BEYHAKİ

KÜLLİYATI

DİRİLİŞ VE KIYAMET

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Cehennemdeki Yılanlar ve Akrepler

 

Yüce Allah: "Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır"[Al-i İmran 180] ve: "(İnkar eden ve insanları Allah'ın yolundan alıkoyanların, yapmakta oldukları bozgunculuklarına karşılık) azaplarının üstüne azap ekleriz"[Nahl 88] buyurmaktadır.

 

 

557- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Allah kime mal verir de bu kişi zekatını vermezse, kıyamet günü o mal iki gözlü başı açık bir yılan şeklinde onun karşısına getirilir. Yılan kendisini avurtlarına alarak: ''Ben senin malınım, ben senin hazinenim'' der." Sonra Ebu Salih: "Allah'ın kendilerine bolca verdiği nimetlerde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik ettikleri şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır"[Al-i İmran 180] ayetini okudu.

 

Buhari, Sahih'de Ali b. el-Medını kanalıyla Ebu'n-Nadr'dan rivayet etmiştir.  [T] Buhari 1403

 

 

 

558- Abdullah (b. Mes'üd), "Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır"[Al-i İmran 180] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Kişinin bu malı gözlerinin üzerinde iki siyah nokta bulunan kel bir yılana dönüşür. Kabrinde onun etini koparıp yemeye başlar ve: ''Verme de cimri davrandığın malınım ben!'' der."

 

[T] Hakim, Müstedrek (2/299, "sahih") ve Taberani, M. el-Kebir (9/262).

 

Aşağıda bu hadis merfü olarak rivayet olunmuştur.

 

 

 

559- İbn Mes'üd bildiriyor: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Malının zekatını ödemeyen hiç kimse yoktur ki, bu malı kıyamet gününde kel bir yılan olarak karşısına çıkıp boynuna dolanmasın" buyurdu. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bu sözünü destekler mahiyette: "Allah'ın kendilerine bolca verdiği nimetlerde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu, onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır"[Al-i İmran 180] ayetini okudu ve: "Ateş olarak boynuna dolanır" buyurdu.

 

[T] Tirmizi (3012, "sahih"), İbn Mace (1784) ve Nesai, S. el-Kübra (11084). Sahih hadistir

 

 

 

560- İbn Mes'üd: "Azaplarının üstüne azap ekleriz"[Nahl 88] buyruğunu açıklarken: "Onların azaplarına uzun hurma ağaçları gibi dişleri (kıskaçları) olan akrepler ekleriz, manasındadır" dedi. 

 

[T] Abdurrezzak, Musannef (1/362), İbn Ebı Şeybe, Musannef (13/158), Hennad (260), Ebu Ya'la (2659), Taberani, M. el-Kebır (9104, 9105), Hakim, Müstedrek (2/355, 356, 4/593, 594, "sahıh")

 

 

 

561- Abdullah b. el-Haris b. Cez' ez-Zübeydi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cehennemde deve boynu gibi yılanlar vardır ki soktuğu kişi kırk yıl boyunca acısını çeker. Yine orada katırlar gibi akrepler vardır ki soktuğu kişi kırk yıl boyunca acısını çeker."

 

[T] Heysemı, Mevaridu'z-zam'an (s. 649), Hakim, Müstedrek (4/593, "sahih") Ahmed, Müsned (4/191)

 

 

 

562- Mücahid, Şam valilerinden biri olan Yezid b. Şecere erRehavi'den bildiriyor. Muaviye onu ordu komutanı olarak tayin etmişti. Bir gün Yezid b. Şecere bize hutbe verip şöyle dedi: "Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki nimetlerini anın. Siyah, kırmızı, yeşil, beyaz ve diğer renkler arasında, yüklerde ve onların içindekilerde gördüklerimi keşke siz de görebilseydiniz. Namaz için kamet getirildiğinde semanın, cennetin ve cehennemin kapıları açılır. Hüriler de süslenerek çıkarlar. Sizden biri savaşa yöneldiğinde huriler onun için süslenir ve: ''Allahım! Ona sebat ver. Allahım! Ona yardım et'' derler. Ama kişi arkasını düşmana dönerse huriler ona görünmez ve: ''Allahım! Onu bağışla. Allahım! Ona merhamet et'' derler. Anam babam size feda olsun, düşmanın kanını dökün. Sizden biri düşmana yöneldiği zaman (yara alırsa) ağacın yapraklarının dökülmesi gibi kanının akan ilk damlasıyla bütün günahları dökülür. Bu sırada iki hüri onun yüzündeki tozları siler. Kendisi onlara: ''Size kurban olayım'' derken, onlar da: ''Biz sana kurban olalım'' derler. Kendisine yüz kaftan giydirilir. Bu kaftanlar -işaret ve orta parmağını göstererek- şu iki parmağımın arasına konulsalar, sığar lar. Çünkü bu giysiler insanlar tarafından dokunmamıştır, onlar cennet giysilerindendir.

 

Sizler Allah katında isimleriniz, simanız, helal (ve haram) işleriniz, fısıltılarınız ve meclisleriniz (oturduğunuz yerler ve yaptığınız konuşmalar) yazılıdır. Kıyamet gününde: ''Ey filan! Şu senin nurundur. Ey filan! Senin nurun yoktur'' denilir. Cehennemin deniz kıyısı gibi bir kıyısı vardır. Orada hurma ağacı gibi haşereler ve yılanlar, katırlar kadar da büyük akrepler vardır. Cehennemlikler azaplarının hafifletilmesini istediklerinde onlara: ''Sahile çıkın'' denilir. O sahile çıktıklarında haşere(ve yılan)lar onların dudaklarını, böğürlerini ve Allah'ın dilediği yerleri ısırırlar. Bunun üzerine onlardan kurtulmak için tekrar ateşe sığınırlar. Sonra öyle bir uyuzluğa müptela olurlar ki onlardan biri, kemiği ortaya çıkıncaya kadar derisini kaşır durur. İçlerinden biri kendisine: ''Ey filan! Bu sana eziyet veriyor mu?'' deyince: ''Evet'' der.

 

Bunun üzerine ona: ''İşte bu, dünyadayken müminlere eziyet vermiş olmanın karşılığıdır!'' denilir."  [T] Hakim 6087

 

 

Yüce Allah'ın: "Şüphesiz ayetlerimizi inkar edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yamp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz"[Nisa 56] Buyruğu, Kafirin Derisinin Kalınlığı ve Vücudunun Ateşte Büyümesi

 

Yüce Allah'ın: "Oradan her çıkmak istediklerinde geri çevrilirler ve kendilerine: "Yalandır deyip durduğunuz cehennem azabım tadını" denir"[Secde 20] buyruğu ve: "Orada, uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler her defasında oraya geri çevrilirler''[Hacc 22] buyruğu. Yine Yüce Allah'ın: "Şüphesiz suçlular cehennem azabında devamlı kalacaklardır. Azapları hafifletilmeyecektir. Onlar azap içinde ümitsizdirler"[Zuhruf 74,75] buyruğu ve: "Orada sürekli ve temelli kalacaklardır" buyruğu. [Nisa 169, Ahzab 65, Zümer 72, Cin 23 ve Beyyine 8]

 

 

 

563- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu "Cehennemde, kafirin omuzlarının arasındaki mesafe, hızlı şekilde giden bir bineklinin beş yüz senede aldığı yol mesafesinde olacaktır."

 

 

 

564- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu "Cehennemde, kafirin omuzlarının arasındaki mesafe, hızlı şekilde giden bir bineklinin üç günde aldığı yol mesafesinde olacaktır. "

 

Buhari Sahih'inde Muaz b. Enes kanalıyla Fadl b. Musa'dan ve Müslim ise Ebu Bekr Kureyb ve başkası kanalıyla İbn Fudayl'dan sahabi sözü olarak rivayet etti.  [T] Buhari (6551) ve Müslim (2852).

 

 

 

565- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu "(Cehennemde) kafirin dişi" veya: "kafirin azı dişi Uhud dağı kadar, derisinin kalınlığı da üç günlük yolculuk mesafesinde olacaktır."

 

Müslim, Sahih'inde Şurayh b. Yunus'dan rivayet etti.   [T] Müslim (2851).

 

 

 

566- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "(Kıyamet gününde) kafirin dişi Uhud dağı kadar, uyluğu Beyda dağı kadar, ateşteki oturma yeri Kudeyd ile Mekke arası kadar, derisi de Cebbar'ın (Allah'ın) arşınlarıyla kırk iki arşın kalınlığında olacaktır."

 

[T] Ahmed, Müsned (2/334, 537) ve İbn Ebi Asım, Sünne (611).

 

Beyhaki der ki: -Allah doğrusunu bilir- burada Cebbar olan Allah'ı yüceltmek ve ondan sakınmayı veya yaratılmış zorbalardan birini kastetmiştir.

 

 

 

567- İbn Ömer der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kafir kimse kıyamet gününde dilini iki fersah gerisinde sürür ve insanlar üzerine basar."

 

[T] Ahmed, Müsned (2/92) ve Beyhaki, Şuabu'l-ıman (394).

 

 

Ebu Bekr Mirba' el-Hafız der ki: Bu isnadla Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet edilen bundan başka bir hadis yoktur. Doğrusunu da Allah bilir. Ebu İsa bunu, "Hennad - Ali b. Mushir - Fadl b. Yezid - Ebu'l-Muharik" kanalıyla İbn Ömer'den rivayet etmiştir. Ebu İsa, Ebu'lMuharik'in tanınan biri olmadığını söylemiştir.

Beyhaki der ki: Bu hatalıdır. Zira bu kişi Ebu'l-Aclan el-Muharik'tir.

 

Buhari bunu el-Kuna'da zikretmiştir.

 

 

 

568- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kıyamet gününde kafirin dişi Uhud dağı kadar, derisi yetmiş arşın kalınlığında, uyluğu Verikan dağı kadar, ateşteki oturma yeri de buradan Rebeze'ye kadar olacaktır."

 

[T] Ahmed, Müsned (2/328), Hakim, Müstedrek (4/595, 596, "sahih")

 

 

 

569- İbn Ömer, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Cehennem ahalisi öyle bir büyütülürler ki birinin büyüklüğü şu şu kadar (yolculuk) mesafesinde olur. Bunlardan birinin dişi bile Uhud dağı kadar olur."

 

Kitabımda İbn Ömer'den bu şekilde nakledilmiştir.

 

[T] Ahmed, Müsned (2/26), Abd b. Humeyd (808), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/163) ve Taberani (12/13482).

 

 

 

570- Abdullah b. Amr der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Cehennemdekilerden her biri o kadar büyütülür ki kulak meme si ile omuz arası yedi yüz yıllık bir yolculuk mesafesinde olur. Derisi yetmiş arşın kalınlığında olur. Bir dişi Uhud dağı kadar olur."

 

Burada İbn Ömer yerine İbn Amr geçmiş olması, ravisi Ahmed b. Ubeyd ya da onun üzerinde bir raviden kaynaklanmıştır.   [T] Heysemı, Mecmau'z-Zevaid (10/391),

 

 

 

571- Abdullah b. Ömer der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Cehennemdekilerden her biri o kadar büyütülür ki kulak memesi ile omuz arası yedi yüz yıllık bir yolculuk mesafesinde olur. Derisi kırk arşın kalınlığında olur. Bir dişi Uhud dağı kadar olur."

 

[T] Taberani, M. el-Kebir (12/402),

 

 

 

572- Haris b. Ukayş'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Kişi ateşte o kadar büyütülür ki Cehennemin bir köşesini kaplayacak kadar iri yapılı olur" buyurmuştur.

 

[T] Hakim, Müstedrek (4/593), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/162, 163) ve Ahmed, Müsned (5/313).

 

 

 

573- Mücahid der ki: İbn Abbas: "Cehennemin genişliği ne kadardır. Biliyor musun?" diye sorunca ben: "Hayır" dedim. İbn Abbas dedi ki: "Evet, vallahi bilemezsin. Bana anlattığına göre Aişe Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e ''Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O'nun elindedir. Gökler de O'nun kudretiyle dürülmüştür''[Zümer 67] ayetinin anlamını sormuş. "Ey Allah'ın Resulü! O gün insanlar nerede olacaklar?" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehennem köprüsü üzerinde" buyurmuş.

 

[T] Tirmizi (3241).

 

 

 

574- Amr b. Meymün der ki: "Kafirin derisiyle eti arasındaki kurtların, vahşi hayvanlar gibi ses çıkardıkları duyulur."

 

[T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/425)

 

 

 

775- Ebü Zabyan naklediyor: Selman: "Cehennem ateşi koyu bir karanlık gibidir. içindeki korların ışığı yoktur, alevleri de asla dinmez" dedi ve: "Orada, uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler her defasında oraya geri çevrilirler: ''Yakıcı azabı tadın'' denir"[Hac 22] ayetini okudu.

 

[T] Ravileri güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (2/387, "sahih"), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/152),

 

 

 

576- Selman der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cehennemin közü asla sönmez ve alevi ışık vermez" buyurdu ve: "Orada, uğradıkları gamdan ne zaman çıkmak isteseler her defasında oraya geri çevrilirler ve: ''Yakıcı azabı tadın'' denir"[Hac 22] ayetini okudu.

 

Ben bunu bu şekilde merfü olarak buldum ve merfü olması zayıftır.

 

 

 

577- Fadl er-Rekkaşi bildiriyor: Ömer b. el-Hattab: "Derileri piştikçe azahı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz"[Nisa 56] ayetini okudu ve: "Ey Ka'b! Bana bunun açıklamasını yap. Eğer doğru söylersen seni doğrulayacağım. Eğer yalan yanlış şeyler söylersen dediklerini sana iade edeceğim" dedi. Ka'b: "Ademoğlunun derisi yakılır ve saatte veya buna yakın bir zamanda altı bin defa değiştirilir" deyince, Ömer: "Doğru söyledin" karşılığını verdi.

 

[T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/163).

 

 

 

578- Hişam naklediyor: "Derileri piştikçe azabı duysunlar diye, kendilerine başka deriler vereceğiz"[Nisa 56] ayeti hakkında Hasan(-ı Basri): "Cehennemdekilerden her birini ateş günde yetmiş bin defa (bu şekilde) yiyecektir. Ateş derilerini yiyip bitirince: ''Yenilen!'' denilir ve deri yenilenir" dedi. 

 

[T] İbn Ebi'd-Dünya, Sifatu'n-nar (117), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/163)

 

 

 

579- Hasan(-ı Basri) der ki: Ebü Berze el-Eslemi'ye Allah'ın Kitab'ındaki en ağır ayetin hangisi olduğu sorunca şöyle dedi: "En ağır ayet: ''Tadın! Bundan sonra yalnızca azabınızı arttıracağız''[Nebe 30] ayetidir."

 

[T] Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (7/133)

 

 

 

580- Ebu'l-Eşheb naklediyor: "Onlar: ''Rabbimiz, cehennem azabını bizden geri çevir; gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borçtur'' derler"[Furkan 65] ayeti hakkında Hasan(-ı Basri) şöyle demiştir: "Cehenneme olan borç hariç, her borçlunun alacaklısından ayrıldığını artık öğrenmişlerdir."

 

[T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/175), Ahmed b. Hanbel, Zühd (s. 286).

 

 

 

581- Müsa b. Ubeyde bildiriyor: Muhammed b. Ka'b: "Gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borçtur''[Furkan 65] buyruğunu açıklarken şöyle demiştir: "Yüce Allah kafirlere bir nimet hakkında sordu ve onu yanlarında bulamadı. Bunun üzerine de onları cehenneme soktu.

 

 

 

582- Muhammed b. Kays: "Gerçekten, onun azabı ödenmesi kaçınılmaz bir borçtur"[Furkan 65] buyruğunu açıklarken: "Dünyada kendilerine verilen nimetlerden dolayı cehenneme sokuldular" demiştir.

 

 

 

583- Mücahid diyor ki: "Bize ulaştığına göre elleri böğür üzerine koymak, cehennem halkının dinlenme şeklidir."  [T] Abdurrezzak (3342).

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

"Ey Malik! Rabbin bizim işimizi bitirsin, diye seslenirler. Malik: ''Siz böyle kalacaksınız'' der''[Zuhruf 77]