BEYHAKİ

KÜLLİYATI

ALLAH’IN İSİM VE SIFATLARI

 

ANA SAYFA      Kur’an      Hadis      Sözlük      Biyografi

 

Yüce Allah'ın: ''Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz"[Tekvir 29] Buyruğu

 

Yüce Allah şöyle buyurur: "Allah dilemeksizin öğüt alamazlar."[Müddessir 56], "Allah dileseydi, belgeler kendilerine geldikten sonra, peygamberlerin ardından birbirlerini öldürmezlerdi."[Bakara 253], "Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi, lakin Allah istediğini yapar."[Bakara 253], "Rabbin dileseydi bunu yapamazlardı."[En'am 112], "Allah dileseydi bunu yapamazlardı."[En'am 137], "De ki: Allah dileseydi ben onu size okumazdım, size de bildirmemiş olurdu." [Yunus 16]

 

 

286- Ebu Musa der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bana ulaşmak isteyenlere aracı olun ki, hem siz sevabım alın, hem de Allah, Peygamber'inin diliyle istediği hükmü versin" derdi.

 

Buhari, Sahih'te Ebu Kureyb kanalıyla Ebu Usame'den ve Müslim başka bir yolla Bureyd'den rivayet etti. [-] Sahihtir. Müslim (2627)

 

 

 

287- Hz. Ali bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir gece kızı Fatıma ile Ali'yi ziyarete gelmişti. "Siz namaz kılmıyor musunuz?" diye sordu. (Hz. Ali dedi ki) Ben: "Ey Allah'ın Resulü! Bizim nefislerimiz ancak Allah'ın elindedir. O bizi uyandırmak isterse uyandırır" deyince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çekip gitti. Sonra dönüp giderken dizlerine vurarak şöyle buyurduğunu işittim: "Fakat insan tartışmaya her şeyden daha düşkündür."[Kehf 54] 

 

Buhari, Sahih'inde İsmail b. Ebi Uveys'ten rivayet etti.  [-] Sahihtir. Buhari (1127) ve Müslim (775).

 

 

 

288- Abdullah b. Ebi Katade'nin bildirdiğine göre babası Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) abdest almasıyla ilgili hadisi naklederken şöyle anlattı: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah dilediği zaman ruhunuzu alır, dilediği zaman da size onu geri verir" buyurdu. Sonra abdestlerini bozup abdest aldılar ve Güneş yükselince de kalkıp onlara namaz kıldı(rdı).

 

Buhari, Sahih'inde Muhammed b. Selam kanalıyla Huşeym'den rivayet etti.   [-] Sahih, ravileri güvenilir. Buhari (447).

 

 

 

289- Abdullah b. Mes'ud der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gece vakti Hudeybiye'den dönüşe geçti. Gece vakti konakladığımızda: "Bizi namaza kaldırma işini kim üstlenir?" diye sordu. Bilal: "Ben yaparım" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sen uyursun!" buyurdu ve bir daha: "Bizi namaza kaldırma işini kim üstlenir?" diye sordu. Bunun üzerine ben kalktım ve: "Ey Allah'ın Resulü! Ben yaparım" dedim. Bana da böylece iki ya da üç kez: "Sen uyursun!" buyurdu, fakat namaz nöbetini ben tuttum. Ancak sabaha yakın Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dediği gibi uyku bastırdı ve uyudum. Bizi uyandıran da güneşin sıcaklığı oldu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyanınca her zamanki gibi yapıp namazı kıldırdI. Bitirdikten sonra da: "Yüce Allah şayet uyumamanızı dileseydi uyumaz ve namazı da kaçırmazdınız. Ancak sizden sonra geleceklere örnek olmanız için uyumanızı diledi. Uyuyakalan veya unutarak namazı kılamayan kişi bu şekilde kılsın" buyurdu.  [-] Zayıftır. Ebu Davud (447).

 

 

 

290- Abdullah (b. Mes'üd) anlatıyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile beraber bir yolculuktayken insanlar: "Mola ver" dediler. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bizi uyandırır?" diye sorunca: "Ben sizi korur ve uyandırırım" dedim; ancak hem ben, hem onlar uyudular ve başımıza vuran güneşin hararetiyle uyandık. Kalkıp abdest aldı ve sahabe de abdest aldılar. İki re kat kıldıktan sonra sabah namazını kıldı.

 

Abdullah b. el-Ala' b. Habbab'ın babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) uyanınca şöyle buyurdu: "Allah dileseydi bizi uyandırırdı. Ancak sizden sonrakilere örnek olmasını istedi." [-] Senedinde gevşeklik vardır.

 

 

 

291- Huzeyfe b. el-Yeman anlatıyor: Müslümanlardan bir adam rüyasında Ehl-i kitab'dan birine rastlamış, o da kendisine: "Siz (müslümanlar) bir de Allah'a ortak koşmasanız ne iyi insanlarsınız. Ama şöyle diyerek (şirke düşüyorsunuz): ''Allah'ın dilediği ve Muhammed'in dilediği'' demiş." Rüya sahibi bu gördüğünü gelip Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e anlatınca Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Vallahi ben sizin böyle söylediğinizi bilmiyordum. (öyleyse bundan böyle) şöyle söyleyin: Allah'ın dilediği, sonra Filan'ın dilediği" buyurdu.  [-] Sahihtir ancak senedi illetlidir. İbn Mace (2118).

 

 

 

292- Hz. Aişe'nin anne bir kardeşi Tufayl b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Tufayl rüyasında Hıristiyanlardan bir grubu görünce: "Siz ne güzel bir topluluksunuz. Keşke Mesih'in Allah'ın oğlu olduğunu iddia etmeseniz" dedi. Onlardan biri: "Siz de ne güzel bir topluluksunuz. Keşke "Allah isterse ve Muhammed isterse" demeseydiniz" karşılığını verdi. Tufayl, Resulullahla (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gidip rüyasını anlatınca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bu rüyayı kimseye anlattın mı?" diye sordu. Tufayl: "Evet" cevabını verince Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Allah'a hamd ve sena ettikten sonra şöyle buyurdu: "Kardeşiniz, haberiniz olan rüyayı gördü. Artık o sözü söylemeyin. Siz sadece ''Allah isterse'' deyiniz. Çünkü Onun ortağı yoktur."

 

Şu'be ve Hammad b. Seleme, Abdulmelik b. Umeyr'den rivayette bulunarak buna mutabaat etmiştir. Şu'be'nin rivayeti: "Allah isterse, sonra Muhammed isterse" deyiniz" şeklindedir. Bu hadis Abdulmelik kanalıyla Cabir b. Semure'den de rivayet edilmiştir. Şu'be'nin hadisi İbn Uyeyne'nin hadisinden daha sahihtir.  [-] Senedi hasendir ve hadis sahihtir.

 

 

 

293- İbn Abbas der ki: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip bir konuda konuştu. Sonunda adam Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Allah'ın ve senin istediğin olur" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Beni Allah'la denk mi tutuyorsun! Sadece ''Allah'ın istediği olur'' de" buyurdu.  [-] Senedi hasendir. İbn Mace (2117), Nesai, S. Kübra (10825) ve Ahmed, Müsned (1839).

 

 

 

294- Huzeyfe'nin bildirdiğine göre Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "''Allah ve falan kimse diledi'' demeyin; fakat ''önce Allah, sonra da falan kimse diledi'' deyin."  [-] Raviler güvenilirdir. Ebu Davud (4980).

 

 

 

295- Şafii der ki: Meşiet (dileme), Allah'ın iradesidir. Yüce Allah: "Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz"[İnsan 30] buyurmuştur. Bil ki, Allah'ın dilemesi, mahlukatın dilemesinden farklıdır. Allah dilemedikçe mahlukatın dilediği gerçekleşmez. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile ilgili: "Allah dilerse, sonra sen dilersen" denir. Ancak: "Allah dilerse ve sen dilersen" denemez. "Kim Allah'a ve Resul'üne itaat ederse ... " denir. Çünkü Yüce Allah kullarına, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) itaat etmeyi farz kılmıştır. Bu durumda Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) itaat etmek, Allah'a itaat etmek demektir. [-] Şafii'ye kadar olan senedi sahihtir.

 

 

 

296- Evzai der ki: Yahudi biri Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek irade hakkında sorunca, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İrade Allah'a mahsustur" buyurdu. Adam: "Ben kalkmak istiyorum" deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah kalkmam diledi" buyurdu. Adam: "Ben oturmak istiyorum" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah oturmam diledi" buyurdu. Adam: "Ben şu hurma ağacını kesmek istiyorum" deyince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah onu kesmeni diledi" buyurdu. Adam: "Ben onu kesmekten vazgeçtim" deyince, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Allah vazgeçmeni diledi" buyurdu. Cibril, Hz. Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelerek: "Delilini Hz. İbrahim gibi anlattın" dedi. Bunun üzerine: "Hurma ağaçlarından, herhangi birini kesmeniz veya gövdeleri üzerinde bırakmanız hep Allah'ın izniyledir ve O'nun yoldan çıkanları rezil etmesi içindir"[Haşr 5] ayeti indi.

 

Eğer hadis mürsel ise daha önce mevsul olarak geçen hadisler bunu tekid etmektedir.  [-] Evzai'ye kadar olan senedi sahihtir.

 

Sonraki sayfa için aşağıdaki link’i kullan:

 

Yüce Allah'ın: "Allah dilemedikçe, yine de inanmazlardı"[En'am 111] Buyruğu