SELEF ALIŞVERİŞİ
YAPANLARIN SELEF ALICISI TARAFINDAN MALIN GÖRÜLMESİ HALİNDE İHTİLAFA DÜŞMELERİ
Şafii (Allah'ın rahmeti ona)
dedi ki: Bir kimse buğday, kuru üzüm, kuru hurma, arpa ya da bunun dışında,
-nitelikleri belirlenmiş- yiyecek satın alacak olursa, eğer selef yoluyla satın
aldığı kalitesiz bir hurma sınıfı ise, satıcı da ona kalitesizden daha iyi ya
da kaliteli olarak yükümlü olduğu -kalite denilebilecektürden daha iyi alanını
getirip selef yolu ile satın aldığı acve, sayhani ya da daha başka belirtilmiş
türün dışında değilse, alıcının onu alması gerekir. Çünkü kalitesizin işe
yarayıp bir ihtiyaç kapattığı her bir yerde, kaliteli olan da işe yarayıp
ihtiyacı giderir ve üstelik ondan fazlasını da ihtiva eder. Aynı şekilde biz,
kendisine kaliteli denilebilecek asgarisini almakla yükümlü olduğunu söylerken,
o da ondan daha alasını ona verecek olursa, şüphesiz daha alası daha aşağıda
olanın karşıladığı ihtiyaçtan fazlasını karşılar. Böylelikle o yükümlü
olduğundan daha iyisini vermiş olur. Aynı zamanda kalite adına getirmekle
yükümlü olduğu sınırın dışına da çıkmamış olur. Böylelikle kendisine koşulan
şartı da aşmamış olur. Şayet ismi ya da türü farklı olursa, onu almaya mecbur
edilmez. Onu kabzedip almak ve almamak da muhayyer olur.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: İşte ölçeği bilinen kuru üzüm ve buğdayın her türlüsü hakkında
söylenecek söz budur.
Dedi ki: Bu kanaatin
açıklaması da şöyledir: Selef yoluyla, acve hurması satın alsa, satıcı ona
ondan kat kat daha iyi olan burdi hurması verse, onu almaya alıcıyı mecbur
etmem. Çünkü ondan selef yoluyla satın aldığı cinsten başka bir cinstir. Çünkü
o burdinin uygun olmadığı bir iş için acveyi isteyebilir. Cinsleri farklılık
gösterdiği takdirde, bütün yiyecekler böyledir. Çünkü satıcı, alıcıya koştuğu
şarttan farklısını -ondan daha iyisi olsa dahi-vermiş olmaktadır.
Şafii (Allah ondan razı
olsun) dedi ki: Bal da böyledir. Balı beyaz, sarı ya da yeşilimtırak diye
nitelendirmeden olmaz. Çünkü balın renklerine göre, değeri arasında da
farklılık olur. İşte renk farkı dolayısıyla aralarında farklılık bulunan hayvan
ve başka şeyler için de durum böyledir.
Dedi ki: Bir kimse, bir
malı selef yoluyla kaliteli gümüş karşılığında bir diğerine satsa, o da kalite
adının asgari olanın kullanılabileceğinden daha fazla beyaz bir gümüş getirse
yahut da bir ticaret malını kaliteli kırmızı altın karşılığında selef yoluyla
satsa, bu kişi de kendisine kaliteli denilebilecek asgari seviyeden daha
yukarıda kırmızı altın getirecek olursa, bunu kabul etmek zorundadır. Aynı
şekilde kaliteli kırmızı bakırı, selef yoluyla alması da böyledir. Ona
kendisine kalite adının asgarisinden daha da ileri derecedeki kırmızı bir bakır
getirecek olursa, onu kabul etmelidir. Fakat kırmızı bakırı selef yoluyla
sattığı halde, ona beyaz bakır verecek olursa, beyaz bakır da kırmızı bakırın
elverişli olmadığı şeyler için uygun ise, iki renkten birisinin elverişli olduğu
fakat diğerinin elverişli olmadığı renkler arasında farklılık varsa, kabul
etmek zorunda değildir. Müşteri, o niteliği taşıyandan başkasını kabul etmekle
yükümlü değildir. Aynı şekilde renklerdeki farklılıktan ötürü değerleri
arasında da farklılık varsa, müşteri ancak selef yoluyla satın aldığı niteliği
kabul etmek durumundadır. Renkler sebebiyle aralarında farklılık olmayan fakat
satın alınan şeyin kullanıldığı alana da uygun olan şeyler de birisinin
ihtiyacı karşılaması, diğerine göre daha fazla olmayıp değeri de daha yüksek
değilse, sadece isimden ötürü aralarında fark varsa, bu durumda ben renkleri
dikkate almam.
Sonraki için tıkla:
NİTELİĞE UYGUN
OLMAYAN SELEF ALIŞVERİŞİNDE KABUL EDİLMESİ GEREKENLER