BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ŞAFİİ’NİN RİVAYETTE HATASIZLIĞI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Lian ile İlgili Başka Bir Hadis

 

Ebu Zekeriyya, "Ebu Bekr - Ebu'l-Abbas - Rabi' - Şafii - Malik" kanalıyla Hişam b. Urve'den bildiriyor: Kumral, saçı düz, zayıf bedenli Adani, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip, dolgun kalçalı, iri gözlü, güçlü ve kuvvetli olan amcası oğlunu ve hamile olan kendi eşini kastederek:

 

"Ey Allah'ın Resulü! Şerik b. Sehma'yı filan kişi ile zina ederken gördüm. Ben kanma filan filan zamandan beri de hiç yaklaşmadım" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Şerik'i çağırıp bu durumu sorunca o da bunu inkar etti. Kadını çağırıp ona sorunca o da inkar etti. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hamile olan bu kadın ile kocası arasında lian yaptı. Sonra da: "Doğum yaptığında çocuğuna bakın. Eğer iri gözlü ve dolgun kalçalı bir çocuk doğurursa kocası doğru söylüyor demektir. Fakat kumral ve kertenkele gibi kısa bir çocuk doğurursa (Uveymir) yalan söylüyor demektir" buyurdu. Kadın dolgun kalçalı bir çocuk doğurunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Durum (kocasının) dediği gibidir. Kişinin ikrar edip itiraf ta bulunması halinde hüküm verilir. Ancak açık olsa bile başkasının göstereceği delilin geçerli sayılmayacağı yönünde hüküm verilmiştir" buyurdu. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer Yüce Allah'ın (li an hakkındaki) hükmü belirlenmemiş olsaydı bu kadına farklı bir şekilde davranırdım" buyurdu. İkisinden birinin yalan söylediğini bildiği halde ne Şerik' e, ne de kadına bir şey yapmadı ve hükmü uyguladı. Sonra kadının kocasının doğru söylediğini öğrendi.

 

Beyhaki der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişinin ikrar edip itiraf ta bulunması" buyruğu kitapta bu şekilde yazılmıştır. Bunun doğrusu da: "Şahitlerin bulunması ile birlikte kişinin itiraf ta bulunması" şeklindedir. "....." buyruğu ile açık olsa bile başkasının göstereceği delili kastetmektedir. Ancak Malik kanalıyla Hişam b. Urve'den olan rivayetine ve bu metni ona bağlamasına gelince; bu hata bu hadisleri el-Mebsut'tan, Müsned'e naklederken oluşmuştur. Ne Malik b. Enes, ne de Şafii bu metni bu isnadla rivayet etmemiştir. Hişam b. Urve ile birlikte bu ikisi bu kötü hatadan Allah'a sığınmaktadır. Gördüğüm kadarıyla bu hata şöyle oluşmuştur; Şafii, İbtalu'l-İstihsan kitabında, dünyadaki hükümlerin, zahire göre verileceğini ve gizliyi ancak Allah'ın bileceğini söylemiş, münafıkların durumunu ve Ebu Hureyre'nin: "İnsanlar ''La ilahe illallah'' deyinceye kadar onlarla savaşırım" şeklindeki hadisini buna huccet saymıştır. Sonra Malik'in, "Hişam b. Urve - Zeyneb binti Ebi Seleme - Ümmü Seleme" kanalıyla Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben de ancak sizin gibi bir beşerim, davalaşmak üzere yanıma gelmektesiniz" buyurduğunu haber verip söz konusu hadisi zikretmiştir. Bu şekilde isnadın bir kısmının ve metnin tamamının eksik kalması ya bazı nüshalarda yazılmayışından dolayı ya da Şafii'nin hadisi tam olarak öğrenip daha sonra tamamlamak üzere bu şekilde bırakmış olmasından dolayıdır. Daha sonra Adani'nin kıssasını delil sayarak: "Adani, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi" demiştir. Bunu nakleden kişi de: "Adani, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi" lafzını Hişam b. Urve'nin kendi sözü sanmıştır. Bunu da Müsned'de Malik'in, Hişam'dan naklettiğini bildirmiştir. Ancak bu, büyük bir hatadır. Ebu Said b. Ebi Amr'ın, İbtalu'l-İhtihsan kitabında bu Ebu'l-Abbas kanalıyla Rabi' den, o da Şafii'den nakledilmiştir. Ancak kitabın eski bir nüshasında, kendisinden sonra gelen raviyi yani Hişam b. Urve'yi bir parantezle ayırıp: "Adani, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi" demiştir. Şafii bu meseleyi kitaplarında birçok yerde zikretmiştir. Hişam b. Urve'nin, "babası - Zeyneb" kanalıyla Ümmü Seleme'den naklettiği ve Adani'nin hadisinde olduğu gibi bu kitapta ve diğer kitaplarında bunu huccet saymıştır. İlim ehlinin bu konudaki yanlış anlamaları olmasaydı bu açıklamaları yapmaya gerek duymazdım. Tasnif te bulunan kimse veya tasnifte bulunanların usulünü gören kimse adetlerinin Şafii hakkında zikrettiğim gibi olduğunu bilir. Yani bazı isnadları veya metinleri alıp kalan kısmını aslını öğreninceye kadar bırakıp yazmadığını bilir. Buna dikkatle bakmayan kişi de bu hadisi nakleden kişinin hata ettiği gibi hata eder. Doğruya ulaşmak ve günahlardan korunma Allah'tandır.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Hırsızlıktan Dolayı El Kesme ile İlgili Hadis