Başkalarının Kusurlarını Örtmek |
Yüce Allah:
"İnananlar arasında hayasızlığın yayılmasını arzu eden kimseler var ya; onlar
için dünya ve ahirette elem dolu bir azap vardır"[Nur 19] buyurmaktadır.
9203- İbn Ömer'in
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
"Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık etmez ve onu tehlikeye
atmaz. Her kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Yüce Allah da onun ihtiyacını
giderir. Kim bir müslümanın sıkıntısını giderirse, Allah onun kıyamet günündeki
bir sıkıntısını giderir, Kim bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da kıyamet
gününde onun ayıbını örter ...
Buhari ve Müslim bunu
Sahih'lerinde Leys kanalıyla rivayet ettiler.
Tahric: İsnadı sahihtir.
- Buhari, mezalim (3/98) ve Müslim 3/1996 (58),
9204- Ukbe b. Amir'in
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kim bir müminin ayıbını
örterse (gizli tutarsa) diri diri gömülen bir kız çocuğunu mezarından çıkartıp
diriltmiş gibi olur" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/200, 201 (4891,4892).
9205- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine
göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kul başka bir kulun
dünyada bir ayıbını / kusurunu örttüğü zaman Yüce Allah da kıyamet gününde onun
ayıbını örter" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı hasendir.
Müslim 3/2002 (n).
9206- Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Mümin birinin bir
ayıbını örten kimse bir kız çocuğunu mezarından çıkartıp diriltmiş olan
kimseden daha hayırlıdır" buyurmuştur.
İsnadı hasendir.
İshak'ın rivayetinde:
"Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Mümin kimsenin bir ayıbını /
kusurunu örten kimse diri diri gömülen bir kız çocuğunu mezarından çıkartıp
diriltmiş gibi olur'' buyurdu" şeklindedir
9207- Cabir b.
Abdillah'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Kim bir (din)
kardeşinin ayıbını örterse diri diri gömülen bir kız çocuğunu mezarından
çıkartıp diriltmiş gibi olur" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı zayıftır.
Haraiti, el-Münteka Min Mekarimi'l-Ahlak (216) ve İbn Adiy, el-Kamil (7/2518).
9208- Yezid b. Nuaym'ın
dedesinden bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Eğer bunu gizli tutsaydın senin için daha hayırlı olurdu"
buyurmuştur.
Yine Yezid b. Nuaym'ın
bildirdiğine göre dedesi: "Hezzal, Maiz'in suçunu itiraf etmesini söyleyen
ve recmedilmesine sebep olan kişiydi" demiştir.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Nesai, Süneni Kübra (9/70).
9209- Zeyd b. Eslem'in,
Yezid b. Nuaym kanalıyla babasından bildirdiğine göre Maiz, dört defa Allah
Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gelip suçunu itiraf etmiş ve Allah
Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) recmedilmesini emretmişti. Hezzal'a da:
"Onun ayıbını giysinle gizleseydin senin için daha hayırlı olurdu"
buyurmuştur.
Tahric: Ravileri
güvenilirdir. Ebu Davud, Sünen 4/541 (4377).
9210- Ebu Hureyre
bildiriyor: Maiz b. Malik, kendisine Hezzal denilen bir adama gelip (kendini
kastederek): "Bir kişi zina etti" deyince, Hezzal: "Hakkında
ayet inmeden Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve Sellem) git ve bu durumu
haber ver" dedi. Bunun üzerine Maiz, Allah Resulü'ne (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) gidip durumu haber verdi. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dört
defa (onu dikkate almayıp) kendisinden yüz çevirdi. Sonra (beşinci defada) da
recmedilmesini emretti. Maiz taşlanırken bir ağacın arkasına sığınmıştı, ama
yine de öldürülmüştü. (Taşlandıktan sonra) bir adam arkadaşına: "Bu kişi
köpek gibi öldürüldü" dedi. (Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem)
onları işitmiş ve bir şey dememişti) Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve
Sellem) şişmiş bir eşek leşine rastlayıp: "Oturup şu eşeğin leşinden
yiyin" buyurunca, onlar: "Bundan yiyemeyiz, bu şişmiş bir eşek
leşidir" dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem):
"Az önce kardeşinizin onuru hakkında kötü konuşmanız bunu yemekten daha
ağırdı! Canım elinde olana yemin olsun ki o şu an Cennet nehirleri içinde
yıkanmaktadır" buyurdu. Sonra da: "Yazıklar olsun sana ey Hezzal! Ona
merhamet etseydin ya. Yazıklar olsun sana ey Hezzal! Ona merhamet etseydin ya.
Yazıklar olsun sana ey Hezzal! Ona merhamet etseydin ya" buyurdu.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 4/580,581 (4428,4429).
9211- Ebu Zer'in
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kim bir
müslümanın kusurunu haksız yere ifşa ederse Allah da kıyamet gününde haklı
olarak onun ayıbını ifşa eder" buyurmuştur.
Ebu Ubeyd: "Eşade
ibaresi ayıbı / kusuru zikretmek, devamlı olarak dile getirmek
manasındadır" dedi.
İsnadı zayıftır.
9212- Muaviye der ki:
Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Eğer insanların kusurlarını
araştıracak olursan onları bozmuş (açıktan günah işlemeye cesaretlendirmiş)
olursun, ya da neredeyse bozacak duruma gelirsin" buyurduğunu işittim.
Ravi der ki: Ebu Derda:
"Muaviye'nin, Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) işitmiş olduğu
bir söz ile Allah kendisine fayda sağladı" dedi.
Tahric: İsnadı sahihtir.
Ebu Davud 5/199 (4888).
9213- Bera b. Azib der ki:
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize, çadırlarında olan kızların bile
işiteceği kadar yüksek bir sesle şöyle hitap etti: "Ey diliyle Müslüman
olan, ancak kalbine henüz imanı yerleştirememiş olanlar! Müslümanların
gıybetini yapmayın ve onların ayıplarını araştırmayın! Zira kim onların gizli
hallerini araştırırsa, Allah da onun gizli hallerini araştırır. Allah kimin
gizli hallerini araştırırsa, o kimseyi evinin içinde dahi rezil eder. ''
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Ya'la, Müsned 3/337,338 (1675), İbn Ebi Dünya, es-Samt (167), Ebu'ş-Şeyh,
et- Tevbihu ve't-Tenbih (87) ve Ebu Nuaym, Delail (356).
9214- Zeyd b. Vehb der
ki: İbn Mes'üd'a gidilip: "Filan kişi hakkında ne dersin? Sakalından şarap
damlıyor" denilince: "Allah bizi gizli kusur araştırmaktan menetti.
Ancak bir suç bize açıkça görünecek olursa cezasını veririz" karşılığını
verdi.
Tahric: İsnadı hasendir.
Ebu Davud 5/200 (4890).
9215- Amir (eş-Şa'bi) der
ki: Bir kadın Hz. Ömer'e gelip: "Ey Müminlerin emiri! Ben (gayr-ı meşru)
bir çocuk buldum. Yanında içinde yüz dinar bulunan bir giysi de vardı. çocuğu
aldım ve kendisine bir sütanne tuttum. Dört kadın gelip bu çocuğu öpüyor ve ben
hangisinin çocuğun annesi olduğunu bilmiyorum" dedi. Ömer: "Bu
kadınlar geldiği zaman bana haber ver" dedi. Kadın da öyle yaptı. Ömer
kadınlardan birine:
"İçinizden hangisi
bu çocuğun annesidir?" diye sorunca, kadın: "Ey Ömer! Vallahi hiç iyi
etmedin. Allah, kadının ayıbını gizlemişken sen onu ifşa etmek istiyorsun"
karşılığını verdi. Ömer: "Doğru söyledin" dedi. Sonra kendisine gelen
kadına: "Bu kadınlar sana geldiğinde onlara bir şey sorma ve çocuğa iyi
bak" dedi ve geri döndü.
İsnadı hasendir.
9216- Ebu'l-Abbas
er-Rahbi bu konuda şu şiiri okumuştur: "insanların gizli olan
kötülüklerini çıkarma açığa Yoksa, Allah, senin de kötülüklerini çıkarır açığa.
Onlar anıldıklarında iyiliklerinden bahset Başkasını kınama, eğer sende de
varsa o haslet."
9217- Enes'in
bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Haya
perdesini üzerinden atan kimsenin gıybeli olmaz (artık onun hakkında konuşmak
gıybet sayilmaz)" buyurmuştur.
Eğer hadis sahih ise
bununla açık bir şekilde fasıklık eden kişi kastedilmektedir.
isnadında zayıflık
vardır. En doğrusunu Allah bilir .
Tahric: İsnadı çok zayıftır.
Hatib, Tarih (8/438), Beyhaki, Sünen (10/210) ve İbn Hibban, elMecruhin
(3/155).
9218- Behz b. Hakim'in,
babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Fasık olan kimsenin gıybeli yoktur" buyurmuştur.
Ebu Abdillah der ki:
"Bu hadis sahih ve itimad edilecek bir hadis değildir."
Tahric: İsnadı zayıftır.
Taberanı, M. el-Kebir 19/418 (1011), Hatib, el-Kifaye (sh. 42) ve İbn Adiy,
el-Kamil (5/1863).
9219- Behz b. Hakim'in,
babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi
ve Sellem): "Fasıkları anmaktan mı çekiniyorsunuz? Onu onda olanla anın ki
insanlar onu bilip kendisinden sakınsınlar" buyurmuştur.
Carud b. Yezid bunu
Behz'den rivayette tek kalmış sayılır. Bu, başkası kanalıyla da rivayet
edilmiştir, ancak herhangi bir değeri yoktur.
Eğer hadis sahih ise
bundan kasıt aleni bir şekilde fasıklık eden veya şahitliği istenen veya
kendisine emanet bırakılacak olan fasık kişidir. Fasıklığını dile getirmek de
böylesi durumlarda kendisine güvenilmemesi gerektiğini dile getirme
mahiyetindedir. Tevfık, Allah'tandır.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 19/418 (1010), M. es-Sağir (1/214, 215), Hatib,
Tarih (3/188,7/261,262,263,282), İbn Hibban, el-Mecruhin (1/215), İbnu'l-Cevzi,
el-İlel elMütanahiye (2/93, 292, 293, 294), İbn Ebi Dünya, es-Samt (221), İbn
Adiy, el-Kamil (2/595), Ukayli, ed-Duafa (1/202) ve Beyhaki, Sünen (10/210).
9220- Behz b. Hakim b.
Muaviye'nin, babası kanalıyla dedesinden bildirdiğine göre Allah Resulü
(Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Fasıkları anmaktan mı çekiniyorsunuz? Onu
onda olanla anın ki insanlar bilsin" buyurmuştur.
Tahric: İsnadı çok
zayıftır. Sehmi, Tarih Cürcan (sh. ı ı 5).
Ebu Abdirrahman der ki:
Carud'a: "Bu hadisi senden başka kimse rivayet etmemektedir"
dediğimde: "(Bu konuda) Hasan'ın ne dediğini biliyor musun?" dedi.
"Hasan ne dedi?" diye sorduğumda şu karşılığı verdi: "Revh b.
Müsafir'in, Yunus kanalıyla bildirdiğine göre Hasan'ın yanında bir adam anı
lınca, Hasan bu kişinin hakkında bir şeyler konuştu. Kendisine: "Ey Ebu
Said! Gördüğümüz kadarıyla adamın hakkında gıybette bulundun" denilince:
"Ey ahmak! Adamı ayıplamak gıybet olur. Her kim gizlemeksizin aleni olarak
günah işlerse, onu anmanız size yazılacak olan bir sevaptır. Her kim de günah
işler ve bunu insanlardan gizli tutarsa onu anınanız gıybettir"
karşılığını verdi.
9221- Hasan el-Basri der
ki: "Üç kişi vardır ki bunların hakkında gıybet etmek haram değildir. Bunlar,
aleni olarak fasıklık yapan kimse, zalim idareci ve bidat sahibidir."
Tahric: İsnadı zayıftır.
İbn Ebi Dünya, es-Samt (235).
9222- Ali b. Abdilaziz
bildiriyor: Ebu Ubeyd, Hz. Ali'nin bir hadisini aktarıp ahir zaman ve
fıtnelerden bahsederek şöyle dedi: "O zamanın en hayırlıları, her gecenin
hidayet ışığıdırlar. İnsanlar arasında kötülük ve bozguneuluğu yayan ve
insanların kusurlarını ifşa edenler değildirler."
İsnadı ceyyiddir.
Avf b. Ebi Cemile'den
şöyle rivayet edilir: "Nevme ifadesi, kimse tarafından tanınmayan ve
kötülükle asla işi olmayan kimse manasındadır.
Mezayl' ifadesi ise biri
hakkında kötü bir şey işittiğinde veya gördüğünde onu ifşa eden ve etrafa yayan
kimse manasındadır. Tekili de mizya'dır.
Mesayih ifadesi ise
yeryüzünde kötülükle, bozguneulukla gezen ve insanların arasını ifsad eden
kimseler manasındadır.
Buzr ifadesi de aynı
manadadır. Bu da 'bezr' (saçmak) kelimesinden türemiştir. Zira: "Tohumu ve
başka şeyi tarlaya saçtım" denilir. Bu da bozguneuluk ve ifsad ile sözleri
saçmaktadır. Tekili de buzr'dur.
9223- Hz. Ali der ki:
"İnsanları tanıyan, ancak insanların kendisini tanımadığı kula ne mutlu.
Allah onu kendinden hoşnut olmakla tanır. Onlar hidayet ışığıdırlar. Onlar
insanlar arasında kötülük ve bozguneuluğu yayan ve insanların kusurlarım ifşa
edenler değildir. Allah onları her türlü karanlık fıtneden kurtarır.
Tahric: İsnadında meçhul
bir ravi vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/281), Hennad, Zühd (2/437) ve Ebu
Nuaym, Hilye (1/76, 77).
9224- Abdullah (b. Mes'lid)
der ki: "Hayır söyleyin ki onunla bilinirsiniz. Onunla amel edin ve onun
ehli olun. Kötülükleri ifşa edenlerden olmayın."
Tahric: İsnadı
munkatı'dır. İbnu'l-Mübarek, Zühd (1438), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/292), İbn
Ebi Asım, Zühd (ı04), Hennad, Zühd (1123), Veki', Zühd (267) ve Ahmed, Zühd
(sh. 161).
Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e
tıklayın:
Kişinin Kendi
Kötülüklerini Örtmesi