|
İBNÜ’L-ESİR |
1. CİLT |
FELC
VAK'ASI
Ebu
Ubeyde anlatıyor: "Bu savaşta Bekr bin Vailoğulları Temimoğulları'na üstün
gelmişlerdir." "Bu savaşın sebebi ise şu idi: Bekr bin Vailoğulları'ndan
bir grup insan ''Sı'ab'' denilen yere gidip kışı orada geçirdiler. İlkbahar
geçtikten sonra buradan geri dönerken ''Devv'' denilen yerden geçtiler ve orada
Temimoğulları'na mensup olan Amr ve Hanzalaoğullarıyla karşılaştılar. Neticede
bir baskın yaparak Temimoğulları'nın çok sayıda hayvanlarını ele geçirdiler ve
sürüp götürdüler. Tam bu sırada imdat için birisi gelip durumu Amr ve
Hanzalaoğulları'na haber verdi. Bunun üzerine onlar kendi kavimlerine yardım
etmek üzere harekete geçtiler ve Bekr bin Vailoğulları'nın peşine düştüler.
Bekr bin Vailoğulları ise iki gün iki gece gittikten sonra yorgun
düştüklerinden ''Felc'' denilen yere gelip indiler. Ayrıca onlar gerilerinde
gözcü olarak güzel koşan iki at sırtında iki kişi bıraktılar ve bu kişiler
arkalarında Temimoğulları geldiği takdirde onların gelişlerini haber
vereceklerdi. Nihayet Temimoğulları bu gözcü kişilere yaklaşınca hemen atlarını
koşturup acele şekilde kendi kavimleri olan Bekroğulları'na geldiler ve onları
uyardılar. Bekr bin Vailoğulları ''Felc'' denilen yere geldiklerinde,
Temimoğulları'nın peşlerinden gelmekte olduğu haberi kendilerine
ulaştırılmıştı. Hanzala bin Yesar el-İcli ise çadırım kurup konaklamağa
başladı; beraberindekiler de inip onunla konaklamağa başladılar ve onunla
beraber savaşmak için hazırlandılar. Nihayet Temimoğulları gelip yetiştiler ,
Bekroğulları ise onlara karşı koyup şiddetli bir şekilde savaştılar. Bu arada
Arfece bin Bahir el-İcli, Temim oğulları'ndan Halid bin Malik bin Seleme'nin
üzerine saldırdı ve yaralayıp esir aldı. Rib'i bin Malik bin Seleme ise savaş
meydanında öldürüldü. Neticede Temimoğulları hezimete uğradılar, Bekroğulları
ise arzuladıkları zafere ulaştılar. Sonra Arfece bin Bahir, Halid bin Malik'i
serbest bıraktı ve alın saçını kesti."
"Bunun
üzerine Halid bin Malik şu mealdeki mısraları söyledi:
''Biz
iyilik olarak Lüceymoğulları 'nın iyiliklerini gördük; başkalarının iyilikleri
azaldığı zaman onlarınki çoğalıp artardı. Onlar çadırlarını 'Fele' denilen
yerde kurdular ve harim-i ismetlerini çok güzel korudular. Ben esaret zincirine
boyun eğmişken, onlar bana ihsanda bulunupbeni serbest bıraktılar. Bineklere
binenlerin en hayırlısı ve bir araya toplandıkları zaman külleri
(cömertlikleri) en çok olan onlar değil midir? Başlarına umumi bir felaket
geldiği zaman, onlar Bekr oğulları'nın sağlam bir direği değiller
midir?''"
"Kays
bin Asım, bu davranışından dolayı Halid bin Malik'i ayıplamış ve şu mealdeki
mısraları söylemiştir:
''Ey
Selma bin Cendel 'in oğlu! Eğer sen hür (mert) bir kişi olsaydın, düşmanına
karşı ayaklanırdın ve Selma bin Cendel'in yolu-nu tutmazdın. Her gün Felc
harabeleriyle birlikte: 'İbn Hanzal'ın yardımına koşup intikamını alın!'
şeklindeki garip seslerin cevabını kim verecek? Nice susuzlar (intikam ateşiyle
ya-nanlar) var ki, isteklerini yerine getirecek ne ulu bir efendileri ve ne de
suyu bol kuyulardan onlara kana kana içirecek (intikam alacak) aileleri var.
Felc Savaşı'nda öncü birliğin ilk safında olmanıza rağmen, kaçmak suretiyle
Rıb'f bin Malik'e gaddarlık ettin. Şahinden korkan kata kuşu gibi, içine
düşmekten korktuğun tehlikeden kurtulmağa çalışıyorsun. Dilerim korktuğundan
kurtulmayasın!''"
Kays
bin Asım, Felc Savaşı'nda öldürülen kardeşi Rıb'i bin Malik'in ve onunla
beraber öldürülen diğerlerinin intikamını almadığı için Halid bin Malik'i
ayıplayıp yeriyor ve cahiliye devri inançlarına göre: "Onların intikam
sedaları yükseliyor; fakat hiç bir kimse onların intikam sedalarına kulak
asmıyor." diyor. Eğer uzatmak korkusu olmasaydı, bu hususu daha geniş bir
şekilde izah ederdim.
BİR SONRAKİ
SAYFA İLE DEVAM ETMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ İSME TIKLA