ŞUABU’L-İMAN

77.Şube:...

 

Darda Olan Borçluya (Borcu Ödeyebilsin Diye) Mühlet Vermek veya Borcundan Vazgeçmek; Durumu İyi Olan Borçluya Hoşgörülü Davranmak ve Borçtan Bir Şeyler İndirmek

 

10727- Hz. Aişe der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapıda yüksek bir sesle konuşan davacıların seslerini işitti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir de baktı ki biri diğerinden borcu indirmesini istiyor ve kendisinden bir şey hakkında yumuşak davranmasını istiyor. O da: "Vallahi bunu yapamam" diyordu. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına çıkıp: "iyilik yapamayacağına dair Allah adına yemin eden nerede?" diye sordu. Adam: "Benim, ey Allah'ın Resulü! Neyi nasıl istiyorsa öyle olsun" dedi.

 

İsnadı sahihtir.

 

Buhari bunu Sahih'te İsmail kanalıyla ve Müslim hocalarından biri kanalıyla İsmail'den rivayet etti. - Buhari, sıla (3/170). - Müslim 2/1191,1192 (19).

 

 

 

10728- Abdullah b. Ka'b b. Malik el-Ensarı bildiriyor: Ka'b b. Malik'in, İbn Ebi'l-Hadred el-Eslemi'den alacağı vardı. Onunla karşılaşınca alacağını istemiş ve tartışarak sesleri yükselmişti. O sırada Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oradan geçmekteydi. Eliyle: "(Alacağının yarısından vaz geç)" der gibi işaret etti. Bunun üzerine Ka'b b. Malik alacağının yarısını aldı ve diğer yarısından vazgeçti.

Buhari bunu Sahih'te İbn Bukeyr kanalıyla ve Müslim bunu zikretmiş ve rivayetinde: "Leys rivayet etti" demiştir. 

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, husumat (3/91) ve sulh (3/170). - Müslım, musakat (2/1193).

 

 

 

10729- Ebu Mes'ud el-Bedri der ki: Hiç hayır işlemeyen, fakat malı olup da insanlara borç veren bir adam ölmüş ve hesaba çekilmişti. Bu kişi alacaklarını toplamak için göndereceği kişilere: "Durumu iyi olandan alın ve darda olamen borcunu) affedin, olur ki Allah bizi de bağışlar" derdi. Bunun üzerine Yüce Allah: "Ben onu bağışlamakta daha fazla hak sahibiyim" buyurdu (ve onu bağışladı).

 

(Görüldüğü gibi) Sevri bunu mevküf olarak rivayet etmıştır. Ebu Muaviye ile Abdullah b. Numeyr ise bunu A'meş kanalıyla merfü olarak rivayet ettiler.

Müslim bunu Ebu Muaviye kanalıyla rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Hakim, Müstedrek (2/29). - Müslim 2/1195 (30).

 

 

 

10730- Ebu Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle buyurmuştur: "Sizden önceki ümmetierden bir adam hesaba çekildi. Ancak hayır adına hiçbir şeyi bulunamadı. Yalnız insanlar arasına karışırdı. Bu kişi alacaklarını toplamak için göndereceği kişilere: ''Darda olanı(n borcunu) affedin'' derdi. Bu sebeple Yüce Allah, meleklerine: ''Biz buna ondan daha layığız, onu affedin'' buyurdu. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Müslim 2/1195 (30).

 

 

 

10731 - Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir adam vardı ve hiç hayır işlememişti. Bu kişi insanlara borç verirdi. Ancak alacaklarını toplamak için göndereceği kişiye: ''Durumu iyi olandan al ve darda olanı(n borcunu) affet, olur ki Allah bizi de bağışlar'' derdi. Bu kişi öldüğü zaman Yüce Allah: ''Hiç hayır işledin mi?'' diye sordu. Adam: ''Hayır işlemedim, ancak benim bir kölem vardı ve ben insanlara borç verirdim. Borçları toplaması için kölemi gönderdiğim zaman ona: "Durumu iyi olandan al ve darda olant(n borcunu) affet, olur ki Allah bizi de bağışlar" derdim'' karşılığını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah: ''Ben de seni bağışladım'' buyurdu. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (2/27, 28).

 

 

 

10732- Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Nesal, buyu' (7/318).

 

 

 

10733- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Zamanında bir adam insanlara hep borç verirdi. Bu kişi hizmetkarlarına veya hizmetkarına: ''Borçlu darda ise onu(n borcunu) affedin, olur ki Allah bizi de bağışlar'' derdi. Bu adam öldüğü zaman da Allah onu bağışladı."

Buhari ve Müslim bunu Sahih'lerinde İbrahim b. Sa'd kanalıyla rivayet ettiler.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, enbiya (4/152) ve Müslim 2/1196 (31).

 

 

 

10734- Huzeyfe b. el-Yeman'ın bildirdiğine göre ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Melekler sizden önceki toplumlardan bir adamın ruhunu karşıladı ve: ''Hayır nam ma bir şey işledin mi?'' diye sordu. Adam: ''Hayır'' deyince, melekler: ''Hatırlamaya çalış'' dedi. Bunun üzerine adam: ''Ben insanlara borç verirdim. Hizmetkarlarıma darda olana mühlet vermelerini ve zengine müsamahakar davranmalarını emrederdim'' dedi. Bunun üzerine Yüce Allah onu bağışladı."

Buhari ve Müslim bunu Sahl'h'lerinde Ahmed b. Yunus kanalıyla rivayet etti. - Buhari, buyu' (3/9) ve Müslim 2/1194 (26).

 

 

 

10735- Ebu'l- Yusr'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim darda olan bir borçluya mühlet verir veya borcundan bir kısmını düşerse Allah, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde o kimseyi (Arş'ının) gölgesinde gölgelendirir."

Ravi der ki: Bunun üzerine Ebu'l-Yusr (elindeki) borç kağıdına tükürdü ve borçluya: "Haydi git, bana bir borcun yoktur" dedi. Borçlu da ona zor durumda olduğunu söylemişti.

Müslim bunu Sahih'te "Ubade b. el-Velid -Ebu'l-Yusr" kanalıyla daha uzun bir metinle rivayet etti. - Müslim 2/1195 (29). - Müslim 3/2301, 2302 (74).

 

 

 

10736- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim darda olan bir borçluya mühlet verirse Allah, kıyamet gününde kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde o kimseyi (Arş'ının) gölgesinde gölgelendirir."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tirmizı, buyu' (3/599).

 

 

 

10737- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim bir müminin dünya sıkıntılarından birini giderirse, Yüce Allah onun kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalana yardım edip işini kolaylaştırırsa, Yüce Allah hem dünyada, hem de ahirette ona kolaylık sağlar. Kim de bir müslümannı ayıbını örterse, Yüce Allah hem dünyada. hem de ahirette onun ayıbını örter. Kul kardeşinin yardımcısı olduğu sürece onun da yardımCISi Yüce Allah olur ... 

Müslim bunu Sahih'te Yahya, Ebu Bekr ve Kureyb kanalıyİa Ebu Muaviye'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ancak tarikleriyle sahih bir hadistir. - Müslim 3/2074 (38).

 

 

 

10738- İbn Mes'üd'un bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Mülayim, güler yüzlü ve insanlara yakın olan kişiler, cehennem ateşine haram kılınır" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Hibban, Sahih (1/346).

 

 

 

10739- Başka bir kanalla yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir. Ancak rivayette: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Size, kimin ateşe ve ateşin kime haram kılındığını bildireyim mi? Mülayim, güler yüzlü ve insanlara yakın olan kişiler cehennem ateşine haram kılınır'' buyurdu" demiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir, Tirmizi, sifatu'l-kıyame (4/654),

 

 

 

10740- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yüce Allah, satışında, alışında, borç verdiğinde ve ödemesinde hoşgörülü olan kulu sever" buyurmuştur.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

10741 - Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yüce Allah, satışında, alışında ve verdiği borcun ödemesinde hoşgörülü olan kulu bağışlasm" buyurmuştur.

Buhari bunu Ali b. Ayyaş - Ebu Gassan kanalıyla rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Buhari, buyu' (3/9).

 

 

 

10742- Cabir b. Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve salı am) şöyle buyurmuştur: "Yüce Allah, sizden önceki toplumlardan olan satışında, alışında, borç verdiğinde ve verdiği borcun ödemesinde kolaylık sağlayan kulu bağışladı" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 3/610 (1320) ve Beyhaki, Sünen (5/357, 358).

 

 

 

10743- Abdullah b. Abdirrahman b. Ebi Hüseyn der ki: Osman b. Affan bir adamdan bir bostan satın aldı. Satıcıyla o kadar pazarlık etti, ama sonunda satıcıya istediği fiyatı verdi ve: "Elini ver bakalım" dedi. O zamanlarda satışı tokalaşmadan gerçekleşmiş saymazlardı. Satıcı bu durumu görünce: "On bin (dirhem) arttırmadan satmam" dedi. Bunun üzerine Osman, Abdurrahman b. Avf'a bakıp şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah satışında. alışında, borç verdiğinde ve verdiği borcun ödemesinde müsamahakar olan kulu cennete sokar" buyurduğunu işittim. İstediğin on bin (dirhem)i veriyorum. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim bu hadisle sen bunu hak ettin."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Nesai, buyu' (2/234) ve İbn Mace, ticaret (2/742).

 

 

 

10744- İbn Ebi Leyla, kardeşi kanalıyla babasından bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Mescid'e girdi. Ubey b. Ka'b (alacağından dolayı) bir adamı tutmuştu. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirdi ve hacetini giderdi. Döndüğünde Ubey halen adamı tutmuştu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Ubey! Şimdiye kadar mı! Ey Ubey! Şimdiye kadar mı! Birinden bir hakkını isteyen kişi, hakkını alsa da almasa da alacağını nezih bir şekilde istesin" buyurdu. Bunun üzerine Ubey, adamı bıraktı ve Resulullahtın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip: "Ey Allah'ın Resulü! ''Birinden bir hakkını isteyen kişi, hakkını alsa da almasa da alacağını nezih bir şekilde istesin'' buyurdun" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurunca, Ubey: "Ey Allah'ın Resulü! Nezih bir şekilde istemek nedir?" diye sorunca: "Ona sövmeden, ona ağır davranmadan, çirkin şeyler söylemeden ve eziyet vermeden istemektir" buyurdu. Ubey: "Hakkını alsa da, almasa da ne demektir?" diye sorunca: "Hakkının tamamını almak veya bir kısmını bırakmaktır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Mace, sadakat (2/809), İbn Hibban, Sahih (7/268), Hakim, Müstedrek (2/32) ve Beyhaki, Sünen (5/358).

 

 

 

10745- İbn Abbas'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müsamahakar ol ki, sana da müsamahakar davranılsın" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (1/248) ve İbn Asakir, Tarih Dimaşk (2/94, 17/450, 451).

 

 

 

10746- Ebu Katade'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bir borçlunun sıkıntısını giderir veya borcunu silerse kıyamet gününde Arş'ın gölgesinde olur" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Darİmı, buyu' (sh 657) ve Ahmed, Müsned (5/300, 308) ve Beğavl, Şerh es-Sünne (8/199).

 

 

 

10747- Ebu Bekr es-Sıddik'in bildirdiğine göre ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim ettiği duanın Allah katında işitilmesini, dünya ve ahiret sıkıntılarının giderilmesini isterse, darda olan borçluya mühlet versin veya alacağından vazgeçsin. Kim de kıyamet gününde Allah'ın kendisini cehennemin kaynamasından korumasını ve kendisini gölgesine koymasını isterse müminlere karşı katı olmasın, merhametli olsun. "

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih (2/306).

 

 

 

10748- Süleyman b. Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah

(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim darda olan borçluya borcun vadesi dolmadan zaman tanırsa ona her gün için misliyle sadaka sevabı vardır. Fakat vade dolduktan sonra ona mühlet verirse o zaman her gün için iki misli sadaka sevabı alır. ''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Nuaym, Zikru Ahbari Isbahan (2/276), Beyhaki, Sünen (5/357), Ahmed, Müsned (5/360), Hakim, Müstedrek (2/29) ve İbn Mace, ticaret (2/208).

 

 

 

10749- Süleyman b. Bureyde'nin bildirdiğine göre babası der ki:

Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan (borçluy)a zaman tanırsa kendisine her gün için misli kadar sadaka sevabı verilir." Sonra şöyle buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan (borçluy)a zaman tanırsa kendisine her gün için iki misli sadaka sevabı verilir." Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Önce şöyle buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan (borçluy)a zaman tanırsa kendisine her gün için misli kadar sadaka sevabı verilir. "

Ama sonra şöyle buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan (borçluy)a zaman tanırsa kendisine her gün için iki misli sadaka sevabı verilir" dediğimde şöyle buyurdu: "Borcun vadesi dolmadan zaman tanırsa ona her gün için misliyle sadaka sevabı vardır. Fakat vade dolduktan sonra ona mühlet verirse o zaman her gün için iki misli sadaka sevabı alır. ''

 

İsnadı sahihtir.

 

 

 

10750- Abbas b. el-Velid, babasından bildiriyor: Evzai'ye, kişinin birinde alacağı olması ve verecekli kişinin ölmesi halinde: "Alacaklının alacağını helal etmesi mi, yoksa helal etmemesi mi daha iyidir?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi: "Eğer adama hakkını helal etmezse ahiret gününde sadece onda olan hakkını aynı miktarda alır. Eğer hakkını helal ederse kendisine on kat sevap verilir. çünkü iyiliğin karşılığı on katıyla verilir."

 

İsnaru ceyyiddir.

 

 

 

10751- Abdullah b. Amr b. el-As der ki: "Birine bir dinar borç vermem, sonra kendisinde olduğunda onu geri almam ve bir daha onu başkasına borç vermem benim için onu tasadduk etmemden daha iyidir. çünkü tasaddukta bulunduğun zaman sana onun sevabı yazılır. Bu ise sahibinde (alacaklı olduğun kişide) olduğu sürece sana sevabı yazılır."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

10752- Abdullah b. Amr'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır (işleri) çoktur. ama onunla amel eden (onu işleyen) azdır" buyurmuştur.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

10753- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size en hayırlılarınızı haber vereyim mi?" diye sordu. Biz de: "Evet" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayri ümid edilen ve şerrinden emin olunan kimsedir. Size en şerlilerinizi haber vereyim mi?" buyurdu. Biz yine: "Evet" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayri ümid edilmeyen ve şerrinden emin olunmayan kimsedir" buyurdu.

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

10754- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Size en hayırlılarınızı ve en şerlilerinizi haber vereyim mi? Sizin en hayırlınız şerrinden emin olunan ve hayri ümid edilen kimsedir. En şerliniz ise şerrinden emin olunmayan ve hayri ümid edilmeyen kimsedir. ''

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

10755- Ebu Hureyre bildiriyor: Allah Resulü {Sallallahu aleyhi ve Sellem} oturan bir grubun yanında durdu ve: "Size en hayırlılarınızı ve en şerlilerinizi haber vereyim mi?" buyurdu. Herkes susmuştu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bunu üç defa tekrar edince, bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bize en şerlimizi haber ver'' dedi. Bunun üzerine Allah Resulu (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu karşılığı verdi: ''Sizin en hayırlınız, hayrı ümid edilen ve şerrinden emin olunan kimsedir. En şerliniz ise hayrı ümid edilmeyen ve şerrinden emin olunmayan kimsedir.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi 4/528 (2263).

 

 

 

10756- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "iman altmış küsur veya yetmiş küsur bölümdür. Bunların en üstün bölümü ''La ilahe illallah'' sözüdür. En aşağı derecede olanı ise yoldan eziyet verecek bir şeyi kaldırmaktır. Haya da imandan bir bölümdür. ''

Müslim bunu Sahih'te kitabın başında aktardığımız şekilde rivayet etti. Buhari bunu başka bir kanalla Abdullah b. Dinar'dan rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim 1/63 (58). - Buhari, iman (l/8).

 

 

BİTTİ