BEYHAKİ

KÜLLİYATI

EDEB

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Kişinin Her Günahından Sonra Tövbe Edip Bağışlanma dilemesi

 

Yüce Allah: "Ey İman edenler! Samimi bir tövbe ile Allah'a dönün"[Tahrim 8] buyurmuştur. Ömer b. el-Hattab: "Samimi bir şekilde tövbe etmek, kişinin bir günahı işledikten sonra tövbe etmesi ve bir daha böylesi bir günahı işlemeyi istememesidir" demiştir.

 

 

İbn Mes'üd ise: "Samimi bir şekilde tövbe etmek, kişinin işlediği günaha tövbe etmesi ve bir daha böylesi bir günahı asla işlememesidir" demiştir. Bu, kendisinden merfü olarak da rivayet edilmiştir.

 

 

 

1023- Abdullah b, Ma'kil der ki: Babamla birlikte Abdullah b, Mes'üd'un yanına girdiğimizde, babam ona: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''(Günahtan) pişmanlık duymak tövbedir'' buyurduğunu işittin mi?" diye sordu, İbn Mes'üd: "Evet! "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''(Günahtan) pişmanlık duymak tövbedir'' buyurduğunu işittim" dedi,

 

[T] İsnadı hasendir. İbn Mace 2/1420 (4252).

 

 

 

1024- İbn Ömer bildiriyor: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey insanlar! Rabbinize tövbe edin! Zira ben de O'na günde yüz defa tövbe ediyorum" buyurduğunu işittim.

 

[T] Müslim, zikr (42).

 

 

 

1025- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sohbetlerinde bulunan Eğar elMuzeni der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şüphesiz ki benim de kalbim perdelenir ve günde yüz defa Allah'tan bağışlanma dilerim" buyurdu.

 

[T] Müslim (3/2075, 2076). 

 

 

 

1026- Ebu Musa el-Eş'arı'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Güneş batıdan doğana (kıyamet kopana) kadar Yüce Allah, gündüz günah işleyenin gece vakti, gece vakti günah işleyenin de gündüz tövbe etmesi için elini (tövbe kapısını) açık tutar."

 

[T] Müslim, tevbe (31).

 

 

 

1027- Ebü Zer el-Gifari'nin Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem), O'nun da Cebrail'den naklen bildirdiğine göre Yüce Allah şöyle buyurur: "Kullarım! Zulmü kendime haram kıldığım gibi sizlere de haram kıldım. Bundan dolayı birbirinize zulmetmeyin. Kullarım! Gece gündüz günah işleyenlerdensiniz. Ancak ben bunların ne olduğuna aldırmayıp bağışlarım. Bundan dolayı benden bağışlanma dileyin ki sizleri bağışlayayım. Kullarım! Ben doyurmadıktan sonra hepiniz aç kalırsınız. Benden yiyecek isteyin ki size yiyecek ihsan edeyim. Kullarım! Ben giydirmedikten sonra hepiniz çıplak kalırsınız. Benden giyecek isteyin ki giyecek ihsan edeyim. Kullanm! Gece gündüz günah işliyorsunuz. Bütün günahları size bağışlayacak olan da benim. Bundan dolayı benden bağışlanma dileyin ki sizleri bağışlayayım. Kullarım! Bana zarar vermeye gücünüz yetmez ki bana zarar veresiniz. Yine bana fayda vermeye gucunuz yetmez ki bana faydanız dokunabilsin. Kullarım! Şayet gelmişiniz geçmişiniz, insanınız cinleriniz içinizden en takvalı kişi gibi olsalar yine de mülkümde bir şey arttıramazlardı. Kullarım! Şayet gelmişiniz geçmişiniz, insanınız cinleriniz içinizden en günahkar kişi gibi olsalar yine mülkümden hiçbir şey eksiltemezlerdi. Kullarım! Yine gelmişiniz geçmişiniz, insanınız cininiz bir yerde toplanıp benden bir şey istese herkese istediğini veririm ve verdiklerim mülkümden bir şey eksiltmez. Denize batırılıp çıkarılan iğnenin deniz suyundan eksilteceği kadarını bile eksiltecek değildir. Kullarım! Her şey sizin amellerinize bağlıdır ve amellerinize göre size karşılık vereceğim. Bundan dolayı hayır gören kişi Allah'a hamd etsin. Bundan başka şeyle karşılaşan kişi de bu konuda kendinden başkasını suçlamasın."

 

Said b. Abdilaziz der ki: "Ebu İdris bu hadisi aktardığı zaman saygısından dolayı dizlerinin üzerine çökerdi."

 

[T] Müslim (4/1994).

 

 

 

1028- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml şöyle buyurmuştur: "Canım elinde olana yemin olsun ki günah işleyemeyecek olsaydınız Yüce Allah sizin yerinize günah işleyip bağışlanma dileyecek ve onları bağışlayacak birilerini getirirdi."

 

Bunu Ebu Eyylib el-Ensari de Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'den rivayet etti.

 

[T] Müslim (4/2106).

 

 

 

1029- Said b. el-Müseyyeb, "Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır"[İsra, 25] ayeti hakkında: "Kişinin günah işleyip buna tövbe etmesi, sonra günahı bir daha işleyip yine tövbe etmesi, sonra günahı bir daha işleyip yine tövbe etmesidir" dedi.

 

 

 

1030- Cabir b. Abdillah'tan rivayet olunduğuna göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mümin, günah işlediğinde tevbe ve istiğfar eden biridir. Bahtiyar, tevbe ve istiğfar ederek vefat edendir" buyurdu.

 

[T] Taberani, M. el-Evsat (2/517-518) ile M. es-Sağir (1/66), Bezzar, Müsned (4/76).

 

 

 

1031- Rivayet olunduğuna göre Ebu Bekr, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kişi bir günahı günde yetmiş defa işlese dahi (her defasında ona) bağışlanma diledikten sonra o günah ta ısrarcı biri sayılmaz'' buyurduğunu bildiriyor. 

 

[T] Ebu Davud 2/177 (1514) ve Tirmizi 5/558 (3559).

 

 

 

1031- Ebu Hureyre, Ukbe b. Amir ve Enes b. Malik vasıtasıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) günah işleyip sonra bağışlanma dileyip tövbe eden sonra bir daha günah işleyip yine tövbe eden kişi hakkında rivayette bulunmuştuk. Burada da Allah'ın onu bağışlaması kastedilmektedir.

 

Yüce Allah'ın rahmetinin genişliği ve azabının şiddeti hakkında birçok haber rivayet edilmiştir. Hatta Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu konuda: "Eğer mümin, Allah katındaki azabı bilseydi hiç kimse cennetini ümid etmezdi. Kafir kişi de Allah katındaki rahmeti bilseydi hiç kimse cennetinden ümidini kesmezdi" buyurmuştur.

Beyhaki der ki: Burada günahkar kulun tövbe etmede acele etmesi ile birlikte Allah'ın rahmeti ve şefaat hakkında nakledilen rivayetlere güvenmesi gerekmektedir. Eğer bu kişi bundan mahrum olan kimselerden ise başkasına çokça şefaat edilmesi kendisine bir fayda sağlamaz. Kişi ümidini kesmemelidir. Zira Allah'ın rahmetinden ve şefaatçinin şefaatinden ümidi kesmek büyük günahlardandır. Ancak korku ve ümid içinde Allah'ın rahmetini ümid edip azabından korkmalıdır.

 

 

 

1032- Ma'mer der ki: Zühri bana: "Sana şaşılacak iki şey anlatacağım" dedi ve şöyle devam etti: "Humeyd b. Abdirrahman'ın bana Ebu Hureyre kanalıyla bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

 

"Bir adam bir çok günahlar işledi ve ölüm anı gelince çocuklarına: ''Öldüğüm zaman beni yakın, sonra ufaltıp toz haline getirin ve deniz rüzgarına saçın. Vallahi Rabbim bana kadir olursa hiç kimseye vermediği bir azabı muhakkak bana verecektir'' dedi. Çocukları da dediğini yerine getirdiler. Bunun üzerine Yüce Allah yeryüzüne: ''Aldığını geri ver'' buyurunca, adam tekrar dikiliverdi. Allah kendisine: ''Böyle yapmana sebep nedir?'' diye sorunca, adam: ''Ey Rabbim! Senin haşyetin veya senden olan korkumdur'' dedi. Bunun üzerine de Allah onu bağışladı."

 

[T] Buhari (4/214) ve Müslim (4/2110).

 

 

 

1033- Humeyd b. Abdirrahman'ın, bana Ebu Hureyre kanalıyla bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir kadın bağlı bıraktığı (hapsettiği) bir kedi yüzünden cehenneme girdi. Çünkü ne kendisi kediye yemek verdi, ne de yerin haşerelerinden yemesi için onu serbest bıraktı. Sonunda kedi (açlıktan) öldü."

 

Zühri der ki: Burada kişinin kendini tam manasıyla güvende hissetmemesi ile ümidi kesmemesi kastedilmektedir.

 

[T] Buhari (4/214) ve Müslim (4/2110).

 

 

Beyhaki der ki: Çok günahlar işleyen adam Yüce Allah'a ve tekrar dirileceğine iman etmişti. Ancak kendisine (bedenine) yapılmasını emrettiği şeyin yapılması halinde artık azap görmeyeceğini düşünüyordu. Bu korkusundan dolayı da bağışlanmıştır. "Vallahi Rabbim bana kadir olursa" demekle: "Bana bu şekilde kadir olursa muhakkak bana azap verecektir" demek istemiştir. Yani bedeninin aynı şekilde kalması halinde azap göreceğini, ancak yakılıp dağıldığında artık azap görmeyeceğini düşünmüştür. Bu da adamın cahilliğinden dolayı idi. Ancak Allah'ın rahmeti ona yetişmiş, günahları ve cahilliğiyle onu azabından kurtarmıştır. Biz de Allah'ın rahmetini diler ve cehennemden kendisine sığınırız. Ancak Allah'ın rahmeti kadına yetişmemiş ve kadın günahından dolayı azaba uğramıştır.

 

Yüce Allah'ın: "Bunun dışında kalan egünah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar"[Nisa 48] buyruğu bütün bunlara şahitlik etmektedir. Şirk dışında olanı Allah'ın dilediği gibidir. Akıllı olan kişi korku ve ümit içinde ölümden sonrası (ahireti) için çalışan kişidir. Doğruya ulaşmak Allah sayesindedir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yüce Allah'ı ve Peygamberini Seven, Çokça Kur'an Okuyan, Rahman'ı Zikretmeye Devam Eden ve Hükümlerde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sünnetine Uyan Kimse