı inkar etmiş, Rabbine isyan etmiş olur ve hanımı ondan boş olur.   [-] İsnadı sahihtir.

 

 

 

560- Ebu Ubeyd el-Kasım b. Sellam der ki: "Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyen Allah'a iftira atmış ve Allah hakkında Yahudi ve Hıristiyanların söylemediğini söylemiş olur."  [-] Sahihtir. Abdullah b. Ahmed, es-Sünne (71).

 

 

 

561- Muhammed b. İsmail el-Buhari der ki: "Kur'an, Allah'ın kelamıdır ve mahluk değildir. Hicaz alimleri, Mekke, Medine, Küfe, Basra, Şam, Mısır ve Horasan alimleri de aynı görüştedir."

 

 

 

562- Buhari der ki: Yahudi, Hıristiyan ve Mecusilerin sözlerine baktım, Cehmiyye kadar küfürlerinde aşırı gidenleri görmedim. Bu durumun küfür olduğunu bildiği halde onların kafir olduğunu söylemeyenlerin cahil olduğunu düşünüyorum.

Abdurrahman b. Affan'ın bildirdiğine göre Süfyan b. Uyeyne, (Bişr) Merisi'nin öldürüldüğü yıl şöyle dedi: "Yazık size! Kur'an, Allah'ın kelamıdır. Amr b. Dinar, İbnu'l-Münkedir, Mansur, A'meş, Mis'ar b. Kidam gibi alimlere yetiştim, hepsi de Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğunu söylüyorlardı. Kim başka bir şey söylerse Allah'ın laneti üzerine olsun. Böyle kişilerle oturma ve sözlerini dinleme."

 

Abdurrahman b. Mehdi der ki: "Elimde kılıç varken Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyeni görsem boynunu vururdum."

 

Ebu Abdillah el-Buhari der ki: "Cehmi ve Rafizinin arkasında namaz kılmanla Yahudi ve hıristiyanın ardında namaz kılman arasında fark görmem. Bunlara selam verilmez, hastaları ziyaret edilmez, onlardan kız alınıp verilmez, şahitlikleri kabul edilmez ve kestikleri yenmez."

 

Buhari der ki: Ebu Cafer Muhammed b. Abdillah'ın, Muhammed b. Kudame ed-Dellal el-Ensari'den bildirdiğine göre Veki şöyle dedi: "Kur'an mahluktur" sözlerini basit görmeyin. Bu onların en kötü sözlerindendir. Çünkü bu sözle Allah'ın sıfatlarını inkarı kastediyorlar.

Derim ki: Aynı manada bir rivayet bize başka alimlerden de nakledilmiştir. Sahabe ve tabilin zamanından bu sözün hilafına sahih bir rivayet bilmiyoruz. Bu konuda Müslümanlara ilk muhalefet eden kişi Ca'd b. Dirhem'dir. Halid b. Abdillah el-Kasri, Ca'd'ı bu sebeple öldürmüştür.  [-] Buharl, Halk ef'ali'l-ibad (35, 36, SI, 53, 68).

 

 

 

563- Abdurrahman b. Habib b. Ebi Habib'in babasından bildirdiğine göre dedesi şöyle dedi: Halid b. Abdillah el-Kasri'nin kurban bayramı günü Vasıt'ta hutbe verip şöyle dediğine şahit oldum: Ey insanlar! Geri dönüp kurban kesiniz. Allah sizden kabul etsin. Ben de Ca'd b. Dirhem'i kurban edeceğim. Çünkü o, yüce Allah'ın Hz. İbrahim'i dost edinmediğini, Hz. Müsa ile bizzat konuşmadığını iddia ediyor. Allah Ca'd b. Dirhem'in söylediğinden Münezzeh ve Yücedir." Sonra Halid minberden inip Ca' d'ı boğazladı.

 

Ebü Reca der ki: CehmHer bu görüşü Ca'd b. Dirhem'den alıyorlardI.

 

Buhari bunu Tarih'te, Kuteybe kanalıyla Kasım b. Muhammed'den, o Abdurrahman b. Habib b. Ebi Habib' den, o babasından, o da dedesinden bu şekilde rivayet etmiştir.  [-] Zayıf, Beyhaki, Sünen (10/205, 206), Buhari, Tarih (1/64); Hatib, Tarıh (12/425).

 

564- Ali b. el-Medini der ki: Bir Müslüman ve Yahudi, Basra'da bir kadının yanında muhakeme edilirken Müslümanın yemin etmesi gerekti. Yahudi: "Buna yemin ettir" deyince, Müslüman: "Kendisinden başka ilah olmayan Allah'a yemin ederim" diye yemin etti. Yahudi: "Sen Kur'an'ın mahlük olduğunu iddia ediyorsun. Allah ta Kur'an'ın kelamı olduğunu söylemiştir. (Ey kadı) Sen buna mahlük adına değil de halik adına yemin ettir" dedi. Bunun üzerine kadı davada kararsız kaldı ve: "Kalkın da davanızı düşüneyim" dedi.  [-] Zayıf, Buhari, Halk ef'ali'l-iblid (108)

 

 

 

565- Şafii der ki: Allah adına veya Allah'ın isimlerinden biri adına yemin edip yeminini bozanın keffaret ödemesi gerekir. Kişi: "Allah hakkı adına, Allah'ın azameti adına, Allah'ın celali ve kudreti adına diyen kişi yemini kasdetse de etmese de yemin etmiş sayılır.

ŞafiI'nin bildirdiğine göre Malik der ki: Kişi: "Allah'ın izzeti adına, Allah'ın kudreti adına veya Allah'ın yüceliği adına" derse "Vallahi" demiş gibi yemin etmiş sayılır ve (bozması durumunda) kefaret gerekir.

 

Şafii der ki: "Kabe hakkı için, babam hakkı için, .. ," gibi Allah'tan başkası adına yemin eden kişinin yeminini bozması halinde kefaret ödemesi gerekmez, Abdurrahman b, İdris el-Hanzali bu rivayette Rabi' kanalıyla ŞafiI'den şu ilaveyi yapmıştır: "Çünkü bunlar mahlüktur. Diğerleri ise mahlük değildir."

 

[-] Senedi sahih, ravileri güvenilirdir. Lalekai (343), İbn Ebi Hatim, Menakibu'ş-Şafii (s. 193), Beyhaki, Menakibu'ş-Şafii (1/405) ve Ebu Nuaym, Hilye (9/112, 113).

 

 

 

566- Süleym b. Mansur b. Ammar, Ravh b. Ubade'nin meclisinde şöyle dedi: Bişr el-Medsi babama: "Kur'an hakkındaki görüşünüz nedir? Mahluk mudur, değil midir? Bu konuda bana bilgi ver" şeklinde bir mektup yazdı. Babam cevaben ona şöyle yazdı: "Allah beni ve seni her türlü fitneden korusun ve beni ve seni Ehl-i sünnet vel-cemaat'ten eylesin. Fitneden koruduğu zaman bil ki en büyük nimet budur, korumadığı zaman da helak olduk demektir. Peygamberlerden sonra artık bu konuda kimsenin bir mazereti olamaz. Bil ki Kur'an hakkında çekişip tartışmak bidattir. Bu konuda soru soran da, cevap veren de bidate ortaktır. Çünkü soruyu soran, kendisini ilgilendirmeyen bir şeye bulaşmış, cevap veren de kendisine düşmeyen bir sorumluluğu yüklenmiştir. Bil ki her şeyin yaratıcısı Allah'tır. Allah dışındaki her şey de mahlüktur, yaratılmıştır. Kur'an da Allah'ın kelamdır.. Allah'ın, Kitab'ında kendi zatı için kullandığı isimler üzerinde tartışanlardan uzak dur ki doğru yolu bulanlardan olursun. Kendi düşüncenle Allah hakkında isimler ortaya koyma ki sapanlardan biri olursun. Allah, bizleri bilmediklerimiz (gayb) konusunda kendisinden korkanlardan ve kıyamet günü bunun endişesini taşıyanlardan eylesin."  [-] Senedi hasendir.

 

 

 

567- Hasan b. es-Sabbah der ki: Bana bildirildiğine göre Bişr, Mansur b. Ammar ile karşılaşınca: "Bana Allah'ın kelamından bahset. O, Allah mıdır yoksa başkası mıdır?" diye sordu. Mansur b. Ammar şöyle cevap verdi: Allah'ın kelamına, o Allah'tır denemez, Allah'tan başkasıdır da denemez. O, Allah'ın kelamıdır, denir. "Bu Kur'an, Allah'tandır, başkası tarafından uydurulmuş değildir"[Yunus 37] buyurmuştur. Yani bu sözü Allah'tan başkası söylememiştir. Allah'ın kendi zatı için söylediğini biz de kabul ederiz ve istediği manada bu sözü kabul edip: "Allah'ın kelamı ne haliktır, ne de mahluktur" deriz. Kur'an'ı Allah'ın isimlendirdiği şeyle isimlendiren doğru yolu bulanlardandır. Ancak Kur'an'a kendisi bir ad takan dalalete düşmüştür. Böyle bir şeyin yapılmasına izin verme ve:

 

"O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir."[A'raf 180] Eğer böyle yapmazsan: "Oysa onlardan bir takımı Allah'ın sözünü işitiyor, ona akılları yattıktan sonra, bile bile onu tahrif ediyorlardı"[Bakara 75] ayetinde bahsedilenlerden olursun.  [-] 3 Hasan b. es-Sabaha kadar senedi sahihtir.

 

 

Beyhaki der ki: Alimlerimizden bir grubun, Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyenleri tekfir ettiği bize nakledilmiştir. Şafii'den de aynı şey nakledilmiştir. Kader kitabında bu alimlerden bir grubun, Kaderiyye'nin ardında namaz kılınmayacağını, şahitliklerinin de kabul edilmeyeceğini söylediklerini nakletmiştik. (el-Ümm'ün) Şahadat kitabında da Şafii'den heva ehlinin (sapkın mezhep sahiplerinin) bu durumu düşmanlığa varmadığı sürece şahitliklerinin kabul edileceğini nakletmiştik. Yine Salat kitabında Şafii'nin şöyle dediğini nakletmiştik:

Fasığın ve açıktan bidat işleyenin imamlığını mekruh görürüm. Bunlardan birinin ardında namaz kılanın ise namazı caizdir ve bu namazı iade etmesi gerekmez.

Alimlerimiz heva ehlinin tekfiri konusunda ihtilaf etmiştir.

 

Bunlardan bazıları, hevayı tafsilatlı bir şekilde anlatıp tekfir etmişlerdir. Bu görüşte olanlar, Şafii'nin bidat ehlinin ardında namaz kılmak ve şahitlikleri konusundaki sözünün, İslam'dan çıkmaya sebep olmayan bidat olduğunu iddia etmişlerdir. Bu durumdaki insanın kafir olmadığını söyleyenler ise Şafii'nin Kur'an'ın mahlük olduğunu söyleyenlerin kafir olduğuyla ilgili sözünün dinden çıkma anlamındaki küfür olmadığını iddia etmişlerdir. Tıpkı: "Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerdir"[Maide 44] ayetinde buyrulduğu gibi. Bu görüşte olanlar heva ehlinin şahitliklerini kabul etmiş, kerahetle birlikte arkalarında namaz kılınabileceğini söylemişlerdir. Ebu Süleyman el-Hattabi de tevil ederken hata eden heva ehlini tekfir etmezdi. Sahabeyi tekfir eden Harici ve Rafıziler dışındakilerin, kendisine muhalefet edenleri tekfir eden Kaderiyye mensupları dışındakilerin şahitliklerini kabul ederdi.

 

Ebu Süleyman, tevil ederken yanılan heva ehlinin hüküm vermesini caiz görmez ve bu durumda olanların Hariciler, Rafıziler gibi sahabeyi, Kaderiyye gibi kendilerine muhalefet eden Müslümanları tekfir etmedikçe şahitliklerinin geçerli olduğunu söylerdi. Bunların kadılarının verdiği hükümleri ise geçerli saymazdı. Ancak bu sayılanlar gibi olanların şahitlikleri kabul edilmez. İlk zamanlarda Mutezile bu heva ehline benzemiyorlardı. Daha sonra bazıları Allah'ın kelamı hakkında yukarıda söylenilenleri kabul etmişlerdir. Ahmed der ki: Şafii heva ehlinin şahitlikleriyle ilgili sözlerinde buna işaret edilmiştir.   [-] Hasan b. es-Sabah'a kadar senedi sahihtir.

 

Bunların ardında namaz kılmak zorunda kalan kişiyle ilgili ise şu rivayet vardır:

 

568- Abdullah b. Ahmed b. Hanbel der ki: Babamın şöyle dediğini işittim ve bu işittiğim şeyi bana yazdırdı: "Şöyle yaz: Böyle bir şey söyleyenin ardında ne cuma namazını, ne de başka bir namazı kılma. Ancak cuma namazına gitmeyi bırakmayız. Eğer kişi namaza gider de Kur'an'ın mahluk olduğunu söyleyen birinin ardında namazı kılarsa, o namazı iade eder."  [-] sahihtir ve ravileri güvenilirdir.

 

 

Derim ki: Ahmed b. Hanbel'in dediği gibi cuma veya başka bir namaz için cemaate katılan kişi namazı iade ederse, alimler arasındaki ihtilaflı durumdan kurtulmuş ve sağlam olan bir şey yapmış olur. Doğruya ulaşmak Allah sayesindedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Tilavet ile Metluv Arasındaki Fark