ŞUABU’L-İMAN

61. ŞUBE: Dindarlarla olmak...

 

Dindarlara Yakın Durmak, Onları Sevmek ve Aralarında Selamı Yaymak

 

8371- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Canım elinde olana yemin olsun ki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yapmanız halinde birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi siz söyleyeyim mi? Selamı aranızda yayın.''

 

Her iki kanalın isnadı sahihtir.

 

Ebu Muaviye bunu "Muhammed'in canı elinde olana yemin olsun ki" lafzıyla rivayet eder. Yine: "Yaparsanız birbirinizi sevebileceğiniz bir hususu siz söyleyeyim mi?" lafzInı kullanır.

Müslim, Sahih'de Ebu Bekr b. Ebi Şeybe kanalıyla Veki' ve Ebu Muaviye'den rivayet etti.- Müslim, iman (93).

 

 

 

8372- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız" buyurdu ve: "Yapmanız halinde birbirinizi sevebileceğiniz bir şeyi siz söyleyeyim mi?" diye sordu. "Ey Allah'ın Resulü! Nedir?" diye sorduklarında da: "Selamı aranızda yayın" buyurdu.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Hatib, el-Muvaddah (2/386) ve İbn Mende, Iman 2/464 (335).

 

 

 

8373- Zübeyr b. el-Avvam'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Önceki ümmetlerin hastalığı olan hased ve kin size de bulaştı. Kin kazıyıcıdır. Kaziyıcı derken saçı kazır demiyorum. O dini kazır. Canım elinde olana yemin olsun ki iman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayın. ''

İsnadını sağlamlaştırma bakımından Süleyman et-Teymi bunu Yahya'dan rivayet ederek mutabaat etmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Tayalisi, Müsned (s. 27) ve Beyhaki, Adab (140). Daha önce 6189. hadiste zikredildi.

 

 

 

8374- Ebu Hureyre der ki: "Ey Allah'ın Resulü! Yapmam halinde beni cennete sokacak bir amel söyle" dediğimde: "Yemek ikramında bulun, selamı yay, akrabalarını gözet ve herkes uykudayken sen gece namazı kıl" buyurdu.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed] Müsned (2/295] 323-324, 395) ve Hakim] Müstedrek (4/160).

 

 

 

8375- Abdullah b. Selam der ki: Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Medine'ye geldiği zaman insanlar: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi!" diyerek ona doğru koşmaya başladılar. Ben de diğer insanlarla birlikte onu görmek için gittim. Varıp da yüzüne baktığımda yalan söyleyecek birinin yüzü olmadığını gördüm. Sonra konuşmaya başladı. İşittiğim ilk sözleri şöyle oldu: "Ey insanlar' Selamı yaym, akrabalık bağlarını gözetin, yemek ikramında bulunun, insanlar uykudayken siz gece namazı kılm ki selametle cennete giresiniz. ''

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tirmizi 4/652 (2485).

 

 

 

8376- Nafi'nin bildirdiğine göre İbn Ömer şöyle derdi: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Selamı yayın. yemek ikramında bulunun ve Yüce Allah'ın emrettiği gibi birbirinize kardeş olun'' buyurdu."

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Mace 2/1083 (2352).

 

 

 

8377- Abdullah b. Amr bildiriyor: Adamın biri Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "En hayırlı İslami ameller hangileridir?" diye sorunca: "Yemek ikramında bulunman ve tanıdığın tanımadığın herkese selam vermendir" buyurdu.

 

Müslim, Sahih'de Kuteybe'den ve Buhari, Abdullah b. Yusuf kanalıyla Leys'ten rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, iman (63). - Buhari, istizan (7/128) ile iman (1/12-13).

 

 

 

8378- Muhammed b. Ziyad der ki: Ebu Umame'nin kolundan tutmuş evine doğru gidiyorduk. Giderken müslüman, Hıristiyan, küçük, büyük karşılaştığı herkese "es-Selamu aleykum" diyerek selam veriyordu. Evinin kapısına ulaştığımızda bize doğru döndü ve: "Yeğenlerim! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) selamı yaymamızı emrederdi" dedi. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Mace 2/1218 (3693).

 

 

Beyhaki der ki: "Hıristiyana selam verme Ebu Umame'nin kendi şahsi tasarrufudur. Zira onlara ilk selam verenin olunmaması konusunda Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) rivayetler gelmiştir."

 

 

 

8379- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Bir müminin diğer bir mümin üzerinde altı hakkı vardır. Karşılaştığında ona selam verir. Aksırdığında ona: ''Yerhamukallah'' der. Çağırdığında bu davete icabet eder. Hastalandığında onu ziyaret eder. Öldüğü zaman cenazesine katılır. Gıyabında da ona karşı dürüst olur ... 

 

İsnadı zayıftır.

 

Başka bir kanalla bu hadisin aynısı rivayet edilmiş, Müslim de bu kanaldan aktarmıştır. - Müslim, selam (5).

 

 

 

8380- Bera b. Azib der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı. Hastayı ziyaret etmeyi, cenazeye katılmayı, selamı yaymayı, yapılan davete icabet etmeyi, aksıran kişiye ''Yerhamukallah'' demeyi, mazluma yardım etmeyi ve edilen yemine sadık kalmayı emretti. Gümüş kapla bir şeyler içmeyi yasaklayıp dünyadayken gümüş kapla bir şey içenin ahirette ondan içmeyeceğini ifade etti. Yine altın yüzük takmayı ve ipek işlemeli eyedere binmemizi yasakladı. Aynı şekilde ipek işlemeli, saf ipekten, ince ipekten ve kalın ipekten olan giysiler giymemizi yasakladı."

 

Tahric: İsnadı hasen olan sahih bir hadistir. Buhari, istizan (7/128) ve Müslim, libas (2/1636).

 

 

Süfyan es-Sevri, Züheyr b. Muaviye, Ebu Avane ve Leys b. Ebi Süleym de bunu Eş'as'tan rivayet ederken "Selamı yaymak" lafzını kullanmışlardır.

Şube ise bunu Eş'as'tan: "Selama karşılık vermek" lafzıyla rivayet etmiştir. Bir hadisi(n ibarelerini) topluluk, tek kişiden daha iyi aklında tutar.

 

 

 

8381 - Bera b. Azib der ki: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bize yedi şeyi emretti, yedi şeyi de yasakladı..." Sonrasında söz konusu hadisi aktarır, ancak emredilenler içinde "Selama karşılık vermek" lafzını kullanır. 

Hadis Buhari ile Müslim'de her iki lafızla da zikredilmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Buhari, cenaiz (2/70), mezalim (3/98), merda (7/4), libas (7/50-51) ile edeb (7/124) ve Müslim, libas (2/1636).

 

 

 

8382- Bera b. Azib'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selamı aranızda yayarsanız selamette kalırsınız;' buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (979), Ahmed, Müsned (4/286), Ebu Ya'la, Müsned 3/246-247 (1687) ve Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (l/277).

 

 

 

8383- Enes b. Malik der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hizmet ettiğim süre boyunca bir defa bile yaptığım bir iş için "Bunu neden yaptın?" veya kırdığım bir şey için "Bunu neden kırdın?" demiş değildir. Bir defasında Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) başında durmuş ellerine su döküyordum. Bir ara başını kaldırıp bana baktı ve: "Sana faydası dokunacak üç şey söyleyeyim mi?" buyurdu. "Anam babam sana feda olsun! Tabi ki söyle" dediğimde: "Ümmetimden karşılaştığın her bir kişiye selam ver ki ömrün uzasın. Evine girdiğin zaman selam ver ki evinin bereketi artsın. Kuşluk namazı da kıl, zira bu namaz ebrardan olanların namazıdır" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hamza es-Selımi, Tarihu Cürcan (s. 453).

 

 

 

8384- Başka bir kanalla bir önceki hadisi aynısı "Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yirmi yıl boyunca hizmet ettim" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, el-Lealiu'I-Masnu'a (2/383-384) ve İbn Hacer, el-Lisan (6/298).

 

 

 

8385- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Evinde çokça namaz kıl ki evinde hayırlar artsın. Ümmetimden karşılaştığın herkese selam ver ki iyiliklerin çOğalsın."

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (1/134), Buhari, Tarih (3/2/266), Ukayli, ed-Du'afa (3/234), Taberani, M. es-Sağir (2/20), Zehebi, Mizan (3/118) ve İbn Hacer, el-Lisan (4/210).

 

 

 

8386- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Enes! Eve girdiğin zaman ailene selam ver ki evinin hayrı artsın. Abdest alacağın zaman güzelce al ki ömrün uzasın. Ümmetimden karşdaştığın herkese selam ver ki iyiliklerin çoğalsın. Her zaman abdestli bir şekilde uyu ki hafaza melekleri seni devamlı temiz olarak bulsun. Hem gece, hem de gündüz vakti (nafile) namaz kıl. Kuşluk namazı kıl ki bu namaz evvabin olanların namazıdır. Büyüklerine saygı, küçüklerine de sevgi göster ...

 

Tahric: İsnadı çokzayıftır. Suyuti, el-Lealiu'l-Masnu'a (2/384).

 

Ebu Abdillah der ki: "Ebu Kılabe'nin bunu rivayette tek kaldığı söylenir. Ancak bu hadis Said b. Zevn'in Enes b. Malik'ten olan rivayeti olarak bilinir."

 

 

 

8387- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Enes! Abdestini güzelce al ki ömrün uzasın. Kuşluk namazı kıl ki bu namaz senden önceki evvabin olanların namazıdır. Ümmetimden karşdaştığın herkese selam ver ki iyiliklerin çoğalsın. Senden küçüklere şefkat göster ki kıyamet gününde arkadaşım olasın ... 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/1201), Ukayli, ed-Du'afa (2/106) ve SuyUtl, Lealiu'l-Masnu'a (2/382).

 

 

 

8388- Eş'as b. Beraz bunu Sabit kanalıyla Enes'ten şöyle rivayet etmiştir:

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Selamı yay ki iyiliklerin çoğalsın. (Eve girdiğinde) ailene selam ver ki evinin hayri artsın ...

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (1/367), İbnu'I-Cevzı, İlel (1/250-351), Zehebı, Mizan (1/263) ve İbn Hacer, el-Lisan (1/455).

 

 

 

8389- Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Ey Enesi Abdestini güzelce al ki ömrün uzasın. Eve girdiğin zaman ailene selam ver ki evinin hayrı artsın. Ümmetimden karşdaştığın herkese selam ver ki iyiliklerin çoğalsın. Kuşluk namazı kıl ki, bu namaz evvabin olanların namazıdır. Hem gece, hem de gündüz vakti (nafile) namaz kıl ki hafaza melekleri seni korusun. Her zaman abdestli bir şekilde uyu ki (uyurken) ölürsen şehit biri olarak ölürsün. Büyüklerine saygı, küçüklerine de şefkat göster ... 

Diğer rivayet de farklı bir kanalla Enes'ten zikredilmiştir.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (1/409), Ukayli, ed-Du'afa (1/119), Suyuti, el-Lealiu'l-Masnu'a (2/383) veİbn Hacer, el-Lisan (1/340),

 

 

 

8390- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Enesi Evinden çıktığın zaman ümmetimden karşılaştığın herkese selam ver ki iyiliklerin çoğalsın. Abdestini de güzelce al ki dindarlığın güzelleşsin. ''

 

Tahric: İsnadında cehalet vardır. Suyuti, el-Lealiu'l-Masnu'a (2/384) ve Ebu Ya'la, Müsned (7/197).

 

 

 

8391- Aynı isnadla bildirildiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Ey Enes! (Evine girdiğin zaman) ailene selam ver ki evinin hayrı artsın. Kuşluk namazı kıl ki bu namaz senden önceki evvabin olanların namazıdır. ''

 

Tahric: İsnadında meçhul raviler vardır. Suyuti, el-Lealiu'l-Masnu'a (2/383) ve Ebu Ya'la, Müsned 7/197 (4183).

 

 

 

8392- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "En aciz kişiler, dua etmekten aciz olan kişilerdir. En cimri kişiler de, başkalarından selamı esirgeyen kişilerdir.''

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasInı tanımıyorum. Hasen bir hadistir. Ebu'ş-Şeyh, el-Emsal (247) Bak: Sehavi, Mekasidu'I-Hasene 109 (215).

 

 

 

8393- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı merfu olarak rivayet edilmiştir.

 

Tahric: Beyhaki' nin hocasını tanımıyorum. Hasen bir hadistir. Taberani, Dua (60, 61).

 

 

 

8394- Ebu Hureyre der ki: "En cimri kişiler başkalarından selamı esirgeyen kişilerdir. En aciz kişiler de dua etmekten aciz olan kişilerdir.''

Mevkuf bir hadistir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (1042) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/348) Bak: Sehavi, Mekasidu'l-Hasene (s. 109)

 

 

 

8395- Ebu Hayseme der ki: Safiyye binti Huyey b. Ahtab'ın azatlısı Kinane, Ebu Hureyre'den rivayette bulunmak istedi. Ona: "Bunu Ebu Hureyre'den bizzat sen işittin mi?" diye sorduğumda: "İşitmediğim bir şeyi mi sana söyleyeceğim?" dedi ve Ebu Hureyre'den naklen şöyle devam etti: "İnsanların en cimrisi, başkalarından selamı esirgeyen kişidir. Aldanan kişi de verilen selama karşılık vermeyen kişidir. Kardeşinle arana bir ağaç girdiği zaman elinden geldiği kadarıyla selamı önce sen vermeye veya selamı ilk önce onun vermesine fırsat vermemeye -ki hangisi olduğu konusundaki şüphe Hayseme'ye aittir- çalış."

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (1015) ve İbnu'l-Ca'd, Müsned 2/958 (2757).

 

 

 

8396- Cabir b. Abdillah anlatıyor: Adamın birinin Ensar'dan bir adamın bahçesine uzanan bir hurma dalı vardı. Dalın bulunduğu yer adama sıkıntı verince Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: "Ey Allah'ın Resulü! Filan kişinin bahçeme uzanan bir hurma dalı var. Bu dalın bahçeme uzanması ve yeri bana eziyet veriyor" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) dalın sahibini yanına çağırdı ve: "Filan kişinin bahçesine uzanan o dalı bana sat" buyurdu. Adam: "Satmam" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "O zaman bana hibe et" buyurunca, adam yine: "Hayır!" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Cennette bir hurma dalı karşılığında bana sat" buyurunca, adam: "Hayır!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ona: "Selam vermeyi dahi esirgeyen kişi dışında senden daha cimri birini görmüş değilim" buyurdu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ahmed, Müsned (3/328) ve Bezzar, Müsned (2/417-418) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/31).

 

 

 

8397- Şeybe b. Osman el-Hacebi der ki: Amcam oğlu Osman b. Talha'nın bana bildirdiğine göre kendisi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Üç şey kardeşinin sana olan sevgisini saflaştırır. Biri, karşılaştığın zaman ona selam vermendir. Diğeri, mecliste yer açıp ona yer vermendir. Diğeri de, en sevdiği isimleriyle ona seslenmendir. "

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hakim, Müstedrek (3/429) ve Beyhaki, Adab (244).

 

Bu şekilde bu isnadla müsned olarak rivayet edilmiştir. Buhari, Tarıh'inde ise başka bir kanalla bu şekilde rivayet edilmiştir. - Buhari, Tarih (4/1/352).

 

Aynısını Musa b. İsmail, "Hammad b. Seleme -Abdulmelik b. Umeyr -İbn Şeybe" kanalıyla Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Biriniz bir meclise geldiği zaman kardeşi ona yer veriyorsa bu, Yüce Allah'ın ona ihsan ettiği bir değerdir" şeklinde rivayet etmiştir. 

 

Tahric: Buhari, Tarih (4/1/352).

 

Aynısını Ebu Avane, Abdulmelik b. Mervan'dan, o da beytülmal haznedarı Mus'ab'dan rivayet etmiştir. Mus'ab, Mus'ab b. Şeybe b. Cübeyr b. Şeybe b. Osman b. Abdiddar'dır.

İlk hadis bir sonraki rivayette mürsel olarak Ömer b. el-Hattab'dan da aktarılmıştır.

 

 

 

8398- Ömer b. el-Hattab der ki: "Üç şey kardeşinin sana olan sevgisini saflaştırır. Biri, karşılaştığın zaman ona selam vermendir. Diğeri, mecliste yer açıp ona yer vermendir. Diğeri de, en sevdiği isimleriyle ona seslenmendir. Üç şey de zulümdür. Biri, kendin de yaptığın bir şeyden dolayı insanlara kızmandır. Diğeri, kendi kusurunu görmezden gelip başkalarının kusurunu görmendir. Bir diğeri de, seni ilgilendirmeyen konularda birlikte oturduğun arkadaşını rahatsız etmendir.''

Aynısını İshak b. Raşid, Ömer'den kopukluğu olan bir isnadla rivayet etmiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbnu'l-Cevzi, Menakibu Ömer (s. ı 78). 

 

 

 

8399- Salim, babasından bildiriyor: Abdullah b. Mes'ud bir adamla karşılaşınca adam ona: "es-Selamu aleyke ey İbn Mes'ud!" dedi. Abdullah: "Yüce Allah ve Resulü doğru söylemişler" karşılığını verip şöyle devam etti: "Zira Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Kişinin bir mescide uğramasına rağmen içinde namaz kılmaması, kişinin sadece tanıdıklarına selam vermesi ve çocukların yaşlıları elçi olarak kullanması kıyametin alametlerindendir'' buyurduğunu işittim." 

Salim, Salim b. Ebi'l-Ca'd'dır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 9/343-344 (9489) ve İbn Huzeyme, Sahih 2/283284 (1326).

 

 

 

8400- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Selam, Allah'ın isimlerinden biridir ve onu yeryüzüne koymuştur. Onun için aranızda selamı yayın. Biri uğradığı bir topluluğa selanı verip de onlar selamını aldıkları zaman, kendilerine Allah'ı hatırlatmasından dolayı onlardan bir derece daha üstün olur. Verdiği selama karşılık vermemeleri halinde onlardan daha hayırlı ve temiz olanlar (melekler) bu selamına karşılık verir.''

Bu şekilde mevkuf olarak rivayet edilmiştir. Zayıf bir isnadla merfu. olarak da rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. Buhari, el-Edebu'l-Müfred (1039) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/438).

 

 

 

8401 - Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı merfu. olarak Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) "Kendilerine selamı hatırlatmasından dolayı onlardan bir derece daha üstün olur" lafzıyla rivayet edilmiştir.

Başka bir kanalla yine merfu. olarak rivayet edilmiştir, ancak isnadı zayıftır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 10/224-225 (10392), İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 74) ve Bezzar, Müsned 2/417 (1999).

 

 

 

8402- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı Hz. Peygamber'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) mevkuf olarak gelen hadis gibi rivayet edilmiştir. Bu rivayette:

"Kişi bir topluluğa selam verdiği zaman" lafzı kullanılmıştır. Yine: "Kendilerine selamı hatırlattığı için" ibaresi geçmiştir. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 10/224 (10391).

 

 

 

8403- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Selam, Allah'ın isimlerinden biridir ve onu aranıza koymuştur. Bu nedenle aranızda selamı yayın. Biri uğradığı bir topluluğa selam verip de onlar selamını aldıkları zaman, kendilerine selamı hatırlatmasından dolayı onlardan bir derece daha üstün olur. Verdiği selama karşılık vermemeleri halinde ise onlardan daha hayırlı ve temiz olanlar (melekler) bu selamma karşılık verir. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Bezzar, Müsned (2/417).

 

 

 

8404- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir. 

 

Isnadı zayıftır.

 

 

 

8405- Başka bir kanalla Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selam, Yüce Allah'ın isimlerinden biridir ve onu yeryüzüne koymuştur. Bundan dolayı selamı aranızda yaym" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/444) ve Zehebi, Mizan (1/317).

 

 

 

8406- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiş, ancak "Onu yeryüzüne koymuştur" ibaresi geçmemiştir.

Sonraki rivayetler selamı önce verme konusundadır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Abdurrezzak, Musannef 11/131 (20117) ve Ukayli, ed-Du'afci (1/141).

 

 

 

8407- Abdullah (b. Mes'ud)'un bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ilk önce selam veren kişi, kibirden kurtulmuş demektir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Ebu Nuaym, Hilye (9/25) ve Beyhaki, Adab (264)

 

 

 

8408- Ebu Umame bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "insanlar içinde Allah'a en yakın olanlar, ilk önce selam verenlerdir" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Davud 5/380 (5197).

 

 

 

8409- İbn Ömer bildiriyor: Ashabdan ve Müzeyne kabilesinden biri olan Ağar'ın, Amr b. Avf oğullarından olan bir adamda birkaç vesk hurma alacağı vardı ve bunun için birkaç defa yanına gidip gelmişti. Ağar olayı şöyle anlatır: "Bu konu için Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldiğimde Ebu Bekr es-Sıddik'i benimle birlikte gönderdi. Giderken bizimle karşılaşan herkes de selam veriyordu. Ebu Bekr bunu görünce bana: ''İnsanların senden önce selam verip bunun sevabını aldıklarını görmüyor musun? Selamı ilk önce sen ver ki sevabını sen alasın'' dedi."

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, M. el-Kebir 1/300 (879) ve Ebu Nuaym, Ma'rifetu's-Sahabe (2/400-401) Bak: İbn Hacer, el-İsabe (1/70), İbnu'l-Esir, Üsdü'l-Ğabe (1/125) ve Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/33).

 

 

 

8410- Şa'bi der ki: (Kadı) Şureyh: "İki kişi karşılaştığı zaman ikisinden daha üstün olanı ilk önce selamı verir" derdi. Bundan dolayı ilk önce Şureyh'in selam vermediği anlar çok nadir olurdu.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/441), İbn Sa'd, Tabakat (6/141) ve Ebu Nuaym,Hilye (4/137).

 

 

 

8411- Tufeyl b. Ubey b. Ka'b bildiriyor: Abdullah b. Ömer'in yanına gider onunla beraber çarşıya çıkardık. çarşıya gittiğimizde ise Abdullah b. Ömer karşılaştığı ne kadar satıcı, tüccar ve yoksul varsa hepsine selam verirdi. Bir gün yine yanına geldiğimde onunla beraber çarşıya çıkmamı istedi. Ona: "Çarşıda ne yapacaksın ki? Ne bir satıcının yanında durursun, ne bir şeyalmak için mal bakarsın, ne pazarlık yaparsın, ne de çarşıda kimselerle oturursun. Bırak çarşıyı da gel burada oturup sohbet edelim!" dedim. Ben de göbekli birisiydim, Abdullah b. Ömer bana: "Ey göbekli adam! Biz çarşıya, selam için, karşılaştığımız kimselerle selamlaşmak için gidiyoruz!" karşılığını verdi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Malik, Muvafta (2/961-962) ve Buhari, el-Edebu'l-Müfred (1006) Bak: Hatib et-Tebrizi, el-MişkM (3/1322).

 

 

 

8412- Abdullah b. Ata bildiriyor: İbn Ömer'in bir zencinin yanına gidip selam verdiğini gördüm. İbn Ömer ona üç defa selam vermesine rağmen zenci İbn Ömer'in ne dediğini anlamadığı için cevap vermiyordu. Zira zenci bir gün önce gelen gemilerle getirilmişti ve hiç Arapça bilmiyordu. İbn Ömer bunu öğrenince: "Öyle mi?" dedi ve şöyle devam etti: "Bazen evimden sırf birine selam vermek veya birileri bize selam versin diye çıkı yorum."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

8413- Mücahid der ki: Bazen Abdullah b. Ömer yağmurlu günlerde dışarıya çıkardı. Ona: "Böylesi soğuk bir günde neden dışarıya çıkıyorsun?" diye sorulunca: "Bir (selam) verip on (sevap) alıyoruz. Bu, müslüman biri için iyi bir kazançtır" dedi. 

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8414- Mücahid der ki: Bir defasında Abdullah b. Ömer ile birlikte Medine'nin yollarından birinde yürüyorduk. Ona: "Ey Ebu Abdirrahman! Dışarda bir işin mi var?" diye sorduğumda şöyle dedi: "Çok önemli işim var! Bir (selam) verip on (sevap) alıyoruz. Ey Mücahid! Selam, Allah'ın isimlerinden biridir. Selamı ne kadar çok verirsen Allah'ı o kadar çok zikretmiş olursun.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

8415- İbn Ömer: "Bazen hiçbir işim olmamasına rağmen sırf selam verip selam almak için çarşı ya çıkıyorum" demiştir. 

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Sa'd, Tabakat (4/170) ve İbn Ebi Şeybe, Musannef(8/438).

 

 

 

8416- Ebu Amr en-Nedebi der ki: İbn Ömer'le çarşıya çıktım. İbn Ömer, küçük olsun büyük olsun karşılaştığı herkese selam verdi. Ama veya Arap olmayan bir kölenin yanından geçerken ona da selam vermeye başladı. Fakat adam selamına karşılık vermiyordu. Sonunda İbn Ömer'e: "Bu kişi Arap değil" denildi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Abdurrezzak, Musannef 10/386 (19442).

 

 

 

8417- Eban, birinin: "Yedi kişiye selam veren bir köle azad etmiş gibidir" dediğini bildiriyor.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Abdurrezzak, Musannef 10/386 (19441).

 

 

 

8418- Ammar b. Yasir der ki: "Üç şeyi kendinde bir araya getiren kişi imanın tamamını elde etmiş olur. Bunlar da yanındaki mal az da olsa ondan infakta bulunmak, kendi aleyhine de olsa adaletli olmak ve herkese selam vermektir. ''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Buhari, iman (1/ 12).

 

 

 

8419- Muhammed b. Ziyad el-Elhanı bildiriyor: Ebu Umame el-Bahili karşılaştığı herkese selam verirdi. Bir Yahudi dışında kendisine daha önce selam vereni de görmüş değilim. Bu Yahudi, Ebu Umame'yi görünce bir direğin arkasında saklandI. Gelince de çıkıp selam verdi. Ebu Umame: "Yazık sana ey Yahudi! Neden öyle yaptın?" diye sorunca, Yahudi: "Çokça selam verdığini görünce bunun faziletli bir şeyolduğunu anladım ve ben de böylesi bir fazileti elde etmek istedim" karşılığını verdi. Bunun üzerine Ebu Umame şöyle dedi: "Yazık sana! Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Yüce AlIah selamı ümmetimiz için esenlik dileme, zımmiler için de bir güvence kıldı'' buyurduğunu işittim."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 8/129 (7518) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/33).

 

 

************

Bölüm / Fasıl

************

 

Halimi der ki: "Birilerinin yanına girerken selam vermek de bu başlığa giren konulardan biridir. Yüce Allah: ''Evlerinizden başka evlere, izin almadan ve selam vermeden girmeyiniz"[Nur 27] buyurur.

 

Ayette geçen "......" ifadesinin anlamının, birinin evine girerken ev sahibinin görülmesini istemediği herhangi bir durumla karşılaşmamak için evin müsait olduğunu anladıktan sonra girmek olması muhtemeldir.

Katade'nin bildirdiğine göre ise Mücahid, "....." ifadesini izin alma şeklinde açıklamıştır. - Halimi, el-Minhac (3/315).

 

 

 

8420- İbrahim der ki: Abdullah'ın mushafında bu ayet (Nur 27): ".....'' (=Ev ahalisine selam vermeden veya onlardan izin almadan girmeyiniz)" şeklindedir. 

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. İbn Cerir, Tefsir (ıS/HO) Bak: SuyUtl, Dürrü'l-Mensur (6/171).

 

 

 

8421- İbn Abbas der ki: ''........."[Nur 27] buyruğundaki ''istinas'' ifadesinden kasıt, istizan'dır. Sanırım Kur'an'ı yazan katiplerin yaptığı bir hatadır.

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum. İbn Cerir, Tefsir (lS/110) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (6/171).

 

 

 

8422- Said b. Cübeyr bildiriyor: İbn Abbas bu ayeti (Nur Sur. 27): ".....'' (=Evlerinizden başka evlere, izin almadan ve selam vermeden girmeyiniz)" lafzıyla okur ve: "İstinas olarak yazılması katiplerin bir hatasıdır" derdi.

Bir sonraki rivayette Şu'be bu isnada muhalefet etmiştir.

 

Tahric: Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum. İbn Cerir, Tefsir (lS/109, 110).

 

 

 

8423- İbn Abbas der ki: ''.............''[Nur 27] buyruğunu katipler hata ile ''İstinas'' ifadesiyle yazmışlardır. Doğrusu {stizan (izin alma)dır."

Lafız Ruzbari'nin lafzıdır.

Bir sonraki rivayet de Şu'be'den bu konuda gelmiştir.

 

Tahric: İbn Cerir, Tefsir (lS/109) ve Hakim, Müstedrek (2/396) Bak: Suyuti, Dürrü'I-Mensur (6/171).

 

 

 

8424- İbn Abbas der ki: ''............"[Nur 27] buyruğu ''.......'' şeklinde olmalıdır. Katip hata ederek bu şekilde yazmıştır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'l-Mensur (6/171).

 

Şu'be'nin rivayeti bu şekildedir. Ancak isnadı konusunda kendisine muhalefet edilmiştir. Ebu Bişr de bunu rivayet etmiş ve ahad olan rivayetlerle isnadında ona da muhalefet edilmiştir. ibrahım'in ibn Mes'ud'dan olan rivayetinin isnadında kopukluk vardır. Tevatür yoluyla sabit olan genel kıraat ise diğerlerinden tercihe şayandır.

 

Belki de ibn Abbas'ın bahsettiği kıraat önceleri olan bir kıraattir, sonra ise genelin kullandığı kıraate dönüşmüştür. Biz ise tevatür yoluyla gelen ve üzerinde icma olan bir konuda hata yapıldığını söylemeyiz. Sahih kanallarla gelen ve genelin kabul ettiği bir şeyin hatalı olduğunu nasıl söyleyebiliriz?

 

 

 

8425- İbn Abbas der ki: ''........"[Nur 27] buyruğunda istinas ifadesinden kasıt istizan (izin alma)dır. Ayette takdim-tehir vardır ve "Selam verip girmek için izin almadan girmeyiniz" anlamındadır. Bu da: "es-Selamu aleyke! Girebilir miyim?" diyerek yapılır. 

 

İsnadı çok zayıftır.

 

Ferra der ki: "Araplar ''istinas'' ifadesini evde birilerinin bulunup bulunmadığını öğrenmek için ''Gidip bir bak bakalım kimseler var mı?'' anlamına gelecek şekilde kullanırlar."

ibn Abbas'ın bahsettiği takdim-tehir konusu da ayetin manasındadır.

Ferra'nın söyledikleri ise ayetin manasına yönelik Halimi'nin söyledikleriyle örtüşmektedir.

 

 

 

8426- İbn Ebi Necih bildiriyor: Mücahid, "........''[Nur 27] buyruğunu açıklarken: "Burada öksürme veya tükürme ile ses çıkarmak kastedilmektedir" demiştir. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Bak: İbn Kesir, Tefsir (18/111),

 

 

Halimi der ki: "Yüce Allah'ın "Ve selam vermeden''[Nur 27] buyruğundan kasıt ıstinas da olabilir. Yani girilecek evahalisine selam verilerek istinas gerçekleştirilmiş olur."

Bir sonraki rivayet de bu yöndedir. - Halimi, el-Minhac (3/315).

 

 

 

 

8427- Kays b. Sa'd anlatıyor: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bizi evimizde ziyarete geldi. Girmeden: "es-Selamu aleykum ve rahmetullahi" diye selam verdi. Sa'd da duyulmayacak bir sesle selamını aldı. Babama: "Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) girmesine izin vermeyecek misin?" diye sorduğumda, bana: "Bırak da bize çokça selam versin" dedi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha: "es-Selamu aleykum ve rahmetullahi" diye selam verdi. Sa'd yine duyulmayacak bir sesle selamı aldı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir daha: "es-Selamu aleykum ve rahmetullah!" diye selam verdikten sonra da geri döndü. Sa'd da peşinden gitti ve: "Ey Allah'ın Resulü! Selamını duyuyordum, ancak bize çokça selam vermen için kısık bir sesle cevap veriyordum" dedi.

 

Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Sa'd'la birlikte geri döndü. Sa'd, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yıkanması için su getirilmesini söyledi. Yıkandıktan sonra da zafiran veya vers ile boyanmış bir peştamal getirtti, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bununla sarındı. Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ellerini kaldırdı ve: "Allahım' Sa'd b. Ubade ailesine hayırlar ihsan et ve rahmetini onlardan esirgeme!" diye dua etti. sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) getirilen yemekten yedi. Evden ayrılmak istediğinde, Sa'd, ona üzerinde kadife konulan bir merkep yaklaştırdı. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) binince de Sa'd bana: "Ey Kays! Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) eşlik et!" dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: "Sen de bini" buyurdu, ancak ben kabul etmedim. Bana: "Ya sen de bin, ya da geri dön'" buyurunca geri döndüm.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 5/372-373 (5185).

 

Hişam Ebu Mervan bunu Muhammed b. Abdirrahman b. Es'ad b.

Zürare'den rivayet etmiştir.

 

Ebu Davud der ki: "Ömer b. Abdilvahid ve İbn Sema'a bunu Kays b. Sa'd'ı zikretmeden Evzai'den mürsel olarak rivayet etmişlerdir."

 

 

 

8428- Kelede b. Hanbel bildiriyor: "Safvan b. Umeyye, Mekke'nin fethi sırasında beni süt, ağız ve küçük cins salatalıkla Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) gönderdi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) o sırada vadinin en yukarısında bir yerde idi. Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına selam vermeden ve izin istemeden girdiğimde: "Geri dön ve ''es-Selamu aleykumi Girebilir miyim?'' del" buyurdu. Bu olay, Safvan Müslüman olduktan sonra gerçekleşmişti. 

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ebu Davud 5/368-369 (5176) ve Tirmizi 5/64-65 (2710).

 

 

 

8429- İbn Sirin der ki: Bedevinin biri Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girmek için: "Girebilir miyim?" diye sordu ve selam vermedi. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) evdekilerden birine: "Şuna selam vermesini söyleyin!" buyurdu. Bedevi, Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) böyle dediğini işitince selam verdi. Resulullah da (Sallallahu aleyhi ve Sellem) girmesi için izin verdi. 

Bu isnadla gelmiştir, doğrusu ise mürsel olmasıdır.

 

Tahric: İsnadı sahih olan mürsel bir hadistir. Abdurrezzak, Musannef 10/382-383 (19427) ve Beyhaki, Adab (s. 108).

 

 

Bunu es-Sünenü'l-Kübrd'da Rib'i b. Hiraş kanalıyla aktardık. Bunda da Amir oğullarından bir adam Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına girmek için izin istemiş. Olayın devamında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) adama: "es-Selamu aleykum! Girebilir miyim, de!" buyurmuştur. - Beyhaki, es-Sünenü'l-Kübra (8/340).

 

 

 

8430- Ma'mer, bir adamdan bildiriyor: İbn Ömer'in yanındayken adamın biri: "Girebilir miyim?" diyerek girmek için izin istedi. İbn Ömer: "Hayır!" diyerek izin vermedi ve oradakilerden birine, adama selam vermesini söylemesini istedi. Adam selam verince de İbn Ömer girmesine izin verdi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Abdurrezzak, Musannef 10/383 (19428).

 

 

Başka bir kanalla Ömer'den ve İbn Ömer'den naklen selam verilmesini, selama karşılık verilmesi halinde "Girebilir miyim?" diye sorulmasını, izin verilmesi halinde girilmesini, aksi halde geri dönülmesini emrettikleri rivayet edilmiştir.

 

 

 

8431- Amir b. Abdillah bildiriyor: Azatlılarımızdan bir kadın İbnü'zZübeyr'in kızıyla birlikte Ömer b. el-Hattab'a gitti. "Girebilir miyim?" diye sorunca, Ömer: "Hayır!" karşılığını verdi. Bunun üzerine kadın geri döndü. Ömer de: "Kadını geri çağırın ve ''es-Selamu aleykum! Girebilir miyim?'' demesini söyleyin" dedi. 

 

Tahric: İsnadında meçhul ravi vardır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/419).

 

 

 

8432- İbn Abbas der ki: Hz. Ömer, odalardan birinde bulunan Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanına geldi ve: "es-Selamu aleyke ey Allah'ın Resulül es-Selamu aleyke! Ömer yanına girsin mi?" diyerek girmek için izin istedi.

 

İsnadı sahihtir.

 

Ebu Davud, Sünen'de Abbas el-Anberi kanalıyla Esved b. Amir'den rıvayet etti. - Ebu Davud 5/382 (5201).

 

 

 

8433- Cabir'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Selamla başlamayan kişinin yanınıza girmesine izin vermeyin" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Hatib, el-Cami' (1/162), Ebu Ya'la, Müsned 3/144 (1809) ve Ebu Nuayın, Ahbaru lsbehan (1/357) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (8/32).

 

 

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

Girmek İçin Üç Defa İzin İstemek, İzin Verilmemesi Halinde Geri Dönmek