BEYHAKİ

KÜLLİYATI

DİRİLİŞ VE KIYAMET

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Cennet Kapıları, Çağrıları ve Girenlerin Cevapları

 

Cennet Kapıları; Cennet Ehline Cennete Girecekleri Zaman Denilen Şey ve Kendilerinin Verdiği Cevap Hakkında

 

Yüce Allah: "Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: "Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedi kalmak üzere buraya girin.'' Onlar şöyle derler: ''Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah'a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükafatı ne güzelmiş!''"[Zümer 73,74] buyurmaktadır. Yine Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar. "Hamd, bizi buna eriştiren Allah'a mahsustur. Eğer Allah'ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz hidayete ermiş olamazdık. Andalsun, Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirmişler'' derler. Onlara, "İşte yaptığınız (iyi işler) sayesinde kendisine varis kılındığınız cennet!'' diye seslenilir."[A'raf 43]

 

 

229- Sehl b. Sa'd bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennette sekiz kapı vardır. Onlardan bir tanesi kendisine "Reyyan" denilen kapıdır. Ondan sadece oruçlu kimseler girer" buyurdu.

 

Buhari, Sahih'te Said b. Ebi Meryem'den rivayet etti.  [T] Buhari (3257).

 

 

 

230- Sehl b. Sa'd bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Şüphesiz ki cennette kendisine ''Reyyan'' denilen kapı vardır. Kıyamet gününde ondan sadece oruçlu kimseler girer. Onlarla birlikte başka kimse girmez. O zaman: ''Oruçlu kimseler nerededir?'' denilir ve ondan girerler. (Oruçlulardan) sonuncu kişi girdiği zaman da kapanır ve başka kimse giremez."

 

Buhari, Sahih'te Halid b. Mahled'den ve Müslim ise İbn Ebi Şeybe kanalıyla Halid b. Mahled'den rivayet etti.  [T] Buhari (1896) ve Müslim (1152).

 

 

 

231- Ebü Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Kim Allah yolunda bir maldan çift çift verirse, cennet kapılarından çağrılır. Cennetin kapıları vardır. Namaz ehli namaz kapısından çağrılır, oruç ehlinden olan Reyyan kapısından çağrılır. Sadaka ehli sadaka kapısından çağrılır. Cihad ehli cihad kapısından çağrılır." Hz. Ebü Bekr: "Ey Allah'ın Resulü! Kişinin tüm bu kapılardan ayrı ayrı çağrılmasına zaruret yoktur. Fakat bir kişi tüm bu kapılardan çağrılabilir mi?" diye sorunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet. Senin de onlardan olmanı umarım" buyurdu. 1

 

Müslim Sahih'inde Abd b. Humeyd kanalıyla Abdurrezzak'tan ve Buhari ise başka bir yolla Zühri'den rivayet etti.   [T] Müs!im, zekat (712).

 

 

 

232- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim sahip olduğu şeylerden Yüce Allah yolunda bir çift infak ederse cennet kapılarından kendisine: ''Ey Allah'ın kulu! Bu kapıdan girmen senin için daha hayırlıdır!'' diye seslenilir." Sonrasında ravi mana olarak söz konusu hadisi zikretti.

 

Buhari, Malik'ten rivayet etmiştir.

 

 

 

233- Ebu Hureyre der ki: Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim Allah yolunda çift harcama yaparsa her bir kapının bekçileri onu: ''Ey Fule, buraya gel!'' diye çağırır". Ebu Bekr: "Bekçilerin çağırmış olduğu kimseye (diğer kapıları bırakıp bir kapıdan girmesinden dolayı) bir sakınca yoktur" dedi. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ben senin onlardan olmanı ümit ediyorum" buyurdu.

 

Buhari, Sahih'te Adem'den ve Müslim ise iki başka yolla Şeyban'dan rivayet etti.

 

 

 

234- Ukbe b. Amir der ki: Üzerimizde deve gütme vazifesi vardı. Nöbetim gelince akşamlayın develeri ağıllarına götürdüm. Sonra Resulullalı'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ayakta cemaate bir şeyler söylerken yetiştim. Yetiştiğim sözü şudur: "Eğer sizden biri güzelce abdest alır, sonra kalkarak iki rekat namaz kılar, kalbi ve yüzüyle o iki rekata yönelirse o kimseye cennet vacip olur." Ben: "Bu ne güzel şey" deyince, önümde duran bir kişi: "Ey Ukbe! Bundan önceki daha güzeldi" dedi. Baktığımda bu kişinin Ömer b. el-Hattab olduğunu gördüm ve: "O nedir, ey Ebu Hafs?" diye sordum. Ömer şöyle cevap verdi: Sen gelmeden önce Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Eğer sizden biriniz abdest alır, onu yerli yerince yapar, sonra ''Ben Allah'tan başka ilah olmadığına; Muhammed'in Allah'ın kulu ve resulü olduğuna şahadet ederim'' derse o kimseye cennetin sekiz kapısı (birden) açılır. Onların hangisinden dilerse ondan girer."  [T] Müslim, taharet (17).

 

Müslim, Abdurrahman b. Mehdi kanalıyla Muaviye b. Salih'ten iki isnadıyla nakletmiştir; ancak Abdulvehhab b. Buht'un ısmını vermemiştir. Bu rivayet, önceki Sehl ve Ebu Hureyre hadislerine muhalif değildir. Şöyle ki Allah yolunda çifter infakta bulunan kimsenin bütün kapılardan çağırılması hususu bütün rivayetlerinde geçmiş bulunmaktadır.

 

 

 

235- Ashabdan Utbe b. Abd es-Sülemi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "(Savaşta) öldürülenler üç çeşittir. Biri, canıyla ve malıyla Yüce Allah'ın yolunda cihad etmiş biridir ki, düşmanla karşılaştığında ölene kadar savaşmıştır. İşte şehit olan kişi budur ve Yüce Allah'ın Arş'ının altında bulunan bahçede ferahlık içinde yaşayacaktır. Peygamberler de ancak peygamberlik sıfatlarıyla ondan üstün olacaklardır. Diğeri ise birçok günah ve hata işlemiş olan mümin kişidir. Bu da malıyla ve canıyla Yüce Allah'ın yolunda cihad etmiş, düşmanla karşılaştığında da ölene kadar savaşmıştır. Bu şehidin günah ve hataları yıkanıp temizlenecektir. Zira (salladığı) kılıç hatalarını siler ve cennetin kapılarından istediğinden içeriye girer. Cennetin sekiz kapısı, cehennemin de yedi kapısı vardır. Cennetin her bir kapısı da diğerinden üstündür. Diğer biri de, münafık biridir ki bu kişi malıyla ve canıyla Yüce Allah'ın yolunda cihad etmiş, düşmanla karşılaştığında da ölene kadar savaşmıştır. Bu kişi cehennemdedir. Zira kılıç münafıklığı gidermez."

 

[T] Taberani, M. el-Kebir 17/126 (311), Ebu Davud et-Tayalisi (s. 178, 179), Heysemi, Mevaridu'z-zam'an (s. 388), Ahmed, Müsned (4/185, 186). Heysemi (5/2919 der ki: "Ahmed ve Taberani rivayet ettiler. Ahmed'in Ebu'l-Müsenna el-Muleyki dışındaki ravileri Sahih'in ravileridir. O da güvenilir bir kişidir."

 

 

 

236- Utbe b. Abd es-Sülemi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Birinin henüz buluğa ermemiş üç çocuğu öldüğü zaman (kıyamet gününde) onu karşılarlar ve cennetin sekiz kapısından istediğinden içeriye girer."

 

[T] Ahmed, Müsned (4/183,184) ve Taberanı, M. el-Kebir (17/125).

 

 

 

237- Abdullah b. Ömer der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Cennete ümmetimin gireceği kapının eni, iyi binicinin üç günde -veya üç ayda veya üç senede- gidebileceği mesafe kadardır. Böyle olmasına rağmen onlar bu kapıdan sıkışarak girecekler de neredeyse omuzları kopacak gibi olur."  [T]  Tirmizi (2548).

 

Bu rivayette bu şekilde geçmektedir. Ancak sahih olarak bize aktarılana göre Utbe b. Gazvan, hutbesinde Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu zikrettiğini, kapı kanatları arasındaki mesafenin kırk yıllık bir mesafe olduğunu ve o gün geldiğinde bu kapılarda izdiham yaşanacağını söylemiştir. Bu daha doğrudur.

 

 

 

238- Ebu Said el-Hudri'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennetteki evlerin kapılarının iki kanat aralığı, kırk yıHık bir yolculuk mesafesindedir" buyurmuştur.  [T] Hasen. Ahmed, Müsned (11239) ve Ebu Ya'la, Müsned (2/459).

 

 

Aynı isnadla Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurdu: "Cennet'te yüz derece vardır. Tüm alemler o derecelerin birinde toplanmış olsalar onların hepsini içerisine alır."  [T] Tirmizi (2532).

 

 

 

239- Hakim b. Muaviye'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Cennetin kapısının iki kanat aralığı yedi yıllık bir yolculuk mesafesi genişliğindedir."

 

[T] Ahmed, Müsned (20011, 20025), Heysemi, Mevaridu'zzam'an (s. 651) 

 

Aynı isnadla der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) söyle buyurduğunu işittim: "Cennette su denizi, bal denizi ve süt denizi vardır. Irmaklar ise daha sonra bunlardan fışkırmaya başlayacaklardır."

 

Ravi Ali b. Asım der ki: Bu iki hadisi Behz b. Hakim'e aktardığımda: "Ben bunları işitmedim" dedi.  [T] Tirmizi (2571).

 

 

 

240- Ebu Said el-Hudri ile Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir münadi: ''(Ey cennet ahalisi) Sizin için hayat vardır, artık ebediyen ölmeyeceksiniz. Sizin için sıhhat vardır, artık hiç hastalanmayacaksınız. Sizin için gençlik vardır, artık ebediyen yaşlanmayacaksınız. Sizin için nimet içinde olmak vardır, artık ebediyen fakirleşmeyeceksiniz'' şeklinde seslenir. ''Onlara, "İşte yaptığınız (iyi işler) sayesinde kendisine varis kılındığınız cennet!" diye seslenilir"[A'raf 43] ayetinde kastedilen budur."

 

Müslim Sahih'inde İshak b. İbrahim'den rivayet etti.  [T] Tirmizi (3246).

 

 

 

241- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml şöyle buyurdu:

"Sizden her birinin iki tane menzili vardır: Bir menzili cennette, bir menzili de cehennemdedir. Ölünce cehenneme girerse cennet ehli onun menziline varis olur. İşte Yüce Allah'ın ''İşte onlar varislerin ta kendileridir''[Müminun 10] ayeti bunu destekler."  [T] İsnadı sahihtir. İbn Mace (4341).

 

 

 

242- Ebu Hureyre, "İşte onlar varislerin ta kendileridir"[Müminun 10] ayetini açıklarken şöyle demiştir: "Allah'a itaat etmeleri halinde hem kendileri için, hem de kardeşleri için hazırlanan meskenlere mirasçı olurlar."

 

[T] Hakim, Müstedrek (3485) [Zehebi: Buhari ve Müslim'in şartınca SAHİH]

 

 

 

243- Ebu Salih'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her cehennemlik olan, cennetteki yerlerini görür ve: ''Keşke Allah bana hidayet verseydi'' der, bundan dolayı pişmanlık duyar. Her cennetlik de cehennemdeki yerini görür ve: ''Ya Allah beni hidayete eriştirmeseydi'' der ve bu onun için bir şükür olur" buyurduktan sonra "Allah'ın yanında, işlediğim kusurlardan dolayı vay halime! Gerçekten ben alayedenlerden idim" demesin"[Zümer 56] buyruğunu okudu.  

 

[T] Hakim, Müstedrek (2/435, 436), Ahmed, Müsned (25/512),

 

 

 

244- Ebu Hureyre dedi ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

"Cennete giren her bir kişiye kötü biri olması halinde cehennemdeki yeri gösterilir ve bu durum onun daha çok şükretmesine sebep olur. Cehenneme giren her bir kişiye iyi biri olması halinde cennetteki yeri gösterilir ve bu, onda bir pişmanlığa yol açar."

 

 

Buhari, Ebu'l-Yeman'dan rivayet etti.  [T] Buhari (6569).

 

 

 

245- Ebu'l-Cevza'nın bildirdiğine göre İbn Abbas: "Hamd, bizden hüznü gideren Allah'a mahsustur''[Fatır 34] buyruğunu açıklarken: "Hüzünden kasıt, cehennem hüznüdür" demiştir.  [T] Hakim, Müstedrek (2/427),

 

 

 

246- Hz. Ali der ki: "Rablerine karşı gelmekten sakınanlar, bölük bölük cennete götürülürler,[Zümer 73] Cennetin kapılarından ilkinin yanına geldiklerinde, yanında bir ağaç görürler. Bu ağacın dibinden iki pınar çıkıp akmaktadır. Sanki kendilerine emredilmiş gibi bilinçli olarak bunlardan birine yönelerek onun suyundan içerler. İçer içmez de karınlarındaki pislik, ağrı ve sızılar yok oluverir. Daha sonra diğerine yönelerek yıkanıp temizlenirler. Bunun üzerine yüzlerinden nimet parıltıları akar; ciltleri! derileri değişmez ve ondan sonra da asla değiştirilmez. Saçları yağlanmışçasına bakımlı olup, asla bozulup tozlanmaz. Bundan sonra cennet bekçilerinin yanlarına gelirler. Bekçiler onlara: "Selam size, hoş geldiniz! Temelli olarak buraya girin" derler. Ölümsüz genç uşaklar, onları karşılayıp, dünyadaki genç uşakların dolaştıkları gibi onların etrafında, bilinmeyen bir yerden getirdikleri sıcak sütle güler yüzlü bir şekilde dönerek, ikramda bulunur ve şöyle

 

 

198

Diriliş ve Kıyamet Kitabı

 

derler: "Yüce Allah'ın, senin için hazırladığı ikramlardan dolayı müjdeler olsun!" Daha sonra, bu ölümsüz genç uşaklardan biri o kişinin hurilerden olan eşlerinin bir kısmının yanına gidip onlar gelen kişinin dünyada kullandığı ismini kullanarak: "Palanca geldi" derler. Bunun üzerine huriler de: "Sen gördün mü?" diye sorunca o da: "Ben onu gördüm. Kendisi peşimden geliyor" karşılığını verir.

 

Bunun üzerine hurilerden biri sevincinden hemen uçarcasına kapının eşiğinde bekleyiverir / duruverir. Adam evine ulaştığında, evin temelini neyin oluşturduğuna bakınca onun dev inciden yapıldığını görür. Onun üzerini ise sarı, kırmızı, yeşil ve bütün renklerin bulunduğu bir zeminin oluşturduğunu görür. Daha sonra başını kaldırıp ta tavanına baktığında onun, şayet Yüce Allah onun gözlerinin kör olmasını engellemeyecek olursa, normal şartlarda kör edecek bir şimşek gibi parıltılı olduğunu görür. Daha sonra da başını aşağı indirip eşlerine, sıra sıra yerleştirilmiş kaseler ve yastıklara, yerlere serilip döşenmiş uzun tüylü yumuşak halılara bakar. Bu nimetlere bakıp hayranlıkla seyrettikten sonra arkasına yaslanıverir.

Kendilerine verilen bu nimetlere karşılık: "Bizi buraya eriştiren Allah'a hamdolsun. Eğer Allah bizi doğru yola iletmeseydi, biz doğru yolu bulamazdık"[A'raf 43] derler. Onlara, "İşlediğinize karşılık işte mirasçısı olduğunuz cennet" diye seslenilir.

 

Daha sonra şöyle bir duyuruda bulunulur: "Hiç ölmemek üzere yaşayacaksınız. Hiç kovulmadan / gitmeden kalacaksınız. Hiç hastalanmayacak ve daima sağlıklı olacaksınız."  [T] İbn Ebı Şeybe, Musannef (13/112-114),

 

 

 

247- Selman el- Farisi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakleder: "Kişi ancak üzerinde: ''Bismillahirrahmanirrahim. Bu, Yüce Allah'tan, filan oğlu filan kişi için yazılmış bir yazıdır. Bunu, yüksekte olan ve meyveleri aşağıya doğru sarkan Cennete koyun!'' yazısı bulunan bir belgeyle Cennete girebilir."

 

[T] Taberani, M. el-Kebir'inde rivayet etti (6191)

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Cennetin Köşkleri Hakkında Gelen Rivayetler