BEYHAKİ

KÜLLİYATI

EDEB

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Selam Ve İzin Konuları

 

Tanıdık ve Tanımadık Herkese Selam Vermek

 

245- Abdullah b. Amr bildiriyor: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "En hayırlı İslami ameller hangileridir?" diye sorunca: "Yemek ikramında bulunman ve tanıdığın tanımadığın herkese selam vermendir" buyurdu, 

 

[T] Buhari (1/55) ve Müslim (1/65).

 

 

 

İlk Selam Vermesi Gereken Kişi

 

246- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Küçük olan yaşça kendisinden daha büyük olana, yürüyen oturana, az olan sayıca daha fazla olana selam vermelidir" buyurmuştur.

 

[T] Buhari (11/14, 17).

 

Aynı manada olmak üzere bunu Hemmam b. Münebbih te Ebu Hureyre'den rivayet etti.

 

 

 

247-248- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Binekli olan yaya olana, yaya olan oturana, az olan sayıca daha fazla olana selam vermelidir."

 

İbn Cüreye der ki: Ebu'z-Zübeyr'in bildirdiğine göre Cabir şöyle demiştir: "Yürüyen iki kişi karşılaştığında ilk önce selam veren kişi diğerinden daha üstün olur."

 

[T] Buharl, istizan (7/127) ve Müslim (4/1703).

 

 

 

249- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İlk önce selam veren kişi, kibirden kurtulmuş demektir" buyurmuştur.

 

[T] İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (9/25)

 

 

 

250- Ebu Umame bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"İnsanlar içinde Allah'a en yakın olanlar, ilk önce selam verenlerdir" buyurmuştur. 

 

[T] Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 5/380 (5197).

 

 

 

İzin İsterken Selam Vermek

 

251- Abdullah b. Busr der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birilerinin kapısına geldiği zaman içeriyi görecek şekilde doğrudan kapıyı önüne almaz, kapının sağ veya sol tarafında durur ve: "es-Selamu aleykum!" diye seslenirdi. Zira o zamanlar evlerde (kapı açıldığı zaman içerinin görülmemesini sağlayan) perdeler henüz kullanılmıyordu1

 

[T] İsnadı hasendir. Ebu Davud (5186).

 

 

 

252- İbn Abbas der ki: Hz. Ömer, odalardan birinde bulunan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "es-Selamu aleyke ey Allah'ın Resulü! es-Selamu aleyke! Ömer yanına girsin mi?" diyerek girmek için izin istedi. 

 

[T] Ebu Davud 5/382 (5201).

 

 

 

253- Rib'i bildiriyor: Amir oğullarından bir adam evde bulunan Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gitti ve: "Girebilir miyim?" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem), hizmetçisine: "Şu adamın yanına çık ve nasıl izin istendiğini öğret. ''es-Selamu aleykum! Girebilir miyim?'' demesini söyle" buyurdu. Adam bunu duyunca: "es-Selamu aleykum! Girebilir miyim?" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) izin verince de içeriye girdi.

 

[T] Ebu Davud (5177).

 

Denildiğine göre bu Rib'i'den "Amir oğullarından bir adamın bize anlattığına göre şeklinde de aktarılmıştır. Bunu ayrıca İbn Sirin de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den aynı manası ile mürselolarak rivayet etti.

 

 

 

(Bir Yere Girmek için) Üç Defa izin istenmesi

 

254- Ebu Said el-Hudri der ki: Ubey b. Ka'b'ın yanında bir mecliste otururken Ebu Musa el-Eş'ari geldi. Öfkeliydi, yanımızda durdu ve: "Allah için söyleyin! İçinizden Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Bir yere girmek için üç defa izin istenir, izin verilmezse geri dönülür'' buyurduğunu işiten yok mu?" dedi. Ubey: "Neden? Ne oldu?" diye sorunca, Ebü Musa şöyle dedi: "Dün Ömer'in yanına girmek için üç defa izin istedim, izin verilmeyince de döndüm. Bugün yanına gittim. Dün gelip üç defa selam vererek girmek için izin istediğimi, sonunda geri döndüğümü anlattım. Ömer: "İzin istediğini duydum. Ancak meşgul olduğum için cevap veremedim. İzin verilene kadar istemeye devam etseydin ya!" karşılığını verdi. Ona: "Ben Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediği gibi izin istedim" dediğimde, Ömer: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu dediğine dair bana şahit getireceksin!" karşılığını verdi."

Ubey de Ebu Musa'ya: ''Vallahi burada bulunan en küçük kişiden başkası sana bu konuda şahitlik etmez!" dedi. Bana da: "Ey Ebu Said! Kalk!" dedi. Bunun üzerine kalkıp Ömer'in yanına gittim ve ona: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu söylediğini işittim" dedim.

 

[T] Buhari (8/67) ve Müslim (3/1694, 1695).

 

 

 

İzin İsteyen Kişiye: "Kim O?" Denildiği Zaman, İzin İsteyenin: "Benim" Demesinin Mekruhluğu

 

255- Cabir der ki: Babamın bir borcu için Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldim ve kapıyı çaldım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim o?" diye seslenince: "Benim!" karşılığını verdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu cevabımdan pek hoşlanmamış gibi iki defa: "Benim! Benim (de ne oluyor)!" dedi.

 

[T] Buhari (11/35) ve Müslim (3/1697).

 

 

 

Bir Meclise Girerken de Çıkarken de Selam Vermek

 

256- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz bir meclise geldiği zaman selam versin. Oradan kalkıp ayrılacağı zaman herkes oturuyarsa selam vererek ayrılsın. Zira gelirken verdiği selam, ayrılırken vereceği son selamdan daha önemli değildir."

 

[T] İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/386 (5208) ve Tirmizi 5/62 (2706, "hasen").

 

 

 

Bir An Ayrılma Sonunda Bir Araya Gelince de Selam Vermek

 

257- Ebu Hureyre der ki: "Biriniz (din) kardeşiyle karşılaştığı zaman ona selam versin. Birlikteyken aralarına bir ağaç veya duvar veya kaya girer de ikisini ayırırsa tekrar yan yana geldiklerinde yine ona selam versin."

 

[T] İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/381-382 (5200).

 

 

 

257- Bu hadis, Abdurrahman b. Hurmuz el-A'rec'in vasıtasıyla Ebu Hureyre'den de rivayet olunmuştur.

 

[T] İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/381-382 (5200).

 

 

 

Selam Verme Şekli

 

258- İmran b. Husayn der ki: Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında otururken adamın biri geldi ve: "Allah'ın selamı üzerinize olsun" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın selamını aldı ve: "On (iyilik sevabı aldı)" buyurdu. Başka biri geldi ve: "Allah'ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun" diye selam verdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın selamını aldı ve: "Yirmi (iyilik sevabı aldı)" buyurdu. Başka bir adam daha geldi ve: "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun" diye selam verdi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın selamını aldı ve: "Otuz (iyilik sevabı aldı)" buyurdu.

 

[T] İsnadı hasendir. Ebü Davud 5/379 (5195) ve Tirmizi 5/52-53 (3689, "hasen sahih garib").

 

 

 

Topluluk İçinden Bir Kişinin Selam Vermesinin veya Selamı Almasının Yeterli Olması

 

259- Hz. Ali'den nakledildiğine göre kendisi ya da Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Birileriyle karşılaşan bir topluluk içinden sadece bir kişinin selam vermesi yeterli olur. Oturan bir topluluk içinden de sadece bir kişinin verilen selamı alması yeterli olur" buyurdu. Bunu Zeyd b. Eslem de merfü olarak rivayet etti.

 

[T] Ebu Davud (5210).

 

 

 

Çocuklara Selam Vermek

 

260- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuklarla karşılaştığında onlara selam verdi. 

 

[T] Buhari (11/32) ve Müslim (4/1708).

 

 

 

Kadınlara Selam Vermek

 

261- Esma binti Yezid der ki: "Bir grup kadınlar beraber olduğumuz sırada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanımızdan geçti. Geçerken de bize selam verdi."

 

[T] İsnadı hasendir. Ebu Davud 5/383 (5204), İbn Mace 2/1220 (3701) ve Tirmizi (2697, "hasen").

 

 

Beyhaki der ki: "Bu durum fitneye düşmeme konusundan kendinden veya oturan kadınlardan emin olan kimse için geçerlidir. Eğer kendinden emin değil ise ve kadın genç ise ona selam vermesin. Bize Ata ve Katade'den bu manada bir rivayet nakledilmiştir."

 

 

 

Azınlık Tebaya Selam Vermek ve Selamlarını Almak

 

262- Süheyl b. Ebi Salih anlatıyor: Babamla birlikte Şam yolculuğuna çıkmıştım. Seyahat sırasında Hıristiyan manastırlarına uğruyorlar ve onlara selam veriyorlardı. Babam ise: "Onlara selama önce sız başlamayınız. Çünkü Ebu Hureyre, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den bize şöyle aktardı: "Onlarla yolda karşılaştığınız zaman onları yolun en dar yerine sıkıştırın."

 

[T] Müslim (4/1707).

 

 

 

263- Abdullah b. Ömer, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu sozunu bildiriyor: "Yahudiler size selam verdiği zaman bilin ki size: ''es-Samu aleyke (ölüm üzerinde olsun)'' şeklinde selam verirler. Siz de onlara: ''Sizin de'' şeklinde karşılık verin."

 

[T] Buhari (isti'zan 22/2, VII, 134; istitabetu'l-mürteddın 4/3, VIII, 51), Müslim selam 8 9, s. 1706)

 

 

 

264- Peygamberimizin Sallallahu aleyhi ve Sellem hanımı Aişe anlatıyor: Yahudilerden bir grup Resulullah'ın Sallallahu aleyhi ve Sellem yanına girdiler ve: "es-Samu aleykum (ölüm üzerinizde olsun)" şeklinde selam verdiler. Ben onların ne demek istediklerini anladım ve: "Ve aleykumu's-samu ve'l-la'netu (Sizin de ölüm ve lanet üzerinizde olsun)" karşılığını verdim. Bunun üzerine Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem bana: "Yavaş ol ey Aişe! Yüce Allah her şeyde nezaketi sever" buyurdu. Ben: "Ya Resulallah! Ne dediklerini duymadın mı?" dediğimde, Hz. Peygamber Sallallahu aleyhi ve Sellem: "Ben de onlara: ''Ve aleykum (Sizin de)'' karşılığını verdim" buyurdu.

 

[T] Buhari (10/449) ve Müslim (4/1706).

 

 

 

265- İbn Abbas'tan naklen bize bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Rum imparatoru Heraklius'a yazdığı mektupta onu "Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun" şeklinde selamlamıştır. 

 

[T] Buhari, Tefsir (5/167) ile bed'u'l-vahy (1/5).

 

 

Beyhaki der ki: Kişinin birine mektup yazarken selam ile başlamasına gelince; Ala b. el-Hadrami, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Bahreyn' de görevlendirdiği kişi idi. Ala b. el- Hadrami, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mektup yazdığı zaman, önce selam verir ve: "Bismillahirrahmanirrahim. Ala b. el-Hadrami'den Allah'ın Resulü Muhammed'e" diye yazardı.

 

Nafi'den bildirilene göre bir defa İbn Ömer, Muaviye'ye bir mektup yazınca selamla başlamak istemişti. Ancak böyle yapmaması konusunda edilen ısrar sonunda: "Abdullah b. Ömer'den Muaviye'ye" diye yazmıştır.

 

Ömer'in görevlendirdiği kimseler de Hz. Ömer'e mektup yazdıkları zaman kendi adlarıyla başlarlardı. Ebü Ubeyde ve Halid b. Velid'den bu yönde rivayetler nakledilmiştir. Humeyd'den de şöyle bir rivayet nakledilmiştir: "Bekr b. Abdillah el-Müzeni kendisine aracı olmak istediği bir adam için görevli bir kişiye: "Falan oğlu falana, Bekr b. Abdillah el-Müzeni'den" diye yazıp: "Müslüman kardeşimin ışını gördükten sonra, benim değil de onun adını önce zikretmem önemli değildir" dedi.

 

 

 

İki Müslümanın Karşılaşması

 

266- Ebu Zer'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Ebu Zer! Kardeşini güler yüzle karşılamak olsa bile hiçbir iyiliği küçük görme." Ebu Zekeriyya ve İbn Bişran rivayetlerinde şu ilaveyi yapmışlardır: "Hayvanını sulayan birinin kabına kovandan su dökmek bile olsa. Bir tencere yemek yaparken suyunu çok koy ve ondan komşularına da doldur."

 

[T] Müslim (4/2025, 2026).

 

Başka bir kanalla Osman b. Ömer vasıtasıyla "Güler yüzle karşılamak" ibaresiyle rivayet olunmuştur.

 

 

 

267- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Huzeyfe'nin yanında durdu ve: "Ey Huzeyfe! Elini bana ver" buyurdu ... Hadis devam ediyor. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Elini bana ver! Biliyor musun ey Huzeyfe? Kişi müslüman kardeşiyle karşılaştığında selam verdikten sonra elini tutup musafaha yaptığında her ikisinin de hata ve günahları ağaçların yapraklarının dökülüşü gibi dökülür" buyurdu.

 

 

 

268- Bera b. Azib bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi Müslüman kardeşiyle karşılaşıp onunla musafaha eder ve her ikisi Allah'a hamd edip bağışlanma dilerlerse Allah ikisini de bağışlar" buyurmuştur.

 

[T] Ebu Davud et-Tayalisı (751).

 

Huşeym bunu Ebu Belc kanalıyla Zeyd Ebu'l-Hakem'den rivayet etmiştir. Zeyd Ebu'l-Hakem, Zeyd b. Ebi'ş-Şa'sa'nın kendisidir. Ayrıca el-Eclah musafaha konusunu Ebu İshak kanalıyla Bed'dan rivayet etmiştir.

 

 

 

269- Katade der ki: Enes'e: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı musafaha yapar mıydı?" diye sorduğumda: "Evet!" dedi.

 

[T] Sahih, Buhari (11/54).

 

 

 

270- Abdullah b. el-Anezı der ki: Ebu Zer'e: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) karşılaştığı kişilerle musafaha yapıp sarılır mıydı?" diye sorduğumda: "Bunu bilen birine sordun" dedi ve şöyle devam etti: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ne zaman benimle karşılaşsa elimi sıkardı. Bir defa hariç ki bu defası hepsinden daha güzeldi. Vefatına sebep olan hastalığı sırasında haber gönderip yanına çağırdı. Yanına vardığımda uzanmıştı. Üzerine eğildiğimde kollarını kaldırıp bana sarıldı."

 

[T] Ebu Davud 5/389-390 (5214).

 

 

 

271 - Bize bildirildiğine göre Şa'bi şöyle demiştir: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabı karşılaştıkları zaman tokalaşırlardı. Yolculuktan döndükleri zaman da birbirlerine sarılırlardı."

 

[T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/431-432), ve İbn Ebi'd-Dünya, İhvan (118, 126).

 

 

 

272- Savaşta hezimete uğrayıp kaçanların kıssasında (Abdullah b. Ömer'in): "Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yaklaşıp elini öptük" dediği bildirilmiştir. 

 

[T] Ebu Davud, edeb 5/393 (5223) ile cihad 3/106-107 (2647) ve İbn Mace 5/1221 (3704).

 

 

 

273- Abdulkays heyeti içinde bulunan Zari'den rivayet olunuyor: (Medine'ye geldiğimizde) aceleyle bineklerimizden inip Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini ve ayaklarını öpmeye başladık. 

 

[T] Ebu Davud (5225). Elban!, Sahih Süneni Ebu Davud'da (4353) hasen olduğunu söylemiştir.

 

 

 

274- Yine bize bildirildiğine göre Hz. Ömer ne zaman Şam'a gitse Ebu Ubeyde b. el-Cerrah onu karşılayıp elini öperdi.

 

[T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/562), İbn Ebi'd-Dünya, İhvan (129),

 

 

 

275- Şa'bi der ki: Cafer, Habeşistan'dan döndüğü zaman Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona sarılıp gözlerinin arasından öptü ve: "Hayber'in fethine mi, yoksa Cafer'in dönüşüne mi, vallahi hangisine daha çok sevineceğime bilmiyorum" buyurdu. 

 

[T] Ebu Davud (5220).

 

 

 

276- Bize rivayet olunduğuna göre Hz. Aişe, İfk olayını anlatırken şöyle demiştir: Annem ile babam: "Kalk da Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başını öp'' dediler."

 

[T] Ebu Davud (5219).

 

 

 

277- Ensar'dan biri olan Useyd b. Hudayr hadisi içinde Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir değnekle onu böğründen dürttüğünde Useyd O'ndan kısas hakkını taleb edince Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gömleğini yukarıya doğru çekti. Useyd hemen Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sarılıp böğründen öpmeye başladı.  

 

[T] Ebu Davud (5224). Elbani, Sahih Süneni Ebı Davud'da (4352) isnadının sahih olduğunu söylemiştir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Müslümanın Din Kardeşi ile Dargın Olması