ŞUABU’L-İMAN

43. ŞU’BE: KİN VE ASETTEN KAÇINMA

 

Kin ve Hasetten Kaçınmak

 

Hased, Müslüman kardeşinde gördüğü bir nimete üzülmek ve yok olmasını istemek ve bu nimetin yalnız kendinde olmasını istemektir. Kin ise, ondan bir zarar görmediği halde müslümanın kötülüğünü istemektir. Yüce Allah peygamberine, hasetçilerin şerrinden kendisine sığınmasını emrederek: ''Ve haset ettiği zaman, haset edenin şerrinden (Allah'a sığınırım de)"[Felak 5] buyurmuştur.

 

Yahudileri de Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ve Müslümanlara hased etmeleri sebebiyle yermiş ve: "Yoksa onlar, Allah'ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar?"[Nisa 54] buyurmuştur.

 

Hased yerilmiştir. Hasetçi ise gıpta edenden farklıdır. Çünkü hased eden kendisinden başkası için hayır istemez ve başkasındaki hayrın yok olmasını ister. Gıpta eden ise başkasında olan hayrın kendisinde de olmasını ister. Hasetçi, Allah'ın müslümana verdiği hayrı kendisi için bir kötülük olarak görür. Bu da cahilliktir. Çünkü başkasına verilen hayrın kendisine bir zararı olmaz. Allah'ın mülkünde olanlar geniştir. Hasetçi böyle davranmakla, eğer: "Ben Allah'ın takdirine karşı gelmiyorum ve bendeki bu hasedi de sevmiyorum" demezse Allah'ın takdirine karşı gelmiş olur ve bu hareketi de kendisini küfre yaklaştırır.

 

Resulullah'tan (Sallallahu aleyhi ve Sellem) nakledildiğine göre şöyle buyurdu: "Sadece iki kişiye hased etmek caizdir: Allah'ın ilim nasip ettiği ve halka bunu öğrettiği kişiye, diğeri de Allah'ın kendisine mal verdiği ve gece gündüz o maiL infak eden kişiye. "

 

Bu hadiste hased olarak kastedilen gıpta olabilir. Çünkü hadisten bu anlaşılmaktadır.

 

 

 

6179- Enes'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Birbirinizle haset etmeyin. Birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Birbirinizle alakayı kesmeyin. Yüce Allah'ın kardeş kullan olun. "

 

Müslim bu hadisi Sahih'te Nasr b. Ali kanalıyla Vehb b. Cerir'den rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, el-birr ve's-sıla (24) .

 

 

 

6180- AbduHah b. Amr b. el-As der ki: Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Ey Allah'ın Resulü! İnsanların en hayırlısı kimdir?" diye sorduğumuzda: "Kalbi mahmum, dili sadık olandır" cevabını verdi. Biz: "Sadık dili anladık, ancak mahmum nedir?" diye sorunca: "içinde kötülük ve hased olmayan takvalı, temiz kalptir" cevabını verdi. Biz: "Bundan sonra kim daha hayırlıdır?" diye sorunca: "Dünyada yaşarken ahireti seven kişidir" cevabını verdi. Sahabe: "Biz aramızda sadece Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) azatlısı Rfifı'nin bu durumda olduğunu görüyoruz. Bundan sonra kimdir?" diye sorunca, Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Güzel ahlaklı mümindir" cevabını verdi. Bunun üzerine sahabe: "İşte bu haslet bizde mevcuttur" dediler.

 

Tahric: İsnadı hasendir. İbn Mace 2/1409-1410 (4216).

 

 

 

6181 - Enes b. Malik der ki: Hz. Peygamber'in (sallallahu alayhi vBsallam) yanında oturmuşken bir ara: "Şimdi şu yoldan Cennet ahalisinden olan bir adam çıkıp gelecek" buyurdu. O esnada Ensar'dan bir adam çıkageldi. Yeni abdest aldığı için abdest suyu hala sakallarından damlıyordu ve ayakkabılarını da sağ koluna asmıştı. Yanımıza ulaşınca selam verdi. İkinci gün yine otururken Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şeyi söyledi. Aynı adam da bir önceki günkü haliyle çıkageldi. Üçüncü gün de Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) aynı şeyi söyleyince yine aynı adam aynı haliyle çıkageldi. Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) oradan ayrılınca Abdullah b. Amr b. el-As adamın peşinden gitti. Ona: "Babamla kavga ettim ve üç gün boyunca evine girmeyeceğime dair yemin ettim. Üç günlüğüne evinde beni misafir edebilir misin?" diye sordu. Adam: "Olur, ederim" karşılığını verdi.

 

Enes der ki: Abdullah b. Amr b. el-As sonrasını bize şöyle anlattı: Adamın evinde üç gece kaldım. Bu üç gece boyunca gece namazına kalktığını görmedim. Ancak gece vakti yatağında sağa sola dönerken uyandığı zaman sabah namazı vakti gelip kalkıncaya dek Allah'ı zikreder ve tekbirler getirirdi. Bu şekilde uyanınca da hayırlı olan şeylerden başka tek bir kelime etmezdi. Üç gece bu şekilde geçince kayda değer bir amelinin olmadığını düşünmeye başladım ve adama şöyle dedim: "Ey Allah'ın kulu! Babamla aramızda ne bir kavga vardı, ne de yanına girmeyeceğime dair yemin etmiştim. Fakat Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) üç defa: "Şimdi şu yoldan Cennet ahalisinden olan bir adam çıkıp gelecek" buyurduğunu işittim. Her üçünde de sen çıkıp geldin. Ben de yanında kalıp nasıl bir amele sahip olduğunu öğrenmek istedim. Ancak fazla bir amelinin olduğunu da görmedim." Gitmek üzere evinden çıktığımda adam beni geri çağırdı ve: "Benim amelim gördüğün kadarıyladır. Fakat bunun yanında içimde asla Müslümanlardan birini aldatma gibi bir duygu taşımam. Yüce Allah'ın ona verdiği bir mal veya hayır için de asla ona haset etmem" dedi. Ben de: "Seni Cennetlik olma derecesine ulaştıran da budur ki bizim yapabileceğimiz bir şey değildir" karşılığını verdim.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 11/287-288 (20559). Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/297-298)

 

 

Beyhaki der ki: "Abdürrezzak hadisi Ma'mer kanalıyla Zühri'den "Enes'in bana bildirdiğine göre ... " şeklinde rivayet etti."

 

İbnu'l-Mübarek bu hadisi Ma'mer kanalıyla Zühri'den, o da Enes'ten rivayet etti.

Şuayb b. Ebi Hamza da bu hadisi Zühri'den rivayet etti.

 

 

 

6182- Bu hadis başka bir kanalla Enes b. Malik'ten: "Hz. Peygamber'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında otururken ... " şeklinde başlayıp nakledilmiştir; ancak farklı olarak şu ibare yer almıştır: "Adam abdest alırken güzelce alıyor, güzelce namaz kılıyor ve oruçsuz sabahlıyordu."

 

İsnadı ceyyiddir.

 

Abdullah b. Amr şöyle dedi: Adamı üç gün üç gece gözledim, bundan başka bir şey yapmıyordu, ancak hayırdan başka bir şey söylediğini işitmedim." Abdullah devamında yukarıdaki cümlelere benzer şeyleri söyledi ve şöyle devam etti: "Adam dedi ki: "Yaptıklarım gördüğün şeylerden ibarettir. Ancak içimde Müslümanlardan kimseye kötülük geçirmem ve söylemem, Allah'ın ona verdiği şey sebebiyle de kendisine hased etmem." Ben: "Seni bu dereceye getiren bunlarmış. Benim bunlara gücüm yetmez."

Ukayl b. Halid bu hadisi Zühri'den aynı isnadla nakletmiş, ancak metinde, "Ensar'dan bir adam" değil; "Sa'd b. Ebi Vakkas geldi" demiştir.

 

 

 

6183- Salim b. Abdillah'ın bildirdiğine göre babası şöyle dedi: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yanında otururken: "Şimdi şu kapıdan Cennet ahalisinden olan bir adam çıkıp gelecek" buyurdu.

 

Bu sırada Sa'd b. Malik gelip o kapıdan girdi. Ravi hadisi önceki gibi aktarıp şöyle devam etti: Abdullah b. Amr: "Ben gidip adamın yanında geceleyeceğim ve ne amel yaptığına bakacağım" deyip eve girdiğini anlattıktan sonra şöyle devam etti: "Adam bana bir aba verdi, ben de adama yakın bir yerde abanın üzerinde yattım ve gece boyu onu gözledim. Adam her uyanışında tesbih, tekbir, tehlil getirip Allah'a hamd etti. Sehere yakın ise kalkıp abdest aldı ve mescide girip mufassal sürelerden ne uzun, ne de kısa olan on iki süreyle on iki rekat namaz kıldı. Her iki rekatta da teşehhüdden sonra üç dua yaparak şöyle dedi: "Allahım! Dünyada bize iyilik ver, ahirette de bize iyilik ver ve bizi cehennem azabından koru. Allahım! Ahiretimiz ve dünyamızla ilgili ihtiyaçlarımızı ver. Allahım! Senden bütün hayırları ister, bütün şerlerden sana sığınırım." Abdullah, adamın amelini azımsadığından, hadisin sonunda adamın: "Yatağıma kalbimde kimseye karşı kötülük beslemeden dönerim" dediğini söyledi.

 

İsnadı zayıftır.

 

 

 

6184- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Hasedden sakının. Çünkü hased, ateşin odunu -veya otları- yediği gibi sevapları yer. ''

 

İsnadı zayıftır.

 

Ebu Davud 3 bu hadisi Sünen'de Osman b. Salih kanalıyla Ebu Amir'den rivayet etti. Aynı zamanda bu hadis İsa b. Ebi İsa el-Hayyat kanalıyla Ebu'z-Zinad'dan, o da Enes b. Malik'ten merfü olarak nakledilmiştir. - Ebu Davud 5/208 (4903). - İbn Mace 2/1408 (4210).

 

 

 

6185- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Mümin kulun kalbinde Allah yolunda yapışan tozla cehennem alevi bir araya gelmez. Mümin kulun kalbinde iman ve haset te bir araya gelmez. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Nesai, Sünen (6/12-13).

 

 

 

6186- Enes'in bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Namaz nurdur, oruç kalkandır. Sadaka. suyun ateşi söndürdüğü gibi söndürür (günahı yok eder). Hased de ateşin odunu yediği gibi sevapları yer. ''

Leys b. Sa'd bu hadisi İbn Adın kanalıyla Vakıd'dan bu şekilde rivayet etti .

 

Tahric: İsnadı zayıftır İbn Ebı Şeybe, Musannef (9/93).

 

 

 

6187- Bu hadis başka bir kanalla nakledilmiş ancak farklı olarak: "Oruç ateşe karşı kalkandır" ve "Namaz müminin nurudur" ibaresi yer almıştır.

 

İsnadı zayıftır .

 

 

 

6188- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Fakirlik neredeyse küfür (sebebi) olacaktı. Hased de neredeyse kaderin önüne geçecekti. ''

 

Tahric: Yezid er-Rakkaşi sebebiyle senedi zayıftır. Ebu Nuaym, Hilye (3/53, 109), İbn Adiy, elKamil (7/2692), İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/94), Hennad, Zühd 2/641 (1392) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (8/292).

 

 

 

6189- Zübeyr'in azatlısı Yaiş b. el-Velid b. Hişam'ın bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Size önceki ümmetierin hastalığı olan hased ve kin sirayet etti. Kin kazıyıcıdır. Kazıyıcı derken saçı kazır demiyorum. O dini kazır. Canım elinde olana yemin ederim ki: iman etmeden cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de bana iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şeyi size bildireyim mi: aranızda selamı yaygınlaştırın. ''

 

Tahric: Zübeyr'in azatlısının meçhul olması sebebiyle senedi zayıftır. Tirmizi 4/664 (2510).

 

 

 

6190- İbn Abbas der ki: "Kimde şu üç şey bulunmazsa, Allah (bu kişilerden) dilediğini bağışlar: Allah'a ortak koşmadan ölen, sihirle uğraşıp sihirbazlık yapmayan ve kardeşine kin gütmeyen."

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 12/243-244 (13004), M. el-Evsat (1/ 501) ve Buhari, el-Edebu'I-Müfred (112/413)

 

 

 

6191- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize sırt dönmeyin. Yüce Allah'ın kardeş kullan olun. Müslüman kişinin Müslüman kardeşiyle üç günden fazla dargın kalması, karşılaştıklarında birinin bir tarafa, diğerinin de başka bir tarafa yüz çevirmesi helal değildir. ikisi içinde en hayırlısı ise diğerine ilk selamı verenidir. .. 

 

Buhari bu hadisi Sahih'te Ebu'l-Yeman'dan rivayet etti . - Ravileri güvenilirdir. - Buhari, edeb (88).

 

 

 

6192- Enes b. Malik'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Birbirinizle haset etmeyin. Birbirinizle ilgiyi kesmeyin. Birbirinize sırt dönmeyin. Yüce Allah'ın kardeş kullan olun. Müslümanın, kardeşine üç günden fazla dargın durması helal olmaz ... 

 

Müslim bu hadisi Sahıh'te Muhammed b. Rafı kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, birr (ı 983).

 

 

 

6193- Ebu Eyyub el-Ensari'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Selleml şöyle buyurdu: "Müslüman kişinin Müslüman kardeşiyle üç günden fazla dargın kalması, karşılaştıklarında birinin bir tarafa, diğerinin de başka bir tarafa yüz çevirmesi helal değildir. ikisi içinde en hayırlısı ise diğerine ilk selamı verenidir. ..

 

Ka'nebi bunu: "Üç geceden fazla" şeklinde rivayet etti. Hadisin diğer kısmı aynıdır.

Buhari bu hadisi Sahıh'te Abdullah b. Yusuf kanalıyla Malik'ten, Müslim ise Yahya b. Yahya'dan rivayet etti.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. - Buhari, edeb (91). - Müslim, el-Birr (25) .

 

 

 

6194- Ebu Eyyub el-Ensari şöyle rivayet etti: "Müslüman kişinin Müslüman kardeşiyle üç günden fazla dargm kalması, karşılaştıklarında birinin bir tarafa, diğerinin de başka bir tarafa yüz çevirmesi helal değildir. ikisi içinde en hayırlısı ise diğerine ilk selamı verenidir."

 

Müslim bu hadisi Sahih'te İshak b. İbrahim, Muhammed b. Rafı ve Abdullah b. Humeyd kanalıyla Abdürrezzak'tan rivayet etti. Bazıları ise bunu (Ebu Eyyub'un) Nebi'den rivayetle naklettiğini söylemiştir.

 

Tahric: İsnadı sahihtir. - Müslim, birr (1984).

 

 

 

6195- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Hz. Peygamber (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Müminin müminle üç günden fazla dargm kalması helal değildir. Üç gün geçtikten sonra biri diğerine selam verir, o da selamı alırsa sevaba ortak olurlar. Selamı almazsa, selam veren sorumluluktan kurtulmuş olur ve sorumlu diğeri olur. .. 

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Davud 5/214-215 (4912) .

 

 

 

6196- Hişam b. Amir der ki: Resulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu işittim: "Müslümanın müslüman la üç günden fazla dargın kalması helal değildir. Onlar bu durumda kaldıkları müddetçe haktan sapmış olurlar ve ilk selam veren diğerini bin sevapla geçer. Eğer diğeri selamı almazsa, melekler bu kişinin selamını alır, selamı almayana da şeytan karşılık verir. Eğer bunlar dargın halde ölürlerse, hiçbir zaman cennette bir araya gelemezler. "

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Ahmed, Müsned (4/20), Ebu Ya'la, Müsned 3/126-127 (1557), Taberani,M. el-Kebir22/175 (454,455) ve Buhari, el-EdEbu'l-Müfred (109-110 (402,407).

 

 

 

6197- Hişam b. Amir el-Ensari; Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Müslümanın kardeşiyle alakayı kesmesi helal değildir" deyip hadisi zikretti; ancak farklı olarak şu ibare yer almıştır: "Eğer kendisi daha önce ona selam verirse ve diğeri selamını almazsa onu iki bin sevapla geçer." Hadisin sonunda da: "Cennete giremezler -veya cennette bir araya gelemezler" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Tayalisi, Müsned (170/1223) ve İbnu'l-Ca'd, Müsned 1/654-655 (1568).

 

 

 

6198- Sa'd b. Ebi Vakkas'ın bildirdiğine göre ResuluHah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Müslüman la savaşmak küfürdür. Ona sövmek fasıklıktır. Müslüman kişinin Müslüman kardeşiyle üç günden fazla dargın kalması helal değildir. ''

 

Tahric: İsnadı hasendir. Taberani, M. el-Kebir 1/145 (324), Abdürrezzak, Musannef 11/168 (20224) ve Ahmed, Müsned (1/176).

 

 

 

6199- Abdülkerim el-Cezeri bildiriyor: Mücahid: "Kötülüğü en güzel bir şekilde sav"[Fussilet 34] buyruğunu açıklarken: "Güzel bir şekilde savmaktan kasıt, dargın olduğun kişiyle karşılaştığında ona selam vermendir" demiştir.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir. Abdürrezzak, Musannef 11/168 (20225) ve İbn Cerir, Tefsir (24/119) Bak: Suyuti, ed-Dürrü'I•Mensur (7/327) .

 

 

 

6200- AbduHah b. Ömer'in bildirdiğine göre ResuluHah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Herhangi bir Müslüman, Müslüman kardeşinin elini sıkarsa, içlerinde birbirlerine karşı bir kin bulunmazsa, birbirlerinden aynıdıklarında kendilerinin geçmiş günahlarını Allah affetmiş olarak aynilrlar. Bir kimse Müslüman kardeşine sevgi nazan ile bakarsa ve içlerinde de kin bulunmazsa daha gözünü kardeşinden ayırmadan Allah her ikisinin de geçmiş günahını affeder. ''

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (3/1293).

 

 

 

6201- Musa b. Said der ki: Yüce Allah Hz. Musa'yı kendisiyle konuşmak için yaklaştırınca, Arş'ın altında bir adam gördü ve: "Ey Rabbim! Bu kul kimdir? (Bilirsem) ben de onun yaptığı ameli yaparım" dedi. Hz. Musa'ya: "Ey Musa! Bu, anne babasına iyilik eden, insanlara hased etmeyen, dedikodu yapmayan bir kuldu" denildi. 

 

Bu hadisi başka bir isnadla Ebu İshak kanalıyla Amr b. Meymun'dan, Hz. Musa kıssasını anlatırken söylediğini naklettik.

 

Tahric: İsnadında tanımadığım biri vardır. Ahmed, Zühd (67), İbn Ebi Şeybe, Musannef (9/91, 93), Veki, Zühd (445), Hennad, Zühd 2/574 (1219) ve Ebu Nuayın, Hilye (4/149).

 

 

 

6202- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Pazartesi ve Perşembe günleri cennetin kapılan açılır ve kardeşiyle arasında düşmanlık bulunanlar hariç Allah'a şirk koşmamış her bir Müslüman bağışlanır. (Aralarında düşmanlık bulunan kişiler için): ''Bu ikisini barışana kadar bekletin' Bu ikisini barışana kadar bekletin''' denilir."

 

Müslim, Sahih'de Kuteybe'den rivayet etti.- Müslim, birr (35).

 

 

 

Deraverdi'de bunu Süheyl'den: "Aralarında küskünlük bulunanlar hariç" lafzıyla aktarmıştır.

 

 

 

6203- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: "Pazartesi ve Perşembe günleri ameller Yüce Allah'a arz edilir ve kardeşiyle arasında düşmanlık bulunanlar hariç, Allah'a şirk koşmamış her bir mümin bağışlanır. (Aralarında düşmanlık bulunan kişiler için): ''Bu ikisini barışana kadar bırakm!'' denilir."

Lafız Humeydi'nin lafzıdır.

 

Müslim bunu Sahih'de İbn Ebi Ömer kanalıyla Süfyan'dan "Bu ikisini barışana kadar bekletin!" lafzıyla rivayet etti.- Müslim, birr (36).

 

 

Halimi der ki: "Bunun da manası; şirk koşmayan her bir kişinin şayet müslüman kardeşiyle arasında herhangi bir dargınlık yoksa bağışlanmaya maruz kalacağıdır. Ancak öylesi bir düşmanlığı varsa şirk koşmamış olsa dahi bu bağışlanmaya nail olamaz. Yoksa müşrikler dışında her Pazartesi ve Perşembe gününde bağışlanmayan kişi kalmayacağı anlamında değildir. Hadisin manası açıkladığım şekildedir." - Halimi, el-Minhac (3/107).

 

 

 

6204- Muaz b, Cebel'in bildirdiğine göre Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem):

"Yüce Allah, Şaban ayının on beşinci gecesinde insanlara nazar eder ve müşrik veya kardeşine düşmanlığı olan kişiler dışında herkesi bağışlar" buyurmuştur.

 

Tahric: Ravileri güvenilirdir, ancak MekhUl, Malik b. Yuhamir'e yetişmiş değildir. 3552. hadiste geçmişti.

 

 

 

6205- Hz. Ali'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kin tutma tümüyle hüsrandır" veya: "zulümdür" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı zayıftır. Ebu Ya'la, Müsned 1/379 (487) ve İbn Adiy, el-Kamil (4/1388).

 

 

 

6206- Cerir der ki: Ubeydullah b. Abdillah b. Tahir'in yanından çıkan birinin bana bildirdiğine göre Abdullah şöyle demiştir:

"Kötülük nereye kadar her dem yapılacak

Dargınlık ve küskünlükten ne zaman bıkılacak

Acele etme ve vaktini bekle ki zamanda yeteri kadar insanların arasını açmaya fırsatın olacak"

 

İsnadı müselseldir ve tanımadığım ravisi vardır.

 

 

 

6207- Ebu Hiraş es-Sülemi der ki: ResululIah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Kardeşiyle bir yıl boyunca dargın kalan kişi, haksız yere bir cana kıymış gibidir" buyurduğunu işittim.

 

İsnadında bir sakınca yoktur.

 

Ebu'l-Abbas der ki: Benim kitabımda bu şekilde "Ebu Hiraş" olarak geçmektedir. "Ebu Hidaş" diyenler de vardır.

Ebu Davud, Sünen'de İbn Vehb kanalıyla Hayve'den "Onun kanını dökmüş gibidir" lafzıyla rivayet etti. - Ebu Davud 5/215 (4915)

 

 

 

6208- Mübarek b. Fadale'nin bildirdiğine göre Hasan( -ı Basri), "Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden"[Felak 5] ayetini açıklarken: "Haset, gökyüzünde işlenen ilk günahtı" demiştir.

 

İsnadı hasendir.

 

 

 

6209- Hasan b. Dinar'ın bildirdiğine göre Hasan( -I Basri), ''Ve haset ettiği zaman hasetçinin şerrinden, [Felak 5] ayetini açıklarken: "Haset, gökyüzünde işlenen ilk günahtı" demiştir.

 

Tahric: Hasan b. Dinar dolayısıyla senedi zayıftır. İbn Adiy, el-Kamil (2/711) Bak: Suyuti, Dürrü'l-Mensur (S/690).

 

 

 

6210- Ahnef b. Kays der ki: "Beş şey şu diyeceğim gibidir: Hasetçi için rahatlık yoktur. Yalancının mertliği yoktur. Yöneticinin vefası yoktur. Cimrinin hiçbir gücü yoktur. Ahlakı kötü olan birinin saygınlığı yoktur."

 

Tahric: İsnadında tanımadığım ravi vardır. Ahmed, Zühd (s. 236).

 

 

 

6211- Halil b. Ahmed der ki: "Hasetçiden başka mazluma benzeyen

bir zalim görmüş değilim. Zira boşuna nefes tüketir, zihni karışıktır ve anlamsız bir üzüntüsü vardır"

 

İsnadında meçhul birinin diğer meçhul birinden rivayeti vardır.

 

 

 

6212- Bişr b. el-Haris der ki: "Düşmanlık akrabalarda, haset komşularda, menfaat de kardeşler arasında olur."

 

 

 

6213- Asmai der ki: Bana bildirildiğine göre Yüce Allah: "Hasetçi kişi nimetime düşman, takdirime öfkeli ve (rızık konusunda) kullarımın arasında yaptığım taksimata razı olmayan biridir" buyurur. Şair de bu konuda şöyle der: "Sana hasetle düşmanlık edenin düşmanlığı dışında Her düşmanlığın bir gün ölmesi umulabilir."

      

Ebu'l-Kasım b. Habib de bana, başkasına ait olan şu şiiri okudu: " Her kişiyi bir şekilde razı ettim de

Bir tek haset eden beni bitkin düşürdü

Bana karşı olan kini katlanıp durur

Bende bir güzellik, zenginlik ve iyi bir şey görünce Onu razı edecek tek şey zilletimdir

Sakat kalmam veya dilimin kesilmesidir." 

 

Tahric: Suyütl, Dürrü'l-Mensur (8/692),

 

 

 

6214- Abdullah b. Ahmed es-Saydalani der k: Ebu'l-Abbas b.

Muhammed b. Yezid b. el-Müberrid bize şöyle bir şiir okudu:

"Hasetçinin gözü her dem üzerindendir Kötülüklerini ortaya çıkarıp iyiliklerini gizler Yüzüyle sırıtsa da sana kötülük düşün ür Kalbinde sana karşı neler vardır neler

Hasetçinin düşmanlığının olması gerekmez sebebi Cinayetinde de kabul etmez herhangi bir mazereti.''

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 133).

 

 

 

6215- Ebu Abdillah Muhammed b. Abdillah b. Vakıd el-Kufi bildiriyor:

Ali b. Muhammed el-Alevi el-Cemmal eş-Şafii bana şöyle bir şiir okudu:

"Hasetçi gıyabımda gıybetimi yapar da Önümden beni güzelce över

Gıyabında ben onun gıybetini yapmaktan çekinirken Kendisi ise gıybetimi yapmaktan çekinmez."

 

Ravilerinin çoğunu tanımıyorum .

 

 

 

6216- Ebu Bekr b. Kamil el-Kadı bildiriyor: İbnu'l-Ezrak en-Nahvı bana

şöyle bir şiir okudu: "Hasetçinin en büyük musibeti cehaletidir Ona sabit ve değişmez bir şey demek isterim: "Allah ihsanını nereye yapacağını bilir

Bana, sana ve tüm insanlara karşı."

 

 

 

6217- Ebu Hatim Muhammed b. Hibban bildiriyor: Abdulaziz b. Süleyman el-Ebreş bana şöyle bir şiir okudu: "Hasetçinin hasedinden başka karı yoktur Herkesin de düşmanlığını kazanır

Kötü biriyle oturmaktansa yalnızlık kişi için evladır Böyle biri oturduğu zaman sen oradan kalk." 

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 136).

 

 

 

6218- Muhammed b. Hassan bildiriyor: Muhammed b. Nasr el-Medini, bana Davud b. Ali b. Halefe ait şu şiiri okudu: "Birçok kişinin bana haset etmesiyle büyüdüm

Ey yüksek makamlar sahibi! Sayılarını azaltma! Eğer güzel yanlarımdan yana haset ediyorlarsa Bana onların hasetlerini arttıracak bir ahlak ver."

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s.134-135).

 

 

 

6219- Ebu Yezid Ahmed b. Ravh el-Bezzar bildiriyor: Abdullah b. Muhammed b. Hafs el-Umeys oğlu hakkında bize şu şiiri okudu: "Yaptıklarını yapamayınca çocuğa haset ettiler insanlar onun karşısındadır ve hasımlarıdır Kadınların güzel kumaları için kocalarına ''fek rezil biridir'' demelerine benziyor

Akıllı kişinin saygısızca başkasına dil uzattığını görürsün Buna karşılık başkaları da onun onuruna dil uzatmaktadır."

 

 

 

6220- Ebu Abdirrahman es-Sülemi, babasından bildirir: Kannad bize şu

şiiri okudu: "Hasetçinin hasedine sabret Israrla aleyhinde konuşsa da

Belki gözünü kapattıktan sonra Açınca ondan kurtulmuş olursun."

 

 

 

6221- Ebu Abdillah b. Muhammed b. Yakub el-Hafız der ki: Ebu Ahmed Muhammed b. Abdilvehhab el-Abdi'nin şöyle dediğini işittim:

Herkes bana haset ederdi. Bir gece şöyle dedim:

Ancak Allah'ın lütfuyla kısmetimi elde ederim

Bütün düşmanlarımı eğerler ve dizginlerim.''

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6222- Müfessir Ebu'l-Kasım Hasan b. Habib der ki: Fakih Mansur bize

şu şiiri okudu: "De ki bana haset edene

Nasıl bir edepsizlik ettiğini biliyor musun? İhsan ettiklerine razı olmayarak

Bu işinde Allah'a kötü davrandın

 

Bunun cezası, bana daha fazla verilmesi Senin ise istediğini elde edememendir.''

Yine bize şöyle bir şiir okudu: "Bana haset ederseniz bundan dolayı kınamam sizi Zira benden önce de faziletli kişilere de haset edildi Bende olan bende, siz de olan da hep sizde kaldı çoğumuz da hasedinin öfkesiyle ölüp gitti.''

 

Tahric: İbn Hibban, Ravdatu'l-Ukala (s. 133).

 

 

 

6223- İbrahim b. Abdissamed el-Haşimi der ki: Zün-nun hapse girerken: "Haset, şifası olmayan bir hastalıktır. Başına gelen kötülükler de hasetçi için yeterlidir" dedi ve bu şekilde hapse girdi .

 

 

 

6224- Zünnun b. İbrahim der ki: "Doğru sözü söylemeyi bilemeyen doğru cevabı da alamaz. Haset, iyileşmeyen bir yaradır. Başına gelenler hasetçi için yeterlidir. Din gibi barınak ve yumuşak huy gibi yardımcı bulunamaz. Kişi yanına alamadığının hasretini çeker. Asıl sabır, defedilme imkanı olan şeye karşı gösterilendir. En iyi hazırlık, kişinin hüccetini bilmesidir. Takva sahipleriyle birlikte olmak, dünyada elde edilebilecek en üstün şeydir. Kişinin kendisinden istenmeyen şeyleri yapmaya çalışmasının sonu zarardır. Hantallık tembelliğin başlangıcıdır. Halihazırda selamet gibi görünse de sonunda pişmanlığa sebep olacak şeylerden uzak dur. Değerini bilmeyen kişinin saygınlığı da yok olur. Cömertlik malın artmasına sebep olur. Zayıf olana sert davranmak alçaklıktır. Güçlü olana çatmak da şanssızlıktır. Değersiz görülen nice zengin, günahlardan korunan da nice fakir vardır. Cehaletinden dolayı cahile ödül verilmez. sefih olan kişi kendisi gibi sefıh olanı bulur. Marifetini çoğaltmaya çalış ve gücünü bu yönde harca."

 

 

 

6225- Zünnun der ki: "Üç şey hasedin zıttı olan gıpta etmenin göstergelerindendir. Biri, hayırlı olan kişilere gıpta etmek ve onlar gibi amellerde bulunmak için çaba göstermektir. Diğeri, hasedi dünya peşinde koşanlara bırakmak ve onlardan uzak durmaktır. Bir diğeri de, Müslümanların dini ve dünyevi işlerinde iyi olmalarına sevinmektir."

 

 

 

6226- Katade der ki: "Bir topluluğun nimetleri çok olduğu zaman

mutlaka düşmanları da çok olur."

 

Ravileri güvenilirdir.

 

 

 

6227- Muharib b. Disar: "Komşularımda bana karşı bir haset oluşturmasın diye yeni giysi giymekten uzak duruyorum" demiştir.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Abdullah b. Ahmed, Ziyadatu'z-Zühd (s.275) ve Buhari, Tarih (1/2/391).

 

 

 

6228- Muaz b. Cebel'in bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "ihtiyaçlarınızı gidermede onları gizlemeden yardım alın. Zira her nimet sahibine haset edilir" buyurmuştur.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Taberani, M. el-Kebir 20/94 (183), M. es-Sağir (2/149) ile M. el-Evsat 3/226 (2476), Ebu Nuaym, Hilye (5/315, 966), İbn Adiy, el-Kamil (3/1240) ve Ukayli, edDu'afa (2/109).

 

 

 

6229- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ilim talep etme konusu hariç birilerine haset etme ve yaranma olmaz" buyurmuştur.

 

Beyhaki der ki: Senedi çok zayıftır ve Evzai'den gelmesi doğru değildir.

Hepsi de zayıf olan başka kanallarla da rivayet edilmiştir.

 

Tahric: İsnadı çok zayıftır. Hatib, Tarih (13/275), İbn Adiy, el-Kamil (6/2227), İbn Hibban, elMecruhin (2/275) ve İbnu'l-Cevzi, el-Mevduat (1/219) .

 

 

 

6230- Muhammed b. Yusuf el-Cevheri der ki: Bişr b. el-Haris'in:

"Düşmanlık akrabalarda, haset komşularda, menfaat de kardeşler arasında olur" dediğini işittim.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın:

 

44.Şube: İnsanların Namusuna Dokunma Haramlığı ve Dil Uzatmaktan Uzak Durulması