BEYHAKİ

KÜLLİYATI

EDEB

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Tedavi Olmaya Ruhsat Verilmesi

 

858-859- Usame b. Şerik der ki: "Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldiğimde ashabı yanında, sanki başlarının üzerinde kuş varmış (ve hareket ederlerse uçacakmış) gibi kımıldamadan sessizce oturuyordu. Bedeviler: "Şunu şunu yapmamızda bir sakınca var mı?" diye bazı konuları sordular. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın kulları! Müslüman birine haksızlık etmeye sebebiyet vermedikten sonra bunları yapmanızda bir sakınca yoktur" buyurdu.

 

Sonra bedeviler tedavi olmak hakkında sormaya başladılar. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın kulları! Tedavi olun! Zira Yüce Allah ihtiyarlık dışında, devasını da var etmediği hiçbir hastalık yaratmamıştır" buyurdu.

İhtiyarlamış olan Usame: "Benim bu ihtiyarlığımın devasını bilir misiniz?" dedikten sonra ekledi: "Ey Allah'ın Resulü! İnsanlara verilen en hayırlı şey nedir?" diye sorduklarında ise: "Güzel bir ahlaktır" buyurdu. 

 

[T] İsnadı sahihtir. Ebu Davud (3855), Tirmizi (2038, "hasen sahih") ve İbn Mace (3436).

 

 

 

******************

Hacamat ve Başka Şeylerle Tedavi Olmak

******************

 

859- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendisiyle tedavi olduğunuz en üstün ya da hayırlı şey, hacamat ve ''kustu bahri'' denilen topalak otudur. Çocuklarınızı sıkarak onlara eziyet etmeyin" buyurdu.

 

İbn Vehb der ki: "Burada sıkmaktan kasıt iltihap durumunda kulakları çekmek, bademciklerini sıkmak ve bunlara benzer şeyler yapmaktır."

 

 

 

860- Aynı isnad ile şöyle demiştir: Enes b. Malik'e hacamat yapan kimsenin elde ettiği kazanç sorulunca: "Bir defasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ebu Taybe adlı bir köle tarafından kan aldırmıştı. Bunun karşılığında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona iki sa' tahıl verdi ve efendileriyle konuşup ondan aldıkları vergiyi azalttılar" karşılığını verdi. 

 

 

 

861- Bize Katade'den rivayet olunduğuna göre Enes der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ikisi boynunun iki tarafındaki damarlardan, biri omuzları olmak üzere üç yerden hacamat yapardı."

 

[T] Ebu Davud (3860), Tirmizi (2051) ve İbn Mace (6077). Elbani sahih olduğunu söylemiştir: Sahih Sünen Ebi Davud (3269).

 

 

 

862- Bize bildirilene göre İbn Abbas: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) baş ağrısından veya çektiği bir ağrıdan dolayı kan aldırdı" demiştir. Enes'ten rivayet edildiğine göre de ayağının üstünden kan aldırmıştır. Cabir'den rivayet dildiğine göre ise kalçasından kan aldırmıştır. Ancak doğru olanı, İbn Abbas'ın ve kendisine mutabaat edenlerin hadisidir. Ebu Kebşe'den rivayet edildiğine göre de başından ve omuzları arasından kan aldırmıştır. Ancak kişinin başından kan aldırması tehlikelidir.

 

 

 

863- Cabir der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ubey b. Kab'a bir tab ip gönderdi. Tabip onun bir damannı kesti ve sonra da kestiği yerden dağladı."

 

[T] Müslim (2207/73).

 

 

 

864- Bize Ebü Hureyre'den bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ayın on yedi, on dokuz ve yirmi birinci gününde yapılan hacamat her türlü hastalığa şifa olur."

 

[T] Ebu Davud (3861). Elbani hasen olduğunu söylemiştir: Sahih Sünen Ebi Davud (3271).

 

Başka bir yolla gelen bir hadiste Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ayın on yedisine rastlayan salı gününde hacamat olmak, bir yıllık hastalığa şifadır" buyurdu.

 

Çarşamba ve Perşembe günü kan aldırmanın mekruhluğu hakkında mürsel ve mevsül zayıf hadisin yanı sıra Cuma gününün kerahiyetine dair zayıf bir haber aktarılmıştır.

 

 

 

865- Cabir b. Abdillah der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Tedavide kullandığınız şeyler içinde şayet şifa olacak bir şey varsa bunlar hacamatçının bıçağı (neşter) veya bal şerbeti veya dağlamadır. Ancak ben dağlanma ile tedavi olmayı istemem."

 

[T] Buhari (5683).

 

 

 

866- Ebü Hureyre der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çörek otunu (şevniz) kastederek şöyle buyurduğunu işittim: "Çörek otunu kullanmaktan geri durmayın, zira ölüm (= sam) dışında her şeye -veyahastalığa şifadır."

 

[T] Buhari (10/143) ve Müslim (2215).

 

 

 

867- Said b. Zeyd b. Amr b. Nufeyl'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Mantar, kudret helvası cinsinden bir nimettir ve suyu göze şifadır" buyurmuştur.

 

[T] Buhari (4478) ve Müslim (2049).

 

 

 

868- Sa'd'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sabahleyin üç acve hurması yiyene o gün ne zehir, ne de sihir zarar veremez."

 

[T] Buhari (5445, 5769) ve Müslim (2047/155).

 

 

 

869- Abdullah b. Mes'tid'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah ölüm dışında, devasını da var etmediği hiçbir hastalık yaratmamıştır. Sığır sütü içmekten geri durmayın. Çünkü (sığır) her ağaçtan (ottan) yer."

 

[T] Nesai, es-Sünenü's-Kübra (6863,6865).

 

 

Beyhaki der ki: Bize rivayet olunduğuna göre Hz. Aişe, hasta ve ölü yakınları için telbine yapılmasını emrederdi ve şöyle derdi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Telbine, hastanın gönlünü ferahlatır ve kederi hafifletir" buyurduğunu işittim.  [T] Buhiiri, 5417, 2216

 

 

 

870- Şa'bi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İlaçların en üstünü, burun damlası, şurup, kan aldırmak, müshil ve sülüktür."

 

[T] Ebu Davud, Merasil (13/244)

 

 

 

871 - Ukbe b. Amir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Hastalarınızı yemeye içmeye zorlamayın. Yüce Allah onları yedirip içirir."

 

[T] İsnadı hasendir. Tirmizi 4/384 (2040) ve İbn Mace 2/1140 (3444).

 

 

 

******************

Sarhoşluk Verici Şeylerle Tedavi Olmanın Yasaklanması

******************

 

872- Alkame b. Vail'in, babasından bildirdiğine göre -Cu'fe kabilesinden olan- Tarık b. Süveyd veya Süveyd b. Tarık, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içkinin hükmünü sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içki yapmasını yasakladı. "Ancak bu ilaçtır (ilaç olarak kullanıyoruz)'' deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O ilaç değil, hastalıktır" buyurdu. 

 

[T] Ebu Davud (3873) ve Tirmizi (2046).

 

 

 

873- Bize Ebu'd-Derda'dan bildirildiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah hastalığı da devayı da yaratmış, her hastalığa bir deva yaratmıştır. Tedavi olun ve haram olan şeyle tedavi olmayın" buyurdu.

 

[T] Ebu Davud (3874). Elbani hadisin zayıf olduğunu söylemiştir: Daif Sünen Ebi Odvud (833).

 

 

 

874- Ebu Hureyre: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) pis şeylerle tedavi olmayı yasakladı" demiştir. Burada sarhoşluk versin veya vermesin pis olan şeyler kastedilmektedir. Ancak zaruret bunun dışındadır. Zaruret olması konusunda Enes kanalıyla Ureyneliler hakkında bir hadis rivayet etmiştik. Zira Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onlara develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerine ruhsat vermişti. 

 

[T] Ebu Davud (3870) ve Tirmizi (2045).

 

 

 

***************

Perhiz

***************

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hastalıktan yeni kurtulmuş olan Ali b. Ebi Talib ile beraber yanıma girdi. Evde asılı bir hurma salkımı vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kalkıp ondan alınca Ali de gelip almak istedi; ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bırak, çünkü bu sana yaramaz. Sen yeni iyileştin" buyurdu. Ben kalkıp arpa ve pazı alıp pişirerek Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirdim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bundan ye, bu senin için daha faydalıdır" buyurdu.

 

Görüldüğü gibi Zeyd b. el-Hubab ravinin ismini böyle vermiştir. Buna karşılık Ebu Amir el-Akadi, Ebu Davud, Şurayh b. en-Nu'man ve başkaları Fuleyh'ten rivayet ederken Ümmü'l-Münzir binti Kays el-Ensariyye olarak zikretmişlerdir ki doğrusu da budur.

Söylenildiğine göre hastanın canı bir şey çekerse bu kendisine verilmelidir. Zira şifası onda olduğu için Allah canının o şeyi çekmesini ilham etmiş olabilir.

 

 

 

876- Hz. Aişe der ki: "Bir defasında hastalandığımda ailem beni su da dahil her şeyden mahrum etti. Bir gece çok susadım ve yanımda kimseler yoktu. Bir yerde asılı olan bir su tulumuna gittim ve sağlıklıyken nasıl içiyorsam o kadar içtim. Bu içmenin bedenime ne kadar iyi geldiğini hemen fark ettim."

 

[T] İsnadı hasendir. Hakim, Müstedrek (4/408).

 

Urve der ki: Bundan dolayı Hz. Aişe: "Hasta olanı, canının çektiklerinden mahrum etmeyin" derdi.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Göz Değmeden Dolayı Yıkanmak