ŞUABU’L-İMAN

47.ŞU’BE: Her Günah için Tövbe

 

Küçük Günahlar

 

6871- Enes der ki: "Şu an gözünüzde kıl kadar değer taşımayan ve basit gördüğünüz amelleri yapıyorsunuz ki biz bunları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında helak eden günahlardan sayardık."

 

Buhari, Sahih'de Ebu'l-Velid'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir.  -  Buhari, rikak (7/187),

 

 

 

6872- Ubade b. Kurs der ki: "Şu an gözünüzde kıl kadar değer taşımayan ve basit gördüğünüz şeyleri yapıyorsunuz ki biz bunları Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) zamanında helak eden günahlardan sayardık."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (3/470) ve İbnu'l-Esir, Üsdü'l-Gabe (2/162).

 

 

 

6873- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı Ubade b. Kurt veya Ubade b. Kurs'tan rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Ahmed, Müsned (5/79) ve İbnu'l-Mübarek, Zevaidü'z-Zühd 60 (ısı).

 

 

 

6874- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı ashabdan biri olan Ubade b.

Kurs'tan "Şu an gözünüzde kıl kadar değer taşımayan ve basit gördüğünüz amelleri yapıyorsunuz" lafzı yla rivayet edilmiştir. 

Ebu Süleyman ise "Ubade b. Kurz" ismini kullanmıştır.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Tayalisi, Müsned 193/1353).

 

 

 

6875- Hz. Aişe bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Aişe! Küçük görülen günahlardan sakın' Zira bunların da hesabını sormayı Yüce Allah'tan isteyen melek vardır" buyurdu.

 

Tahric: ibn Mace 2/1417 (3443).

 

 

 

6876- Abdullah b. Mes'ud der ki: "Yolculuğa çıkan bir topluluk çöl olan bir yerde konakladı. Yanlarında bulunan yemekler de ancak ateşle pişirilerek yenebilirdi. Yakacak bir şeyler toplamak üzere her biri bir tarafa dağıldı. Kimisi tezek, kimisi kemik, kimisi sopa derken, yemeği pişirecek kadar yakacak topladılar. Küçük günahların basit ve değersiz görülmesi de buna benzer. Kişi basit görüp yalanı söyler, günahı işler. Ama zamanla Yüce Allah kendisini yüz üstü cehennem ateşine atacak kadar bu günahları birikip çoğalır."

 

MevkUf bir hadistir. İbn İyad aynısını İbn Mes'ud kanalıyla Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) merfu olarak rivayet etmiştir. Bu hadis daha önce büyük günahlar konusu içinde zikredilmişti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdurrezzak, Musannef 11/184 (20278) ve Taberani, M. el-Kebir 9/174 (8796) .

 

 

 

6877- İbn Mes'ud'un bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şeytan, Arap topraklarında putlara tapılmasından umudunu kesmiştir, ancak bundan daha basit görülen ve kıyamet gününde kişiyi helak edecek olan küçük günahlara da razı olacaktır. Elinizden geldiği kadarıyla haksızlık yapmamaya gayret edin. Zira kuL, kıyamet gününde iyilikleriyle huzura çıkar ve bu iyiliklerinin onu kurtaracağını düşünür. Ancak biri kalkıp: ''Rabbim! Filan kulun bana haksızlık etti!'' deyince, Yüce Allah: ''Onun iyiliklerinden silin'' buyurur. Bu şekilde haksızlık ettiği her biri kişi hakkını alınca iyiliklerinden geriye bir şey kalmaz. Böylesi kişilerin durumu, bir çölde konaklayan, (yemek pişirmek için) odunları olmayan, odun toplamak için her biri bir tarafa dağılan, bir süre sonra da yemek pişirecek kadar odun toplayabilen kişilerin durumuna benzer, (Küçük görülen) günahlar için de aynı durum geçerlidir. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Humeydi, Müsned 1/54 (98), Hakim, Müstedrek (2/27) ve Ebu Ya'la, Müsned9/57-58 (5122) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/189),

 

 

 

6878- Ebu Hureyre ile Ebu Said'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Şeytan, sizin bu topraklarda kendisine ibadet edilmesinden umudunu kesmiştir, ancak değersiz gördüğünüz küçük günahlara da razı olacaktır."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ebu Nuaym, Hilye (7/86) ve Ahmed, Müsned (2/368).

 

 

 

6879- Ebu Hureyre der ki: "Küçük görülen günahlardan sakının! Zira sizin aleyhinize kayda geçer ve geri size döner."

Bu şekilde mevkUf olarak rivayet edilmiştir.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6880- Ebu Eyyub el-Ensari der ki: "Kişi bir iyilik ettiği zaman bu iyiliğine güvenir. Bazı günahları da küçük görüp işler ki Yüce Allah'ın huzuruna çıktığında durumunu tehlikeye sokmuş olur. Bazen de kişi bir kötülüğü işler de bu günahtan korktuğu için Allah'ın huzuruna güven içinde çıkar."

 

İsnadı hasendir .

 

 

 

6881 - Sehl b. Sa' d'ın bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Küçük görülen günahlardan sakının! Zira günahları küçük gören kişinin durumu, bir vadide konaklayan ve içlerinden her biri bir odun getirerek ekmeklerini pişirecek kadar yakacak toplayan kişilerin durumuna benzer. Kişi küçük günahlardan dolayı hesaba çekilecek olsa helakine sebep olurlar."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (5/331), Taberani, M. el-Kebır 6/204 (5872) ile M. es-Sağir (2/49) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/238).

 

 

 

6882- İbn Abbas der ki: "Bağışlanma diledikten sonra günahın büyüğü, ısrarla işledikten sonra da günahın küçüğü olmaz.''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Suyuti, ed-Dürrüll-Mensur (2/506).

 

 

 

6883- Seriy es-Sekati der ki: Bilgelerden birinin kitabında şunun yazılı olduğunu gördüm: "Kiminin hikmeti az, ama faydası çoktur. Doğru sözü az, ama isabetli sözleri çoktur. Yakini az, ama imanı çoktur. Cehaleti az, ama zararı çoktur. Günahta ısrarı az, ama cezası çoktur.''

 

Isnadı zayıftır.

 

 

 

6884- Katade der ki: Hz. Lokman, oğluna: "Evladım! Sen kötülükten uzak dur ki, o da senden uzaklaşsın. Zira kötülük kötüler için yaratılmıştır."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ebu Nuaym, Hilye (2/341) ve Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 49).

 

 

 

6885- Evzai bildiriyor: Bilal b. Sa'd'ın: "İşlediğin günahm küçük oluşuna değil onu işleyerek kime karşı geldiğine bak!" dediğini işittim. Yine: "Yüce Allah dünyaya karşı bizi zahid kılmak isterken bizim dünyaya yönelmemiz günah olarak bize yeter" dedi.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdullah b. el-Mübarek, Zühd (s. 60), Ebu Nuaym, Hilye (5/225), Ahmed, Zühd (s. 385) ve Mervezi, Zevaidü'z-Zühd (484).

 

 

 

6886- Evzai bildiriyor: Bilal (b. Sa'd)'ın: "Zahidiniz dünyaya yönelmiş, gayretliniz tembel, aliminiz cahil, cahiliniz de aldanmıştır" dediğini işittim.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/40S-406), İbnu'l-Mübarek, Zühd (71), Abdullah b. Ahmed, Zevaidu'z-Zühd (s. 384, 385) ve Mervezi, Zevaidü'z-Zühd (484).

 

 

 

6887- Nevvas b. Sem'an el-Ensari: der ki: Resulullah'la (Sallallahu aleyhi ve Sellem) birlikte Medine'de (misafir olarak) bir yıl boyunca kaldım. Oraya hicret edip muhacir olmama engel olan tek şey, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) soru sormaktı. Zira birimiz hicret ettiği zaman (bir ara muhacir ve Ensar'ın soru sorması yasaklandığı için) artık ona bir şey soramazdı. Bu süre içinde Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sorduğumda"iyilik demek, güzel bir ahlaka sahip olmak demektir. Kötülük ise, yapması içine sinmeyen ve yaptığını insanların bilmesini istemeyeceğin şeydir" buyurdu.

Müslim, İbn Mehdi kanalıyla Muaviye'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı hasendir. - Müslim, birr (14).

 

 

 

6888- Nevvas b. Sem'an der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sorduğumda: "iyilik demek, güzel bir ahlaka sahip olmak demektir. Kötülük ise. yapması içine sinmeyen ve yaptığını insanların bilmesini istemeyeceğin şeydir" buyurdu.

 

Tahric: İsnadında kopukluk vardır. Fesevi, Ma'rife (2/339).

 

 

 

6889- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Biriniz bir şey temenni edeceği zaman neyi temenni ettiğine dikkat etsin. Zira bu temennisinden nelerin kayda geçeceğini bilemez. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Adiy, el-Kamil (5/1697), Tayalisi, Müsned (s. 307), Buhari, elEdEbu'l-Müfred (497) ve Ebu Ya'la, Müsned 10/313 (5907) Bak: Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/151).

 

 

 

6890- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı 'Temenni ettiği şeye dikkat etsin" lafzıyla rivayet edilmiştir.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6891 - Selman der ki: "Bir işe kalkışacağın ve bir hüküm vereceğin zaman Yüce Allah'ı zikret.''

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ahmed, Zühd (s. 152) ve Ebu Nuaym, Hilye (1/195196).

 

 

 

6892- Abdullah (b. Mes'ud): "Günah, kalbi rahatsız eden şeydir. Bir iş birinizin kalbini rahatsız ediyorsa o işi bıraksın" demiştir.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 9/163 (8748) .

 

Beyhaki der ki: "Bundan kasıt, kişinin içine sinmeyen ve kalbini mutmain etmeyen şeylerdir."

 

 

 

6893- Hz. Ömer der ki: "Günahtan önce ortaya çıkacak her türlü düşünceden sakının! Zira bu düşünce, günahın başlangıcı demektir. İçinizden de Allah'a karşı dürüst olun."

 

Tahric: İsnadı kavi değildir. Beyhaki'nin hocasını tanımıyorum.

 

 

 

6894- Hasan( -ı Basri) der ki: "Bir işin düşünce aşamasında duran kuldan Allah merhametini esirgemesin. Zira kişi öncesinde onu düşünmeden bir işe koyulmaz. Şayet o iş Allah için ise yapar, Allah'tan başkası içinse de ondan geri durur.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13 / 498).

 

 

 

6895- Mus'ab b. Osman der ki: Süleyman b. Yesar'ın herkesten güzel bir yüzü vardı. Yanına bir kadın girip onunla birlikte olmak istediğini söyleyince, o bunu kabul etmedi. Kadın: "O zaman seni rezil ederim" deyince Süleyman kadını evde bırakıp koşarak çıkıp kaçtı.

 

Bu konuda Süleyman b. Yesar şöyle dedi: "Daha sonra rüyamda Hz. Yusufu gördüm. Ona: ''Sen Yusuf musun?'' diye sorduğumda, o: ''Evet! Ben (Züleyha'dan) kaçamayan Yusufum, ama sen (o kadından kaçan) Süleyman'sın!'' dedi."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır.

6709. hadiste geçmişti.

 

 

 

6896- Mübarek bildiriyor: Hasan( -ı Basri): "Kıyamet gününde hesabı en kolay görülecek olanlar, dünyadayken kendi nefislerini hesaba çekenler olacaktır. Zira bu kişiler bir işe niyetlendikleri veya bir ameli yapacakları zaman durup düşünürler. Yapacakları şey lehlerinde ise yapar, aleyhlerinde ise ondan uzak dururlar. Kıyamet gününde hesap işi en çok, dünyadayken her bir şeyi durup düşünmeden yapan kişiler için ağır olacaktır. Zira Yüce Allah'ın orada zerre miktarı kadar da olsa her bir şeyi sayıp döktüğünü göreceklerdir" dedi ve: "Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş, derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar"[Kehf 49] ayetini okudu.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbnu'l-Mübarek, Zühd (s. 103), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/503) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/157) .

 

 

 

6897- Rabi' b. Münzir es-Sevri, babasından bildiriyor: Rabi' b. Huseym şöyle derdi: "Ah gizli işlerimiz! İnsanlara gizli, Allah'a ise açık olan gizli işlerimiz! Bunları kendi ilaçlarıyla tedavi edin! Peki ilaçları nedir? Kişinin tövbe edip bir daha aynı şeyleri yapmamasıdır."

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Fesevi, Ma'rife (2/565), İbn Sa'd, Tabakat (6/185), Abdullah b.

Ahmed, Zevaidü'z-Zühd (s. 325), Hennad, Zühd (915) ve Ebu Nuaym, Hilye (2/108).

 

 

 

6898- Sehl b. Abdillah der ki: "Düşman, Hz. Adem'de olduğu gibi marifet ehlinden olan kişinin bir şeyi yapmayı düşünmesini gözleyip saldırıya geçer. Hz. Adem sonsuza dek yaşamayı düşünüp daima cennette kalmayı isteyince düşman (şeytan) ona: ''Sana ebedilik ağacını ve yok olmayan bir saltanatı gÖstereyim mi?''[Ta ha 120] diyerek vesvese verdi. Bu şekilde Adem istememesi gereken bir şeyi isteyince düşmanı ona müdahale etti. Diğer tüm insanların durumu da aynı şekildedir."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6899- Amr b. Cerir der ki: "Genç biriyken her genç biri gibi bazı günahlara niyetlenerek evden çıktığımda kıssacı Ebu Talib ile karşılaştım. İnsanlar etrafında toplanmıştı. Ben de onlarla birlikte yanında durdum. Ebu Talib'in ilk söylediği söz: "Ey günahı düşünen kişi! Düşünceyi yaratan zatın bu düşüncenden haberdar olduğunu bilmiyor musun?" sözü oldu. Bunu duyunca düşüp bayıldım ve ancak tövbe ettikten sonra kendime gelebildim."

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

6900- Malik b. Dinar der ki: "İyilerin kalplerinde iyi olan işler depreşir.

Kötülerin kalplerinde de günah olan şeyler depreşir. Yüce Allah da ne düşündüğünüzü bilir. Bunun için ne düşündüğünüze dikkat edin!"

Her iki kanalın lafzı birdir.

 

Tahric: İsnadıkavi değildir. Ahmed, Zühd (s. 323) ve Ebu Nuayın, Hilye (2/370).

 

 

 

6901- Cami hizmetçisi Muhammed b. Abdan der ki: Zahid Ebu Osman:

"Caminin Rabbine hizmet edin! Zira Caminin hizmete ihtiyacı yoktur" der, ardından şunu eklerdi: "Gizli işleriniz! İçinizden geçenler! İçinizi gören sizi gözetlemektedir!"

 

 

 

 

6902- Bişr b. Salih der ki: Hz. İsa: "İçinden günah işlemeyi geçirmeden kapanan ve günah olmayan bir işe uyanan göze (kişiye) ne mutlu!" derdi.

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

 

 

6903- Ebu Bekr Muhammed b. Ali b. Ca'fer b. Allakan er-Razi der ki: Yahya b. Muaz er-Razi'nin: "Yalnız iken Allah'a karşı haince davranan kişiyi Yüce Allah insanlar içinde ifşa eder" dediğini işittim.

 

Tahric: İbnu'l-Cevzi, Sifatu's-Safve (4/94).

 

 

 

6904- Müfessir Ebu'l-Kasım Hasan b. Muhammed b. Habib bize birine

ait şu şiiri okudu: "Ey içindekini saklayıp gizleyen

Bunu Allah'tan nasıl saklayabilirsin?

Yüce Rabbine açıkça günah işliyorsun da

Bunu komşundan gizlemeye çalışıyorsun."

 

 

 

6905- Ebu Abdillah el-Hafiz der ki: Ebu'l-Hasan Ali b. Ahmed b. İbrahim el-Büşanci'ye yiğitliğin ne olduğu sorulunca: "İç güzelliğidir" dedi. Ona erdemin ne olduğu sorulunca: "Kiramen katibin meleklerinin hoşlanmayacağı şeylerden uzak durmaktır" dedi. Ona tevekkül konusu sorulunca da: "Önünden yemen, lokmanı sakin bir şekilde çiğnemen ve senin olması takdir edilen şeyin mutlaka eline geçeceğini bilmendir" dedi.

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (10/379-380) ve Sülemi, Tabakatu's-Sufiyye (s. 460).

 

 

 

6906- İsmail b. Muaz der ki: Kardeşim Yahya b. Muaz: "Yüce Allah, aklına geldiğinde bile günahlardan uzak durmaya çalışan kişinin ihtiyaçlarını aklına gelmesiyle (dile getirmeden) karşılar" dedi.

 

Tahric: Beyhaki, ez-Zühdü'l- Kebir (851).

 

 

 

6907- Cüneyd der ki: "Yalnızken Allah'a karşı gelmekten sakınan kişinin bedeni (günahlardan) korunur.''

 

Tahric: Hatib, Tarih (10/460) .

 

 

 

6908- İbn Abbas bildiriyor: Hz. Yusuf: "Benim böyle yapmam, Aziz'in; yokluğunda, benim kendisine hainlik etmediğimi ve Allah'ın, hainlerin tuzaklarını başarıya ulaştırmayacağını bilmesi içindi"[Yusuf 52] deyince, Cebrail: "Peki yapmayı da mı düşünmedin?" diye sordu. Hz. Yusuf: "Ben nefsimi temize çıkarmam, çünkü Rabbimin merhamet ettiği hariç, nefis aşırı derecede kötülüğü emreder''[Yusuf 53] dedi.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Cerir, Tefsir (13/1-2) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'l-Mensur (4/548).

 

 

 

6909- Rabi' b. Süleyman der ki: (İmam) Şafii'nin şu şiiri okuduğunu işittim:

"Bir ömür yalnız başına kalsan da

Yalnızım deme ve seni bir görenin olduğunu bil Allah'ın bir an bile gafil olacağını düşünme

Düşünme senin gizli yaptığının

O'na da gizli olacağını

Gaflete düştük ve f\lIah'a andolsun ki

Günahlarımız bir biri ardına birikti

Keşke Allah önceki günahlarımızı bağışlasa Ve izin verse de tövbe edebilsek."

 

 

 

6910- Abdullah b. Yahya b. Muaviye et-Talhi bildiriyor: Habib b. Nasr

bize Mahmud el-Verrak'ın şu şiirini okudu:

"Ey cahilce günah işleyen kişi

Bil ki hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz

Şayet Allah 'ı tanımadan günah işlediysen

Bil ki Allah'ı tanımayan kafir biridir

Allah'ı bilip tanımana rağmen işlediysen günahı Allah'ı küçümsüyor ve meydan okuyorsun demektir Günahı hangi gerekçeyle işlemiş olursan ol

Bil ki Allah kalpte gizlenenleri bilir."

 

 

 

6911- Muaz b. Cebel anlatıyor: İsrail oğullarından çocuğu olmayan kısır bir adam vardı. Bu adam evinden çıkar, dışarıda İsrail oğullarından üzerinde takılar bulunan çocuklar gördüğü zaman kandırıp evine götürür ve öldürüp bir mahzene atardı. Bir defasında bu şekilde çıkıp üzerinde takılar bulunan ve kardeş olan iki çocuk gördü. Onları evine getirip öldürdü ve mahzene attı. Bu adamın da müslüman bir karısı vardı ve: "Allah'ın intikamına karşı seni uyarıyorum!" diyerek kocasını bundan alıkoymaya çalışırdı. Kocası bu uyarısına: "Şayet Allah bir şeyden dolayı beni cezalandıracak olsaydı bu işi ilk yaptığımda beni cezalandırırdı" karşılığını verir, karısı da: "Vaden henüz dolmamış! Şayet vaden dolmuş olsaydı Allah seni cezalandırırdı" derdi.

Kardeş olan bu iki çocuğu öldürdükten sonra babaları onları aramaya çıktı. Aramalarına rağmen nerede olduklarını söyleyen çıkmadı. Bunun üzerine İsrail oğullarının peygamberlerinden birinin yanına geldi ve durumu ona anlattı. Peygamber ona: "Çocuklarının oynadığı bir şey var mıydı?" diye sorunca, adam: "Evet! Oynadıkları bir köpek eniği vardı" dedi. Enik getirilince peygamber yüzüğünü eniğin gözlerinin arasına koydu. Sonra onu serbest bıraktı ve: "İsrail oğullarından gireceği ilk evde iki ölü bulunacaktır" dedi.

 

Enik evler arasında dolaşmaya başladı ve sonunda bir eve girdi. Peşinden o eve girdiklerinde mahzende yanlarında başka bir çocukla birlikte öldürülen iki çocuğu buldular. Adamı peygambere götürdüklerinde çarmıha gerilerek öldürülmesini emretti. Çarmıha gerileceği kütük dikilince karısı yanına geldi ve şöyle dedi: "Ey filan! Böylesi bir güne karşı seni uyarmış, Allah'ın seni cezasız bırakmayacağım söylemiştim. Sen ise ''Şayet Allah bir şeyden dolayı beni cezalandıracak olsaydı bu işi ilk yaptığımda beni cezalandırırdı'' diyordun. Ben de senin vadenin henüz gelmediğini söylüyordum. İşte şimdi senin vaden geldi."

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6912- İkrime bildiriyor: İbn Abbas, ''Siz kendinizi fitneye düşürdünüz"[Hadid 14] buyruğunu açıklarken: "Şehvetlerle kendinizi fıtneye düşürdünüz" demiştir. "Çekinceli davrandınız"[Hadid 14] buyruğunu açıklarken: "Tövbe konusunda çekinceli davrandınız" demiştir. ''Kuruntularla avundunuz"[Hadid 14] buyruğunu açıklarken: "Salih amelleri ertelediniz" demiştir. ''Allah'ın emri gelinceye kadar''[Hadid 14] buyruğunu açıklarken: "Bu emir ölümdür" demiştir. ''O çok aldatıcı Allah hakkında da sizi aldattı"[Hadid 14] buyruğunu açıklarken de: "Bu aldatıcı şeytandır" demiştir. 

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Suyuti, ed-Dürrü'I-Mensur (8/56).

 

 

 

6913- Enes bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Yeryüzü kıyamet gününde üzerinde işlenen her türlü ameli haber verir" buyurdu ve: "Yer dehşetle sarsıldıkça sarsıldığı, yeryüzü ağırlıklarını dışarıya çıkardığı ve insanın: ''Buna ne oluyor?'' dediği zaman; ''İşte o gün yer, kendi haberlerini anlatır''[Zilzal 1-4] ayetlerini okudu. Sonra şöyle buyurdu: "Haberleri nedir biliyor musunuz? Cebrail geldi ve: ''Yerin haberleri anlatması, kıyamet gününde üzerinde yapılan her türlü şeyi söylemesidir'' dedi. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Suyuti, Dürrü'I-Mensur (8/592),

 

 

 

6914- Başka bir kanalla bir öncekinin aynısı bildirilmiştir. Ancak burada ravi "Enes b. Malik'in şöyle dediğini işittim" lafzını kullanmıştır. Yine hadisin sonunda Cebrail zikredilmemiş, doğrudan sözü aktarılmıştır.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

6915- Ebu Hureyre der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "İşte o gün yer, kendi haberlerini anlatır"[Zilzal 4] ayetini okudu ve: ''Vereceği bu haberler nedir biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab: "Allah ve Resulü daha iyi bilir?" dediğinde, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yer, üzerinde yaşayan ne kadar erkek ve kadın varsa bir bir hepsinin hakkında: ''Filan günde şunu şunu yaptı'' diyerek şahitlikte bulunur. Haberlerini anlatması budur."

 

Beyhaki der ki: "Bu rivayet, zayıf biri olan Rişdın b. Sa'd'ın rivayetinden daha sahihtir."

 

Tahric: İsnadı kavi değildir. Tirmizi, sifatu'l-kıyame 4/619 (2429) ile tefsir 5/446 (3353). 

 

 

 

6916- Asım el-Ahvel der ki: Hasan el-Basri'nin bir beyit dışında şiir okuduğunu işitmiş değilim. Bu bir beyit de şöyleydi:

 

"Ölüp rahatlayan kişi ölü değildir

Asıl ölü diriyken ölü olan kişidir."

 

Bu beyti okuduktan sonra da: "Allah doğru söylemiş! Zira valIahi bazen birinin bedeni diriyken kalbi ölü olabiliyor" derdi. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ahmed, Zühd (s. 280), İbn Ebi Şeybe, Musannef (8/517, 13/506), Abdurrezzak, Musannef(3/143) ve Ebu Nuayın, Hilye (2/143).

 

 

 

6917- Ebu Süfyan el-Himyeri der ki: Hasan el-Basri'nin bir beyit dışında şiir okuduğunu işitmiş değilim. Bu bir beyit de şöyleydi: "Genç, katili olarak hastalığı biliyorsa Önceden yaptığı salih amellere sevinir. ''

 

Tahric: İsnadı zayıftır. İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/507).

 

 

 

6918- Yunus b. Abdila'la der ki: Müslim el-Havvas, İbnu'l-

Mübarek'ten naklen bana şu şiiri okudu:

"Günahlar kalbi öldürür

Bu da peşinden zilleti getirir

Günahları terk etmek kalplere hayat verir Nefsine karşı durman ona bir iyiliktir Sultanlar değil midir dini bozanlar

Kötü alimler ve ruhbanlar

Kendilerini kar etmeden sattılar

Satışta fiyatlarını da arttıramadılar insanlar bir leşin başına üşüştüler

Ki akıl sahibi olanlar onu kokusundan tanır."

 

Tahric: İbnAsakir, Tarihu Dimaşk (37/371-372) .

 

 

 

6919- Abdullah b. Hüseyn el-Katib bildiriyor: İbnu'l-Enbari bana İbnu'l-Mu'tez'in şu şiirini okudu: "Küçük büyük tüm günahları bırak işte takva denen budur

Dikenle dolu yer üstünde yürüyen

Ve bu dikenlerden sakınan biri gibi ol Günahı küçük de olsa basit görme Çünkü dağ bile çakıllardan olmadır."

 

 

 

6920- Ebu Bekr b. Ebi Dünya der ki: Hasan b. Abdillah'ın, Temim kabilesinden bir adama ait olan şu şiiri okudu:

"Nefsime ve günahıma ağlıyorum

Sırtımı büken günahlara sebep olan günaha

Her bir lezzet çok az bir süre kalırken

Mazeret bırakmayan pişmanlıklar sürüp gidiyor."

 

 

 

6921- Ebu Amr b. Matar der ki: Zahid Ebu Osman el-Hiri'nin bir meclisinde bulundum. Bu mecliste her zaman öğüt vermek için oturduğu yerde oturdu. Uzun bir süre susunca Ebu'l-Abbas olarak bilinen bir adam ona: "Susarak bize bir şeyler mi anlatmak istiyorsun?" diye seslendi. Ebu Osman cevap olarak şu şiiri okudu:

"Takvası olmayan kişi insanlara takvayı öğütIüyor Kendisi hasta olan tabip de başkasını tedavi ediyor."

Bu sözünün üzerine mecliste ağlama ve feryat sesleri yükseldi.

 

Tahric: İsnadı ceyyiddir. 1781. hadiste geçti.

 

 

 

6922- Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed eş-Şa'rani der ki: Ebu

Osman'ın şu beyitleri okuduğunu işittim:

''Kötülük yaptım, iyilik yapamadım, yanına kaçtım

Bir kul efendilerinden nereye kaçabilir ki

Bu kul bağışlanmayı diler ve düşündüğü olmazsa

Dünyada hüsranı ondan daha fazla olanı bulunmaz"

 

 

 

6923- Ebu Ahmed Muhammed b. Ahmed b. Musa der ki: Vaiz Ebu Bekr es-Sasi'nin duasında şöyle dediğini işittim: "Ey günahların kendisine zarar vermediği, bağışlamanın kendisinden bir şey eksiltmediği! Sana zarar vermeyen şeyi benden uzak tutup, senden bir şey eksiltmeyen şeyi bana ihsan et!"

 

Tahric: Ebu Muhammed b. Ahmed b. Musa'yı tanımıyorum .

 

 

 

6924- Ravh b. Seleme el-Verrak der ki: Abidlerden bir adamla Serif te sahilde bir gece kaldık. Adam ağlamaya başlayınca ağlamasının şafak sökene kadar sürmesinden endişe ettik. Bu süre zarfında da bir şey konuşmadı. Sonra: "Suçum ağır, bağışlaman büyüktür. Günahım ile bağışlamanı bir araya getir, ey Kerim!" dedi.

 

 

 

6925- İbrahim b. Mudarib b. İbrahim, babasından bildiriyor: Ölüm döşeğinde olan Hüseyn b. Fudayl'ın yanına girdiğimde gözleri buğulanmıştı. Bana: "Ey Mudarib! Yaz!" deyip şunları yazdırdı:

"Ey kendisine el açanı boş çevirmeyen

Ey isteyenlerin ısrarlarından usanmayan

Ey zulmüm ve günahlarıma karşı inat ve ısrarlarıma rağmen güvencem olan

Kusurlarımı affedip günahlarımı bağışla Katından bir bağışlanma verip sıkıntımı gider Suçumu itiraf etmekten başka bir şey yapamam

Hesaba çekildiğimde de affın dayanağımdır."

 

 

 

6926- Ali b. Muhammed el-Verrak der ki: Yahya b. Muaz er-Razı bana

şu şiiri okudu:

"Ey Müheymin! Yüceliğin tükenmeyecek

Hükümranlığın da her dem sürüp gidecek

Hükmün her şeye nüfuz eder Ve ancak senin dilediğin olur

Allahım! Günahlarım sana zarar vermez Cömertçe bağışlamanın ise bana faydası dokunur Çok ve fazla olsa günahlarımı bağışla

Seni Allah'sın ve dilediğince hükmedersin Allah'ın azabına dayanacak değilim

Sen se cezayı ancak böyle verirsin

Kötü kullar olduğumuzu bilsek de

Rabbimiz en güzel efendimizdir

Ömrümüz her geçen gün azalırken

Günahlarımız giderek çoğalmakta

Hangi sultanın kapısını çaldımsa

Asık suratlı bir kapıcısı bulunmakta

Oysa kapın cömertliğin kaynağıdır

Kovulmuş kulların da varacağıdır."

 

"Kimsesiz kulların sığınağıdır" lafzıyla da rivayet edilir.

 

 

 

6927- Kasım b. Muhammed der ki: Adamın biri İbn Abbas'a: "Biri, ameli de günahları da çok olan, diğeri ise ameli de günahı da az olan iki kişi konusunda ne dersin?" diye sorunca: "Selameti (günah azlığını) hiçbir şeye denk tutmam" karşılığını verdi.

 

İsnadı zayıftır.

 

Ebu Muaviye'nin rivayeti ise şöyledir: Adamın biri İbn Abbas'a: "Senin için ameli de, günahı da çok olan kişi mi, yoksa ameli de günahı da az olan kişi mi daha iyidir?" diye sorunca, İbn Abbas: "Selameti (günah azlığını) hiçbir şeye denk tutmam" dedi. - Ravileri güvenilirdir. Hennad, Zühd (no), İbn Ebi Şeybe, Musannef (13/369), Veki', Zühd (272) ve İbnu'l-Mübarek, Zühd (s. 22).

 

 

 

6928- Hz. Aişe'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Çokça ibadet eden birini geçmek isteyen kişi. günahlardan uzak dursun" buyurmuştur. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Ahbaru Isbehan (2/119), İbnu'l-Mübarek, Zühd 22 (67) ve Hennad, Zühd (896).

 

 

 

6929- Başka bir kanalla bir önceki hadisin aynısı rivayet edilmiştir. 

Hadisleri münker biri olan Yusuf b. Meymun bunu rivayette tek kalmıştır.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Ya'la, Müsned 8/361 (4590) ve İbn Ebi Dünya, Vera' (4) Bak:

Heysemi, Mecmau'z-Zevaid (10/200).

 

 

 

6930- İbn Avn der ki: "Amellerinin çokluğuna güvenme, zira bunların kabul görüp görmeyeceğini bilemezsin. Günahlarından yana kendini güvende hissetme, zira bunların kefaretini ödeyip ödemediğini bilemezsin. çünkü amellerinin akıbetinin ne olduğunu, Allah'ın onlarla ne yapacağını, bunların Sicci'n'de mi yoksa illiyyın'de mi kayda geçeceğini bilmiyorsun.''

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

6931- Ebu Abdirrahman es-Sülemi, babasından bildiriyor: Şibli'nin ders halkasındayken bir bana, bir de zayıflığıma baktı. Sonra ellerini kaldırıp şöyle dua etmeye başladı: "İşte ellerimi sana uzatıyorum! Onları ihsanınla geri çevir. Boş çevirip hasetçileri sevindirme."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

 

 

6932- Asma'i der ki: Mu'temir'in: "Seni günahlardan koruyacak en iyi şey, onları yapmaya güç yetirememendir" dediğini işittim .

 

 

 

6933- Abdussamed b. Muhammed der ki: Muhammed b. Yusuf elIsbehani, kardeşlerinden birine yazdığı mektupta şöyle dedi: "Sonrasına gelince bil ki, dünya ya Allah'ın kişiyi koruduğu ya da kişinin helak olduğu bir yerdir. Ahiret de ya Allah'ın kişiyi affettiği ya da kişinin cehenneme girdiği bir yerdir.''

 

Tahric: Ebu Nuaym, Hilye (8/231).

 

 

 

6934- Hakem b. Sinan der ki: Malik b. Dinar: "Allahım! Salihleri ıslah ettin, bizleri de ıslah et ki salihlerden olalım" derdi.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (2/380).

 

 

 

6935- Fadl b. Musa anlatıyor: Fudayl b. İyad, Ebyuverd ile Serahs arasında yol kesicilik yapan bir eşkıyaydı. Tövbesine gelince, Fudayl bir kıza aşık olmuştu. Bu kızın yanına çıkmak için bir duvardan tırmanırken birinin 'tnananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi?"[Hadid 16] ayetini okuduğunu işitti. Ayeti işitince de: "Evet, ey Rabbim! Zamanı geldi" dedi ve geri döndü. Dönüşte gece vakti bir harabeye ulaştı. Harabede de bazı yolcular konaklamıştı. İçlerinden bazıları: "Buradan gidelim" derken, bazıları: "Sabaha kadar bekleyelim, zira şimdi gidersek Fudayl yolumuzu kesebilir" dedi.

 

Sonrasını Fudayl şöyle anlatır: "Onların (beni görmeden) bu şekilde konuştuğunu işittiğimde kendi kendime düşündüm ve: ''Ben geceleri günahlar işlerken burada müslümanlar benden korkuyor. Vallahi Yüce Allah beni bunların yanına kendime gelmem için yönlendirdi. Allahım! Sana tövbe ediyorum ve tövbemin gereği olarak da Kabe'nin komşusu olacağım'' dedim.''

 

Tahric: İsnadı sahihtir. Kuşeyri, er-Risale (1/62-63).

 

 

 

6936- Hüseyn b. el-Hasan der ki: Benim de hazır bulunduğum bir ortamda İbnu'l-Mübarek'e zahidliğinin başlangıcı sorulunca şöyle dedi: "Henüz genç biriyken meyve mevsiminde akramm olan birkaç kişiyle birlikte bir bahçede oturduk ve yiyip içtik. O zaman ud çalma hevesim vardı. Gece vakti kalktığımda başımda bir şeylerin hareket ettiğini fark ettim. Udu kaldırıp vurmak üzereyken elimdeki ud dile gelip: ''ınananların gönüllerinin Allah'ı anması ve O'ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi?''[Hadid 16] dedi. Bunu görünce udu yere çalıp kırdım. O zamana kadar beni Allah'tan alıkoyan ne varsa hepsini bir bir bıraktım, Yüce Allah da beni muvaffak kıldı ve fazlı ile rahmetiyle bize dilediği hayırlar hasıl oldu.''

 

Tahric: ibnAsakir, Tarihu Dimaşk (38/310)

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

48. Şube Kurbanlar, Kurbanın Anlamı; Hediy, Udhiye ve Akika Gibi Kurban Çeşitleri