BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Allah'ın Dilediği Olur, Dilemediği Olmaz

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Bahçene girdiğin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nüfus bakımından daha az buluyorsan da: ''Maşanah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!'' demen gerekmez mi?''[Kehf 39], "De ki: Allah'ın dilemesi dışında ben kendime bir fayda ve zarar verecek durumda değilim."[A'raf 188], "Sana Kur'an'ı Biz okutacağız ve asla unutmayacaksın; Allah'ın dilediği bundan müstesnadır." [A'la 6-7]

 

 

338- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kul, Yüce Allah tarafından kendisine verilen aile, mal veya çocuk gibi nimetler konusunda: ''Allah'ın dilediği olur. Allah'a dayanmayan hiçbir güç yoktur'' dediği zaman ölüm dışında bu nimetin başına herhangi bir felaket gelmez."

 

[-] Çok zayıf. İbn Ebi'd-Dünya, Kittibu'ş-Şükr (1), İbnu's-Sünni, Amelu'l-Yevm ve'l-Leyle (359), Taberani, M. es-Sağir (1/212); Hatib, Tarıh (3/198-199).

 

 

 

339- Bu hadis başka bir kanalla da rivayet olunmuştur.

 

 

 

340- Ebü Hureyre'nin bildirdiğine göre insanlar: "Ey Allah'ın Resulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?" dediklerinde ... -Uzun Rüyet hadisi devam ediyor.- Ameline güvenen kişinin durumu ve onu bu durumdan kurtardıktan sonra Cehennemlik olanlardan bağışlanmasını dilediği kimseler için meleklere Allah'a kulluk edenleri çıkarmalarını emretmesi ve secde izlerinden tanınanlarla ilgili bilgiler verilmekte ve hadis şöyle devam etmektedir:

 

Sonra Cennet ile Cehennem arasında kalan adamı zikrederek der ki: "Adam: ''Ey Rabbim! Yüzümü cehennemden çevir. Çünkü onun kokusu beni zehirleyip berbat ediyor, alevi de beni yakıp kavuruyar'' diyecek. Allah ona: ''Bunu yaparsam acaba başkasını da ister misin?'' diyecek, adam: ''İzzetin için hayır istemeyeceğim'' cevabını verecek ve Rabbine dilediği kadar ahid ve söz verecek. Bunun üzerine Allah onun yüzünü cehennemden çevirecek. Bu zat cennete doğru dönüp de onun parıltısını görünce, Allah'ın dilediği kadar susacak. Sonra: ''Ey Rabbim! Beni cennetin kapısının yanına yaklaştır'' diyecek." Hadis devam ediyor.

Buhari ile Müslim Sahih'lerinde bunu rivayet ettiler.  [-] Sahih, ravileri güvenilir. Buhari (6573-4, 806); Müslim (182)

 

 

 

341- Enes, uzun Şefaat hadisini anlattı. Orada şöyle geçmektedir: "Rabbimi gördüğümde secdeye kapanırım. Allah dilediği süreye kadar beni secdede bırakır. Sonra bana: ''Başını kaldır ve iste, verilirsin, şöyle, dinlenirsin; şefaat et, şefaatçi edilirsin'' denir." -Hadis devam ediyor"Allah dilediği süreye kadar beni secdede bırakır" ibaresi iki kez daha geçmiştir.

Bunu Buharl ile Müslim Sahih'lerinde tahric etti. Ayrıca Ebü Hureyre'den de O'nun rüyasını "Uyurken, kendimi üzerinde kovası da bulunan bir su kuyusunun yanında gördüm" ibaresiyle tahric ettiler ki bu lafız, Muhammed Mustafa'nın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dilinden çıkıp sahabesinin dillerinden akarak günümüze kadar ulaşmıştır.  [-] Sahih, ravileri güvenilir.

 

 

 

342- Haşim oğullarının azatlılarından Abdulhamid, Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızlarından birinin hizmetinde bulunan annesinden şöyle nakleder: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kızının bana bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine dualar öğretirken şöyle buyururdu:

"Sabahladığın zaman şöyle de: ''Yüce Allah'ı hamdiyle tesbih ederim. Allah'a dayanmayan hiçbir güç yoktur. Allah neyi dilerse o olur, dilemediği de asla olmaz.'' Zira sabahladığı zaman bunları diyen kişi geceleyene kadar (her türlü kötülükten) korunur. Akşam vakti bunu diyen ise sabahı buluncaya kadar aynı şekilde korunur."  [-] Zayıf, Ebu Davud (5075).

 

 

 

343- Zeyd b. Sabit anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana bir dua öğretti ve her gün bu duayı aileme okumamı söyledi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu: "Her gün sabahladığın zaman şöyle dua et: "Allahım! Emrindeyim ve buyruklarına amadeyim. Tüm hayırlar senin elindedir. Tüm hayırlar senden gelip yine sana varır. Allahım! Adadığım her adağın, söylediğim her sözün ve ettiğim her yeminin önünde mutlaka senin iraden bulunmaktadır. Zira ancak senin dilediğin olur, dilemediğin bir şey de asla olacak değildir. Senin iraden dışında ne bir güç, ne de bir kuvvet olabilir. Sen ki her şeye kadirsin.

Allahım! Şu ana kadar ancak senin merhamet ettiklerine dua ettim ve ancak senin lanetlediklerini lanetledim. Dünyada da, ahirette de tek dostum sensin. Müslüman olarak canımı al ve beni salih kullarının arasına kat. Allahım! Hiçbir kötülüğün zararına uğramadan ve beni saptıracak bir fitneye bulaşmadan senin takdirine rıza göstermeyi, ölümden sonra (cehennemden uzak) serin bir hayatı, senin cemaline bakma lezzeti ile sana kavuşma arzusunu bana nasip et. Allahım! Haksızlık etmekten veya haksızlığa uğramaktan, başkalarının hakkına tecavüz etmekten veya hakkıma tecavüz edilmesinden, beni helak edecek bir günaha bulaşmaktan veya bağışlanmayacak bir suç işlemekten sana sığınırım. Ey gökleri ve yeri yaratan, gaybı ve aşikarı bilen, yücelik ve ikramlar sahibi Allahım! Bu dünya hayatımda sana söz verip seni şahit tutuyorum ki şahit olarak sen yetersin. Senden başka ilah olmadığına, tek olduğuna ve hiçbir ortağının bulunmadığına, hükümranlığın ve hamdin sadece sana mahsus olduğuna, her şeye kadir olduğuna şahadet ederim. Yine şahadet ederim ki Muhammed senin kulun ve Resulündür. Vaat ettiğin (o gün) haktır. Sana kavuşmak haktır. Cennet haktır. Kıyamet şüphesiz bir şekilde vaki olacaktır. Kabirlerdekini diriltecek olan da sensin. Yine şahadet ederim ki şayet beni bana bırakacak olursan, beni heba olmayla, kusurlarla, günah ve hatalarla baş başa bırakmış olursun. Oysa ben sadece senin merhametine güveniyorum. Tüm günahlarımı bağışla, zira günahları ancak sen bağışlayabilirsin. Tövbemi kabul et, zira tövbeleri kabul edip merhamet eden sadece sensin."  [-] Zayıf, Ahmed (21666).

 

Bakiyye b. el-Velid de Ebü Bekr'den rivayetle mutabaat etmiştir.

Başka bir yolla Ebu'd-Derda'dan şahidi vardır.

 

 

 

344- Talk der ki: Ebu'd-Derda'ya bir adam gelip: "Ey Ebu'd-Derda! Evin yandı" deyince, Ebu'd-Derda: "Evim yanmadı" karşılığını verdi. Sonra başka bir adam gelip: "Ey Ebu'd-Derda! Evin yandı" deyince, Ebu'd-Derda ona da: "Yanmadı" karşılığını verdi. Sonra bir adam daha gelip: "Ey Ebu'd-Derda! Yangın senin evine varıncaya kadar devam etti ve orada söndü!" dedi. Bunun üzerine Ebu'd-Derda: "Ben Allah'ın benim evimi yakmayacağını biliyordum" dedi. Orada bulunanlar: "Ey Ebu'dDerda! ''Hayır, evim yanmadı'' demen mi yoksa ''Allah'ın benim evimi yakmayacağını biliyordum'' demen mi daha acayiptir bilemiyoruz. Bunları neye dayanarak söyledin?" dediler. Ebu'd-Derda onlara şu karşılığı verdi:

 

Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kim sabahleyin şu duayı okursa akşama kadar onun başına herhangi bir musibet gelmez Günün sonunda okuyanın da sabaha kadar başına bir musibet gelmez. (Dua şudur) "Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ilah yoktur. Ben sadece sana güvendim. Sen yüce Arş'ın sahibisin! Allah neyi dilerse o olur; dilemedikleri ise olmaz. Güç ve kuvvet ancak Allah'a mahsustur. Bil ki; Allah'ın her şeye gücü yeter ve Onun ilmi her şeyi kuşatmıştır. Allahım! Ben nefsimin şerrinden ve her şerrin şerrinden, perçemleri senin elinde olan diğer bütün canlıların şerrinden sana sığınıyorum. Şüphe yoktur ki benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."

 

İlk lafızların bazıları Ebu Zer'in sözü olarak ta rivayet olunmuştur.  [-] Zayıf, İbnu's-Sünni, Amelu'l-yevm ve'l-leyle (20-21).

 

 

 

345- Kasım bildiriyor: Ebu Zer şöyle derdi: "Her kim sabahladığında: ''Allahım! Ettiğim her yeminin, söylediğim her sözün ve adadığım her adağın önünde mutlaka senin iraden bulunmaktadır. Zira ancak senin dilediğin olur, dilemediğin bir şey de asla olacak değildir. Allahım! Beni bağışla ve (bu yemin, söz ve adaklardaki hatalarımı) affet. Allahım! Senin rahmetin kiminse, benim de hayır dualarım ancak ona olur. Sen her kime lanet etmişsen de benim de lanetim onadır'' derse, o gün (yaptığı hatalardan dolayı) mazur görülür."  [-] Zayıf, munkati. Ebu Davud (5087).

 

 

 

346- İbn Şihab der ki: Yine bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hutbe verdiği zaman şöyle buyururdu: "Gelecek olan her şey yakın demektir. Gelecek olan hiçbir şey uzak değildir. Allah bir konuda insanların onu hemen veya sonra istemesine göre acele veya yavaş hareket edecek değildir. Zira insanların istediği değil, Allah'ın dilediği olur. Allah bir şeyi diler, insanlar da başka bir şeyi diler. Ancak insanların hoşuna gitmese de Allah'ın dilediği şey gerçekleşir. Yüce Allah'ın yakın kıldığı şeyi kimse uzak tutamaz. Allah'ın uzaklaştıracağı şeyi de kimse yakınlaştıramaz. Allah'ın izni olmadan da hiçbir şey gerçekleşmez."  [-] Sahih, mürsel. Ebu Davud, Meras'il (58)

 

 

 

347- Bu, başka bir kanalla İbn Mes'ud'dan mürsel ve onun sözü olarak rivayet olunmuştur. Görünüş itibarıyla bu sözleri Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den almış olsa gerektir.   [-] Zayıf ve mevkuftur. Senedinde de kopukluk vardır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yüce Allah'ın: "Herhangi bir şey için, Allah'ın dilemesi dışında: "Ben yarın onu yapacağım" deme"[Kehf 24] buyruğu