BEYHAKİ

KÜLLİYATI

EDEB

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Oyun

 

Mekruh Olmayan Oyunlar

 

767- Ukbe b. Amir el-Cüheni'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ok atışı ve binicilik talimi yapın. Ancak ok atışı yapmanız benim için binicilik taliminden daha iyidir. Kişiyi oyalayan her türlü şey batıldır. Üç şey hariç! Bunlar da kişinin ok tali mi yapması veya atını eğitmesi ya da ailesiyle oynaşmasıdır. Bunlar hak ve meşru olan şeylerdir. Atıcılığı öğrendikten sonra bu işi unutan (bırakan kişi bildiği şeye karşı nankörlük etmiş olur."

 

[T] Beyhaki, Şuab (6496).

 

Abdurrahman b. Yezid b. Cabir, bunu Ebu Sellam kanalıyla Abdullah b. Yezid yerine Halid b. Yezid'den rivayet etti.

 

 

 

768- Urve b. ez-Zübeyr bildiriyor: Mina günlerinde Ebu Bekr es-Sıddik, Hz. Aişe'nin yanına girdiğinde yanında def çalıp şarkı söyleyen iki cariye de vardı. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) giysisiyle yüzünü örtmüştü. Ebu Bekr cariyeleri azarlayınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yüzünü açtı ve: "Ey Ebu Bekr! Onları rahat bırak! Zira bu günler bayram günleridir" buyurdu. O günler de Mina günleriydi ve Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'de bulunuyordu.

Hz. Aişe ayrıca şöyle demiştir: "Henüz bir kız çocuğuyken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), giysisiyle önüme perde yaptığını ve Mescid' de (mızraklarıyla) oynayan Habeşlileri bu perdenin arkasından izlediğimi bilirim."

 

[T] Buhari (6/553) ve Müslim (892/17).

 

 

 

769- Hz. Aişe der ki: "Vallahi Habeşliler Mescid'de mızraklarla oynarken Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adamın kapısında durduğunu, kulağının ve omzunun arkasından da onları seyretmem için abasıyla bana perde yaptığını bilirim. Ben bıkıp seyretmeyi bırakana kadar da öylece dururdu. Genç yaştaki kız çocuğunun eğlenceye ne kadar düşkün olduğunu artık siz takdir edin."

 

[T] Buhari (6/553) ve Müslim (892/18).

 

Bunu Ebu'l- Esved, Urve kanalıyla Aişe'den "Yine bir bayram günüydü.

 

Zenciler kalkan ve mızraklarla oyunlar oynuyorlardı" ibaresiyle rivayet etti.

 

Beyhaki der ki: "Bu da düşmana karşı hazırlık olması babından savaş aletleriyle oynamanın caiz olduğuna delalet etmektedir. Muhtemelen de Hz. Aişe'nin henüz küçük olmasından ve kadınlık çağına gelmemiş olmasından dolayı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onları seyretmesine izin vermiştir. Bu da hicab ayeti inmeden önce hasıl olan bir olaydı. Doğrusunu da Allah bilir."

 

 

 

Caiz Olmayan veya Mekruh Olan Oyunlar

 

Bunlardan biri de tavla oyunudur.

 

770- Süleyman b. Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Tavla oynayan kişi, elini domuz eti ve kanına bulamış gibidir."

 

[T] Müslim (4/1770).

 

 

 

771- Ebu Musa el-Eş'ari'nin bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Tavla oynayan kişi, Allah'a ve Resulü'ne karşı gelmiş olur" buyurmuştur. 

 

[T] İsnadı hasendir. Ebu Davud (4938) ve İbn Mace (3762).

 

Malik b. Enes de bunu Musa b. Meysere kanalıyla Said'den merfu olarak rivayet etti.

 

Bir diğeri de satranç oyunudur.

 

İmam Şafii der ki: "Satranç, oynamanın yasak olduğuna dair hadisin sabit (sahih) olduğu tavladan daha hafiftir." Ancak satranç oynamanın mekruhluğuna delalet eden hadisler varid olmuştur. Nitekim Cafer b. Muhammed, babasından bildiriyor: Hz. Ali: "Satranç, Acemlerin kumandır" derdi. 

 

 

 

772- Ebü Müsa el-Eş'ari: "Satrancı ancak günahkar olan oynar" demiştir. 

 

[T] Beyhaki, es-Sünenü'l-kübra (10/212) ve İbn Abdilber, Temhid (7/259).

 

Oyunların mekruhluğu konusunda bize İbn Ömer, İbn Abbas, Ebü Said el-Hudri, İbnu'l-Müseyyeb, Kasım b. Muhammed, Ebü Cafer, Muhammed b. Sirin, Zühri, Nehai, Yezid b. Ebi Habib ve Malik b. Enes'ten rivayetler nakledilmiştir. Oyuna ruhsat konusunda ise Said b. Cübeyr, Şa'bi, Hasan ve başkasından rivayetler nakledilmiştir. Ancak oyunları bırakmak daha iyidir.

 

Bir diğeri de güvercindir.

 

773- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir güvercinin peşinden giden bir adamı görünce: "(Bu adam) şeytanın peşinden giden bir şey tan (dır)" buyurdu.

 

[T] İsnadı sahihtir. Ebu Davud (4940) ve İbn Mace (3765).

 

 

Bir diğeri de mangala oyunudur.

 

774- Safiyye bildiriyor: "İbn Ömer ailesinden birilerinin yanına girdiğinde şeharede (mangala) denilen oyunu oynadıklarını görünce onu kırdı." Hammad'ın bir defasında bunu rivayet ederken: "Onu oynayanın başında kırdı" dediğini işittim. 

 

Bize rivayet olunduğuna göre Seleme b. el-Ekva' mangala oynanmasını yasaklardı. Bunun sebebi olarak ta: "Çünkü oynarken yemin edip yalan söylüyorlar" dedi.  

 

[T] İbn Ebi'd-Dünya, Zemmu'l-melahi (107) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (26564, 26570).

 

Rivayet edildiğine göre Ümmü Seleme de mangala oyununu kerih görmüştür.

 

Buna karşılık Ali b. el-Hüseyn'den buna ruhsat verdiğine dair bir rivayet gelmiştir.

Salıncaklara gelince; Hz. Aişe'nin, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) için hazırlanması konusunda: "Ben bir salıncakta oynarken yanıma Ümmü Ruman geldi" şeklinde bir rivayet nakledilmişti. Bu da Resulullah'ın Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye yeni geldiği zamanlarda olmaktaydI. Salih b. Ebi'l-Halil kanalıyla bize bildirilene göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) salıncakların kesilmesini emretmiştir. Bu da mürsel bir hadistir.

 

 

 

775- Hz. Aişe der ki: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında oyuncak bebeklerle oynardım. Benimle oynamaya kız arkadaşlarım da gelir di. Onlar varken Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) içeriye girdiğinde ondan kaçıp saklanırlardI. Bazen kendisi onları benimle oynamaları için gönderirdi."

 

[T] Buhari (7/37) ve Müslim (4/890, 1891).

 

 

 

776- Ebü Seleme'nin rivayetinde Hz. Aişe'nin oynadığı oyuncakları gören Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunlar ne?" diye sorunca Aişe: "Bunlar benim oyuncak bebeklerim!" karşılığını verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şu ortalarında gördüğüm şey ne peki?" diye sordu. Aişe: "Bu bir at!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu üzerindekiler ne?" diye sorunca Aişe: "Bunlar kanatları!" dedi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kanatları olan bir at mı?" diye sorunca Aişe: "Süleyman'ın aleyhisselam kanatlı atlan olduğunu hiç duymadın mı!" karşılığını verdi." Aişe ekledi: "Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öyle güldü ki azı dişlerini bile gördüm."

 

[T] İsnadı sahihtir. Ebu Davud (4932).

 

 

Beyhaki der ki: "İlim ehline göre bu olay, Hz. Aişe'nin çocukluğunda hasılolmuştur."

 

Ebü Ubeyd: "Bize göre bu (bebeklerle oyuna izin verilmesi) çocuk oyunu olmasından dolayıdır. Büyükler için ise böylesi bir şey mekruhtur" demiştir.

 

Beyhaki der ki: "Bir önceki hadisi bu yönde yorumlamak mümkündür. Ancak diğer hadisteki mesele, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Tebuk gazvesinden döndükten sonra hasıl olmuştur ki Hz. Aişe o zaman buluğa ermiş idi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiği zaman Hz. Aişe on sekiz yaşındaydı. Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Tebuk gazvesinden dönmesi ile vefatı arasında üç yıldan daha az bir süre vardı. Muhtemelen de bu mesele resim ve heykeHerin yasaklanmasından önceye denk gelmektedir."

 

Halimi der ki: "Bu oyuncak, tahtadan veya taştan veya pirinçten veya bakırdan insana benzer, organları tam olarak put şeklinde yapılmışsa kırılması gerekir. Ancak çocuk böylesi bir şeyi bezden yapıp bir kıza benzetmişse ve oyun olarak ona anne veya kız ismini de vermişse bir sakıncası olmaz. Doğrusunu da Allah bilir."

 

Beyhaki der ki: "Hz. Aişe'den zikrettiğimiz hadiste Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüğü iki kanatlı at, bez parçalarından yapılmıştı."

Çalgı aleti olmaksızın söylenen şarkı konusuna gelince, Şafii şarkıcılığı meslek edinen kimse hakkında: "Böylesi kişinin şahitliği geçersiz sayılır" demiştir. Bu da batıla benzeyen ve mekruh olan oyalayıcı şeylerden olmasından dolayıdır. Böylesi bir şeyi yapan kişi de kati bir şekilde haram kılınmamış olsa da sefih, değersiz ve mertlikten uzak biri sayılır. Ancak şarkıcı olarak bilinmiyor, şarkıcılık için kendisine gelinmiyor ve sadece kendi kendine terennüm ediyorsa şahitliği geçerli sayılır.

 

Bunu da şu rivayete dayanarak söylemekteyiz: Ebu Bekr, Hz. Aişe'nin yanına girince Buas savaşında Ensar'ın kahramanlıklarını anlatan şiirlerle şarkı söyleyen iki kız gördü. Bu iki kız da şarkıcı değildi. Ebu Bekr: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evinde şeytan müziği mi!" diye çıkışınca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ebu Bekr! Her topluluğun bir bayramı vardır. Bugün de bizim bayramımızdır" buyurdu. Ayrıca bize sahabeden bazı kimselerin şiirlerle terennüm ettiği, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Arapların kasidelerini ve develeri hızlı sürmek için söylenen şarkılar dinlediği rivayet edilmiştir.

 

 

 

777- Amr b. eş-Şerid, babasından bildiriyor: Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Umeyye b. Ebi's-Salt'ın şiirlerinden yüz beyit okudum. Her beyiti okuduktan sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Daha oku! Bir tane daha oku!" diyordu. En sonunda da: "Şiirlerinde neredeyse Müslüman oluyormuş" buyurdu. 

 

[T] Müslim (4/1767).

 

 

 

778- Ubey b. Ka'b el-Ensari'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bazı şiirlerde hikmetler bulunur" buyurmuştur.

 

[T] Buhari (8/42).

 

 

 

779- Bize Enes b. Malik'ten rivayet olunduğuna göre yolculuğu sırasında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in binekleri coşturulurdu. Enceşe kadınların, Bera b. Malik de erkeklerin bindiği develeri şarkılarıyla coştururdu.

 

 

 

780- Enes b. Malik der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in develeri coşturan Enceşe isimle biri vardı. Annem Ümmü Süleym de Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşleriyle birlikte idi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Enceşe'ye: "Vay sana ey Enceşe! Cam şişeleri (gibi olan kadınları) taşıyan develeri yavaş sür!"

 

[T] Buhari (6149, 6211, 6161) ve Müslim (2323).

 

 

 

781- Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden birinin içinin irin dolması kendisi için içinin şiir dolmasından daha hayırlıdır" buyruğu, kişinin içinin şiirle dolması ve bu meşgalesinin kendisini Kur'an'dan ve Allah'ın zikrinden alıkoyması manasındadır. Doğrusunu da Allah bilir.

 

[T] Müslim (4/1769).

 

 

 

Raks Etmek (Oynamak)

 

782- Hz. Ali der ki: Cafer ve Zeyd ile birlikte Allah Resulü'nün (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gittik. Zeyd'e: "Sen benim azatlımsın" buyurunca, Zeyd sevinçten hoplamaya başladı. Cafer'e: "Sen sima olarak da huyolarak da bana benzeyensin" buyurunca o da sevinçten Zeyd'in ardından hoplamaya başladı. Sonra bana: "Sen bendensin, ben de sendenim" buyurunca ben de sevinçten Cafer'in ardından hoplamaya başladım.

 

[T] Ahmed (857)

 

Beyhaki der ki: Oynamak, kişinin sevinçten bir ayağını kaldırıp diğerinin üzerinde sekmesidir. Kişinin Allah'ın kendisine bilgisinden veya diğer nimetlerinden bir şey vermesinden dolayı bunu yapmasınde. bir sakınca yoktur. Ancak erkeklerin kibirlenerek ve kıntarak yürümesi kadınlara benzemekten dolayı mekruhtur.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Ud Çalmanın Haram Olması