BEYHAKİ KÜLLİYATI |
DİRİLİŞ VE KIYAMET |
ANA SAYFA
Kur’an Hadis Sözlük Biyografi
Cennete
Girecek En Son Kişi; Cennet Ahalisinden
Derecesi
En Düşük ve En Yüksek Olan Kişi
414- Abdullah b. Mes'tid
der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cehennemden
en son çıkacaklar ile Cennete en son girecekleri biliyorum. Cehennemden çıkacak
en son kişi oradan emekleyerek çıkar. Yüce Allah ona: ''Git ve Cennete gir!''
buyurunca, adam Cennete gelecek; ancak Cenneti sanki doluymuş gibi görecek.
Bunun üzerine dönüp: ''Rabbim! Cennetin dolu olduğunu gördüm'' diyecek. Yüce
Allah ona tekrar: ''Git ve Cennete gir!'' buyuracak. Adam Cennete gidecek, ama
yine onu doluymuş gibi görecek. Tekrar Yüce Allah'a dönüp: ''Rabbim! Cennetin
dolu olduğunu gördüm'' diyecek. Yüce Allah ona tekrar: ''Git ve Cennete gir!
Orada sana, dünya ve on katı kadar'' veya: ''Dünyanın on katı kadarlık olan bir
yer var'' buyuracak Bunun üzerine o kişi: ''Sen ki gerçek hükümransın! Benimle
alay mı ediyorsun? Yoksa bana gülüyor musun?'' diyecek"
Burada Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) azı dişleri görünecek kadar güldüğünü gördüm.
İbrahim der ki: Cennette en aşağı konumda olan kişinin de bu adam olduğu
söylenirdi." Bu, Cerir'in lafzıdır.
[T] Buhari (6571) ve
Müslim (186).
İsrail'in lafzı ise
şöyledir: "Cennete en son girecek ve cehennemden en son çıkacak kişiyi
biliyorum. Bu kişi emekleyerek çıkacak ve Rabbi ona: ''Cennete gir!'' diyecek
o: ''Cennetin dolu olduğunu görüyorum'' deyince Allah ona üç defa aynı şeyi
söyler. O kişi de aynı cevabı veriL Bunun üzerine Allah ona: ''Sana dünyanın on
katı vardır'' buyuruL" İsrail rivayetinde bundan sonraki kısmı
zikretmemiştir.
Buhari, Sahih'te
Muhammed b. Halid kanalıyla Ubeydullah b. Musa'dan, o Osman b. Ebi Şeybe' den,
o da Cerir'den rivayet etti. Ebu Muaviye ise A'meş'ten isnadıyla ve aynı manada
aktarırken şu ibarelerle rivayet etti: "Sonra ona ''Temenni et!''
denilecek O da temenni edecek Bunun üzerine ''Dilediğin senin. Dünyanın on
misli de senin'' denilecek"
425- Ebu Said el-Hudri'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Cennetlikler içinde derecesi en aşağı olacak kişi Allah'ın, cehenneme
doğru olan yönünü cennete doğru çevirdiği kişidir. Çevrildikten sonra kendisine
gölgesi olan bir ağaç gösterilir. Adam: ''Rabbim! Beni şu ağaca yaklaştır da
altında gölgeleneyim!'' der. Allah: ''Bu isteğini yerine getirirsem bir şey
daha isteyecek misin?'' diye sorunca da adam: ''İzzetine yemin olsun ki
istemeyeceğim!'' der. Bunun üzerine adam ağaca yaklaştırılır. Ancak adama
gölgesi ve meyvesi olan başka bir ağaç gösterilince yine: ''Rabbim! Beni şu
ağaca yaklaştır da altında gölgeleneyim, meyvelerinden yiyeyim'' der. Allah:
''Bu isteğini yerine getirirsem daha başka bir şey isteyecek misin?'' diye
sorunca da adam: ''İzzetine yemin olsun ki istemeyeceğim!'' der. Allah adamı
ağaca yaklaştırır. Sonra adama gölgesi, meyvesi ve suyu olan başka bir ağaç
gösterilince yine: ''Rabbim! Beni şu ağaca yaklaştır da altında gölgeleneyim,
meyvelerinden yiyeyim ve suyundan içeyim'' der. Allah: ''Bu isteğini yerine
getirirsem daha başka bir şey isteyecek misin?'' diye sorunca da adam:
''İzzetine yemin olsun ki artık başka bir şey istemeyeceğim!'' der. Allah adamı
yine ağaca yaklaştırır.
Cennet kapısı adama
görününce bu sefer: ''Rabbim! Beni cennet kapısına yaklaştır da eşiğinde durup
cennet ahalisini seyredeyim'' der. Allah onu cennetin kapısına yaklaştırır.
Adam cennetin ahalisini ve içindekileri görünce: ''Rabbim! Beni de cennete
sak'' der. Allah onu cennete sokar. Ancak adam cennete girince: ''Bu benim! Bu
da benim!'' demeye başlar. Allah ona: ''Dile ne dilersen!'' buyurur ve şunu
şunu iste şeklinde de ona hatırlatmalarda bulunur. Adamın istekleri bittiğinde
de Allah ona: ''Bu istediklerin ve on katı kadarı daha senindir'' buyurur. Daha
sonra adam cennetteki evine girer. Yanına hurilerden olan eşleri girerler ve:
''Seni bizler için, bizi de senin için seçen Allah'a hamdolsun'' derler. Adam
da: ''Bana verilenlerin benzeri hiç kimseye verilmedi'' demeye başlar. Cehennem
ahalisi içinde azabı en hafif olan kişi, ateşten ayakkabı giydirilen kişidir ki
bundan dolayı beyni kaynar."
Müslim, Sahih'de Ebu
Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Yahya b. Ebi Bukeyr'den son kısmını(cehennem
konusunu) zikretmeksizin rivayet etmiştir.
[T] Müslim (384).
426- Ebu Hureyre der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Sizden cennetin
en aşağı konumunda olan birine (Allah veya bir meleği): ''Ne dilersen dile''
diyecek. O da bütün dileklerini söyleyecek. Kendisine ''İçinden geçenlerin
tümünü diledin mi?'' diye soracak. O da: ''Evet'' diyecek. Bunun üzerine ona:
''Bütün dileklerin ve fazlasıyla aynısı sana verilecek'' diyecektir."
[T] Müslim (182).
427- Ebü Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Biriniz cennette en aşağı konumda olsa dahi kendisine: ''Dile!'' denilir.
İstediklerini diledikten sonra ona: ''Diledin mi?'' diye sorulur. ''Evet!''
karşılığını verince de ona: ''Sana dilediklerin iki katıyla verilecektir'' denilir."
Müslim Sahih'inde
Muhammed b. Rafi kanalıyla Abdurrezzak'tan rivayet etti. [T] Müslim (301).
428- Daha önce Said b.
el-Müseyyeb ve Ata b. Yezid kanalıyla Ebu Hureyre'den rivayet olunan Rüyet
hadisi içinde Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in şöyle buyurduğu
geçmektedir: "Yüce Allah kullar arasındaki hüküm verme işini bitirince
geriye Cennet ile Cehennem arasında, yüzü Cehenneme doğru dönük olan biri
kalacak. Bu kişi cehennemlikler içinde en son Cennete girecek olan kişidir. Bu
adam: ''Rabbim! Yüzümü Cehennemden çevir; zira rüzgarı beni zehirledi, alevi
beni yaktı'' diyecek. Yüce Allah ona: ''Şayet bu dileğini yerine getirirsem,
sen başka şeyleri de istersin'' buyuracak. Ancak adam: ''İzzetine yemin olsun
ki istemeyeceğim!'' diyecek. Adamın verdiği söz ve ahider üzerine Yüce Allah
isteğini verecek ve yüzünü Cehennemden çevirecek. .. " Hadis devam ediyor-
"Bu hareketi
üzerine Yüce Allah gülecek ve Cennete girmesine izin verecek. Girdikten sonra
ona: ''Dile benden ne dilersen'' buyuracak. Adam istekleri bitinceye kadar Yüce
Allah'tan dilemeye devam edecek. Bitince bu sefer Yüce Allah ona: ''Şundan
şundan da iste'' buyurup başka şeyleri de hatırlatacak. Adamın istekleri
bitince Yüce Allah ona: ''Bu istediklerin iki katıyla senin olsun'' buyuracak."
Ebu Said el-Hudrı, Ebu
Hureyre'ye: Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem burada, Yüce Allah'ın:
"Bu istediklerin on katıyla senin olsun" buyurduğunu haber
vermişti" dedi. Ebu Hureyre: "Ben, Resulullah'tan Sallallahu aleyhi
ve Sellem: ''Bu istediklerin iki katıyla senin olsun'' şeklinde
ezberledim" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ebu Said: "Ben,
Resulullah'ın Sallallahu aleyhi ve Sellem: ''Bu istediklerin on katıyla senin
olsun'' buyurduğunu işittim" dedi.
[T] Buhari rikak 52,
VII, 205; tevhıd 24, VIII, 179) ve Müslim (ıman 299 300, s. 163 167).
429- Şa'bi der ki:
Muğire b. Şu'be'yi minberde iken insanlara şunu anlattığını duydum: "Hz.
Musa, Rabbine: ''Cennet ahalisi içinde en aşağı konumda olan kimdir?'' diye sorunca,
Yüce Allah şöyle karşılık verdi: "Cennetlikler Cennete konulduktan sonra
getirilen bir adamdır ki, kendisine: Cennete gir!" denildiğinde, o:
"Rabbim! İnsanlar yerlerine yerleşip alacaklarını aldıktan sonra ben nasıl
gireyim?" der. Kendisine:
"Dünya krallarından
birinin mülkü kadar mülkün olmasına razı olur musun?" denildiğinde, o:
"Rabbim! Razı olurum!" karşılığını verir. Yüce Allah da ona: "O
zaman o kadarı, bir o kadarı daha, bir o kadarı daha, bir o kadarı daha ve bir
o kadarı daha senin olsun!" buyurur. Beşincide ise adam: "Rabbim!
Razı oldum!" der. Yüce Allah yine de ona: "Bunlar ve bunların on katı
daha senin olsun. Canının çektiği gözünün beğendiği ne varsa onlar da senin
olsun" buyurur. Adam: "Rabbim! Razı oldum" der.
Bunun üzerine Hz. Musa:
''Rabbim! Peki, konum olarak en üstte olan kimdir?'' diye sorduğunda, Yüce
Allah şöyle karşılık verdi: "Onlar öyle kimseler ki, diledim ve
ikramlarını kendi ellerimle hazırladım ve mühürledim. Bu ikramları da ne bir
göz görmüştür, ne bir kulak işitmiştir; ne de akla hayale gelmiştir."
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: "Bunun da Yüce Allah'ın Kitab'ındaki delili
şudur: "Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar
saklandığını hiç kimse bilemez."[Secde 17]
Ali b. el-Medini der ki:
Süfyan'a: "İbn Ebcer bu hadisi Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) dayandırdı mı?" diye sorunca: "İkisinden biri bunu ref
etti" karşılığını verdi. [T] Müslim
(189).
430- Bu hadis başka bir
kanalla rivayet edildi ve Süfyan: "Mutarrif ya da İbn Ebcer'den birisi ki
sanırım bu İbn Ebcer'di, bu hadisi Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem)'e dayandırdı" dedi.
Müslim, Sahih'inde Bişr
b. el-Hakem'den rivayet etti.
431- Bu hadis başka bir
kanalla merfü olarak rivayet olunmuştur.
Müslim, Sahih'inde İbn
Ebi Ömer'den rivayet etti.
432- İbn Ömer der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet ahalisi içinde en alt
konumda bulunan biri bile, bahçelerine, eşlerine, nimetlerine, hizmetçilerine
ve koltuklarına baktığı zaman onların bin yıllık bir yolculuk mesafesi kadar
uzandıklarını görebilir. Yüce Allah'ın katında en üstün olanlar ise, sabah
akşam Yüce Allah'ın yüzüne bakarlar" buyurdul ve: "O gün bir takım
yüzler Rablerine bakıp parlayacaktır''[Kıyamet 22 23] ayetlerini okudu.
433- İbn Ömer kanalıyla
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söz konusu hadisin aynısı rivayet
edilmiştir.
[T] İbn Ebi Şeybe,
Musannef (13/111), Ahmedı Müsned (2/13), Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/401), Beğavi,
şerhu's-sünne (15/233) ve Ebu Nuaym, Hilye (6/87).
434- Abdullah b. Mes'ud,
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder:
"Yüce Allah öncekileri ve sonrakileri o malum yerde (mahşerde) ve zamanda
(kıyamette) bir araya toplar..." -Hadis bütün uzunluğu ile devam ediyor-
Cehennemden çıkarılan ve daha sonra isteklerini artırdıkça artıran kişiyi
zikrettikten sonra şöyle devam etmektedir: "Yüce Allah: ''Neden bir şey
istemiyorsun?'' diye sorunca, adam şöyle der: ''Ya Rabbi! Senden o kadar
istedim ki sonunda istemekten utandım ve (Bir daha istemeyeceğime dair) sana o
kadar çok yemin ettim ki sonunda senden utandım.'' Yüce Allah şöyle buyurur:
''Dünyayı yarattığım zamandan yok ettiğim zamana kadar olan haliyle ve onunla
birlikte bir mislini de sana versem razı olur musun?'' diyecek. O kişi: ''Ya
Rabbi! Rabbulizze olduğun halde benimle alay mı ediyorsun?'' mukabelesinde
bulunacak. Onun sözünden dolayı Yüce Allah güler."
(Ravi) Dedi ki:
"Hadisin bu kısmına geldiğinde Abdullah b. Mes'ud'un güldüğünü gördüm.
(Yanındakilerden) Bir kişi: "Ey Abdurrahman'ın babası! Bu hadisi defalarca
anlattığını ve hadisin bu kısmına geldiğinde güldüğünü gördüm!" deyince,
İbn Mes'ud şöyle dedi: "Ben, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bu hadisi defalarca söylediğini duydum. Hadisin bu kısmına her gelişinde azı
dişleri gözükecek şekilde güldüğünü gördüm."
Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle devam etti: "Yüce Allah, o kişiye şöyle buyurur:
Ben seninle alayetmiyorum, lakin Ben dilediğimi yapmaya kadirim. (dilediğini)
iste." Adam: "Beni (Cennetteki) insanların yanına gönder" der.
Yüce Allah: "İnsanların yanına git" buyurur. Adam koşarak cennete
gider insanlara yaklaşınca ona inciden bir köşk çıkar. Adam hemen secdeye
kapanır. Ona: "Başını kaldır neyin var?" denince, adam:
"Rabbimi gördüm
veya rabbim bana göründü" der. Ona: "Bu senin menzillerinden bir
menzildir" denir.
Sonra bir adam görür
yine secde etmeye hazırlanır. Ona: "dur yapma" denir, O: "Ben
senin Meleklerden biri olduğunu sandım" der. Görmüş olduğu kişi: "Ben
senin bekçilerinden ve kölelerinden biriyim. Benim emrimde de benim bulunduğum
hal üzere olan bin kahya vardır" der. Hizmetçi önünde gider ve köşk
kendisine açılır.
Köşk kendisine açılana
kadar Melek önünde yürür. Bu köşkün tavanları, kapıları, kilitleri ve
anahtarları da içi oyuk incilerden yapılmıştır. İçeriye geçtiğinde karşısına
içi kırmızı dışı yeşil olan bir oda çıkar. Bu odanın içinde her biri, içi
yeşile boyanmış bir odaya açılan yetmiş tane kapı çıkar. Bu odalardan her biri
de, bir öncekinden değişik renkte olan bir odaya açılır. Her odada divanlar,
eşler ve hizmetçiler vardır. Onların en az güzel alanının gözlerinin beyazı çok
beyaz siyahı da çok siyahtır, üzerinde yetmiş hulle vardır ve bacak kemikleri
hullelerin altından görünür. Onun kalbi o kişinin aynası, kendisinin kalbi ise
köşkteki eşinin aynasıdır. Ondan bir an yüz çevirse, gözünde o eşin güzelliği
eskisine göre yetmiş kat artar. Eşi kendisinden bir an yüz çevirse, güzelliği o
eşin gözünde eskisine göre yetmiş kat artar. Bu kişi eşine: "Vallahi
güzelliğin gözümde yetmiş kat arttı" der. Eşi de kendisine: "Senin de
Vallahi gözümde güzelliğin yetmiş kat arttı" der. Adama: "Buyur
gir" denir. Adam girince kendisinde: "Senin mülkün yüz yıllık bir
yolculuk mesafesi genişliğinde, gözünün görebildiği kadardır" denir."
(Ravi) dedi ki:
"Ömer şöyle dedi: "Ey Ka'b! İbn Ümmü Abd'ın, Cennet ehlinin makam
olarak en düşük derecesinde olan kişi hakkında anlattığını duyuyor musun ? Ya
en yüksek derecede olanı nasıldır" deyince, Ka'b şöyle dedi: "Ey
Müminlerin emiri! Onlar için gözlerin görmediği kulakların duymadığı şeyler
vardır. Allah (Onlar için) bir ev yarattı ve içine dilediği kadar eş, meyve ve
içecek koydu ve kapattı. Onu yarattıklarından ne Cibril ne de diğer meleklerden
kimse görmedi." Ka'b sonra şöyle dedi: "Yaptıklarına karşılık olarak,
onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez. "[Secde 17]
Ka'b devamla şöyle dedi:
"Bunun dışında iki cennet yarattı ve dilediği şeylerle onları süsleyerek
onları yarattıklarından dilediğine gösterdi. Kimin kitabı İlliyyün'da ise hiç
kimsenin görmediği o evde konaklar. Hatta İlliyyün ehlinden olan birisi çıkıp
mülkünde dolaşırken, Yüzünün nuru Cennet çardaklarından girmedik yer bırakmaz
ve çardak sahipleri onun kokusuyla birbirlerini kutlarlar ve şöyle derler:
"Bu ne güzel bir kokudur! Bu koku mülkünde dolaşmak için çıkan bir adamın
kokusudur."
(Ömer): "Sana
yazıklar olsun ey Ka'b! Kalpler gevşeyip dağıldı; onları topla" deyince;
Ka'b şöyle dedi: "Nefsim elinde olana yemin ederim ki; Kıyamet günü
Cehennemin ateşi o kadar gürülder ki, Allah'a yakın olan hiçbir Melek ve
gönderilmiş hiçbir nebi yoktur ki dizlerinin üzerine çökmesin. Hatta Allah'ın
Halili İbrahim: "Yarabbi nefsim, nefsim" der. Hatta senin am elinle
beraber yetmiş nebinin ameli de senin olsa ateşten kurtulamamaktan
korkarsın."
[T] Taberani, M.
el-Kebir (9/416-421), İbn Hacer el-Askalanı, el-Metalibu'l-aliye (4/365367),
Hakim, Müstedrek (4/589-592), Ahmed b. Hanbel, es-Sünne (s. 206-209) ve
Heysemı, Mecmau'z-Zevaid (10/340-343).
435- İbn Mes'üd'un
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bazıları cehennemde Allah'ın dilediği kadar kaldıktan sonra onlara
merhamet edip oradan çıkartır. Bunlar cennette en alt konumda bulunurlar.
Cehennemden çıkarıldıklarında adına Hayat suyu denilen bir suda yıkamrlar.
Cennet ahalisi onlara ''Cehennemden gelenler'' derler. Bunlardan her biri de
tüm dünya ahalisini misafir etse hepsine yataklar serer, yedirip içirir,
evlendirir."
[T] İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (4337).
436- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Müminlerin dünyada iken en şiddetli sıkıntı ve bela çekeni (kıyamet günü)
getirilir ve: ''Bunu cennete bir kere batırınız'' denilir. Sonra Yüce Allah
ona: ''Ey Ademoğlu! Geçmiş zaman boyunca herhangi bir sıkıntı veya bela çektin
mi?'' diye sorar. O da: ''Hayır, izzetin ve celalin hakkına yemin olsun ki bu
ana kadar hiç bir sıkıntı ve hiç bir bela çekmedim'' karşılığını verir. Yine
(kıyamet gününde) insanların en kötüsü getirilir ve: ''Bunu cennete bir kere
batırınız'' denilir. Sonra Yüce Allah ona: ''Ey Ademoğlu! Geçmiş zaman boyunca
herhangi bir nimet senin eline geçti mi?'' diye sorar. Bu kişi: ''Hayır,
izzetin ve celalin hakkına yemin olsun ki geçmiş sürece bana hiç bir nimet
isabet etmedi'' der."
Beyhaki'nin lafzı ise
şöyledir: "Kıyamet gününde Cehennemlik olanlardan dünyada en fazla nimete
mazhar olmuş kişi getirilip bir defa ateşe daldırılır. Sonra ona: ''Ey
Ademoğlu! Dünyadayken sen hiç bolluk gördün mü? Hiç nimetlere mazhar oldun
mu?'' diye sorulur. O kişi: ''Vallahi ya Rabbi hayır!'' karşılığını verir.
Sonra Cennetlik olanlardan, dünyadayken en çok sıkıntı çekenlerden biri
getirilip bir defa Cennete sokulup çıkarılır ve ona: ''Ey Ademoğlu! Dünyadayken
hiç sıkıntı çektin mi? Hiç darlığa düştün mü?'' diye sorulur. O ise: ''Hayır!
Vallahi ya Rabbi ne sıkıntı çektim, ne de darlığa düştüm'' karşılığını
verir."
Müslim, Sahih'de Yezid
b. Harun kanalıyla Hammad'dan rivayet etmiştir.
[T] Müslim (2817).
Sonraki sayfa için
aşağıdaki link’i kullan:
Yüce Allah'ın:
"Orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar''[Duhan 56] Buyruğu