ŞUABU’L-İMAN

1.ŞU’BE: ALLAH’A İMAN

 

ALLAH’I, SIFATLARINI VE İSİMLERİNİ BİLMEK

 

Marifetin hakikati, Allah'ın varlığının kadim olduğunu, zail olup yok olmayacağını, tek olduğunu, her şeyden müstağni olduğunu, bir olduğunu, vehm ile tasavvur edilemeyeceğini, kısımlara ve cüzlere ayrılmayacağını bilmektir. Yüce Allah, cevher, araz, cisim değildir ve başka bir varlığa ve hiçbir mekana muhtaç olmadan kendisi ile kaimdir. Kendisinden başkasından müstağni, Hay, Kadir, Alim, Mürıd, Semı, Basir, Mütekellim'dir. Hayat, Kudret, ilim, irade, her şeyi duymak, her şeyi görmek, Kelam O'na aittir. Ezelde de, şimdi de O bu sıfatlara sahiptir. Bu sıfatlarından hiç biri yaratılmışların sıfatına benzemez. Bu sıfatlar hakkında: "O bu sıfatlardır veya bu sıfatlar Odur" denilemez. Yine: "Bu sıfatlar ondan ayrıdır, ondan gider, ona muhalefet eder, muvafakat eder veya ona huluI eder denilemez. Aksine bu sıfatlar ezelden beri Onu vasfeder. Bu sıfatlar ebedi olarak onunla kaimdirler ve değişmezler. Bu sıfatlara bakarak Ona şekil vehmedilemez. Onun kudreti bütün güçleri kapsar. Onun ilmi bütün ilimieri içine alır. Onun iradesi bütün iradeleri içine alır ve sadece Onun istediği olur, istemediği de olmaz.

 

O, sınırlardan, yönlerden, taraflardan ve uçlardan yücedir. Mekandan, zamandan münezzehtir. ihtiyaçlardan berıdir. Hiçbir şeyin ona faydası veya zararı dokunmaz. Lezzet, şehvet ve her türlü etkilenmeden uzaktır. Sonradan yaratılmış olanlara has olan ve onların yaratıldığına delalet eden sıfatlar Onun için geçerli değildir. Yani Ona hareket, sükun, toplanma, ayrılma, hizada veya karşıda bulunma, dokunma, ileri geri gitme gibi sıfatlar yakıştırmak caiz değildir. Hadis olduğuna işaret eden herhangi bir sıfatla anmak veya ezeliyetine yönelik herhangi bir sıfatı hükümsüz bırakmak veya acizliği içerecek herhangi bir şeyi Ona izafe etmek doğru değildir.

çocuğunun veya eşinin veya ortağının olması imkansızdır. Kendisi dışında diri olan her bir şeyi öldürmeye kadirdir. Kendisinden başka her bir şeyi yok edebilir, yok ettikten sonra bedenleri geri verebilir, benzerlerini kusursuz ve eksiksiz bir şekilde yaratabilir. Var olması kendi kendine olarak düşünülen şeyleri de yaratmaya kadirdir. Mülk de, hamd da Onundur. Verdiği bütün nimetler ondan bize bir lütuftur. Bize zararı dokunsa da her şeyinde adildir. Zira hiçbir zaman haksızlık etmez ve zulmetmez .

 

 

 

100- Ubey b. Kab bildiriyor: Müşrikler: "Ey Muhammed! Rabbini bize tanıt" deyince Yüce Allah: ''De ki: O, Allah'tır. Bir tektir. Allah Samed'dir"[İhlas 1,2] buyruklarını indirdi. Samed de "doğmamış ve doğrulmamış olandır. Hiçbir şey O'na denk değildir."[İhlas 3,4] çünkü doğup da ölmeyecek hiçbir kimse olmadığı gibi, ölüp de kendisine mirasçı olunmayacak hiçbir kimse yoktur. Şüphesiz Allah ölmez ve kimse O'na mirasçı olmaz. "Kimse de O'nun dengi değildir"[İhlas 4] (buyruğu hakkında) dedi ki: O'nun benzeri ve dengi yoktur. O'na benzer hiçbir şey yoktur.

 

Tahric: İsnadı hasendir. Tirmizi (5/451).

 

 

 

101- Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Yüce Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Bu. yüz'den bir eksiktir. Allah tektir, teki sever. Kim bunları sayarsa Cennete girer: O Allah'tir ki; O'ndan başka ilah yoktur. er-Rahman. er-Rahim, el-Melik, el-Kuddus. es-Selam. el-Mümin. el-Muheymin. el-Aziz, el-Cebbar. el-Mütekebbir, el-Halik, el-Bari, el-Musavvir, el-Ğaffar, el-Kahhar, el-Vehhab, er-Rezzak. el-Fettah, el-Alim. el-Kabid, el-Basit. el-Hafid. er-Rafi, el-Muizz. el-Muzill. es-Semi', el-Basir, el-Hakem. el-Adl. el-Latif. el-Habir, el-Halim. el-Azim, el-Gafur, eş-Şekur. el-Aliy, el-Kebir, el-Hafiz, el-Mukit el-Hasib. el-Celil, el-Kerim, er-Rakib. el-Mucib, el-Vasi, el-Hakim. el-Vedud, el-Mecid. el-Bais. eş-Şehid. el-Hak. el-Vekil. el-Kaviy, el-Metin, el-Veliy, el-Hamid, el-Muhsi, el-Mubdi. el-Mu'id. el-Muhyi. el-Mumit. el-Hay, el-Kayyum. el-Macid, el-Vacid, el-Vahid. el-Ehad, es-Samed, el-Kadir. el-Muktedir. el-Mukaddim. el-Muahhir, el-Evvel. el-Ahir, ez-Zahir, el-Batin, el-Berr, et-Tevvab, el-Muntakim. el-Afuv, er-Rauf, Maliku'l-Mülk, Zu'I-Celali ve'l-İkram, el-Veliy, el-Muta'al. el-Muksit, el-Cami, el-Ganiy. el-Muğni, er-Rafi. ed-Dar, en-Nafi. en-Nur, el-Hadi. el-Bedi. el-Baki. el-Varis, er-Reşid. es-Sabur ...

 

Başka ravi; er-Rafi, yerine, el-Mani kelimesini, el-Vali'l-Müte'al kelimesinin ardından da el-Batin kelimesini söyledi.

 

Diğer Tahric: Buhari (3/185,8/169, 7/169) ve Müslim (3/2062).

 

 

Beyhaki der ki: Üstad Ebu ishak b. Muhammed el-isferayini "Onları sayan Cennete girer" sözünden kastın, bunları öğrenen olduğunu söyleyip, bu isimlerden yirmi sekizinin Allah'ın zatına ait isimler, yirmi sekizinin de zatına ait sıfatların ismi, kırk üçünün ise fiillerinin isimleri olduğunu söyledi.

 

 

Yüce Allah'ın Zatına Ait Olan İsimlerin Manaları

 

1- Allah: Değişik manaları vardır: onlardan bazıları, yaratmaya gücü yeten, ancak Onun istediği olan, yenilmeyen ve her şeye üstün gelen, her şeye her istediğini yaptıran ve hiçbir şeyin kendisine zorla bir şey yaptıramadığı ve ancak Kendisinin emretmesi caiz olandır.

 

2- el-Melik: Dilediğini aziz kılar, dilediğini zelil kılar ve zayıf düşmesi imkansızdır manasındadır. Yine bunun manasının, malik kılan ve çekip alan, gücü yeter kılan, engel olan, fayda veren, vekil kılan, azleden ama azledilemeyen ve kendisinden hiçbir şey çekilip alınamayan olduğu söylenmiştir. Aynı zamanda bunun manasının izzette ve hükümranlıkta tek olan demektir.

 

3- el-Kuddus: Bu ismin değişik manaları vardır: Birincisi kusurlardan, ortaklardan, benzeri olmaktan ve karşıtlarının olmasından beri / uzak olmaktır. Bir manası da; kendisine ait olan her vasıfta mükemmel olmasıdır. Bir manası da; başkasının ona kusur isnad edememesidir. Bir manası da; düşüncelerin ve gözlerin onu hakkıyla kavrayamamasıdır.

 

4- es-Selam: Bu ismin de değişik manaları vardır: Birincisi, selamet ondadır ve ondan olmasıdır. Başka bir manası da, ona itaat edenin selamette olmasıdır. Bir manası da, noksanlıklardan münezzeh olmasıdır. Bir manası da Onun istediği gibi kendisine ibadet edenin Onun gazabından selamette olmasıdır.

 

5- el-Mümin: Bu ismin de değişik manaları vardır: Bunlardan biri de hidayet ve imanın ona ait olmasıdır. Bir manası da Onu tasdik etmek ve yalanlamanın iman ve küfür göstergesi olmasıdır. Bir manası da bütün hakikatlerin ondan gizli kalmamasıdır. Bir anlamı da emrin ancak ondan alınmasıdır. Bir manası da geçerli olanın onun sözü olması ve onun hilafında söz söylenmemesidir. Bir anlamı da zeval bulmasının düşünülemeyeceğidir.

 

6- el-Muheymin: Bu, zevalinin mümkün olmadığı kemal isimlerindendir.

Şahadet, Hıfz, Ata, Men' ve başkasına benzememesi manasına da gelir.

 

7- el-Azız: Bunun da değişik manaları vardır: Bunlardan bazıları, bir şeye zorlanamaması, iradesi dışında bir şey yapılamaması, tehditle korkutulamaması, makamından indirilememesi, dilediğine azab etmesi, kaçanların sığınağı olması, istek sahiplerinin istediklerinin Onda olması, geçenlerin yolunun Ondan geçmesi, amel edenlerin mükafatını Onun vermesi, Onun gibisinin olmaması ve noksanlıklardan berİ olmasıdır.

 

8- el-Cebbar: Bunun da değişik manaları vardır. Azab etmekten çekinmemesi, verirken kısmadan bolca vermesi, vermediği zaman da bunu (gücü yetmediği için değil) kudretiyle vermemesi, isyan edenlerin isyanından dolayı üzülmemesi, ihlas sahiplerinin ihlasıyla sevinmemesi, olmayacak şeyi istememesi, olmayan bir şeye hayıflanmaması bu ismin anlamlarından bazılarıdır. Yine yaptığı hiçbir şeyin tartışılamaması ve yaptığı hiçbir şeyde sebep aranmaması bu ismin anlamlarındandır. Kudretine sınır konulamaması, hiçbir şeyi yapmaya asla zorlanamaması, izzetinin karşısında azizlerin zelil düşmeSİ, O'na yakınlaşmakla zelillerin aziz olması da bu ismin anlamlarındandır.

 

9- el-Mütekebbir: Bunun da değişik manaları vardır: Bunlardan bazıları şunlardır: Yanındaki her şeyin sınırsız olması, kınanamaması, Ona hiç kimsenin ceza verememesi, hiçbir şeyi kendi faydası için yaratmaması, itaat edenlerin ve ibadet edenlerin başa kakamaması, Ona itaat edenlere sevap vermek zorunda olmayan, itaat edenlerin itaatlerinin yüceliğine katkısı olmaması, O'na düşmanlık yapanların zarar verememesi, Kendisi için bir fayda sağlamak için emretmemesi, Kendisine gelecek zararı önlemek için de yasaklamamasıdır.

 

10- el-Aliyy: Mütekebbir: Bunun da değişik manaları vardır: Bunlardan bazıları şunlardır: Mahlukatın sıfatlarının kendisine yetişemeyeceği kadar yüce, emreden, yasaklayan, tehdit eden, veren, meneden, icabet eden, mahlukata ihtiyacı olmayan, yaptıklarından dolayı sorgulanamayan, yapmadıklarından dolayı hesaba çekilemeyendir.

 

11- el-Azim: Bunun da değişik manaları vardır: Bunlardan bazıları sınırdan ve mekandan, yoğunluktan ve seyreklikten münezzeh olmasıdır. O'na itaat (ibadet) ederken boyun büküp baş eğmek de bu isminin gereklerinden biridir.

 

12- el-Celil: Bunun da değişik manaları vardır: Bunlardan bazıları şunlardır:

Mahlukat için geçerli olan şeyin, Onun için geçerli olmaması, Kendisine itaatin vacip olması, ancak Kendisinin izzetli kıldığı kişinin aziz olması manasındadır.

 

13- el-Kebir: Bunun da değişik manaları vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: O'nun için ölçü ve miktarın geçerli olmaması, tedbirinde ona karşı gelinememesi ve hiçbir işte ona muhalefet edilememesidir.

 

14- el-Hamid: Bunun da manası övgü ve kemal sıfatlarının Ona ait olmasıdır.

 

15- el-Mecid: Kemal vasıflarında eşi olmaması, celal, kibriya ve izzet sıfatıyla tek olması, başkası için övgü olan güzel sıfatların hepsinin ancak kendisinde var olmasıdır:

 

16- el-Hak: Bunun da değişik manaları vardır: Bunlardan biri de Onu reddetmenin mümkün olmaması, varlığına iman edilmesi, emrinin dışında yapılan şeylerin övülmemesi, yarattıklarına, Kendisine karşı yapmaları gerekenleri açıklamasıdır.

 

17- el-Mubin: Bunun manalarından biri, akıl sahiplerinin onun varlığını açıkça bilmeleri, faziletin ancak Ondan olması, hakkı bilip onu batıldan ayırmanın ve hidayetin ancak Onun iradesiyle gerçekleşmesidir.

 

18- el-Vahid: Birden çok olmasının mümkün olmaması, benzerinin olmaması, mülkünden çıkmanın mümkün olmaması ve hükümranlığının sınırının olmamasıdır.

 

19- el-Macid: Yüce olması, yücelikte mübalağa, dilediğini yapabilmesi, velayet ve tevliyede tek olmasıdır.

 

20- es-Samed: Birçok manaya gelmektedir. Bunlardan biri düşünce de bile parçalara ayrılamamasıdır. Bir diğeri her şeyin ve halin O'ndan istenmesidir.

 

21- el-Evvel: Ezeli olması, verdiği nimete, musibete karşılık verilememesi ve fiilinde geçilememesi manasındadır.

 

22- el-Ahir: Daim olması ve yok olmasının mümkün olmamasıdır.

 

23- ez-Zahir: Delillerle hakkıyla idrak edilmesi manasındadır.

 

24- el-Batın: Dokunmakla, koklamakla ve tatmakla idrak edilememesi ve gizli olması manasındadır.

 

25- el-Muteal: Ona güç yetirilememesi, zat ve sıfatlarıyla zail olmaktan münezzeh olması, ihtiyaçtan münezzeh olmasıdır.

 

26- el-Ganiy: Gücünün sınırsız olması, desteğe veya alakaya ihtiyacı olmaması, olması düşünülen her şeyin ancak Onun kudretiyle var olmasıdır.

 

27- en-Nur: Delil ile veli kullarına zahir olması, gözlerle idrak edilememesi, ancak her akıl sahibinin onu idrak edebilmesidir.

 

28- Zu'I-Celal: Zikrettiğimiz vasıfların sadece Ona ait olması, her şeyin efendisi olmasıdır.

Beyhaki der ki: "el-Esma ve's-Sifat" adlı kitapta bu hadisin senedini zikrettim. Üstad: "Bunun manası; her yaratılmışın maliki olması ve yaratmada tek olmasıdır" dedi.

 

29- el-Mevla: Dilediğini dilediği gibi değiştirir manasındadır.

 

30- el-Ehad: Ona erişmenin ve dokunmanın mümkün olmaması, eksiklik ve fazlalıktan münezzeh olmasıdır.

 

31- el-Ferd: Karısının ve çocuğunun olmamasıdır.

 

32- el-Vitr: Bildiğimiz şekliyle sayıyla sayılamamasıdır. Sıfatlarından biriyle birinin vasfedilmesi durumunda bunun mutlaka karşıtlık ve zıtlık barındırmasıdır.

 

 

Zati Sıfatların İsimleri

 

Kudretiyle ilgili zati sıfatlarının isimleri şunlardır:

 

1- el-Kahir: Galip olan manasındadır.

2- el-Kahhar: Yok edilemeyen ve mağlup edilemeyen manasındadır.

3- el-Kaviyy: istediğini yapmaya gücü yeten manasındadır.

4- el-Muktedir: istediğini yapmaya engel olunamayan manasındadır.

5- el-Kadir: Kudretli olan manasındadır.

6- Zu'l-kuvveti'l-metın: Kudretinin sonsuz olması ve her şeye gücünün yetmesi manasındadır.

 

Bazı kitaplarda, el-Gallab ismi de zikredilmiştir. Bunun da manası, istediğini istediğine. zorlayan ama hiç kimsenin onu istediğine zorlayamamasıdır.

 

 

ilmiyle ilgili zati sıfatlarının isimleri şunlardır:

 

7- el-Alim: ilminin her şeyi kuşatmasıdır.

 

8- el-Habir: Olacak olan şeyi olmadan önce bilmesidir.

 

9- el-Hakım: Ayrıntıları ve vasıfları bilmesidir.

 

10- eş-Şehid: Gaib olanı ve hazır olanı bilmesi ve hiçbir şeyin ilminin dışında olmamasıdır.

 

11- el-Hafız: Bildiğini unutmayan manasındadır.

 

12- el-Muhsi: Çok bilmesinin onu meşgul etmemesi manasındadır. Nurun ışığı, rüzgarın şiddetli esmesi, yaprakların düşmesi gibi şeyleri hatta düşen her yaprağın nasıl hareket ettiğini bile bilir. Nasıl bilmesin ki; O yaprağı yaratan odur ve: ''O Yaratan hiç bilmez mi? O, Latifdir (çok lütuf sahibidir; her şeyin bütün inceliklerini, özelliklerini en iyi bilendir). (Her şeyden) haberlidir"[Mülk 14] buyurmaktadır.

 

 

iradesiyle ilgili zati sıfatlarının isimleri şunlardır:

 

13- er-Rahman: Geçici ve imtihan dünyasında yaşayan her şeyin rızkını vermek istemesidir.

14- er-Rahım: Cennet ehlini nimetlendirmek istemesidir.

15- el-Gaffar: Cezayı hak edenden bu cezayı kaldırmak istemesidir.

16- el-Vedud: Dostlarına ihsanda bulunmayı istemesidir.

17- el-Afuvv: Marifet ehline işi kolaylaştırmak istemesidir.

18- er-Ra'uf: Kullarının yükünü hafifletmek istemesidir.

19- es-Sabur: Cezayı geciktirmek istemesidir.

20- ei-Halim: Günah işleyenin cezasını kaldırmak istemesidir.

21- el-Kerim: ihtiyaç sahibine çok hayır vermek istemesidir.

22- el-Berr: Dostlarını aziz kılmak istemesidir.

 

 

İşitmesiyle ilgili zati sıfatının ismi: 23- es-Semi

Görmesiyle ilgili zati sıfatının ismi: 24- el-Basir

Diri olmasıyla ilgili zati sıfatının ismi: 25- el-Hayy

Baki olmasıyla ilgili zati sıfatının ismi: 26- el-Baki

27- el-Varis: Yarattıklarının ölmesinden sonra da baki kalmasıdır.

Konuşmasıyla ilgili zat i sıfatının ismi: 28- eş-Şekur

ilmi, işitmesi ve görmesiyle ilgili zati sıfatının ismi: 29- er-Rakib

 

 

Allah'ın Fİİlİ Sıfatları:

 

 

1- el-Halik: Var etme işinin sadece kendisine ait olmasıdır.

2- el-Bari: Yarattıklarını güzel şekilde yaratmasıdır.

3- el-Musavvir: Yarattıklarını değişik şekillerde yaratan manasındadır.

4- el-Vehhab: Çok vermesi ve vermediğini de kimsenin elde etmesinin

mümkün olmaması manasındadır.

5- er-Rezzak: Yarattıklarına, azık ve yaşamları için gerekeni vermesidir.

6- el-Fettah: Zoru kolaylaştıran manasındadır.

7- el-Kabıd: Dilediğini çekip alan manasındadır.

8- el-Basıt: Bolca veren manasındadır.

9- el-Hafid: Yoldan çıkanları zelil eden manasındadır.

10- el-Rafi: Yarattıklarına dereceler veren manasındadır.

11- el-Muizz: Halleri güzelleştiren manasındadır.

12- el-Muzill: Dilediğini alçaltan manasındadır.

13- el-Hakem: Dilediğini yapan manasındadır.

14- el-Adl: Yaptığı yadırganmayan manasındadır.

15- el-Latif: Fiilleri dikkatli inceleyen manasındadır.

16- el-Hafiz: Bir şeyi defetmesinin diğer bir şeyi defetmesine engel olmaması manasındadır.

17- el-Mukit: Bir musibet göndermesinin, başka bir musibet göndermesine engelolmaması manasındadır.

18- el-Hasib: Bir halin, kendisini başka bir halden dolayı meşgul edememesi manasındadır.

19- el-Mucib: İsteyene bolca vermesi manasındadır.

20- el-Vasi: Verdiğinin mülkünde eksiklik meydana getirmemesi manasındadır.

21- el-Bais: Haşreden manasındadır.

22- el-Vekil: Mahlukatın kefili olan manasındadır.

23- el-Mubdi: Fazlının başlangıcı manasındadır.

24- el-Muid: Ölüleri tekrar diriltip iade eden manasındadır.

25- el-Muhyi: Hayatı yaratan manasındadır.

26- el-Mumit: Ölümü yaratan manasındadır.

27- el-Kayyum: Mahlukatın devamını sağlayan manasındadır.

28- el-Vacid: Dilediğini var eden manasındadır.

29- el-Mukaddim: Dilediğini ileri alan manasındadır.

30- el-Muahhir: Dilediğini geri bırakan manasındadır.

31- el-Veliyy: Dostlarını koruyan manasındadır.

32- et-Tevvab: Tövbe edenlerin tövbesini halk eden manasındadır.

33- el-Muntakim: isyan edenleri cezalandıran manasındadır.

34- el-Muksit: Adaletli davranan manasındadır.

35- el-Cami: Hasımları toplayan manasındadır.

36- el-Muğni: Noksanlıkları ve ihtiyaçları izale eden manasındadır.

37- en-Nafi: Lezzetleri yaratan manasındadır.

38- el-Hadi: Taatleri yaratan manasındadır.

39- el-Mudill: Masiyetleri yaratan manasındadır.

40- el-Bedi': Yaratmada ortağının olmaması manasındadır.

41- er-Reşıd: Maksadında isabet eden manasındadır.

42- Maliku'I-Mülk: Değiştiren manasındadır.

 

Bu isimlerin bazısı zati sıfatlardaki isimlerle de sayılabilir. Bil ki, Allah'ın isimleri üç kısma ayrılır. Bir kısmı zati, bir kısmı zatın sıfatı, bir kısmı da fiili sıfatların isimleridir.

 

Birinci kısımda, isim ve müsemma ''Kadim, şey, ilah, Malik" gibi birdir. isim ve müsemma birdir sözünün manası, isimle müsemmaya fazladan bir sıfat yüklenmemesi, ismin müsemmanın isbatı olmasıdır.

 

ikinci kısımda ise sıfatı isimle kaimdir; ancak ona ne müsemmanın kendisi ne de müsemmadan başka bir şeydir denemez. ''Alim, Kadir" gibi. Çünkü burada isim, ilim ve kudretin kendisidir.

 

Üçüncü kısımda ise ismin fiilin sıfatı olmasıdır. Burada isim müsemmadan başkadır. ''Halık, Razık" gibi. Çünkü yaratmak ve rızık vermek, yaratan ve rızık verenden ayrıdır. Eğer isim mahluktan olursa, bu isim ve müsemmadan ayrı olur. isim Allah'tan olursa, Onun zatında ve kelamı olan bir sıfat olur. Buna da bu isim müsemmanın kendisidir veya başkasıdır denemez. Hak ehlinden olan bazı arkadaşlarımız ise Allah'ın bütün isimleriyle ilgili olarak isim ve müsemmanın bir olduğunu söylediler.

 

Bizim görüşümüze göre ise ''Alim, Halik" gibi isimler, ilim ve kudret gibi zati sıfatlardır. Fiili sıfatlar ise yaratma ve rızık verme gibi sıfatlardır. Bu sıfatlara isim demeyiz. Bunlar, Allah'ın zati sıfatlarının isimleridir.

 

Beyhaki der ki: Eba Bekr b. Muhammed b. el-Hasan b. Furek'in bildirdiğine göre Haris b. Esed el-Muhasibi bu konuda şöyle dedi: Bu mevzuda dilin şahitlik ettiği şeyle müsemma olması sahihtir. Yüce Allah: ''Sana, Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz"[Meryem 7] buyurduktan sonra, ''Ey Yahya, [Meryem 12] buyurarak ona ismiyle hitab etmiştir. Bu ayetlerle muhatabın Yahya, isminin de Yahya olduğu anlaşılmaktadır. Yine: "Allah'ı bırakıp taptığınız, sizin ve babalarınızın adlandırdığı putlardan başka bir şey değildir,;[Yusuf 40] buyurdu ve burada ismi verilen putları kasdetti. Eğer: "Allah'a taptım" diyen kişinin kasdettiği taptığından başka bir şey olsaydı, bu kişi Allah'ın ismine tapmış olurdu. "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır" sözünün manası, kulların Allah'a verdiği isimlerdir. Çünkü Allah birdir.

 

Şair şöyle der: Bir yılın sonuna kadar (ağlayın), sonra üzerinize olsun selam adı.

 

Ebu Ubeyd der ki: Şair burada: "Sonra üzerinize selam olsun" demek istemiştir. Çünkü selam ismi, selamın kendisidir.

 

Bazı arkadaşlarımız isimleri sıfatlarla bir tutmuştur. Bu konuda daha önce açıklama yapılmıştı. Bu konuda tercih edilen görüş, Şeyh Ebu Bekr b. Furek'in görüşüdür.

 

 

 

102- Ebu'l-Velid Hassan b. Muhammed el-Fakih der ki: Ebu Osman Said b. İsmail'e ''Tebareke"[A'raf 54] ayeti sorulunca: "Yükseldi ve yüceIdi manasındadır" cevabını verdi.

 

Bir sonraki konu için aşağıdaki link’e tıklayın: