BEYHAKİ KÜLLİYATI |
ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Yüce Allah'ın: "Allah
dilemedikçe,
yine de inanmazlardı"[En'am
111] Buyruğu
Yüce Allah şöyle
buyurur: "Allah dilemedikçe, yine de inanmazlardı."[En'am 111],
"Biz dilesek herkese hidayet verirdik."[5 Secde 13], "Allah
dileseydi onları doğru yolda toplardı."[En'am 35], "Rabbin dileseydi,
yeryüzünde bulunanların hepsi inanırdı."[Yunus 99], "Eğer Rabbin
dileseydi insanları tek bir ümmet kılardı."[Hud 118], "Allah dileseydi
hepinizi doğru yola iletirdi."[Nah 19], "Allah dileseydi hepinizi bir
tek ümmet kılardı; fakat O, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola
iletir. Yaptıklarınızdan mutlaka sorumlu tutulacaksınız."[Nahl 93],
"Allah kimi dilerse onu şaşırtır, dilediği kimseyi de doğru yola
iletir."[En'am 39], "(Allah'ın emirlerini) onlara ıyıce açıklasın
diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah
dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir."[İbrahim 4] "İşte
Allah böylece, dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini doğru yola
eriştirir."[Müddessir 31], "Andolsun biz (bilmediklerinizi size) açık
seçik bildiren ayetler indirdik. Allah, dilediğini doğru yola iletir."[Nur
46], "Allah kullarını esenlik yurduna çağırıyor ve O, dilediğini doğru
yola iletir."[Yunus 25], "Sen, sevdiğini doğru yola eriştiremezsin,
ama Allah, dilediğini doğru yola eriştirir.''[Kasas 56], "Eğer dilemiş
olsaydı hepsini bir tek ümmet yapardı. Ama O, rahmetine dilediğini kavuşturur.
Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz."[Şura 8], "O, dilediğini
rahmetine dahil eder. Zalimlere gelince, onlar için elem verici bir azap
hazırlamıştır.''[İnsan 31], "Münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da
(tövbe ederlerse) tövbelerini kabul edecektir."[Ahzab 24], "Rabbim!
Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin ... Bu, Senin imtihanından
başka bir şey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola
iletirsin.''[A'raf 155], "İşte bu, Allah'ın hidayetidir, kullarından
dilediğini ona iletir.''[En'am 88], "Fakat Allah, elçilerinden dilediğini
ayırt eder.''[Al-i İmran 179], "Halbuki Allah rahmetini dilediğine
verir."[Bakara 105], "Allah dilediğine kat kat fazlasını
verir."[Bakara 261], "Fakat Allah dilediğini temize çıkarır."[Nur
21], "O, hayrını kullarından dilediğine eriştirir ve O bağışlayandır,
esirgeyendir."[Yunus 107], " ... Ancak Allah'ın dilemesi hariç. Biz
kimi dilersek onu derecelerle YÜkseltiriz."[Yusuf 76], "Allah
dilediğini yardımı ile destekler."[Al-i İmran 13], "Allah, dilediğine
yardım eder, galip kılar."[Rum 5], " ... Bu, Allah'ın dilediğine
verdiği bol nimetidir."[Maide 54], "Lütuf Allah'ın elindedir, onu
dilediğine verir."[Hadid 29], "Allah, kavuşma gününü ihtar etmek için
kullarından dilediğine emriyle vahyi indirir.''[Mümin 15], "Allah, kullarından
dilediğine iyilikte bulunur."[ibrahim 11], "Böylece, istediğimizi
kurtarırız.''[Yusuf 110], "Gökten içinde dolu bulunan dağlar gibi bulutlar
indirir, dilediğini ona uğratır, dilediğinden de uzak tutar.''[Nur 43],
"Rüzgarları gönderip bulutları yürüten, onları gökte dilediği gibi yayan
ve küme küme yığan Allah'tır."[Rum 48], "Allah'ın kullarından
dilediğine verdiği yağmurla, daha önceden kendilerine yağmur indirilmesinden
ümidlerini kesmiş oldukları için onlar seviniverider."[Rum 48],
"Dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışıdardı."[Yasin
66], "Dilesek, onları oldukları yerde dondururduk da, ne ileri gidebilider
ve ne de geri dönebiliderdi."[Yasin 67], "Allah dileseydi işitme ve
görmelerini giderirdi."[Bakara 20], "Allah dileseydi sizi zora
sokardı."[Bakara 220], "Allah dilediğini siler, dilediğini
bırakır."[Ra'd 39], "De ki: Mülkün sahibi olan Allah'ım! Mülkü
dilediğine verirsin; dilediğinden çekip alırsın; dilediğini aziz kılar,
dilediğini alçaltırsın."[Al-i İmran 26], "Bilin ki Allah dilerse sizi
bol nimetiyle zenginleştirecektir."[Tevbe 28], "Allah dilediğini
hesapsız şekilde rızıklandırır."[Bakara 212], "Allah Davud'a
hükümranlık ve hikmet verdi ve ona dilediğinden öğretti."[Bakara 251],
"Onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir, dilediğinden başka
ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar."[Bakara 255], "Hikmeti dilediğine
verir.''[Bakara 269], "Doğrusu Rabbim dilediğine lütutkardır."[Yusuf
100], "Dünyayı isteyene istediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz."[isra
18], "Ama O, dilediğini bir ölçüye göre indirir."[Şura 27], "O,
dilerse rüzgarı durdurur, yelkenle giden gemiler o zaman denizin yüzünde
durakalır."[Şura 33], "Onları yaratan, mafsallarını pekiştiren Biziz;
dilersek onları benzerleri ile değiştiriveririz."[insan 28], "Dilerse,
sizi başka bir milletin soyundan getirdiği gibi, sizi yok eder, dilediğini
yerinize getirir.''[En'am 133], "Sura üflenince, Allah'ın dilediği bir
yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür."[Zümer 68],
"Sonra, dilediği zaman onu tekrar diriltir."[Abese 22], "O
dilediği zaman bunları bir araya toplamaya da kadirdir."[Şura 29],
"Rabbinin dilediği hariç, (onlar) gökler ve yer durdukça o ateşte ebedi
kalacaklardır. Çünkü Rabbin, istediğini hakkıyla yapandır. ''[Hud 107]
297- Said b. el-Müseyyeb,
babasından bildiriyor: Ebu Talib'in ölümü yaklaştığında Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) onun yanına geldi. Ebu Cehl ve Abdullah b. Ebi Umeyye
oradaydı. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Ebu Talib'e: "Ey
Amcacığım! ''La ilahe illallah'' de. Bu kelimeyi söyle ki onun sayesinde senin
için Allah katında şahit (şefaatçi) olayım" dedi. Ebu Cehl ve Abdullah b.
Ebi Umeyye: "Ey Ebu Talib! Abdulmuttalib'in dininden yüz mü
çeviriyorsun?" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) amcasına
bu kelimeyi söylemesini teklif ettikçe onlar da söyledikleri sözü
tekrarladılar. Sonunda Ebu Talib onlara son olarak ''Abdulmuttalib'in dini
üzere'' olduğunu söyledi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Vallahi bana yasaklanmadığı sürece ben onun için istiğfar edeceğim"
buyurdu. Bunun üzerine Yüce Allah onunla ilgili olarak şu ayetleri indirdi:
"Peygamber ve iman
edenlerin, müşrikler için istiğfar etmeleri uygun değildir."[Tevbe 113]
"(Ey Habibim!) şüphe yok ki sen sevdiklerini hidayete erdiremezsin. Ancak
Allah dilediklerini hidayete erdirir.''[2 Kasas 56]
Buhari, Sahih'te
Ebu'l-Yeman'dan ve Buhari ile Müslim Ma'mer ve başkası kanalıyla Zühri'den
rivayet etti. [-] Sahihtir. Buhari
(4772, 1360) ve Müslim (24).
298- Abdullah b. Amr b.
el-As'ın Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittiğine göre o
şöyle buyurdu: "Bütün Adem oğullarının kalpleri, Rahman'ın parmakları
arasında tek bir kalp gibidir. Onları dilediği gibi yönlendirir." Sonra
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey kalpleri yönlendiren
Allahım! Kalplerimizi sana itaate yönlendir" diye dua etti.
Müslim, Sahih'inde
Züheyr b. Harb ve İbn Numeyr kanalıyla Abdullah b. Yezid el-Mukril'den rivayet
etti. [-] Sahih, ravileri güvenilir.
Müslim (2654).
299- Nevvas b. Sem'an
el-Kilabi der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den işittim şöyle
buyurmuştu: "Her kalp muhakkak ki Rahman'ın iki parmağı arasındadır,
dilerse o kalbi hidayet üzere bırakır, dilerse hak yoldan kaydırıp saptırır."
Bu yüzden Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle dua ederdi:
"Ey kalpleri dilediği üzere sabit kılan Allahım! Kalplerimizi dinin olan
İslam üzerinde sabit kıL." Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
devam etti: "Mizan, Rahman'ın elindedir. Kıyamet gününe kadar
dilediklerini yükseltir. Dilediklerini de alçaltır." [-] Sahih, ravileri güvenilir. İbn Mace
(199).
300- Abdullah b. Ömer
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) minberde ayakta iken şöyle
buyurduğunu işittim: "Sizden önceki ümmetlere nazaran sizin dünyada
kalacağınız süre, ikindi namazı ile güneş batımı arasında olan süre kadardır.
Tevrat ehline Tevrat verildiği zaman gün ortasına kadar onunla am el ettiler.
Daha fazla devam etmekten aciz kaldılar ve onlara kırat kırat ücretleri
verildi. İncil ehline İncil verildiği zaman gün ortasından ikindi vaktine kadar
onunla am el ettiler. Daha fazla devam etmekten aciz kaldılar ve onlara da
kırat kırat ücretleri verildi. Sonra size Kur'an verildi. Siz de ikindi vaktinden
güneş batımına kadar onunla am el ettiniz. Size de ücret olarak ikişer kırat
verildi. Ancak Tevrat ve İncil ehli: ''Rabbimiz! Onlar bizden daha az amel
ederken daha fazla ücret almaktadır'' deyince, Yüce Allah onlara: ''Ücretinizi
verirken sizlere haksızlık ettim mi?'' diye sorar. Onlar: ''Hayır!''
dediklerinde, Yüce Allah: ''Bu benim ihsanımdır ve onu dilediğime veririm''
buyurur."
Lafız, Şuayb'a aittir.
Buhari, Sahıh'de Ebu'l-Yeman ile Abdulaziz elEvsı kanalıyla İbrahım b. Sa'd'dan
rivayet etmiştir. [-] Sahih. Buhari (557).
301- Ebu Hureyre der ki:
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Mümin taze
ekin gibidir. Rüzgar nereden gelse onunla birlikte eğilir. Rüzgar geçince de
tekrar düzelir. Mümin, musibetlere karşı da aynı şekildedir. Kafir ise selvi
ağacı gibidir. Allah dileyip de onu kırana kadar kaskatı ve her dem dik olarak
durur."
Buhari, Sahih'inde
Muhammed b. Sinan kanalıyla Fuleyh'den rivayet etti. [-] Sahihtir. Buhari (5644, 7466)
302- İbn Abbas
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Bedir günü, bir çadırda:
"Allahım! Eğer dilersen bugünden sonra ebediyen Sana ibadet
olunmayacak" diye dua edince, Hz. Ebu Bekr elinden tutup: "Ey
Allah'ın Resulü! Bu kadar sana yeter, çünkü Rabbine gerçekten ısrarla dua etmiş
bulunuyorsun" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) (çadırdan)
çıkarken de şöyle diyordu: "Yakında o topluluk yenilecek ve arkalarını
dönerek kaçacaklardır. Asılonlara vaad olunan vakit kıyamettir. Ve o kıyamet
daha büyük bela ve daha acıdır."[Kamer 45-46]
Buhari, Sahih'inde
Muhammed b. Abdillah b. Havşeb kanalıyla Abdulvehhab es-Sekafi'den rivayet
etti. [-] Sahih, ravileri güvenilir.
Buhari (2915, 4875).
303- Hz. Aişe der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) veba haatalığını sorduğumda şöyle
buyurdu: "Bu, Allah'ın dilediği kimselere azab olarak göndermekte olduğu
bir şeydi. Daha sonra Allah bunu müminlere rahmet (vesilesi) kıldı. Veba
hastalığına yakalanıp da sabredip sevap ümid ederek ve Allah'ın yazmış olduğu
şeyden başka bir şeyin kendisine isabet etmeyeceğini bilerek evinden dışarı
çıkmazsa mutlaka ona şehid ecri gibi sevap vardır."
Buhari başka bir yolla
Davud'dan rivayet etti. [-] Sahih,
ravileri güvenilir. Buhari (5734).
304- Ebu Hureyre der ki:
İki adam birbirlerine sövdüler. Bunlardan biri Müslümanlardan, biri de
Yahudilerden idi. Müslüman: "Muhammed'i bütün insanlardan üstün kılan,
Allah hakkı için" deyince, Yahudi: "Musa'yı bütün insanlardan üstün
kılan, Allah hakkı için" dedi. Bunun üzerine Müslüman kızarak Yahudinin
gözüne bir yumruk vurdu. Yahudi, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
gelip durumu anlattı. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Selleml), Müslümanı
çağırıp durumu sordu, o da (niçin vurduğunu) itiraf etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Beni Musa'dan üstün
tutmayınız. Çünkü bütün insanlar ölü iken ilk dirilen ben olurum. Bir de
bakarım ki Musa, Arş'ın kenarından tutmuş. Artık ölenler arasındaydı da benden
önce mi dirildi, yoksa Allah'ın istisna ettiklerinden miydi bilmiyorum."
Buhari, Sahih'te
Ebu'l-Yeman'dan ve Müslim Abdullah b. Abdirrahman ile Ebu Bekr b. İshak
kanalıyla Ebu'l-Yeman'dan rivayet etti.
[-] Sahih, ravileri güvenilir. Buhari (2411) ve Müslim (2373).
305- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Allah buyurur
ki: Adem oğlu: ''Vefasız zaman!'' demesin Zira zaman (dan kastedilen) benim.
Gece ile gündüzü salan benim. Dilediğim zaman da ikisini bir araya
getiririm." [-] Sahihtir. Müslim
(7/45).
Harmele'nin rivayetinde
Şafii şöyle dedi: Allah en doğrusunu bilir, ancak hadisin tevili şöyledir:
Araplar ölüm yıkım veya telef gibi musibet anlarında gece ve gündüzü kastederek
zamanı kötüler ve söverler: "Zaman bizi helak ediyor, zamanın darbesini
yediler, zaman onları yok etti" derlerdi. Araplar başlarına bu şeyleri
gece ve gündüzün getirdiğini düşünürler ve söverlerdi. Bunun üzerine Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizi yok edenin ve başınıza bu şeyleri
getirenin zaman olduğunu düşünerek zamana sövmeyin. Başınıza gelen bu şeylerin
failine söverseniz, yüce Allah'a sövmüş olursunuz. Bu şeylerin faili yüce
Allah'tır" buyurdu.
306- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Ömrünüz boyunca hayrı dileyin ve Allah'ın rahmetinin esintilerine karşı
açık olun. Zira Allah'ın kullarından dilediğine ihsan ettiği rahmet esintileri
vardır. Allah'tan kusurlarınızı örtmesini ve korkularınızı gidermesini
isteyin." [-] Zayıftır. Taberani,
M. el-Kebır 1/250 (720), Ebu Nuaym, Hilye (1/221, 3/162) ve İbn Ebi Şeybe,
Musannef (13/309).
307- İbn Abbas,
"Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap
(Levh-i Mahffiz) O'nun katındadır"[2 Ra'd 39] ayetini açıklarken şöyle
dedi: "Allah, Kur'an'dan dilediğini değiştirip nesheder, dilediğini de
sabit kılar ve değiştirmez. Bunların tamamı, nesheden, neshedilen,
değiştirilen, sabit kılınanların hepsi Allah'ın katında Ümmü'l- Kitab
'dadır." [-] Zayıftır. Suyuti,
ed-Dürrü'l-Mensur (4/67) ve İbn Cerir, Tefsir (23/25).
308- İbn Abbas:
"Dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışırlardı"[Yasin
66] ayetini: "Onları kör edip doğru yoldan saptırsaydık, doğru yolu nasıl
bulacaklardı" şeklinde açıklamıştır. Bir defasında da: "Onları
hidayete karşı kör ettik" demiştir.
[-] Zayıf
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Yüce Allah'ın:
"Allah size açıklamak iiter"[Nisa 26] Buyruğu