Kişinin Kendisi için istediğini Müslüman Kardeşi için de
istemesi ve Kendisi için istemediği Bir Şeyi Müslüman Kardeşi için
istememesi; Yoldan (Gelen Geçene) Eziyet Veren Şeyleri Kaldırmak |
10611- Fadale b. Ubeyd
der ki: Veda haccında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
"Müminin kim olduğunu size söyleyeyim mi? Mümin kişi, insanların malları ve
canları konusunda kendisine güvendiği kişidir, Müslüman kişi, insanların
dilinden ve elinden yana selamette oldukları kişidir. Mücahid kişi, Yüce
Allah'a itaat yolunda kendi nefsiyle mücadele eden kişidir, Muhacir kişi de
hata ve günahlardan uzak duran kişidir, ''
Tahric: İsnadı hasendir,
İbn Mace 2/1298 (3934).
10612- Cerir b. Abdillah
der ki: "Namaz kılmak, zekat vermek ve her müslümana karşı samimi (dürüst)
olmak üzere Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) biat ettim."
Buhari ve Müslim bunu
Sahih'lerinde değişik kanallarla İsmail b. Ebi Halid'den rivayet ettiler.
Tahric: Buhari, iman
(1/20) ve Müslim 1/75 (97)
10613- Enes'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kişi kendisi
için istediğini mümin kardeşi için de istemedikçe gerçek manada iman etmiş
olmaz" buyurmuştur.
Buhari bunu Sahih'te
Müsedded kanalıyla rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, iman (1/9) ve Müslim 1/67 (71).
10614- Abdullah b. Amr'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Cehennemden uzaklaşıp cennete girmek isteyen kişi, ölüm anı geldiğinde
Yüce Allah'a ve ahiret gününe iman eden, kendi için sevdiğini diğer insanlar
için de isteyen biri olarak ruhunu teslim etsin. ''
Müslim bunu Sahih'te Ebu
Bekr, İbn Numeyr ve Eşec kanalıyla Veki'nin uzun bir hadisinden olarak
aktarmıştır.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim 2/1473 (45)
10615- Ebu Hureyre
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana şöyle buyurdu:
"Ey Ebu Hureyre! Vera sahibi ol (harama götürme şüphesi olan şeylerden
kaçın) ki insanların en iyi kulluk edeni olasın. Allah'ın (dünyalık olarak),
sana verdiğine razı ol ki insanların en zengini olasın. Kendin ve ailen için
sevdiğini Müslümanlar için de severek kendin ve ailen için sevmediğini
Müslümanlar için de sevme ki (olgun bir) mümin olasın. Sana komşuluk edenlere
iyi davran ki (gerçek) Müslüman olasın. Çok gülmekten de sakın. Zira çok
gülmek, kalbi bozar (katılaştırıp öldürür)."
Tahric: İsnadında
bilinmeyen bir ravi vardır. İbn Mace 2/1410 (4217) ve Beyhaki, ez-Zühd M.
el-Kebir (818), Edeb (1171).
10616- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim şu kelimeleri benden
alarak onlarla amel eder veya onları kendileriyle amel edecek birine
öğretir?" buyurunca: "Ey Allah'ın Resulü! Ben (alırım)" dedim.
Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elimi tutup
parmaklarımla şu beş şeyi sayarak şöyle buyurdu: "Haram şeylerden sakın ki
insanların en iyi kulluk edeni olasın. Allah'ın (dünyalık olarak), sana
verdiğine razı ol ki insanların en zengini olasın. Kendin için sevdiğini
insanlar için de sev ki (gerçek bir) Müslüman olasın. Komşuna iyi davran ki
(gerçek) mümin olasın. Çok ta gülme, zira çok gülmek kalbi öldürür ...
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 4/551 (2306)
10617- Halid b. Abdillah
el-Kasri'nin, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Yezid b. Esed! Kendin için sevdiğini
insanlar için de sev" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (4/70), Buhari, et-Tarihu'l-Kebir (4/2/317), Ebu Ya'la, Müsned
2/312 (911), İbnu'l-Esir, Üsdü'l-Gabe (5/475, 476), İbn Sa'd, Tabakat (7/428),
Taberani m.el-kebir 22/239 (6125), Abd b. Humeyd, müsned (334) ve Hakim
müstedrek (4/168)
10618- Hibban b. Asım ve
Uleybe'nin kızları Safıyye ile Duhaybe bildiriyor: "Harmele b. Abdillah
(evinden) çıktı ve Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına
geldi." Sonrasında ravi söz konusu hadisi aktardı ve rivayetinde şöyle
devam etti: "Resulullah'a (sallallahu aleyhi vesallam): "Ey Allah'ın
Resulü! Ne yapmamı emredersin?" dediğinıde Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Harmele! iyilik yap ve kötülüklerden uzak
dur. Bir topluluğun yanından kalktığın zaman sana ne dediklerine bak. Eğer
kulaklarına hoş gelecek şeyler söyledilerse onu yap. Yine bir topluluğun
yanından kalktığın zaman sana ne dediklerine bak. Eğer kulaklarına hoş
gelmeyecek şeyler söyledilerse onu yapma. ''
Abdussamed b.
Abdi'l-Viris bunu Hibbin b. Asım kanalıyla zikretmiş ve: "Harmele b.
iyis'ın bana bildirdiğine göre" diyerek söz konusu hadisi zikretmiştir. Bu
kişi Harmele b. Abdillah b. Evs'tir.
Tahric: İsnadı haendir.
Ahmed müsned (4/305), Tayalisi, müsned (sh. 167), İbn Esir, Usdul Gabe (1/475)
ve Taberani m.el-kebir 4/6 (3476)
10619- Muğire b. Sa'd,
babasından veya amcasından bildiriyor: Arafat'ta iken Resulullah'ın (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) yanına gidip devesini dizginlerinden tuttum. Oradakiler beni
geri çevirince, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bırakm onu,
belki o bir ihtiyaçtan dolayı gelmiştir" buyurdu. Bunun üzerine:
"Bana, beni cennete yaklaştıracak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel
öğret" dedim. Bir müddet semaya doğru baktıktan sonra şöyle buyurdu:
"Kısa ve öz konuşmana rağmen çok uzun ve büyük olan bir şeyi sordun.
Allah'a kulluk eder ve hiçbir şeyi O'na ortak koşmazsın. Namaz kılıp zekatını
verirsin. Hac vazifesini edd eder ve Ramazan ayı orucunu tutarsın. Kendin için
istediğini diğer insanlar için de istersin. Kendin için istemediğin bir şeyi de
diğer insanlar için de istemezsin." Daha sonra Allah Resulü (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Şimdi devenin dizginini bırak" buyurdu.
İsnadı hasendir.
Yahya b. İsa er-Remli
bunu "A'meş -Amr b. Murra -Muğire b. Sa'd b. el-Ahrem -babası veya
amcası" kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
aktarmıştır. - Taberani m.el-Kebir 6/60 (5478) ve İbn Esir, Usdul Gabe (3/335)
10620- Muğire b. Abdillah
el-Yeşkuri, babasından bildiriyor: Katır getirmek üzere bir arkadaşımla
birlikte Kufe'ye gittim. çarşıya geldiğimizde henüz pazar kurulmamıştı.
Arkadaşıma: "Mescide gidelim" dedim. Mescide girdiğimizde içinde Kays
oğullarından İbnu'l-Muntefık adında bir adamla karşılaştık. Adam şöyle
konuşuyordu: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) özellikleri ve
vasıfları bana anlatılınca onu Mekke'de aradım. Ancak bana: "Kendisi
Mina'dadır" denilince, gidip Mina'da aradım. Yine bana: "Kendisi Arafat'tadır"
denildi. Oraya vardığımda Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
ashabından bir kafilenin arasındaydı. Kalabalıkta yanına yaklaşmak istedim,
ancak: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yolunda çekil"
demeye başladılar. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) durumu görünce:
"Adamı bırakm, belki bir ihtiyacı vardır" buyurdu.
Kalabalıktan sıyrılıp
yanına vardım ve bineğinin dizginlerinden tuttum.
Nerdeyse bineklerimizin
boyunları birbirine dolanıyordu. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
bana engel olmadı. Ona: "Sana iki şeyi soracağım. Beni cehennemden uzak
tutup cennete sokacak olan şeyler nedir?" dediğimde, Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) buyurdu -Ali b. el-Ca'd'ın rivayetinde:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kısa ve öz konuşmana rağmen
çok uzun ve büyük olan bir şeyi sordun'' buyurdu" dedi-: "O zaman
beni iyice dinle! Yüce Allah'a ibadet eder ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmazsın.
Farz namazlan kılar, sana düşen zekatı verir ve Ramazan orucunu tutarsın.
insanların sana nasıl davranmasını istiyorsan. sen de onlara öyle davranırsın.
insanların sana yapmalarını istemediğin şeyi sen de onlara yapmazsın."
Daha sonra Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Şimdi bineğimin
yolundan çekil" buyurdu.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ahmed. Müsned (3/472. 6/383. 384) Bak: İbnu'l-Esir. Üsdü'l-Gabe (3) (418,
419,6/347)
Hemmam der ki:
"Muğire b. Abdillah el-Yeşkuri'nin, babası, Resulullah'a (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) soruyu sorduğu zaman hac görevini eda etti." Bu isnad
sıhhat açısından daha evla olanıdır. İbn Avn bunu Muhammed b. Cuhade kanalıyla
rivayet etmiş ve isnadında karıştırma yapmıştır. Yine Ebu İshak bunu Muğire
kanalıyla aktarmıştır.
10621- Muğire, babasından
bildiriyor: Bir topluluğa bir şeyler anlatan bir adamla karşılaşınca ben de
oturup dinledim. Adam şöyle diyordu: Mina'dan, Arafat'a giderken Resulullah 'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) vasıfları bana anlatıldı. Bunun üzerine
karşılaştığım her kafileyi kontrol etmeye başladım. Hangi kafilede aradıysam
beni başka bir kafileye yönlendirdiler. Sonunda gördüğüm bir kafileye
yaklaştım. Anlatılan özelliklerinden Resulullah'ı (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
tanıdım. Yanına yaklaşmak için kafilenin içine girdiğimde: "Ey Allah'ın
kulu! Önümüzden çekill" demeye başladılar. Ancak Resulullah (Sallallahu
aleyhi ve Sellem): "Bırakm, belki bir ihtiyacı vardır" buyurdu.
Yaklaşıp Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bineğinin dizginlerinden
tuttum ve: "Ey Allah'ın Resulü! Bana, beni cennete yaklaştırıp cehennemden
uzaklaştıracak bir amel söyle" dedim. Bunun üzerine Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namazlan kılar, sana düşen
zekatı verirsin. Hac vazifesini eda eder ve Ramazan orucunu tutarsın. insanların
sana nasıl davranmasını istiyorsan sen de onlara öyle davranırsın. insanların
sana yapmalarını istemediğin şeyi sen de onlara yapmazsın. Şimdi kafilenin
önünden çekil. "
Tahric: İsnadı sahihtir
Abdurrezzak, Musannef 11/205.206 (20336), İbn Sa'd. Tabakat (6/56) ve Taberani
m.el-kebir 19/440,441 (106)
Yine bunu Emali'nin 53.
meclisinde Ma'n b. Yezid kanalıyla Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) aktardık.
10622- Hasan(-ı Basri)
bildiriyor: Hz. Musa, Rabbine bütün hayırları içinde barındıracak bir ameli
sorunca, Yüce Allah: "İnsanların sana nasıl davranmasını istersen, sen de
onlara öyle davran" buyurdu.
Tahric: İsnadında adı
belirlenmeyen bir ravi vardır. Abdürrezzak, Musannef 11/206 (20337) ve İbn Ebi
Şeybe, Musannef (13/215).
10623- Abdullah b. Mes'ud
der ki: "İnsanlara karşı insaflı davranmak isteyen kimse, kendisine nasıl
davranılmasını istiyorsa insanlara öyle davransın. ''
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. İbn Ebi Şeybe, musannef (13/300) ve Ebu Davud, zühd (103)
10624- Abdullah b.
Bureyde der ki: Bir adam İbn Abbas'a sövünce İbn Abbas şu karşılığı verdi:
''Bende şu üç haslet olduğu halde bana sövmektesin. Müslümanlardan bir hakimin
adilce hüküm vermesını işitmem halinde onu sevmekteyim. Belki de asla o hakimin
yanında davalaşmayacağım. Müslümanların beldesinden bir beldeye yağmur
geldiğini işittiğim zaman sevinmekteyim. Oysa orada ne malım, ne de çobanım
vardır. Allah'ın ayetlerinden bir ayete geldiğim zaman bütün Müslümanların
benim o ayeti bildiğim gibi bilmesini isterim."
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (1/331, 332).
10625- Utbe b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Her kim bana şu altı şeyi garanti ederse ben de ona cenneti
garanti ederim. Düşmanı öldürme anında korkak olmayın. Ganimetinizde hainlik
etmeyin. insanlara karşı insaflı olun. Mazlumun hakkını zalimden alm. Miras
taksiminde haksızlık etmeyin. Günahlarınızı Rabbinize yüklemeyin. Eğer böyle
yaparsanız cennete girersiniz. ''
10626- Hz. Aişe der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kıyamet gününde Allah'ın
gölgesine ilk gidecek kimseler kimdir biliyor musunuz?" buyurunca,
oradakiler: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" dediler. Bunun üzerine
Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kendilerine hak verildiği
zaman kabul eden, kendilerinden istenildiğinde ödeyen ve başkaları hakkında
kendileri ve aileleri için nasıl karar verirlerse, o şekilde karar veren
kimselerdir" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ahmed,Müsned (6/69) ve Ebu Nuaym, Hilye (ı/61 (3/187).
10627- İbnu'l-Mübarek der
ki: Meymun b. Mihriln, Yunus b. Ubeyd'e:
"Ne üzere olduğunu
bana yazmanı istiyorum. çünkü ben de senin olduğun hal üzere olmak
istiyorum" diye bir mektup yazdı. Bunun üzerine Yunus kendisine mektubu
yazdı: "Kendi nefsime karar kıldım ki canım neyi severse onu diğer
insanlar için de sevecektir. Sevmediği şeyi de diğer insanlar için
sevmeyecektir. çünkü nefsim bundan uzaktır. Sıcak bir günde oruç tutmak, onun
için insanları anmayı terk etmekten daha kolaydır."
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Ebu Nuaym, hilye (3/18)
Halimi der ki: Müslüman
kişinin kalbiyle kendine istemediğini (Müslüman) kardeşine istemesi ve kendine
istediği bir hayrı kardeşi için istememesi kendisine yakışır bir şey değildir.
Eğer müslümanlardan bir cemaatin başına bir bela gelse onu başka birine
yükleyerek ondan kurtulmayı istemek, hiç birine yakışır bir şey değildir. Çünkü
(Müslüman kimse) nefsine istediğini onlar için de ister. Eğer bundan aciz
kalırsa onlara zarar vermeyecek bir şekilde kendini düşünür.
10628- Nu'man b. Beşir'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Birbirlerini
sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine şefkatte müminlerin misali, bir
bedenin misali gibidir. Ondan bir uzuv rahatsız olsa, diğer uzuvlar uykusuzluk
ve hararet çekmekte ona iştirak ederler" buyurmuştur.
Buhari bunu Sahih'te Ebu
Nuaym kanalıyla ve Müslim bunu başka bir kanalla Zekeriyya'dan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, edeb (7177). - Müslim 3/1999 (66).
10629- Simak b. Harb
bildiriyor: Nu'man b. Beşir'in bu minberde hutbe verirken şöyle dediğini
işittim: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Müminler bir adam
gibidir. Eğer adamın bir yeri ağırırsa bütün bedeni rahatsız olur. Bir mümin
rahatsız olduğu zaman da bütün müminler rahatsız olur'' buyurduğunu işittim.
Tahric: İsnadı hasendir.
Müslim, birr (3/2000)
10630- Sehl b. Sa'd'ın
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir mümin diğer
mümin için bedendeki baş gibidir. Baş bedendeki bir ağrıdan dolayı nasıl
etkileniyorsa mümin de diğer müminlerin rahatsızlığından acı duyar"
buyurmuştur.
İsnadı şahidleri de
hasendir.
Halimi der ki: Müminlerin
bu şekilde olması gerekir. Kişinin ancak bir eline istediğini diğer eline
istemesi, bir gözüne veya bir kulağına istediğini öbürüne istemesi gibi başka
bir mümine ancak kendisi için istediği şeyi istemelidir. Eğer bir yerde bir
veba hastalığı veya zalim bir idareci veya hırsızlık veya herhangi bir bela
varsa, kendisi bundan selametle kurtulursa ve kendisine Müslüman kardeşlerinden
birinin bunlardan birine maruz kaldığı söylenince: "Elhamdülillah"
derse ki bu iki çeşittir, eğer belanın kardeşine isabet etmesinden dolayı
şükrediyorsa bu, hatalıdır ve cahilliktir. Eğer onunla birlikte belaya maruz
kalmadığından, canının veya malının selamette olmasından dolayı hamd ediyorsa
bu iyidir. Yani kişinin sadece bir eline bir zarar gelmesi halinde diğer eline
bir şeyolmadığı ve elinin sağlam kaldığı için şükretmesi gibidir. Bir sonraki
hadiste Urve b. Zübeyr'in ayağının kesilmesi ve oğlunun öldürülmesi konusunda
geçtiği gibi.
10631- Hişam b. Urve der
ki: Bir adam Urve b. ez-Zübeyr'e gelip taziyede bulununca. Urve: "Bana ne
için taziyede bulunuyorsun? Bir ayaktan dolayı mı?" deyince, adam:
"Hayır, hayvanların ayaklarıyla (teperek) parçaladığı oğlun için"
dedi. Bunun üzerine Urve: "(Allahım!) Yemin olsun ki belalara maruz
bıraktın; ama sonunda afiyet verdin. Bir şeyler aldınsa da geriye bir şeyler
bıraktın" dedi.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
İbn Ebi Dünya, el-Maradu ve'l-Keffaret (138).
Bize bildirilene göre
Sabır bölümünde (9505.hadis) Urve şöyle demiştir: "Allahım! Yedi oğlum
vardı. Onlardan bir tanesini aldın ve altısını bıraktın. Bana dört aza verdin,
birisini aldın ve üç ünü bana bıraktın. (Allahım!) Yemin olsun ki belalara
maruz bıraktın, ama sonunda afiyet verdin. Bir şeyler aldınsa da geriye bir
şeyler bıraktın" dedi.
Beyhaki der ki: Bir
sonraki rivayet te bu yöndedir.
10632- Salim b. Abdillah
der ki: Kim musibete uğramış birini görünce:
"Ona verdiği beladan
beni afıyette kılan ve (bu sayede) yarattığı bir çok mahlukatından üstün kılan
Allah'a hamd olsun" derse, o musibet ne olursa olsun kendisine isabet
etmez.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Abdurrezzak, musannef 10/445 (19655)
Ma'mer der ki: Eyyub'dan
başkasının, bu hadiste: "İnşallah o bela kendisine isabet etmez"
ibaresini kullandığı nı işittim.
Zübeyr ailesinin kahyası Amr
b. Dinar bunu Salim kanalıyla babasından, o Hz. Ömer'den, o da Allah
Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aktarmıştır.
10633- Salim b.
Abdillah'ın, babası kanalıyla dedesinden (Hz. Ömer'den) bildirdiğine göre
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Musibete
uğramış birini görüp de: ''Ona verdiği beladan beni afiyette kılan ve (bu
sayede) yarattığı bir çok mahlukatından üstün kılan Allah'a hamd olsun'' diyen
kişiye o musibet ne olursa olsun kendisine isabet etmez."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 5/493 (3431).
10634- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Musibete uğramış birini görüp de: ''Ona verdiği beladan beni afiyette
kılan ve (bu sayede) yarattığı bir çok mahlukatından üstün kılan z hamd olsun''
diyen hiç kimse yoktur ki içinde bulunduğu o nimetten dolayı şükrünü eda etmiş
olmasın."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Tirmizi 5/493, 494 (3442)
10635- Bu hadis başka bir
kanalla da rivayet olunmuştur. Ancak metninde: "Kim bir musibete uğramış
birini görünce" ifadesi ve: "mahlukatından üstün kılan" ifadesi
geçmiştir ("bir çok" ifadesini kullanmamıştır).
İsnadı zayıftır.
Ayrıca bu hadis Nefsin
Haram Kılınması, ırzın Haram Kılınması. Malın Haram Kılınması. iyilik ve Takvada
Yardımlaşma bölümlerinde zikredilmiştir. (4129, 4130, 4131. hadisler)
Bütün bu isnadları
zikretmemiz uzun olur diye biz, Allah'ın müyesser kıldığı şekilde sadece bu
kısmını zikrettik.
10636- Salim'in,
babasından bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık etmez ve onu
tehlikeye atmaz. Her kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun
ihtiyacını giderir. Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah onun kıyamet
günündeki bir sıkıntısını giderir. Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da
kıyamet gününde onun ayıbını örter. ''
İsnadı sahihtir.
Müslim bunu Sahih'te
Kuteybe kanalıyla ve Buhari bunu İbn Bukeyr kanalıyla Leys'ten rivayet etti. - Müslim
3(1996 (58). - Buhari, mezalim (3/98) ve ikrah (8/59).
10637- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Mümin, müminin kardeşidir. Onu güç durumda bırakmaz ve ona zulmetmez
(haksızlık etmez). Birbirinize haset etmeyin ve birbirinize sırt çevirmeyin.
Birbirinizle ilişkiyi kesmeyin. Yüce Allah'ın kardeş kullan olun. Her
müslümanın diğer bir müslümana malı, namusu ve kanı haramdır. Kişi kardeşinin
talip olduğu kadına talip olmasın ve satışı üzerine satış yapmasın. Allah
bedenlerinize ve şeklinize bakmaz. Ancak kalplerinize bakar." Sonra Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) göğsüne işaret ederek: 'Takva işte
buradadır" buyurdu.
Müslim bunu Sahih'te Ebu
Tahir kanalıyla İbn Vehb'den rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim, 3/1986, 1987 (32,33)
10638- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Zandan sakının! Zandan sakının! Zandan sakının! Zira zandan daha yalan
bir söz yoktur. Birbirinizin aleyhine pazarIığı kızıştırmayın. Birbirinize
hased etmeyin. Birbirinizle rekabete girmeyin. Birbirinize kin tutmayın ve
birbirinize sırt çevirmeyin. Yüce Allah'ın kardeş kullan olun." Yine Hz.
Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Sizden biri kardeşinin satışı
üzerine satış yapmasın ve kardeşinin talib olduğu kadına talib olmasın"
buyurmuştur.
Buhari bir önceki hadisi
İbnu'l-Mübarek kanalıyla Ma'mer'den rivayet etti. İkinci hadisi de başka
kanallarla Ebu Hureyre'den aktarmıştır.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, edeb (7/88). - Buhari, buyu (3/23) ve Müslim 2/1033 (51,52,53,54)
10639- Ebu Hureyre der
ki: "Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelen tacirlerin yolda
karşılanmasını, şehirlinin köylü adına satış yapmasım, kadının, yerine geçmek
için bir adamdan karısım boşamasım istemesini, kişinin müslüman kardeşinin
pazarlığı üzerine pazarlık yapmasım, satılacak hayvanın sütünün memesinde
bekletilmesini ve kişinin alıcı olmadığı halde malın fiyatını arttırmasını
yasakladı."1
Lafız Hafs'ın lafzıdır.
Buhari ve Müslim bunu
Sahih'lerinde Şu'be kanalıyla rivayet ettiler.2 Ayrıca Buhari, Haccac b.
Minhal'in rivayetine işaret etmiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, şurut (3/176) ve Müslim 2/1155 (12).
10640- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Birbirinize kin tutmayın! Birbirinize haset etmeyin! Birbirinizin
aleyhine pazarlığı kızıştırmayın! Birbirinize sırt çevirmeyin! Yüce Allah'ın
kardeş kullan olun! Şehirli olan köylü adına satış yapmasın. Gelen tacirleri
(simsarlık için) yolda karşılamayın. Kişi satın aldığı koyunun sütünün
memelerinde biriktirildiğini gördüğü zaman koyunu sahibine iade etsin ve
(sütünden faydalanmasına karşılık) yanında bir sa' hurma da versin. Hiçbir
kadın, (dinde) kız kardeşinin kabını boşaltmak (kocasını elde etmek) için onun
boşanmasını isteyemez. Zira rızkı Yüce Allah'a aittir. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, müsned (2/394), Beyhaki, sünen (5/345) ve İbn Ebi Dünya, es-samt (163).
10641- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Zandan sakının! Zira zandan daha yalan bir söz yoktur. Birbirinize kulak
kabartmayın. Birbirinizin kusurlarının peşine düşmeyin. Birbirinize kin tutmayın
ve birbirinize sırt çevirmeyin. Yüce Allah'ın kardeş kullan olun. Hiç kimse
kardeşinin istediği bir kadına dünürcü olarak çıkmasın. Ta ki evleninceye veya
terk edinceye kadar. Bir kadınla halası veya teyzesi aynı anda nikahlı
tutulamaz. Kadın kocası yanında iken izni olmaksızın (nafile) oruç tutamaz.
Kocası evde iken izni olmaksızın kimseyi eve alamaz. Kadın kocasının kendisi
için kazandığından bir şey tasadduk ederse, kocasına bundan kazanılan sevabın
yarısı kadar sevap vardır. Hiçbir kadın da nafakasına konmak için bir kadının
kocasından boşanmasını isteyemez. Çünkü kendisi için takdir edilen
vardır."
Buhari bunu Sahih'te
Yahya b. Bukeyr kanalıyla rivayet etti.
Tahric: Buhari, rikak
(6/136,137)
10642- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanların en
kötüsü ikiyüzlü olanlardır. Bunlar bazılarına bir yüz ile başkalarına da başka
bir yüz ile görünür" buyurmuştur. Yine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şöyle buyurmuştur: "Zandan sakının! Zira zandan daha yalan bir söz
yoktur. Birbirinize kulak kabartmayın. Birbirinizin kusurlarının peşine
düşmeyin. Birbirinize hased etmeyin. Birbirinize kin tutmayın ve Yüce Allah'ın
kardeş kulları olun" buyurmuştur.
İsnadı sahihtir.
Müslim her iki hadisi de
Yahya b. Yahya kanalıyla, Buhari ikinci hadisi Abdullah b. Yusuf kanalıyla
Malik'ten rivayet ettiler. - Buhari, edeb (7/89).
10643- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Kimin şefaati ve aracılığı Allah'ın hadlerinden (şeri cezalarından)
birinin yerine getirilmesine engel olursa, o kimse Allah'a mülkünde savaş açmış
olur. Kimin haklı kimin haksız olduğunu bilmediği bir husumette (taraflardan)
birine yardım eden kişi, desteğini çekinceye kadar Allah'ın gazabına uğramaya
devam eder. Kendisi tanık olmadığı halde toplulukla birlikte hareket edip (bir
konuda) şahitlik yapan kimse yalancı şahittir. Her kim yalandan (yani
görmediği) rüya anlatırsa bir arpanın iki tarafını düğümlemeye mecbur
bırakılır. Müslümana sövmek fasıklık ve onunla savaşmak küfürdür. ''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Davud, akdiye (3/305)
10644- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Hiç kimse sahibinin izni olmaksızın başka birinin hayvanını sağmasın.
Sizden biri izni olmadan maşrapasına vanlıp içilmesini ve kilerine gidilip
kapısı kınlarak zahiresinin alınmasını hoş görür mü? Hayvanların memeleri
sahipleri için yiyecek biriktirir. Bu sebeple herhangi biriniz, sahibinin izni
olmaksızın başka birinin hayvanını sağmasın."
Buhari ve Müslim bunu
Malik kanalıyla rivayet ettiler Bu hadis İbnu'lHad kanalıyla Malik'ten rivayet
edilmiştir ve yaşça büyük ravilerin küçüklerden rivayet etmesiyle de garib bir
hadistir.
Tahric: İsnadı sahihtir. -
Buhari, lukata (3/95) ve Müslim 2/1352 (13).
10645- Abdullah (b.
Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Bir yerde üç kişi olduğunuz zaman birini yalnız bırakıp iki
kişi aranızda gizlice konuşmayın. Bu şekilde diğerini üzmüş olursunuz. ''
İsnadı tarikleriyle
sahihtir.
Müslim bunu Sahih'te
Yalıya b. Yalıya ve bir grup kanalıyla Ebu Muaviye'den; Buhari bunu Mansur
kanalıyla Şakik'ten rivayet etti. - Müslim 2/1718 (38). - Buhari, isti'zan
(7/142) ve Müslim 2/1718 (37).
10646- İbn Ömer der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bir yerde üç kişi olduğunuz
zaman birini yalnız bırakıp iki kişi aranızda gizlice konuşmayın" buyurdu.
Kendisine: "Eğer dört kişi isek?" dediğimde: "Bu durumda bir zararı
yoktur" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Müslim, 2/1717 (36) ve Buhari, isti'zan (7/142)
10647- Hz. Aişe'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Adem oğullarından her kişi üç yüz altmış mafsal ile yaratılmıştır. Her
kim bu mafsalları sayısınca tekbir getirir, hamd eder, tehlil ve tesbih eder ve
istiğfarda bulunursa; insanların geçtiği yoldan (eziyet verebilecek) bir taşı
veya bir dikeni kaldırırsa veya bir iyiliği emredip bir kötülükten nehyederse o
günü cehennemden uzaklaşTTUş olarak geçirir. "
Müslim bunu Sahıh'te
Hüseyn b. Ali el-Hulvani kanalıyla Ebu Tevbe'den rivayet etti.- Müslim 1/689
(54).
10648- Başka bir kanalla
bir önceki hadisin aynısı: "bir taşı veya bir kemiği veya bir dikeni
kaldımsa" ibaresiyle rivayet olunmuştur.
Müslim bunu Abdullah b.
Abdirrahman ed-Darimi kanalıyla Yahya b. Hassan'dan rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim zekat (1/698)
10649- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanda üç
yüz altmış kemik ve otuz altı parmak kemiği vardır. Kişinin her biri için (her
gün) sadaka vermesi gerekir" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü!
Sadaka verecek bir şey bulamayan ne yapacak?" diye sorunca: "iyiliği
emredip kötülükten nehyetsin" buyurdu. Ashab: "Buna gücü yetmeyen ne
yapsın?" diye sorunca: "(Yolunu bilmeyene) yol göstersin"
buyurdu. Ashab: "Buna da gücü yetmeyen ne yapsın?" diye sorunca:
"Yoldan (eziyet verebilecek) bir kemiği kaldırsm" buyurdu. Ashab:
"Bunda gücü yetmeyen ne yapsın?" diye sorunca: "Zayıf birine
yardım etsin" buyurdu. Ashab: "Buna da gücü yetmeyen ne yapsın?"
diye sorunca: "O zaman şerrini insanlardan uzak tutsun" buyurdu.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Bezzar, Müsned (1/439).
10650- Abdullah b.
Bureyde, babasından bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"insanda üçyüz altmış mafsal vardır ve her biri için (her gün) sadaka
vermesi gerekir" buyurdu. Kendisine: "Ey Allah'ın Resulü! Buna gücü
yetmeyen ne yapsın?" denilince: "Sizden biri yoldan eziyet verebilecek
bir şeyi kaldıramaz mı? Mescidde tükürüp onu gömemez mi? Böyle yapamayana da
iki rekat kuşluk namazı yeter" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud, 5/4-6 (5242)
İbn Şakik'in rivayetinde
ise ifade şöyledir: "Her maisal için her gün bir sadaka vermesi
gerekir" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Buna gücü yetmeyen ne
yapsın?" deyince: "Mescidde gördüğü tükürüğü gömsün, yoldan eziyet
verici bir şeyi kaldırsın. Eğer bunları da yapamazsa iki rekat kuşluk namazı
kılsın" buyurdu.
10651- Ebu Berze der ki:
Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! Bana
kendisiyle faydalanabileceğim bir şey öğret" dediğimde:
"Müslümanların yolundan (gelen geçene) rahatsızlık verici şey (ler) i
kaldır" buyurdu.
Müslim, bunu Sahih'te
Zuheyr b. Harb kanalıyla Yahya b. Said'den rıvayet etti.
Tahric: İsnadı hasendir.
- Müslim, 3/2021 (131)
10652- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bir adam yolda giderken yolun ortasında bir diken dalı buldu. Onu
kaldırıp yolun dışma koydu. Bunun üzerine Allah bu hareketini beğendi ve onu
bağışladı. "
Her ikisinin de (Ali b.
Ahmed b. Abdan ile Ebu Abdillah el-Hafız'ın) lafzı aynıdır.
Müslim bunu Sahih'te Yahya
b. Yahya kanalıyla ve Buhari bunu Abdullah b. Yusuf kanalıyla Malik'den rivayet
etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim 2/1521 (164),3/2021 (127). - Buhari, ezan (1/159)0
10653- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Bir adam yolda giderken yolun içinde birkaç diken dalı buldu. Kendi
kendine: ''Ben bunları yoldan kaldırayım, belki Allah beni bu sebeple
bağışlar'' dedi ve onu yoldan kaldırdı. Bunun üzerine de Yüce Allah onu
bağışladı. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Müslim 3/2021 (128)
10654- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Yol üzerinde (gelen
geçen) insanlara eziyet veren bir ağaci kestiği için Cennette istediği gibi
dolaşan bir adam gördüm" buyurdu.
Müslim bunu Sahih'te Ebu
Bekr kanalıyla Abdullah b. Ebi Şeybe'den rıvayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim 3/2021 (129).
10655- Enes b. Malik der
ki: "Yol üzerinde insanlara eziyet veren bir ağaç vardı. Adam onu kesti ve
yolun dışına çıkardı." -Süleyman (b. Harb): "Bildiğim kadarıyla Enes
bunu Resulullah'a {Sallallahu aleyhi ve Sellem dayandırınıştır" dedi.-
Hasan el-Eşyeb rivayetinde ise: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Bu kişinin cennette bu ağacın gölgesinde gölgelendiğini gördüm"
buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Ya'la. Müsned 5/393 (3058), Ahmed. Müsned 3/154 (230) ve İbn Ebi Şeybe,
musannef, (9/29).
10656- Enes b. Malik der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) öyle bir şey anlattı ki İslam'ı
bildiğimiz zamandan beri hiçbir şey için böylesine sevinmedik. Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mümin kimse birine yol
göstermekle sevap kazanır. Eziyet verici bir şeyi yoldan kaldırmakla sevap
kazanır. Arap olmayan birine diliyle yardımcı olmasıyla sev ap kazanır.
Ailesiyle birlikte olmakla sevap kazanır. Hatta giysisi (nin cebi)nde bulunan
parayı yoklamak üzere elini yanlış yere uzatıp onu yerinde bulamaması ile iyice
yokladığında onu kaybetmediğini fark etmesi arasındaki içinin sızlamasına
karşılık bile sevap kazanır ...
Lafız İbn Sabık'ın
lafzıdır. Zübeyri'nin rivayeti ise kısa metinlidir.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Bezzar müsned (1/454) ve Ebu Ya'la, Müsned 6/189 (3473)
10657- Ebu Zer der ki: Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güneşin doğduğu her gün için kişinin
vermesi gereken bir sadakası vardır" buyurdu. Kendisine: "Ey Allah'ın
Resulü! Bizim sadaka verecek malımız yoktur" dediğimde şöyle buyurdu:
"Tesbih, tahmid, tehlil, tekbir, istiğfar, iyiliği emretmen, kötülükten
nehyetmen, yoldan eziyet verici şeyi kaldırman, köre yol göstermen, anlayıncaya
kadar sağıra işittirmen, ihtiyacı olan kişiyi yerini biliyorsan ihtiyacına
yönlendirmen, kol gücünle zayfla birlikte taşıman yüküne yardım etmen, yardım
dileyene koşman, işte bütün bunlar senden kendi nefsine olan sadakadandır.
Hatta eşinle birlikte olmanda bile sana sev ap vardır." Kendisine:
"Kendi şehvetim doğrultusunda iken bu benim için nasıl sevap olur?"
dediğimde: "Senin bir çocuğun olsa ve yetişip büyüdükten sonra sen onun
hayrını ümid ederken ölse, (sabrederek) ecrini Allah'tan beklemez miydin?"
buyurdu. "Evet" dediğimde:
"Onu sen mi
yarattın?" buyurdu. "Hayır, onu Allah yarattı" dediğimde:
"Onu sen mi hidayete erdirdin?" buyurdu. "Hayır, onu Allah
hidayete erdirdi" dediğimde: "Onu sen mi rızıklandırdın?"
buyurdu. "Hayır, Allah rızıklandırdı" dediğimde: "O zaman sen
onu helaline koy ve haramdan sakındır. Allah dilerse onu yaşatır dilerse de
öldürür. Sana da bunun ecri vardır" buyurdu.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Nesai, ışretu'n-nisa (141)ve Ahmed, Müsned (5/168, 169).
10658- Ebu Hureyre der
ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Her müslümanın her gün bir
sadaka vermesi gerekir" buyurdu. Ashab: "Ey Allah'ın Resulü! Buna
kimin gücü yeter?" deyince: "Birine selam vermen sadakadır. Yoldan
eziyet verici bir şeyi kaldırman sadakadır. Hasta birini ziyaret etmen
sadakadır. ihtiyaç sahibi olan birine yardım etmen sadakadır. Yolu bilmeyene
yol göstermen sadakadır ve her iyilik bir sadakadır" buyurdu.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Bezzar, Müsned (ı/ 438) ve Hennad, Zühd 2/525 (1082).
10659- Ebu Zer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"iyisi ve kötüsüyle ümmetimin amelleri bana arz edildi. En iyi amellerinin
insanlara eziyet veren bir şeyin yoldan kaldırılması, en kötü amelinin de
mescidde görülen tükürüğün gömülmemesi olduğunu gördüm."
Müslim bunu Sahih'te İbn
Esma kanalıyla Mehdi'den rivayet etti.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Müslim ı/390 (57).
10660- Ebu Şeybe der ki:
Muaz bir adamla birlikte yürümekteydi. Muaz yoldan bir taş kaldırınca yanındaki
adam: "Bu (yaptığın) da nedir?" dedi. Bunun üzerine Muaz şu karşılığı
verdi: "ResuluHalılın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kim yoldan (eziyet
veren) bir taşı kaldırırsa ona bir sevap yazılır. Kime de bir sevap yazılırsa o
kimse cennete girer'' buyurduğunu işittim."
Tahric: İsnadı hasendir.
Taberani, M. el-Kebir 20/101,102 (198).
10661 - Tarık b. Abdillah
el-Muharibi'nin bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
şöyle buyurmuştur: "Namaza durduğun zaman önüne veya sağ tarafına tükürme.
Eğer boş ise sol tarafına tükür. Eğer boş değil ise ayağının altına tükürüp onu
ez. ''
Tahric: Ravileri sikadır.
Ebu Davud, salat (1/322).
10662- Ali b. Hasan b.
el-fakih, babasından bildiriyor: Amca diye bilenen kişinin şöyle dediğini
işittim: "Bistam'da evliya olduğunu söyleyen bir adam (bir süre) bulundu.
Ebu Yezid bu adamı ziyarete gitti. Bu sırada adam kıbleye doğru tükürünce, Ebu
Yezid: "ResuluHalı'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) edebiyle ve sünnetiyle
edeplenmemiş bir kişiye nasıl olur da evliyalık verilir!?" dedi.
10663- Abdullah b.
es-Samit bildiriyor: Muaz (hastayken sağ tarafına tükürdü veya tükürmek istedi
ve): "Müslüman olduğumdan şu ana kadar sağıma tükürmüş değilim" dedi.
Ebu Nasr, Humeyd b.
Hilal'in kendisidir.
Tahric: İsnadı ceyyiddir.
Abdürrezzak, Musannef ı/345 (ı 700) ve Taberani, M. el-Kebir 20/163 (341).
10664- Muhammed b.
Abdilvehhab der ki: Abdurrahman b. Bişr'den hatırladığım kadarıyla Yahya b.
Said el-Kattan'ın oğlu Mekke'ye gitmek üzere yola çıkacağı zaman sol tarafa
tükürebilmesi için: "Ben sol tarafa binerim" demişti.
İsnadı sahihtir.
10665- Amir b. Sa'd'ın babası
der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim:
"Sizden biri mescidde tükürdüğü zaman bir müminin tenine veya giysisine
değerek ona eziyet etmeden onu yok etsin."
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (1/179), Bezzar, Müsned (2/447) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef
(2/367).
10666- Ebu Musa
el-Eş'ad'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "iyilik ve kötülük kıyamet gününde önümüzde dikilecek iki yaratıktır.
iyilik sahibini müjdeler ve onlara hayırlar vaad eder. Kötülük ise: ''Benden
geri durun, benden geri durun'' der. Fakat ondan bir türlü uzak duramazlar. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ahmed, Müsned (4/391) ve İbn Ebi Dünya, Kadau'l-Havaic (15).
10667- Selman
el-Farisi'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle
buyurmuştur: "Dünyada iyilik ehli olanlar ahirette de iyilik ehlidir.
Dünyada kötülük ehli olanlar ahirette de kötülük ehlidir.''
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberani, M. el-Kebir 6/301,302 (6112), İbn Adiy, el-Kamil (7/2568), Buhari,
el-Edebu'l-Müfred (223) ve Darakutni, el-İfrad (140/2).
10668- Ömer b.
el-Hattab'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Dünyada iyilik ehli olanlar, ahirette de iyilik ehlidir"
buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Darekutni, İlel (3/245,246).
Ebu Hazım der ki:
"Müemmel b. İsmail bunu Servi kanalıyla Asım'dan, o Ebu Osman'dan, o da
Ebu Musa'dan, o da Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet
etmiştir. Hişam b. Lahik el-Medaini bunu Asım kanalıyla Ebu Osman'dan, o da
Selman'dan, o da Allah Resulü'nden (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayet
etmiştir. Yine İbnu'l-Mübarek bunu Osman kanalıyla Selman'dan, o da
Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mürsel olarak rivayet etmiştir.
Hadisin aslı, İbnu'l-Mübarek'in rivayet ettiği şekildedir." - İbn Adiy,
el-Kamil (7/2578) ve Darakutni, İlel (2/244).
10669- Muhammed b. Kudame
el-Cevheri anlatıyor: Bir adam Hammad b. Zeyd'e: "Dünyada iyilik ehli
olanlar, ahirette de iyilik ehlidir" hadisini zikredip: "Onlar
kimlerdir?" dedi. Bunun üzerine Hammad şu karşılığı verdi: "Ben bunu
sana bildireyim. Kıyamet gününde Yüce Allah iyilik ehlini toplar ve onlara
fazlından vererek iyiliklerini olduğu gibi kendilerine bırakır. İ yilik ehlinin
taksiratta bulunan mümin kardeşleri geldiğinde onlara durumlarını sorarlar.
Onlar da: "Kötülükler iyilikleri de alıpgitti. Biz de böyle ortada kaldık
ve nereye gideceğimizi bilmiyoruz" derler. Bunun üzerine iyilik ehli:
"Yüce Allah bize fazlından verdi ve yapmış olduğumuz iyiliklerimizi olduğu
gibi bize bıraktı. Gelin bu iyiliklerimizi size verelim" derler. Onlara
iyiliklerini verirler ve taksiratta bulunan müminler iyilik ehlinin bu
amelleriyle cennete girerler."
İsnadı güçlü değildir.
10670- Resulullah'ın
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Sevban'ın bildirdiğine göre Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müslüman kişinin izinsiz
olarak bir başkasının evinin içine bakması helal değildir. Eğer bakarsa evin
içine girmiş gibi olur. imam olan kimse dua ederken başkalarını dahil
etmeksizin duayı sadece kendisi için etmesin. Böyle yaparsa onlara hainlik
etmiş olur. Kişi abdestine sıkışmış olarak da namaza durmasın. ''
Tahric: İsnadı hasendir. İbn
Mace 1/298 (933), Ebu Davud 1/69, 70 (90) ve Tirmizi 2/189 (357).
10671- Enes b. Malik'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Rabbinden
bildirerek şöyle buyurmuştur: "Dört haslet vardır ki bunlardan biri Benim
için, biri senin için, biri Benimle senin aranda bir diğeri de seninle kullarım
arasındadır. Benim için olana gelince; Bana kulluk et ve hiçbir şeyi bana ortak
koşma. Senin için olana gelince; ne hayır işlersen o hayır üzerine seni
mükafatlandırırım. Benimle senin aranda olana gelince; dua etmek senden ve
kabul etmek Bendendir. Seninle kullarım arasında olana gelince; kendin için
razı olduğuna onlar için de rıza göster. "
Tahric: İsnadı zayıftır.
Ebu Ya'la, Müsned 5/143 (2757), Ebu Nuaym, Hilye (6/173) ve Bezzar, Müsned
(1/18) Bak: İbn Kesir, Tefsir (1/387).
10672- Enes b. Malik
bildiriyor: Bir adam: "Aiz b. Amr el-Muzeni'yi cennet ile müjdele"
diye bir rüya gördü. Adam uyandığında onu müjdelemedi. Adam ikinci defa aynı
rüyayı gördü ve yine onu müjdelemedi. Üçüncü defa aynı rüyayı gördü ve yine onu
müjdelemedi. Kendisine: "Git bir daha uyu, eğer rüyan Allah'tan ise sana o
rüyayı bir daha gösterecektir. Aynı kişi gelip: "Aiz b. Amr el-Muzeni'yi
cennet ile müjdele" derse: "Niçin o, cennettedir?" diye
sor" denildi. Adam da öyle yaptı ve (rüyasındaki adam bir daha gelip aynı
şeyi söyleyince): "Niçin o, cennettedir?" diye sordu. Bunun üzerine
kendisine: "çünkü o, kendisinden (evinden) eziyet verici şeyleri
Müslümanların yoluna atmamaktadır" denildi.
lsnadı zayıftır.
10673- Hafs zayıf
birisidir. Ancak Cafer b. Süleyman da bunu Esma b. Ubeyd kanalıyla naklediyor:
Aiz el-Muzeru: "Tasımın suyunu cibinliğimin içine dökmek benim için onu
Müslümanların yoluna dökmekten daha sevimlidir" dedi. Aiz el-Muzeru'nin
avlusundan yola ne yağmur suyu, ne de başka bir su çıkmazdı. Bunun için rüyada
cennette olduğu görüldü. "Niçin?" diye sorulunca da:
"Müslümanlara eziyet verici şeylerden kaçındığı içindir" denildi. Bir
sonraki hadis te bu yöndedir.
İsnadı hasendir.
10674- Ebu Hayyan,
babasından bildiriyor: Sureye avlusundaki su akıntılarını yola doğru
çıkarmazdı. Ancak avlusunun içinde bırakırdı. Ailesinin bir kedisi ölse bile
insanlara eziyet vermemek için onu kendi avlusuna gömerdi."
İsnadı ceyyiddir.
10675- Cabir'in bildirdiğine
göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Kim
bu sarımsaktan (-Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) sarımsağı
söyledikten sonra şöyle devam etti-"soğandan, pırasadan yerse,
Mescid'imize yaklaşmasın. Çünkü melekler insan'ın rahatsızlık duyduğu şeylerden
eziyet duyarlar.''
Lafız İbnu's-Semmak'ın
lafzıdır.
İsnadı sahihtir.
Buhari ve Müslim bunu
Sahih'lerinde İbn Cüreye kanalıyla; Müslim ise bunu Muhammed b. Hatim kanalıyla
Yahya'dan rivayet etti. - Buhari, ezan (1/207) ve Müslim 1/359 (75). - Müslim
1/395 (74)0
10676- Süfyan der ki:
Rüyamda Allah Resulü'nü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gördüm ve: "Ey
Allah'ın Resulü! Bu kişinin senin adına: ''Melekler, Adem oğlunun eziyet
duyduğu şeylerden eziyet duyarlar'' demesi hakkında ne dersin?" dediğimde:
"Doğrudur" buyurdu.
İsnadı ceyyiddir.
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Müslüman Kişinin
Kardeşinin Sırrını Gizli Tutması