BEYHAKİ KÜLLİYATI |
İ’TİKAD |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Çocukların İslam
Fıtratı Üzere Doğmaları
Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her doğan fıtrat
üzere doğar. Anne ve babası onu Yahudi ve Hıristiyan yaparlar. Tıpkı devenin,
bütün organları tam bir yavru dünyaya getirdiği gibi. (Devenin dünyaya
getirdiği bu yavrunun) vücudunda kesik bir organ görebiliyor musunuz?"
buyurunca, sahabe: "Ey Allah'ın Resulü! Küçükken ölenler hakkında ne
buyurursun?" diye sordular. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Onlar yaşamış olsalardı onların ne yapacaklarını Allah en iyi
bilendir" buyurdu.
[T] Buhari (1358, 1359,
1385, 4775, 6599) ve Müslim (2658).
Bu hadisin başı,
çocukların dünyadayken hangi durumda olduklarını belirtmektedir.
Şafii, Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem), "Her doğan fıtrat üzere doğar"
buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: Hadisteki fıtrattan kasıt, Yüce Allah'ın
mahlukatı yarattığı ilk halidir. Dünyaya gelen çocukların, konuşmaya başlayıp
iman veya küfürden birini tercih edecek çağa gelmedikleri müddetçe, onlar
hakkında bir hüküm verilmez. Onların hükmü, anne ve babalarına göre verilir.
Dünyaya geldiklerinde anne ve babaları hangi inanca sahipse çocuklar da o
inançtan sayılır. Eğer anne ve babaları müslümansa Müslüman, kafirse kafir
sayılırlar.
Beyhaki der ki: Ala b.
Abdirrahman'ın, babası kanalıyla Ebu Hureyre' den, onun da Allah'ın Resulü'nden
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet ettiği: "Eğer anne babası
müslümansa, çocuk ta Müslüman sayılır" buyruğu Şafii'nin bu sözünü
onaylamaktadır. çocuğun ahiretteki hükmü ise hadisin sonundaki, "Onlar
yaşamış olsalardı onların ne yapacaklarını Allah en iyi bilendir"
buyruğuyla açıklanmıştır. Bu çocukların dünyadaki nikah, miras ve diğer
konulardaki hükümleri, kendileri iman veya küfürden birini tercih edecek çağa
gelinceye kadar anne babalarıyla aynıdır. Ahiretteki hükümleri ise Allah'ın
ilmine bırakılmıştır (bilinemez). Hz. Aişe'nin, Allah'ın Resulü'nden
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet ettiği Müslüman çocukları konusundaki
hadisi buna delalet etmektedir.
Hz. Aişe der ki:
Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ensar'dan bir çocuğun cenaze
namazını kılmak için getirilince, ben: "Ey Allah'ın Resulü! Ne mutlu bu
çocuğa, ne mutlu, bu, cennet kuşlarından bir kuştur. Çünkü ne bir kötülük
işlemiş, ne de kötülük bilir" dedim. Bunun üzerine Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Aişe (belki gerçek) böyle
değildir. Muhakkak ki Allah cenneti yarattığı gibi cennetlikleri de yarattı.
Cenneti onlar babalarının bellerinde iken onlar için yarattı. Cehennemi
yarattı, cehennemlikleri de yarattı ve cehennemi onlar (daha) babalarının
bellerinde iken onlar için yarattı."
[T] Hasen
Bu hadis, onların
cennetlik olduklarının söylenmesine engeldir.
Ubey b. Ka'b'ın,
Allah'ın Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) naklettiği Hz.
Hızır'ın öldürdüğü çocuk
hakkındaki hadisteki, "Bu çocuk kafir olarak yazılmıştır" sözü de
buna delalet etmektedir. Halbuki bu çocuğun anne babası mümindi.
Kader Kitabımızın
sonlarında naklettiğimiz rivayetlerde, müşriklerin çocuklarının anne
babalarıyla beraber Cehennemde, Müslümanların çocuklarının ise anne babalarıyla
beraber Cennette olduklarını nakletmiştik. Yine müşriklerin çocuklarının,
Cennette, cennetliklerin hizmetçisi olduğunu bildiren zayıf rivayetler
nakletmiştik. Bu rivayetlere bakıldığında, sahih olanın, bunların durumunun,
Yüce Allah'ın onlar hakkındaki ilmine, onlar için yazdığı uhrevi saadet veya
bedbahtlığa kalmış bir şeyolduğudur. Yine Müslümanların çocukları hakkında:
"Yüce Allah, bu ümmete, zürriyetlerini cennete yanlarına göndereceğini
bildirerek ikramda bulunmuştur" denmiştir.
[T] Buhari (7047)
İbn Abbas, "İman
eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz
onların nesillerini kendilerine kattık''[Tur 21] buyruğunu açıklarken:
"Allah kıyamet günü Cennette müminin zürriyetini, amel yönünden daha
aşağıda olsalar bile kendisinin derecesine yükseltip noksan bir durumda
bırakmaz" dedikten sonra, "İman eden ve nesilleri de iman konusunda
kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık.
Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz. Herkes kazancına bağlıdır"[Tur
21] ayetini okudu.
Bunu Muhammed b. Bişr,
Sevri kanalıyla Sumaa'dan, o da Amr b. Murre'den ve ayrıca Şu'be de Amr b.
Murre'den rivayet etti.
İbn Abbas der ki: Yüce
Allah, "Bilsin ki insan için kendi çalışmasından başka bir şey
yoktur''[Necm 39] ayetinden sonra, "İman eden ve nesilleri de iman
konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var ya, biz onların nesillerini
kendilerine kattık''[Tur 21] buyruğunu indirdi. Yani, iman yönünden onları
babalarıyla aynı sayarız, babalarının salih olmasıyla, çocukları da onlarla
birlikte Cennete girerler.
Beyhaki der ki:
Muhtemeldir ki, Hz. Aişe'nin naklettiği olay, bu ayet nazil olmadan önce vaki
olmuştur. Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu ayetin nüzulünden
önce, daha önce de zikredildiği gibi, Kalem'in (takdirin) kişinin cennetlik mi
yoksa cehennemlik mi olacağını ezelden) yazdığı hükmüne binaen, çocuğun
kesinlikle cennetlik olduğunu söylememiştir. Sonra Yüce Allah, her mümine
(kıyamet gününde), kendisi gibi amel yapmasalar bile soylarını da katacağını
bildirerek ikramda bulunmuştur. Bu çocuklar hakkında Cennetlik olduklarını
bildiren haber gelince, biz de anladık ki, Kalem onları cennetlik olanlardan
yazmıştır.
Bu haberlerden bazıları
şunlardır: Ebü Hureyre Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"(Müminlerin) Küçükleri, cennetin -veya Cennetliklerinkurtçuklarıdır.
(Cennetin her tarafını dolaşan ve oradan ayrılmayan varlıklarıdır)"
buyurduğunu nakleder.
[T] Sahih. Müslim
(2654).
Ebü Hureyre'nin başka
bir rivayetinde Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müslümanların çocukları Cennette bir dağdadır. Hz. İbrahim ve Sare
onların bakımını üstlenmişlerdir. Kıyamet günü olunca onları ailelerine
vereceklerdir."
[T] Hakim (1/384) ve
Ahmed (2/326).
Muaviye b. Kurra'nın,
babasından bildirdiğine göre Allah'ın Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oğlu
ölen bir kişiye taziyeye gidince şöyle buyurdu: "Ey falan! Hangisini daha
çok seversin? Ömrün boyunca onunla ondan faydalanmayı mı, yoksa yarın kıyamet
günü Cennetin hangi kapısına gitsen, kapıyı sana açmak için önden gitmesini
mi?" Adam: "Ey Allah'ın Resulü! Benden önce Cennetin kapılarına
gitmesini daha çok severim" karşılığını verince, Peygamber (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Böyle de olacak" buyurdu.
Ensar'dan bir adam
kalkıp: "Ey Allah'ın Resulü! Allah beni sana feda etsin! Bu sözün sadece
bu adama has bir şey mi, yoksa çocuğu ölen her müslüman için de geçerli
mi?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Müslümanlardan çocuğu ölen herkes için geçerlidir" buyurdu.
[T] Sahih hadistir.
Nesai (4/22-23, 118), Ahmed (3/436, 5135) ve Hakim el-Müstedrek (1/384).
Bu hadislerin
isnadlarım, el-Cami (li-Şuabi'l-iman) kitabının sabır konusunda başka
hadislerin isnadlarıyla beraber zikrettik. Bu rivayetlerin hepsi de anne babası
veya birisi mümin olup vefat eden çocukların, anne babasına katılacağını,
hadislerde de bildirildiğine göre anne babasına cennetin kapısını açacağını,
Kalem'in bu kişileri cennetlik olanlardan yazdığım bildirmektedir. Şafii de
Menasik kitabında, müslüman çocuklar hakkındaki bu manadaki rivayetlerin doğru
olduğunu belirtmiş ve şöyle demiştir: Yüce Allah, fazlıyla insanların
amellerine kat kat mükafat vermiş, müminlere de zürriyetlerini kendilerine
katarak ihsanda bulunmuştur. Bu müminlerin amellerini zayi etmemiş ve,
"İman eden ve nesilleri de iman konusunda kendilerinin yoluna uyanlar var
ya, biz onların nesillerini kendilerine kattık''[Tur 21] buyurmuştur. Allah,
müminlerin soylarım amel yapmadan cennete sokarak ihsanda bulunuyorsa, (bu
çocukların) hac yaparak işledikleri iyilikleri de, kendilerine hac farz olmasa
bile (sevap olarak) yazar. Müslüman çocukların Cennete gireceğine dair hadisler
de gelmiştir.
Beyhaki der ki: Mümin
olarak vefat eden kişiler için, Kitab ve hadislerin de belirttiği gibi
soylarının kendilerine katılması güzel bir şeydir. Ancak, kişi mümin iken
değişip küfür üzere ölebileceği ve bedbahtlardan yazılabileceği için, hayattaki
kimse hakkında kesinlikle çocuğunun cennette kendisiyle olacağını söylemek
mümkün değildir. Çünkü kişinin ezelde, bedbahtlardan mı yoksa cennetliklerden
mi yazıldığını bilmek mümkün değildir. Allah'ın Resulü'nün (Sallallahu aleyhi
ve Sellem), Hz. Aişe'nin, "Ey Allah'ın Resulü! Ne mutlu bu çocuğa, ne
mutlu, bu, cennet kuşlarından bir kuştur. Çünkü ne bir kötülük işlemiş, ne de
kötülük bilir" sözünü garipsemesi bu manadadır. Kitab'da ve hadislerde
bildirilen şeyi bütün müminler ve soyları için söyleriz, ama belli bir şahıs
için kesinlikle böyledir diyemeyiz. Bu söylediğimiz, bu konuda gelen
rivayetleri aynı manada buluşturmaktadır. Allah en doğrusunu bilir.
Bu konuda müşriklerin
çocuğunun da aynı konumda olduğunu söyleyenler şu delillere dayanırlar:
Esved b. Ser!',
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:
"Dört sınıf insan kıyamet günü (müslüman olmadan ölmelerini) Allah'a
mazeret göstereceklerdir. Hiçbir şey işitmeyen sağır kimse, ahmak (deli) kimse,
yaşlı ve bunamış kimse ve fetret döneminde ölen kimse. Hiçbir şey işitmeyen
sağır kimse (müslüman olmadan ölmesine gerekçe olarak): ''Rabbim! İslam
geldiğinde ben hiçbir şey işitmiyordum. (Bu sebeple müslüman olamadan öldüm)''
der, Ahmak kimse: ''Rabbim! İslam geldiğinde çocuklar (benimle alayederek) bana
deve dışkısı fırlatıyorlardı. (Bu sebeple müslüman olamadan öldüm)'' der. Yaşlı
ve bunamış kimse: ''Rabbim! İslam geldiğinde (bunadığımdan dolayı) hiçbir şeyi
akıl edemiyordum, (Bu sebeple müslüman olamadan öldüm)'' der. Fetret döneminde
ölen kimse (müslüman olmadan ölmesine gerekçe olarak) ise: ''Rabbim! Bana bir
elçi göndermedin'' der. Bunun üzerine Allah onlardan kendisine mutlaka itaat
edeceklerine dair söz alır. Ardından onlara bir melek gönderir. Melek onlara:
''Cehenneme) girin'' der, Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki; şayet
ateşe girmiş olsalar, ateş onlar için bir serinlik ve selamet olurdu,"
[T] Sahih hadistir.
Ahmed (4/24) ve Ebu Ya'la (4224).
Katade Hasan kanalıyla
Ebu Rafi'den, o Ebu Hureyre'den, o da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'den bunun aynısını aktarmıştır ki, isnadı sahihtir.
Enes'in bildirdiğine
göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kıyamet
günü fetret döneminde ölen kişi, ihtiyar olan kişi, bunak olan kişi ve akil baliğ
olmayan çocuk getirilir. Bunlar müslüman olmamalarının sebebini söyleyip
özürlerini belirtirler. Bunun üzerine Cehennemden bir ateş alevi çıkar ve
Rableri kendilerine: ''Ben insanlara aralarından peygamberler gönderiyordum.
Ben size kendimin elçisiyim. Bu ateşe girin'' buyurur. (Ezelde) Cehennemlik
oldukları yazılanlar: ''Ey Rabbimiz! Biz ondan kaçtık'' derler. Cennetlik
olarak yazılanlar ise koşarak hızlı ca oraya dalar. Sonunda cehennemlik olanlar
Cehenneme, cennetlik olanlar ise Cennete girerler. Bunun üzerine Allah
kendisine itaat etmeyenlere: ''Size Cehenneme girmenizi emrettiğimde bana isyan
ettiniz ve şimdi de kudretimi gördünüz. Dünyadayken peygamberlerimi şiddetle
yalanlıyordunuz'' buyurur." [T] Sahih
Beyhaki der ki:
Müslümanların çocuklar hakkında ikinci goruşu söyleyeceklerin, bu şekilde
söylemesi gerekir. Kıyamet günü anne babası müslüman olmayan çocuklar, kıyamet
günü imtihanı, kıyamet günü peşinden Cennete gideceği kimseler olmayan
kişilerin imtihanı gibi olur.
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan: