BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İ’TİKAD |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İman Hakkında
Söylenenler
Yüce Allah,
"Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine
Allah'ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen
kimselerdir. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak
verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir. İşte gerçekten inanmış
olanlar bunlardır"[Enfal, 2 - 4] buyurarak, bazıları kalple, bazıları
dille, bazıları bu ikisi ve bedenin diğer azalarıyla, bazıları da bunlardan
biri ve malla olan bu şeyleri müminlerin kendilerinde bulundurduklarını
bildirmiştir. Allah'ın, bu amellerden zikrettikleri, zikretmediği diğer şeyler
konusunda da bir uyarıdır. Allah, müminlerin imanlarının artmasının,
kendilerine ayetlerinin okunmasıyla olduğunu da haber vermiştir. Bu ameller ve
imanın bir araya getirdiği diğer ameller, imanın artıp eksildiğine delalet
ederler. İmanın artması mümkünse eksilmesi de mümkün demektir. Bu ayet, bu
manadaki diğer ayetler ve hadislerden hareketle hadis alimleri şöyle
demişlerdir: İman, adı farz olsun nafile olsun bütün ibadetleri kapsar ve
bunlar da üç kısma ayrılır.
Birincisi, terki küfrü
gerektiren şeylerdir. Bu da, inanılması gerekene inanmak, inandığını da ikrar
etmektir.
İkincisi ise, terk
edenin fasık veya isyankar olduğu ama inkar etmedikçe tekfir edilemeyeceği
şeylerdir. Bu da, namaz, zekat, oruç, hac ve haramlardan kaçınmak gibi
farzlardır.
Üçüncüsü ise, terkiyle
fasık veya kafir olmayacağı, ama yanlış yapmış olacağı şeylerdir. Bu da nafile
ibadetleri terketmek gibi.
Bütün bunların nasıl
imandan sayılacağı konusunda ihtilaf edilmiştir. Kimisi: "Bütün bunlar,
Allah'a ve Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iman manasındadır. Çünkü
imanın sözlük manası tasdik etmektir. Her itaat ta tasdiktir. Çünkü kişi kabul
etmediği hiç kimseye ve hiçbir emrine itaat etmez" demiştir.
Kimisi ise şöyle
demiştir: Dil ile ikrar edilmese bile Allah'a, Resulunah'a (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) ve itaat edilmesi gereken diğer şeylere inanmak, Allah'a ve
Resulü'ne iman demektir. Allah'ı tasdik etmek, Onu(n uluhiyetini) kabul edip
varlığını itiraf etmektir. Allah'ı tasdik etmek te Onun kanunlarını kabul
etmek, farzlarının doğru, hikmetli ve adaletli olduğunu kabul edip uymaktır.
Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tasdik etmek te aynı şekildedir.
Hz. Peygamber'i (Sallallahu aleyhi ve Sellem) tasdik etme konusunun
açıklamasını ve delillerini İman ve el-Cami kitaplarında zikretmiştik. Burada
da orada zikrettiğimizin bir bölümünü zikredeceğiz.
İbn Abbas der ki:
Resulunah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "(Namazda Kabe'ye dönülmesi
emredilmeden önce) Beytu'l-Makdis'e dönerek namaz kılarken ölenler hakkında ne
dersin?" diye sorulunca, "Allah imanınızı zayi edecek değildir"[Bakara
143] ayeti nazil oldu.
[T] Sahih hadistir. Ebu
Davud (4680), Tirmizi (2964) ve Ahmed (1/295, 403, 304- 305, 322,347).
Bera b. Azib bu hadisi
daha geniş bir şekilde nakletmiştir. [T]
Buhari (40, 399, 4486, 4492, 7252) ve Müslim (525).
Bu rivayet, Resulunah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), sahabenin Beytu'l- Makdis'e doğru namaz
kılmalarını iman olarak adlandırdığına delildir. Namaz konusunda durum buysa,
diğer itaatler konusunda da aynıdır. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) temizliği iman olarak adlandırmış ve Ebü Malik el-Eş'ari'nin rivayet
ettiği hadiste: "Temizlik, imanın yarısıdır" buyurmuştur.
Ebü Malik el-Eş'ari'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Temizlik,
imanın yarısıdır" derdi.
Allah'ın Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), Abdulkays heyetine şahadet kelimelerini, namaz
kılmayı, zekat vermeyi, Ramazan orucunu tutmayı, hac yapmayı ve ganimetin beşte
birini vermeyi iman olarak adlandırmıştır.
İbn Abbas der ki:
Abdulkays heyeti Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelince,
Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hoş geldiniz ey kavim!
Allah sizi utandırmasın" deyince, onlar: "Ey Allah'ın Resulü! Bizimle
senin aranda Mudar kafirleri vardır ve (bu sebeple) yanına ancak haram ayda
gelebiliyoruz. Bize bir şey emret ki onu senden öğrenip arkamızda
bıraktıklarımızı da ona davet edelim" karşılığını verdiler. Bunun üzerine
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size imanı
emrediyorum. İmanın ne olduğunu biliyor musunuz? Allah'dan başka ilah
olmadığına ve Muhammed'in Allah'ın Resulü olduğuna şahadet etmeniz, namazı
kılmanız, zekatı vermeniz, Ramazan orucunu tutmanız ve hac yapmanızdır."
[T] Sahih hadistir.
Buhari (53/, 87, 523, 1398, 3095, 3510, 4368, 4369, 6176, 7266, 7556) ve Müslim
(17,18).
İbn Abbas der ki:
Zannedersem: "Bir de ganimetin beşte birini vermenizdir" de buyurdu.
Ebü Hureyre'nin rivayet
ettiği hadiste ise, dinin bütün şubelerini iman olarak adlandırmıştır.
Ebü Hureyre'nin bildirdiğine
göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "İman,
altmış küsur veya yetmiş küsur şubedir. O şubelerin en faziletlisi, La ilahe
illallah demek, en aşağısı da, yoldan eziyet veren şeyi kaldırmaktır. Haya da
imandan bir şubedir."
[T] Sahih hadistir.
Müslim (35) ve Buhari (35)
Ebü Said el-Hudri'nin
bildirdiğine göre Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iman yönünden
hangi müminlerin daha olgun olduğu sorulunca, Allah'ın Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Canıyla ve malıyla Allah yolunda cihad eden adamla,
kuytu bir köşede Allah'a ibadet eden ve insanları kendi şerrinden azade bırakan
kişidir" cevabını verdi.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (2786, 6494) ve Müslim (1888).
Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müminlerin
iman yönünden en olgunu, ahlakı en güzelolanıdır" buyurmuştur.
[T] Sahih hadistir.
Ahmed (2/527), Darimi (2792) ve Hakim (1/3).
Beyhaki der ki: Allah en
doğrusunu bilir, ama "Müminlerin iman yönünden en olgunu" sözünden
kasıt, bu hadis ve bu manadaki diğer hadislere bakıldığında, iman yününden
müminlerin en olgunlarından olmasıdır. Araplar arasında, en olgun, en üstün
sözleri, en olgunlarından, en üstünlerinden manasında kullanılır.
Ebu Umame'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim Allah
için severse, Allah için buğzederse, Allah için verirse ve Allah için men
ederse imanı kemale ermiş demektir" buyurdu.
[T] Sahih hadistir. Ebu
Davud (4681) ve Taberani M. el-Kebir (7613, 7737, 7738), Müsnedu'ş-Şamiiyyin
(1260) ve M. el-Evsat (9083).
Sehl b. Muaz b. Enes
el-Cuheni de babasından aynı rivayette bulunmuş ancak: " ... ve Allah için
nikahlarsa imanı kemale ermiş demektir" ibaresini eklemiştir.
Ebu Said el-Hudri'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kim bir kötülük görür de onu eli ile değiştirmeye gücü yeterse eli ile
değiştirsin. Eli ile değiştirmeye gücü yetmezse, dili ile değiştirsin. Dili ile
değiştirmeye gücü yetmezse kalbi ile değiştirsin. Bu sonuncusu ise, imanın en
zayıfıdır."
[T] Sahih hadistir.
Müslim (49)
Enes, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "La ilahe illallah (= Allah'tan başka ilah yoktur)
diyen ve kalbinde arpa tanesi ağırlığında iman olan kimse, Cehennem'den
çıkar" buyurduğunu nakletmiştir.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (44/7410) ve Müslim (193, 325).
Ebu Said el-Hudri,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu hadisini: "Kalbinde bir
hardal tanesi ağırlığında iman olan ... " şeklinde nakletmiştir.
[T] Sahih hadistir.
Buhari (4581, 7439) ve Müslim (183).
İslam'ın emirleri iman
diye adlandırılmaktadır. İman ve İslam'dan teslim olmak değil de, İslam'ın
kendisi kastediliyorsa aynı manadadır. İman, zikrettiğimiz konuların
dışındakilerle de artar ve eksilir. Burada zikrettiklerimiz (konuyu açıklamak
için) yeterlidir.
Raşid halifeler Hz. Ebu
Bekr, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali' den, sonra Abdullah b. Revaha, Muaz b.
Cebel, Abdullah b. Mes'ud, Ammar b. Yasir, Ebu'd-Derda, Abdullah b. Abbas, Ebu
Hureyre, Osman b. Huneyf, Umeyr b. Habib, Cundub, Ukbe b. Amir ve onlardan
sonra gelenlerden birçok kişiden bu konuda rivayetler vardır.
Fukahau'l-Emsar yani
cumhum oluşturan fıkıh alimlerinden Malik b. Enes, Evzai, Süfyan b. Said
es-Sevri, Süfyan b. Uyeyne, Hammad b. Zeyd, Hammad b. Seleme, Muhammed b. İdris
eş-Şafii, Ahmed b. Hanbel, İshak b. İbrahim el-Hanzali ve başka hadis alimleri
de aynı görüştedir.
Kuteybe b. Said ve Ebu
Yusuf el-Kadı'dan bu konuda rivayetler yaptık ve İman kitabında bunlar
geçmiştir.
Ali b. Ebi Talib'in
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İman, dil
ile söylemek, azalarla am el yapmak ve kalp ile bilmek( tasdik)tir"
buyurmuştur.
[T] İbn Mace (65), İbn
Adiy el-Kamil (5/332), Taberani M. el-Evsat (6245,8580) ve İbn Hibban
el-Mecruhin (2/106).
Muhammed b. Eslem ve
başkaları da Ali b. Musa er-Rida'dan bunu destekleyen bir rivayette
bulunmuşlardır.
Şafii de: "İman, söz
ve amelden ibarettir. Artar ve eksilir" demiştir.
[T] Yusuf b. Abdilahad
dışındaki ravileri güvenilirdir. Bu kişi hakkında ise bilgi bulamadım.
Beyhaki der ki: Sahabe
ve Tabiundan ve ondan sonra gelenlerden bazıları imanda istisnayı: (Ben
inşallah müminim, demeyi) caiz görmüşlerdir. Bunların istisnası da imanın artıp
eksilmesi, hayatlarının sonunda iman üzere kalmaları manasındadır. İnsanın
imandaki halinin değişmesi, değişmeden önce imanla adlandırılmasına engel
değildir. Allah en doğrusunu bilir.
Hasan el-Basri'ye bir
adam imandan sorunca, şöyle cevap verdi: "İman iki türlüdür. Eğer sen,
Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, Cennete, Cehenneme,
öldükten sonra dirilmeye ve hesaba imanı soruyorsan, ben müminim. Yok eğer,
yüce Allah'ın, "Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen,
kendilerine Allah'ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız
Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve
kendilerine rızık olarak verdiğimizden (Allah yolunda) harcayan kimselerdir.
İşte gerçekten inanmış olanlar bunlardır"[Enfal, 2 - 4] ayetlerinde
vasfettiği imanı soruyorsan, vallahi ben onlardan mıyım değil miyim
bilmiyorum."
Hasan, o zamanki
imanının olup olmadığına değil, yüce Allah'ın, haklarında "Onlara
Rablerinin katında mertebeler, mağfiret ve cömertçe verilmiş rızıklar
vardır"[Enfal, 4] buyurduğu Cennetliklerin imanı gibi kamil bir imana
sahip olup olmadığına baktı.
Süfyan es-Sevri der ki:
Mürde ile üç konuda ihtilaf ettik. Biz: "İman söz ve ameldir" derken,
onlar: "Sadece söz yeterlidir, amel şart değildir" demişlerdir. Biz:
"İman artar ve eksilir" derken, onlar: "Ne artar, ne de
eksilir" demişlerdir. Biz: "Bize göre Ehl-i kıble mümindir, ama Allah
katındaki durumlarını ancak Allah bilir" derken, onlar: "Biz, Allah
katında müminiz" derler.
Süfyan es-Sevri der ki:
Ehl-i sünnet Allah katında kesinlikle mü min olduklarını iddia etmezler. Çünkü
gaybı sadece Allah bilir. Kulun son halinin nasılolacağını ve hangi durum üzere
öleceğini ancak Allah bilir. Biz bilmediğimiz için, kötü akıbetten korkarız ve
bu konuda işi Allah'a havale edip bu manada imanda istisna ederiz ve:
"İnşallah müminiz" deriz. Yüce Allah'tan da dünya hayatında ve
ahirette sağlam bir söz üzerinde tutmasını dileriz.
Kalemin, olacak şeyleri
yazması ve her insanın sonunun kendisi için yazılmış olan uhrevi saadet ve
bedbahtlık olacağı konusunda hadisler varid olmuştur. Kişinin ölümü (henüz
ölmemiş olması) onun, ölümden önce inanç yönünden durumunun değişebileceği
korkusu, istisna yapılmadan imanlı olduğunun söylenmesine engeldir. Allah bizi
fazlı ve rahmetinin genişliğiyle kötü sondan korusun.
Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Kişi, Kitab'da Cehennem ehlinden yazıldığı halde cennet ehlinin amelini
yapar, ölüm anı geldiği zaman bu halinden dönüp Cehennem ehlinin ameliyle am el
ederek ölür ve Cehenneme girer. Yine kişi Kitab'da Cennetliklerden yazılmış
olduğu halde Cehennem ehlinin amelini yapar, ölüm anı geldiği zaman bu halinden
dönüp Cennetliklerin amelini yaparak ölür ve Cennete girer."
[T] Sahih hadistir.
Ahmed (6/107, 108) ve Ebu Ya'la (4668). Müslim (2651)
Abdullah b. Mes'üd ve
başkalarının Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği, bu
hadisi destekleyen birçok rivayet vardır.
Sehl b. Sa'd
es-Saidi'nin bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Ameller son durumlarına göre değerlendirilir" buyurmuştur.
[T] Sahih hadistir. Buhari
(2898, 4202, 4207, 6493, 6607) ve Müslim (112).
Usame b. Zeyd'in rivayet
ettiği hadiste sahabe: "Cennet için çabalayıp gayret edenler bizleriz, ey
Allah'ın Resulü!" deyince Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"İnşaallah deyiniz" buyurdu.
[T] İbn Mace (4332).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Büyük Günah
İşleyenlerin Durumları