ŞUABU’L-İMAN

77.Şube:...

 

Müslümanların Ayıplarını Araştırmayı Terk Etmek;-Daha Önceki Bölümlerde Zikredilenin Dışında- Onların Özürlerini Kabul Etmek

 

10682- Bera b. Azib der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml bize, evlerinde (veya çadırlarında) olan kızların bile işiteceği kadar yüksek bir sesle şöyle hitab etti: "Ey diliyle Müslüman olan ancak kalbine henüz imanı yerleştirememiş olanlar! Müslümanların gıybetini yapmayın ve onların ayıplarını araştırmayın! Zira kim onların gizli hallerini araştırırsa, Allah da onun gizli hallerini araştırır. Allah kimin gizli hallerini araştırırsa. o kimseyi evinin içinde dahi rezil eder.''

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

10683- Abdullah b. Muhammed b. Munazil der ki: "Mümin kimse kardeşlerinin mazeretIerini kabul eder. Münafık ise kardeşlerinin hep kusurlarına göz diker.''

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

10684- Hamdün el-Kassar der ki: "Kardeşlerinizden biri bir yanlış yaptığı zaman onu yetmiş açıdan mazur görmeye bakın. Eğer yetmiş açıdan mazur görülmesine rağmen kalpleriniz bunu kabul etmezse bilin ki artık esas ayıplanması gereken sizin kalplerinizdir."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

10685- Aynı isnad ile Hamdün el-Kassar şöyle demiştir: "Kardeşlerinizi iman ile kabul edip küfür ile reddedin. Zira Yüce Allah bu ikisinin arasını dileği doğrultusunda ayırdı ve: "şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah) ları ise dilediği kimseler için bağışlar''[Nisa 48] buyurdu.

 

 

 

10686- Asmai'nin amcası Zekeriyya b. Yahya'nın bildirdiğine göre bir bedevi: "Kardeşlerinin kötülüklerini unut ki, sana karşı dostlukları devam etsin" demiştir.

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

10687- Osman el-Hannat'ın bildirdiğine göre Zünnun: "Masum olman (her şeyden arınmış olman) dışında seni sevmeyen birinin dostluğuna güvenme" demiştir.

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

10688- Zünnun der ki: "Üç şey tevazunun göstergelerindendir. Biri; kusurunu bilip nefsini küçük görmendir. Diğeri; birliği sağlamak için insanlara saygı göstermektir. Bir diğeri de; kimden gelirse gelsin hakkı ve öğüdü kabul etmektir. Üç şey güzel ahlakın göstergelerindendir. Biri; kişinin kendi çevresiyle çekişmelere girmemesi, onların ahlaklarım güzelleştirmeye çalışmasıdır. Diğeri; çekiştikleri konulardan kendini uzak tutmasıdır. Üçüncüsü ise; onların ayıp ve kusurlarını öğrenmeye çalışmamasıdır."

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (9/312).

 

 

 

10689- Muhammed b. Tahir el-Veziri der ki: Mutarrifi şu şiiri okudu:

"Sana mazeret ile gelen kişinin özrünü kabul et

Dediğiyle sana göre iyi veya kötü yapmış olsa bile

Görünüşüyle hoşnut olduğun kimse sana boyun eğerken içten sana asi olan dalalete düşürür seni asiliği ile.'

 

 

 

10690- Ebu Muhammed Abdullah b. Ebi Said el-Beyhaki, Ebu'l-Hasan

b. Ebi'l-Aliye'nin şu şiirini okudu:

"Bana dediler ki filan kişi sana kötülük yaptı

Gencin zillet üzerine kurulan makamı ardır

Ben de dedim ki, o gelip bize özrünü beyan etti

Bizde suçun diyeti özürdür diye bir şey vardır. ''

 

 

 

10691- Ahmed b. Yahya Sa'leb bize şu şiiri okudu:

"Ben üç şeyi dost için oruca ve namaza eşit saydım

Biri zayıflara yardımda bulunmak, biri her hatayı affetmek

Biri de sırrı kimsenin olmadığı bir yerde bile söylemeyi terk etmek. ''

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

10692- Ebu Firas Haris b. Said b. Hamdan kendine ait olan şu şiiri okudu:

"Bir suç işlesen de ben mazur görürüm seni

Çünkü eminim senin gerçek kardeşliğinden

Düşmanın yaptığı iyilik aslında iyilik değildir

Bir zarar gelmez bilirim dostun kötülüğünden."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

10693- İbn Ebi Zaide el-Mısri bildiriyor: Babam, bana, Mansur'un şu

şiirini okudu:

"Ben çok büyük bir suç işledim

Sen de bunu bağışlayacak kadar büyüksün

Affınla cömert ol

Sabrın la beni bağışla

Yaptıklarım beni kerem sahibi biri kılmasa da

Sen kerem sahibi ol.''

 

 

 

10694- İbn Ebi Zaide, Mansur'un şu şiirini okudu:

"Bağışla, ben dediğin gibi kötülük ettim feki, ya kardeşliğin hakkı nerededir?

Sen de benim gibi kötülük edersen

Hani ya fazlın ve mertliğin nerededir?"

 

 

 

10695- Zünnun der ki: "Üç şey İslam'ın göstergelerindendir. Biri, diğer müslümanları gözetmektir. Diğeri, onlara eziyet vermemektir. Bir diğeri de, karşılık verme imkanı olmasına rağmen kötülerini affetmektir.''

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

10696- Zünnun der ki: "Cahilin cehaletine karşı yumuşak olmak, arif kişinin ahlakındandır. Allah'a karşı tevazu sahibi olmak, arif kişinin ahlakındandır. Bununla şerefe nail olur. Üç şey merhametin göstergelerindendir. Biri, çaresiz insanları düşünmek, yetim ve miskinler ıçın kalpten üzülmektir. Diğeri, müslümanların musibetlerine sevinmemektir. Bir diğeri de, kötü zanda bulunacak olsalar dahi onlara nasihatte bulunmak, bilmeseler de, istemeseler de onları [aydalarına olacak şeye yöneltmektir."

Mekarimu'l-ahlak bölümünde bu yönde kafi derecede bir çok rivayetler ve hikayeler geçti.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Ebu Nuaym, Hilye (9/362).

 

 

 

10697- Muhammed b. Yezid b. Huneys der ki: İbn Cüreyc bana şöyle dedi: "(Müslüman) kardeşinle karşılaştığın zaman ona: "Nereden geliyorsun?" diye sorma. çünkü geldiği yeri bilmeni istemiyor olabilir. Eğer sana nereden geldiğini söylerse onu zor durumda bırakmış olabilirsin. Eğer geldiği yerden başka bir yer söylerse bu da ona bir yalan olarak yazılır. Aynı şekilde bir yere gittiğini görürsen ona: "Nereye gidiyorsun?" diye sorma. Ona sormayıp ta gittiği yeri öğrenmek için kendisiyle gitmekten de sakın. çünkü: ''Hile ve aldatma cehennemdedir'' denilmektedir."

 

İsnadı hasendir.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Stokçuluğu Terketmek