Darda Olan Borçluya (Borcu Ödeyebilsin Diye) Mühlet
Vermek veya Borcundan Vazgeçmek; Durumu İyi Olan Borçluya Hoşgörülü Davranmak
ve Borçtan Bir Şeyler İndirmek |
10727- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kapıda yüksek bir sesle konuşan
davacıların seslerini işitti. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir de
baktı ki biri diğerinden borcu indirmesini istiyor ve kendisinden bir şey hakkında
yumuşak davranmasını istiyor. O da: "Vallahi bunu yapamam" diyordu.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanlarına çıkıp:
"iyilik yapamayacağına dair Allah adına yemin eden nerede?" diye
sordu. Adam: "Benim, ey Allah'ın Resulü! Neyi nasıl istiyorsa öyle
olsun" dedi.
İsnadı sahihtir.
Buhari bunu Sahih'te
İsmail kanalıyla ve Müslim hocalarından biri kanalıyla İsmail'den rivayet etti.
- Buhari, sıla (3/170). - Müslim 2/1191,1192 (19).
10728- Abdullah b. Ka'b
b. Malik el-Ensarı bildiriyor: Ka'b b. Malik'in, İbn Ebi'l-Hadred el-Eslemi'den
alacağı vardı. Onunla karşılaşınca alacağını istemiş ve tartışarak sesleri
yükselmişti. O sırada Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oradan geçmekteydi.
Eliyle: "(Alacağının yarısından vaz geç)" der gibi işaret etti. Bunun
üzerine Ka'b b. Malik alacağının yarısını aldı ve diğer yarısından vazgeçti.
Buhari bunu Sahih'te İbn
Bukeyr kanalıyla ve Müslim bunu zikretmiş ve rivayetinde: "Leys rivayet
etti" demiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, husumat (3/91) ve sulh (3/170). - Müslım, musakat (2/1193).
10729- Ebu Mes'ud
el-Bedri der ki: Hiç hayır işlemeyen, fakat malı olup da insanlara borç veren
bir adam ölmüş ve hesaba çekilmişti. Bu kişi alacaklarını toplamak için
göndereceği kişilere: "Durumu iyi olandan alın ve darda olamen borcunu)
affedin, olur ki Allah bizi de bağışlar" derdi. Bunun üzerine Yüce Allah:
"Ben onu bağışlamakta daha fazla hak sahibiyim" buyurdu (ve onu
bağışladı).
(Görüldüğü gibi) Sevri
bunu mevküf olarak rivayet etmıştır. Ebu Muaviye ile Abdullah b. Numeyr ise
bunu A'meş kanalıyla merfü olarak rivayet ettiler.
Müslim bunu Ebu Muaviye
kanalıyla rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Hakim, Müstedrek (2/29). - Müslim 2/1195 (30).
10730- Ebu Mes'ud'un
bildirdiğine göre Resulullah {Sallallahu aleyhi ve Sellem} şöyle buyurmuştur:
"Sizden önceki ümmetierden bir adam hesaba çekildi. Ancak hayır adına
hiçbir şeyi bulunamadı. Yalnız insanlar arasına karışırdı. Bu kişi alacaklarını
toplamak için göndereceği kişilere: ''Darda olanı(n borcunu) affedin'' derdi.
Bu sebeple Yüce Allah, meleklerine: ''Biz buna ondan daha layığız, onu
affedin'' buyurdu. ''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Müslim 2/1195 (30).
10731 - Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bir adam vardı ve hiç hayır işlememişti. Bu kişi insanlara borç verirdi.
Ancak alacaklarını toplamak için göndereceği kişiye: ''Durumu iyi olandan al ve
darda olanı(n borcunu) affet, olur ki Allah bizi de bağışlar'' derdi. Bu kişi
öldüğü zaman Yüce Allah: ''Hiç hayır işledin mi?'' diye sordu. Adam: ''Hayır
işlemedim, ancak benim bir kölem vardı ve ben insanlara borç verirdim. Borçları
toplaması için kölemi gönderdiğim zaman ona: "Durumu iyi olandan al ve
darda olant(n borcunu) affet, olur ki Allah bizi de bağışlar" derdim''
karşılığını verdi. Bunun üzerine Yüce Allah: ''Ben de seni bağışladım''
buyurdu. ''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Hakim, Müstedrek (2/27, 28).
10732- Başka bir kanalla
yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Nesal, buyu' (7/318).
10733- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Zamanında bir adam insanlara hep borç verirdi. Bu kişi hizmetkarlarına
veya hizmetkarına: ''Borçlu darda ise onu(n borcunu) affedin, olur ki Allah
bizi de bağışlar'' derdi. Bu adam öldüğü zaman da Allah onu bağışladı."
Buhari ve Müslim bunu
Sahih'lerinde İbrahim b. Sa'd kanalıyla rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, enbiya (4/152) ve Müslim 2/1196 (31).
10734- Huzeyfe b.
el-Yeman'ın bildirdiğine göre ResululIah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Melekler sizden önceki toplumlardan bir adamın ruhunu
karşıladı ve: ''Hayır nam ma bir şey işledin mi?'' diye sordu. Adam: ''Hayır''
deyince, melekler: ''Hatırlamaya çalış'' dedi. Bunun üzerine adam: ''Ben
insanlara borç verirdim. Hizmetkarlarıma darda olana mühlet vermelerini ve
zengine müsamahakar davranmalarını emrederdim'' dedi. Bunun üzerine Yüce Allah
onu bağışladı."
Buhari ve Müslim bunu
Sahl'h'lerinde Ahmed b. Yunus kanalıyla rivayet etti. - Buhari, buyu' (3/9) ve
Müslim 2/1194 (26).
10735- Ebu'l- Yusr'un
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Her kim darda olan bir borçluya mühlet verir veya borcundan bir kısmını
düşerse Allah, kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde o kimseyi
(Arş'ının) gölgesinde gölgelendirir."
Ravi der ki: Bunun üzerine
Ebu'l-Yusr (elindeki) borç kağıdına tükürdü ve borçluya: "Haydi git, bana
bir borcun yoktur" dedi. Borçlu da ona zor durumda olduğunu söylemişti.
Müslim bunu Sahih'te
"Ubade b. el-Velid -Ebu'l-Yusr" kanalıyla daha uzun bir metinle
rivayet etti. - Müslim 2/1195 (29). - Müslim 3/2301, 2302 (74).
10736- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Her kim darda olan bir borçluya mühlet verirse Allah, kıyamet gününde
kendi gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmadığı günde o kimseyi (Arş'ının) gölgesinde
gölgelendirir."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizı, buyu' (3/599).
10737- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kim bir müminin dünya sıkıntılarından birini giderirse, Yüce Allah onun
kıyamet günü sıkıntılarından birini giderir. Kim darda kalana yardım edip işini
kolaylaştırırsa, Yüce Allah hem dünyada, hem de ahirette ona kolaylık sağlar.
Kim de bir müslümannı ayıbını örterse, Yüce Allah hem dünyada. hem de ahirette
onun ayıbını örter. Kul kardeşinin yardımcısı olduğu sürece onun da yardımCISi
Yüce Allah olur ...
Müslim bunu Sahih'te
Yahya, Ebu Bekr ve Kureyb kanalıyİa Ebu Muaviye'den rivayet etti.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ancak tarikleriyle sahih bir hadistir. - Müslim 3/2074 (38).
10738- İbn Mes'üd'un
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Mülayim, güler
yüzlü ve insanlara yakın olan kişiler, cehennem ateşine haram kılınır"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
İbn Hibban, Sahih (1/346).
10739- Başka bir kanalla
yukarıdaki hadisin aynısı nakledilmiştir. Ancak rivayette: "Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Size, kimin ateşe ve ateşin kime haram
kılındığını bildireyim mi? Mülayim, güler yüzlü ve insanlara yakın olan kişiler
cehennem ateşine haram kılınır'' buyurdu" demiştir.
Tahric: İsnadı hasendir,
Tirmizi, sifatu'l-kıyame (4/654),
10740- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yüce Allah,
satışında, alışında, borç verdiğinde ve ödemesinde hoşgörülü olan kulu
sever" buyurmuştur.
İsnadı zayıftır.
10741 - Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yüce Allah,
satışında, alışında ve verdiği borcun ödemesinde hoşgörülü olan kulu
bağışlasm" buyurmuştur.
Buhari bunu Ali b. Ayyaş
- Ebu Gassan kanalıyla rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, buyu' (3/9).
10742- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve salı am) şöyle
buyurmuştur: "Yüce Allah, sizden önceki toplumlardan olan satışında,
alışında, borç verdiğinde ve verdiği borcun ödemesinde kolaylık sağlayan kulu
bağışladı" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 3/610 (1320) ve Beyhaki, Sünen (5/357, 358).
10743- Abdullah b.
Abdirrahman b. Ebi Hüseyn der ki: Osman b. Affan bir adamdan bir bostan satın
aldı. Satıcıyla o kadar pazarlık etti, ama sonunda satıcıya istediği fiyatı
verdi ve: "Elini ver bakalım" dedi. O zamanlarda satışı tokalaşmadan
gerçekleşmiş saymazlardı. Satıcı bu durumu görünce: "On bin (dirhem)
arttırmadan satmam" dedi. Bunun üzerine Osman, Abdurrahman b. Avf'a bakıp
şöyle dedi: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yüce Allah
satışında. alışında, borç verdiğinde ve verdiği borcun ödemesinde müsamahakar
olan kulu cennete sokar" buyurduğunu işittim. İstediğin on bin (dirhem)i
veriyorum. Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işittiğim bu hadisle
sen bunu hak ettin."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Nesai, buyu' (2/234) ve İbn Mace, ticaret (2/742).
10744- İbn Ebi Leyla, kardeşi
kanalıyla babasından bildiriyor: Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
Mescid'e girdi. Ubey b. Ka'b (alacağından dolayı) bir adamı tutmuştu. Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) namazını bitirdi ve hacetini giderdi.
Döndüğünde Ubey halen adamı tutmuştu. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Ey Ubey! Şimdiye kadar mı! Ey Ubey! Şimdiye kadar mı!
Birinden bir hakkını isteyen kişi, hakkını alsa da almasa da alacağını nezih
bir şekilde istesin" buyurdu. Bunun üzerine Ubey, adamı bıraktı ve
Resulullahtın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına gelip: "Ey Allah'ın
Resulü! ''Birinden bir hakkını isteyen kişi, hakkını alsa da almasa da
alacağını nezih bir şekilde istesin'' buyurdun" dedi. Hz. Peygamber
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Evet" buyurunca, Ubey: "Ey
Allah'ın Resulü! Nezih bir şekilde istemek nedir?" diye sorunca: "Ona
sövmeden, ona ağır davranmadan, çirkin şeyler söylemeden ve eziyet vermeden
istemektir" buyurdu. Ubey: "Hakkını alsa da, almasa da ne
demektir?" diye sorunca: "Hakkının tamamını almak veya bir kısmını
bırakmaktır" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Mace, sadakat (2/809), İbn Hibban, Sahih (7/268), Hakim, Müstedrek (2/32)
ve Beyhaki, Sünen (5/358).
10745- İbn Abbas'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müsamahakar
ol ki, sana da müsamahakar davranılsın" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (1/248) ve İbn Asakir, Tarih Dimaşk (2/94, 17/450, 451).
10746- Ebu Katade'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bir
borçlunun sıkıntısını giderir veya borcunu silerse kıyamet gününde Arş'ın
gölgesinde olur" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Darİmı, buyu' (sh 657) ve Ahmed, Müsned (5/300, 308) ve Beğavl, Şerh es-Sünne
(8/199).
10747- Ebu Bekr
es-Sıddik'in bildirdiğine göre ResuluIlah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Kim ettiği duanın Allah katında işitilmesini, dünya ve
ahiret sıkıntılarının giderilmesini isterse, darda olan borçluya mühlet versin
veya alacağından vazgeçsin. Kim de kıyamet gününde Allah'ın kendisini
cehennemin kaynamasından korumasını ve kendisini gölgesine koymasını isterse
müminlere karşı katı olmasın, merhametli olsun. "
Tahric: İsnadı zayıftır.
Fesevi, el-Ma'rifetu ve't-Tarih (2/306).
10748- Süleyman b.
Bureyde'nin, babasından bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim darda olan borçluya borcun vadesi dolmadan
zaman tanırsa ona her gün için misliyle sadaka sevabı vardır. Fakat vade
dolduktan sonra ona mühlet verirse o zaman her gün için iki misli sadaka sevabı
alır. ''
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Nuaym, Zikru Ahbari Isbahan (2/276), Beyhaki, Sünen (5/357), Ahmed, Müsned
(5/360), Hakim, Müstedrek (2/29) ve İbn Mace, ticaret (2/208).
10749- Süleyman b.
Bureyde'nin bildirdiğine göre babası der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan (borçluy)a
zaman tanırsa kendisine her gün için misli kadar sadaka sevabı verilir."
Sonra şöyle buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan (borçluy)a zaman tanırsa
kendisine her gün için iki misli sadaka sevabı verilir." Kendisine:
"Ey Allah'ın Resulü! Önce şöyle buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan
(borçluy)a zaman tanırsa kendisine her gün için misli kadar sadaka sevabı
verilir. "
Ama sonra şöyle
buyurduğunu işittim: "Kim darda kalan (borçluy)a zaman tanırsa kendisine
her gün için iki misli sadaka sevabı verilir" dediğimde şöyle buyurdu:
"Borcun vadesi dolmadan zaman tanırsa ona her gün için misliyle sadaka
sevabı vardır. Fakat vade dolduktan sonra ona mühlet verirse o zaman her gün
için iki misli sadaka sevabı alır. ''
İsnadı sahihtir.
10750- Abbas b. el-Velid,
babasından bildiriyor: Evzai'ye, kişinin birinde alacağı olması ve verecekli
kişinin ölmesi halinde: "Alacaklının alacağını helal etmesi mi, yoksa
helal etmemesi mi daha iyidir?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi:
"Eğer adama hakkını helal etmezse ahiret gününde sadece onda olan hakkını
aynı miktarda alır. Eğer hakkını helal ederse kendisine on kat sevap verilir.
çünkü iyiliğin karşılığı on katıyla verilir."
İsnaru ceyyiddir.
10751- Abdullah b. Amr b.
el-As der ki: "Birine bir dinar borç vermem, sonra kendisinde olduğunda
onu geri almam ve bir daha onu başkasına borç vermem benim için onu tasadduk
etmemden daha iyidir. çünkü tasaddukta bulunduğun zaman sana onun sevabı
yazılır. Bu ise sahibinde (alacaklı olduğun kişide) olduğu sürece sana sevabı
yazılır."
İsnadı hasendir.
10752- Abdullah b. Amr'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayır
(işleri) çoktur. ama onunla amel eden (onu işleyen) azdır" buyurmuştur.
İsnadı zayıftır.
10753- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Size en hayırlılarınızı
haber vereyim mi?" diye sordu. Biz de: "Evet" deyince, Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Hayri ümid edilen ve şerrinden emin olunan
kimsedir. Size en şerlilerinizi haber vereyim mi?" buyurdu. Biz yine:
"Evet" deyince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Hayri ümid edilmeyen ve şerrinden emin olunmayan kimsedir" buyurdu.
İsnadında bir sakınca
yoktur.
10754- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Size en hayırlılarınızı ve en şerlilerinizi haber vereyim mi? Sizin en
hayırlınız şerrinden emin olunan ve hayri ümid edilen kimsedir. En şerliniz ise
şerrinden emin olunmayan ve hayri ümid edilmeyen kimsedir. ''
İsnadında bir sakınca
yoktur.
10755- Ebu Hureyre
bildiriyor: Allah Resulü {Sallallahu aleyhi ve Sellem} oturan bir grubun
yanında durdu ve: "Size en hayırlılarınızı ve en şerlilerinizi haber
vereyim mi?" buyurdu. Herkes susmuştu. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) bunu üç defa tekrar edince, bir adam: "Ey Allah'ın Resulü! Bize en
şerlimizi haber ver'' dedi. Bunun üzerine Allah Resulu (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şu karşılığı verdi: ''Sizin en hayırlınız, hayrı ümid edilen ve
şerrinden emin olunan kimsedir. En şerliniz ise hayrı ümid edilmeyen ve
şerrinden emin olunmayan kimsedir.''
Tahric: İsnadı hasendir.
Tirmizi 4/528 (2263).
10756- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"iman altmış küsur veya yetmiş küsur bölümdür. Bunların en üstün bölümü
''La ilahe illallah'' sözüdür. En aşağı derecede olanı ise yoldan eziyet
verecek bir şeyi kaldırmaktır. Haya da imandan bir bölümdür. ''
Müslim bunu Sahih'te
kitabın başında aktardığımız şekilde rivayet etti. Buhari bunu başka bir
kanalla Abdullah b. Dinar'dan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim 1/63 (58). - Buhari, iman (l/8).
BİTTİ