BEYHAKİ

KÜLLİYATI

DİRİLİŞ VE KIYAMET

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Bölüm (Cennet'e Dair Çok yönlü Hadisler)

 

Yüce Allah: "Siz ve eşleriniz sevinç ve mutluluk içinde cennete giriniz. Onlar için altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şeyoradadır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız. İşte bu, yapmakta olduklarınıza karşılık size miras verilen cennettir. Orada sizin için bol bol meyve var, onlardan yersiniz"[Zuhruf 70-73] buyurmaktadır. Yine: "Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarım bilemez"[Secde 17] ve: "Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün"[İnsan 20] buyurmaktadır.

 

 

 

387- Sehl b. Sa'd der ki: Bulunduğum bir mecliste Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Cenneti vasfettikten sonra sözünün sonunda: "Onda, hiçbir gözün görmediği, kulağın duymadığı ve insanın aklına dahi gelemeyecek şeyler vardır" buyurdu. Sonra da: "Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de Allah için harcarlar. Hiç kimse, yapmakta olduklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez"[Secde 16, 17] ayetlerini okudu.

 

Müslim Sahih'inde Harun b. Ma'ruf ile Harun b. Said'den rivayet etti. [T] Müslim (2825).

 

 

 

388- Bu hadis "Cenneti anlatmakta olan Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in yanında iken" ibaresiyle başlayan başka bir kanalla da rivayet olunmuştur. Ancak sonunda şu ekleme yer almıştır: Ebu Sahr der ki: Bu hadisi Kurazi'ye zikrettiğimde bana şöyle dedi: "Onlar Allah için yaptıkları amelleri insanlardan gizledikleri için Yüce Allah da bunun sevabım onlar için saklamıştır. Huzuruna çıktıkları zaman da Allah bununla onların gönüllerini hoşnut edecektir."

 

[T] Hakim, Müstedrek (2/413, 414, "sahih")

 

 

 

389- Ebü Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu:

"Yüce Allah buyuruyor ki: Salih kullarıma hiçbir gözün görmediği hiçbir kulağın duymadığı hiçbir insanın gönlünden dahi geçmeyen nimetler hazırladım. Dilerseniz ''Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını hiç kimse bilemez''[Secde 17] ayetini okuyun.

 

Cennet'te bir ağaç vardır ki binekli bir kişi onun gölgesinde yüzyıl yürür de bitiremez. Dilerseniz: ''Uzayıp giden gölgeler''[Vakıa 30] ayetini okuyun. Cennette bir kamçılık yer, dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır. Dilerseniz: "Orada ateşten uzaklaştırılıp Cennete konulacak olanlar, gerçek kurtuluşa ermişlerdir''[Al-i İmran 185] ayetini okuyun."

 

[T] İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/102), Ahmed, Müsned (2/348) ve Beğavi, Şerhu's-sünne (15/209, 210).

 

 

 

390- Ebü Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Birinizin cennetteki bir kamçı kadarlık bir yeri dahi gök ile yer arasındakilerden daha hayırlıdır" buyurmuştur.

 

[T] Ahmed, Müsned (2/315), Beğavi, Şerhu's-sünne (15/207), İbn Hibban (6158)

 

 

 

391- Usame b. Zeyd anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gün ashabına: "İçinizde cennet için gayret edecek kimse yok mu? Zira cennetin eşi yoktur. Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki, cennet, panl panl parlayan nurları, güzel kokulu yeşillikleri, sağlam yüksek köşkleri, devamlı akan nehirleri, çok çeşitli olgun meyveleri, güzel genç zevceleri, pek çok takım elbiseleri ile yüksek, sağlam ve güzel saraylarda saadet ve yüz parlaklığı içinde yaşanan ebedi mekandır" buyurdu. Ashab: "Biz zaten onun için gayretteyiz, ey Allah'ın Resulü!" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İnşaallah!, deyiniz" buyurdu ve sonra cihaddan söz açarak ona teşvik etti. 

 

[T] İbn Mace (4332).

 

 

 

392- Ebu Hureyre bildiriyor: Bir gün Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ashabına bir şeyler anlatıyordu. Yanında bir tane de bedevi vardı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennet ahalisinden biri ziraat yapmak için Rabbinden izin isteyecek. Rabbi ona: ''Arzu ettiğin durumda değil misin ki?'' diye sorunca, adam: ''Evet! Ama ziraat da yapmak istiyorum'' diyecek. İzin verilince de kul hemen bir tohum ekecek. Ancak göz açıp kapayıncaya kadar ektiği tohum bitecek, büyüyecek, hasatlık hale gelecek ve toplanacak. Mahsulü dağlar kadar olacak. Bunun üzerine Yüce Allah: ''Ey Adem oğlu! Al bakalım! Senin gözünü hiçbir şey doyurmaz!'' buyuracak." Orada bulunan bedevi: "Vallahi bu (ziraatçı) adam ya Kureyşli, ya da Ensar'dan birisidir. Zira onların ekinleri vardır. Bizim ise ekinlerimiz yoktur" deyince, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem) güldü.

 

Buhari, Sahih'te Muhammed b. Sinan kanalıyla Fuleyh'ten rivayet etti.  [T] Buhari (2348).

 

 

 

393- Süleyman b. Bureyde, babasından bildiriyor: Adamın biri Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip: "Cennette atlar olur mu? Zira atları çok severim" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şayet istersen kırmızı yakuttan bir ata binip de cennet içinde dilediğin yerde seni uçarak gezdirmesini istesen bu isteğin gerçekleşir" karşılığını verdi. Başka bir adam: "Peki, cennette deve de olacak mı? Zira develeri çok severim" deyince de, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın kulu! Şayet Yüce Allah seni cennete sokarsa orada canının çektiği, gözünün görmek istediği her şeye sahip olursun" karşılığını verdi.

 

[T] Ebu Davud et-Tayalisı, Müsned (s. 108), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/107, 108)

 

 

 

394- Süleyman b. Bureyde, babasından bildiriyor: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Cennette adar olur mu? Zira adar çok hoşuma gider" deyince, Allah Resulü: "Şayet Yüce Allah seni cennete sokarsa ve istersen kırmızı yakuttan bir ata biner ve cennette dilediğin yere seni uçarak götürür" karşılığını verdi. Başka bir adam gelip diğeri gibi: "Benim de develer çok hoşuma gider" demeden:

"Ey Allah'ın Resulü! Cennette deve de olacak mı?" diye sorunca, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şayet Yüce Allah seni cennete sokarsa orada canının çektiği, gözünün görmek istediği her şeye sahip olursun" karşılığını verdi.

 

 

 

395- Mes'udi bunu isnadıyla: "Kırmızı yakuttan bir ata binip de cennet içinde dilediğin yerde seni uçarak gezdirmesini istesen bu isteğin gerçekleşir" şeklinde rivayet etmiştir.

 

Mes'udi bunu bu şekilde rivayette tek kalmıştır. Sevri bunu, "Alkame b. Mersed - Abdurrahman b. Sabıt el-Cumahi" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mürselolarak rivayet etmiştir. Ayrıca Alkame'den de rivayet edilmiştir.

 

[T] Ahmed, Müsned (5/352).

 

 

 

396- Abdurrahman b. Saide der ki: Bir atı okşuyordum. Resulullalı'a Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennette at var mı, ey Allah'ın Resulü?" diye sordum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Abdurrahman! Cennete girdiğin zaman, senin için yakuttan, iki kanadı olan bir at vardır. Bu at seni istediğin yere uçurur" buyurdu. 

 

[T] Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/413). Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

397- Ebü Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mümin biri, Cennette çocuğu olsun istediğinde, bir çocuğun (anne karnında) hamilelik (evresinden geçmesi, ayrıca çocuğun) doğumu ve bir yaşına gelmesi o anda gerçekleşir."

 

 

Bu, oldukça zayıf bir isnaddır. Ancak bu metin, "Muaz b. Hişam Hişam - Amir el-Ahval" kanalıyla Ebu's-Sıddik'ten rivayet edilmiştir. Bana bildirilene göre İshak b. İbrahim bu hadis hakkında: "Eğer kişinin canı isterse böyle olur. Fakat cennette kişinin canı böyle bir şeyi istemeyecektir" demiştir.

 

Buhari der ki: Ebü Rezin el-Ukayli'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennet ehlinin çocukları olmayacaktır" buyurmuştur.

 

Beyhaki der ki: "Daha önce Ebu Umame vasıtasıyla bu manada merfu bir hadis rivayet edilmişti."

 

[T] Ahmed, Müsned (3/9/80), Heysemi, Mevaridu'z-zam'an (s. 655) ve Ebu Ya'la el-Mevsili, Müsned (2/318).

 

 

 

398- Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mümin biri, Cennette çocuğu olsun istediğinde, bir çocuğun (anne karnında) hamilelik (evresinden geçmesi, ayrıca çocuğun) doğumu ve genç yaşına gelmesi o anda gerçekleşir."

 

 

Hakim'in bildirdiğine göre Ebu Sehl şöyle demiştir: Doğru yoldan kaymış olanlar bu hadisi kabul etmemektedir. Bu başka bir isnadla da şöyle rivayet edilmiştir: "Bu durum Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sorulunca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet ettiğimiz manada bir şey buyurdu. Yüce Allah da: "Canlarının istediği ve gözlerinin hoşlandığı her şey oradadır"[Zuhruf 71] buyurmaktadır. Müminin, Allah'ın cennette kendisine verdiği temiz eşlerden çocuğunun olmasını istemesi imkansız değildir. Eğer: "Cennetteki kadınlar hayız ve nifas olmaz. Nasıl çocukları olacak?" denilecek olursa şöyle cevap veririz: "Hamilelik ve buna bağlı zorluklar dünyayla ilgili şeylerdir. Cennette hamilelikle ilgili sıkıntılar sözkonusu değildir. Dünyada yasaklanmış yiyecek ve içecekler, verdiği zararlardan arındırılmış olarak mümine sunulacaktır. Tıpkı dünyada haram olan ve her kötülüğün anası içki gibi. Allah onu cenne't ehline zararlarından arındırılmış olarak sunacaktır. Aynı şekilde cennette isteyene çocuk neden verilmesin!

 

 

 

399- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennetlikler cennete yerleştiği zaman kardeşler birbirlerini özler. Bunun üzerine her birinin üzerinde bulunduğu divan diğerinin yanına gider. Karşılaştıklarında dünyada iken yaşadıkları şeylerden bahseder, biri diğerine: ''Kardeşim! Dünyadayken filan günde falan mecliste bulunduğumuz anı hatırlıyor musun? O zaman Allah'a dua etmiştik. Allah da bizi bağışladı'' der."

 

[T] Bezzar, Keşfu'l-estar (3/211), Ebu Nuaym, Hilye (8/49) ile Ahbaru İsbehan (1/124) ve İbn Asakir, Tarih Dimaşk (6/150).

 

 

 

400- Enes b. Malik der ki: "Cennet ahalisi birbirlerine: ''Hadi çarşıya gidelim!'' derler ve çıkıp giderler. Bu sırada miskten dağlar onlara gölgelik eder. Onlar da orada oturup sohbet ederler."

 

Ebü Yahya der ki: "Hallad bunu bu şekilde Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zikretmeksizin nakletmiştir. "

 

 

 

401- İkrime bildiriyor: İbn Abbas, cennetliklerin bineklerini zikretti ve: "Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir sahanat görürsün"[İnsan 20] ayetini okudu.

 

[T] Hakim, MÜstedrek (2/511, "sahih")

 

 

 

402- Mücahid: "Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir sahanat görürsün"[İnsan 20] ayetini açıklarken: "Büyük saltanattan kasıt, meleklerin, cennetliklerden izin almalarıdır. Zira onların iznini almadan yanlarına girmez ve yaklaşmazlar" demiştir. 

 

 

 

403- Ahmed b. Ebi el-Havari'nin bildirdiğine göre Ebü Süleyman: "Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir sahanat görürsün"[İnsan 20] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "Büyük saltanattan kasıt, Yüce Rabbin elçisinin hediye ile ve yumuşaklıkla gelip cennetliklerin yanına geçmek için izin istemesidir. Zira onların iznini almadan yanlarına girmez. Elçi kapıcıya: ''Allah dostunun yanına girmem için izin iste'' der. O kapıcı da başka bir kapıcıdan, o da başka birinden izin ister ve böylece kendisine girmesi için izin verilir. Cennetliğin bulunduğu yerden Daru's-Selam'a yine bir kapı vardır ki, cennetteki kişi dilerse oradan izinsiz olarak Rabbinin yanına geçer. Ancak elçi izin almadan geçemez.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Cennete Girecek İlk Kişi ve Cennet Ehlinin Vasıfları