BEYHAKİ KÜLLİYATI |
EDEB |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
İsrailoğullarının Mağara
Hadisi Ve Cüreyc Kıssası
İsrailoğullarının Mağara
Hadisi
938- Abdullah b. Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Üç kişi yola çıktılar ve giderken yağmura tutulup, dağdaki bir mağa raya
girdiler. Bir kaya yuvarlanıp mağaranın ağzını kapatınca, bunlar birbirlerine:
''Yaptığınız en iyi amelle tevessül ederek dua ediniz. Umulur ki bizi bu
durumdan kurtarır'' dediler.
İçlerinden birisi şöyle
dedi: ''Allahım! Benim ihtiyar anam ve babam, bir de hanımım ve küçük
çocuklarım vardı. Ben (her gün kırlara) gider, (koyunlarımı) otlatır, geri
döndüğümde önce anama babama süt içirirdim. Bir gece geciktim ve geldiğimde
annemi ve babamı uyumuş buldum. Süt kabını yıkadıktan sonra süt sağdım ve süt
kabıyla annem ve babamın başında bekledim. Çocuklar da ayakucumda ağlayıp
duruyorlardı. Onlardan önce çocuklara içirmek istemediğim gibi onları
uyandırmak ta istemiyordum. Tan ağarana kadar elimde sütle başlarında bekledim.
Allahım! Eğer bunu, senin rızanı isteyerek yaptığımı bi lirsen (yapmışsam) bize
bir delik aç da o delikten gökyüzünü görelim.'' Bunun üzerine kaya birazcık
aralandı ve o aralıktan gökyüzünü gördüler.
Diğer birisi şöyle dedi:
''Allahım! Benim bir amcam kızı vardı ve ben onu çok sevmiştim. Onunla birlikte
olmayı arzuladığımda: ''Bana yüz dinar vermedikçe benden hiçbir şeyelde
edemezsin'' dedi. Ben de gidip yüz dinarı biriktirinceye kadar çalıştım. Tam
istediğimi elde edeceğim anda kız bana: ''Allah'tan kork, (bekaret) mührünü
haksız yere açma'' dedi. Bunun üzerine ben de kalktım ve onu bıraktım. Eğer
bunu, senin rızanı isteyerek yaptığımı biliyorsan şu kayayı arala.'' Bunun
üzerine kaya biraz daha aralandı.
Diğer şahıs da şöyle
dedi: ''Allahım! Ben bir fe rak (ölçek) tah karşılığı bir işçi tuttum. Ücretini
kendisine verdim, ama onu almak istemedi. Ben de bu tahılı ektim ve onunla
çobanıyla birlikte bir sığır sürüsü satın aldım. Sonra adam gelip: ''Allah'tan
kork ve bana zulmetmeden hakkımı ver!'' deyince, ben: ''Gidip şu sığır sürüsünü
çobanıyla birlikte al'' dedim. Adam: ''Allah'tan kork ve benimle alay etme''
deyince, ben: ''Ha yır, seninle alayetmiyorum, sen gidip şu sığır sürüsünü
çobanıyla birlikte al'' karşılığını verdim. Bunun üzerine adam gidip sürüyü
aldı. Allahım! Eğer bunu senin rızanı elde etmek için yaptıysam şu kaya nın
kalan kısmını da arala.'' Bunun üzerine mağaranın kapısı tam olarak açıldı ve
çıkıp gittiler.
[T] Müslim (2743) ve
Buhari (2215, 2333).
Bu, sahih bir hadistir.
Bu rivayet, Allah için ihlasla amel işleme, rızasını umarak masiyederden uzak
durma, haksızlıklardan uzak durma, ana babaya iyilikte bulunma ve belanın
giderilmesinde Allah'a yönelme bölümünde zikredilmiştir. Allah'tan başka belayı
giderecek kimse de yoktur,
Rahip Cüreyc'in Hadisi
939- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Sadece şu üç kişi beşikteyken konuştu: Hz. İsa b. Meryem; diğeri İsrail
oğullarından, Cüreye adında abid bir adam vardı. Bu kişi bir manastır yapıp
içinde namaz kılmaya başladı. Annesi gelip:
"Ey Cüreyc!"
deyince, Cüreye: "Allahım! Annem ve namaz (arasında tercih yapmak
zorundayım)" deyip namazı tercih etti. Annesi gidip başka bir gün gelince,
Cüreye aynı şekilde davrandı. Üçüncü gün de aynı şekilde davranınca annesi:
"Allahım! Fahişeleri görmeden -veya onların yüzüne bakmadan- onun canını
alma" dedi. Bir gün İsrail oğulları Cüreye'den ve faziletinden bahsedince
İsrail oğullarının fahişelerinden biri: "İsterseniz onu yoldan
çıkarırım" dedi. Onlar: "İsteriz" deyince kadın Cüreyc'in
karşısına çıktı; ancak Cüreye ona dönüp bakmadı. Bunun üzerine kadın Cüreyc'in
manastırına gelip giden bir çobana gidip onunla zina yaptı ve hamile kalıp bir
oğlan çocuğu doğurdu. Sonra da:
"Bu çocuk Cureye'
dendir" dedi. İsrail oğulları Cüreye'e gidip, dövdüler, sövdüler ve
manastırını yıktılar. Cüreye: "Ne istiyorsunuz?" diye sorunca:
"Şu fahişeyle zina yaptın ve senden bir çocuk doğurdu" cevabını
verdiler. Cüreye: "Çocuk nerede?" diye sorunca, çocuk getirildi ve
Cüreye namaza durup dua etmeye başladı. Sonra çocuğun yanına gidip parmağıyla
göğsüne dürtüp: "Ey çocuk! Baban kim?" diye sordu.
Çocuk: "Babam
çobandır" deyince halk Cüreye'e koşup onu öpmeye başladılar ve:
"Manastırını altından yaparız" dediler. Cüreye: "Buna ihtiyacım
yok. Siz daha önce olduğu gibi yapın" dedi.
(Beşikteyken konuşan
üçüncü kişi de şudur) Bir kadın kucağındaki çocuğunu emzirirken, kılık kıyafeti
güzel bir adam geçti. çocuğun annesi: "Allahım! Oğlumu bunun gibi
yap" diye dua etti. Çocuk emmeyi bırakıp atlıya döndü ve ona bakıp:
"Allahım! Beni bunun gibi yapma" dedi ve tekrar emmeye başladı."
Ebü Hureyre ekledi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), çocuğun
nasıl emdiğini anlatırken parmağını ağzına götürüp emdiğini görür
gibiyim." Sonra çocuğun annesinin yanından dövülen bir cariye geçerken:
"Allahım! Oğlumu bunun gibi yapma" dedi. Çocuk emmeyi bırakıp atlıya
döndü ve ona bakıp: "Allahım! Beni bunun gibi yap" dedi. O zaman
kadınla oğlu konuşmaya başladılar. Anne şöyle dedi:
"Boğazı tıkanasıca!
Oğlum; yanından kılık kıyafeti güzel biri geçince: ''Allahım! Oğlumu bunun gibi
yap'' diye dua ettim, sen: ''Allahım! Beni bunun gibi yapma'' dedin. Sonra şu
cariye geçerken: ''Allahım! Oğlumu bunun gibi yapma'' dedim, sen: ''Allahım!
Beni bunun gibi yap'' dedin." Çocuk annesine şöyle karşılık verdi:
"Anneciğim! Yanından geçen atlı zorba biriydi. Sen onun gibi olmam için
Allah'a dua ettin, ben de: ''Allahım! Beni onun gibi yapma'' dedim. Bu cariyeye
ise çalmadığı halde çaldığını, zina yapmadığı halde zina yaptığını söylüyorlar,
o ise: ''Allah bana yeter'' diyordu."
[T] Buhari (3436, 1206)
ve Müslim (2550).
Bu, sahih bir hadistir.
Bu hadis anneye iyi davranma, bir belaya maruz kalması halinde kulun Allah'a
yönelmesi ve maruz kaldığı belaya karşı sabretmesi bölümünde geçmektedir. Yine,
rahatlık zamanında çokça dua edenin duasını belaya maruz kaldığı zaman da
Allah'ın kabul buyurması bölümünde zikredilmiştir. Yüce Allah faziletiyle
belaya maruz kalan kişinin duasını kendisine yönelmesi durumunda kabul buyurur.
940- 1060- Hişam b. Urve
babasından bildiriyor: Kadının biri Hz. Aişe'nin yanına gelir ve sık sık şu
beyitleri okurdu: "Gerdanlık olayının yaşandığı gün Rabbimin bizi
şaşırttığı bir gündür Bilmiş olun ki küfür beldesinden beni kurtaran yine
Rabbimdir."
Hz. Aişe kadına:
"Bu okuduğun beyit te neyin nesidir?" diye sorunca, kadın şu
karşılığı verdi: "Cahiliye döneminde bir gelinin hazırlanmasına şahid
oldum. Gelinin gerdanlığını çıkarıp bir kenara koyarak onu yıkanacağı yere
soktular. Çaylak kuşu gerdanlığın kırmızılığını görünce süzülüp onu aldı ve
gitti. Oradakiler (gerdanlığı bulamayınca) onu benim aldığımı söylediler. Hatta
edeb yerimi de dahil olmak üzere her yerimi aradılar. Bunun üzerine ben,
Allah'ın benim suçsuzluğumu ortaya çıkarması için dua ettim. Bu sırada çaylak
kuşu gerdanlığı getirip oradakilerin gözleri önünde ortalarına bıraktı.
[T] Buhari, salat
(1/113)
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Cennete Kavuşmayı
ve Cehennemden Kurtulmayı Ümid Ederek Maruz Kaldığı Bela ile Müjdelenen Kimse