ZEBİHA (KESİLEN
HAYVAN) VE KESMESİ CAİZ OLANLAR
Şafii (Allah'ın rahmeti
ona) dedi ki: Ay hali kadın ve çocuk gibi kesmeye gücü yeten her bir Müslümanın
kestiğini, Yahudi ve Nasrani'nin kestiğinden daha çok severim. Bununla birlikte
hepsinin kestikleri helaldir. Ancak ben kişinin kendi kurbanını kendisi
kesmesini müstehap görürüm.
[1399] Çünkü rivayet
edildiği üzere Nebi (s.a.v.) aile halkından Fatıma ya da ondan başka bir kadına
şöyle demiştir: "Kurbanının kesildiği sırada hazır bulun. Çünkü ondan
damlayacak ilk damla ile birlikte senin günahın bağışlanır."
Şafii dedi ki: Kurbanlığı
onun asıl sahibinden başkası kesse de geçerli olur. [1400] Çünkü Nebi (s.a.v.),
kendi hediyelik kurbanlıklarının bir bölümünü kendisi boğazladı bir diğer
bölümünü başkası boğazladı. O hediyelik kurbanlık göndermiş ve onunla birlikte
başkaları da onları kesmiştir.
Şu kadar var ki ben,
hediyelik kurbanlıklardan herhangi birisini müşrik birisinin kesmesini mekruh
görürüm. Zira aziz ve celil Allah'a yakınlaşmak için kesilen bir şeyin,
Müslümanlar eliyle olması gerekir. Eğer kestiği helalolmayan bir müşrik o kurbanlığı
kesecek olsa, mekruh görmekle birlikte belirttiğim sebepten ötürü caizdir.
Kitap ehli kadınları,
kesebilmeleri halinde erkekleri gibidir. Yahudi ve Hristiyanların kendileri
için kestikleri Müslümanlar için de helalolan av hayvanları yahut davarlardan
eğer iç yağlarını, bağırsaklarını, kemiğe karışanlarım ya da başkasını haram
kılıyorlarsa bile, Müslümanların bunları yemelerinde bir sakınca yoktur. Çünkü
aziz ve celil Allah, onların yemeklerini helal kıldığına göre bu, -tefsir
bilginlerine göre- onların kestikleri demektir. O halde onların bizim için
kestiklerinin tamamında kendilerinin haram kabul ettikleri bir miktar şeyler de
vardır. Eğer kendileri için kestikleri takdirde, onun bize haram olması, haram
kılmaları sebebiyle haram olması, dinlerinin asıllarının bir gereği olsaydı,
bizim için kestikleri takdirde bize de haram olurdu. Bize de ancak onların
yedikleri helal olduğundan onların yemeklerinden olmadığı için bize haram
olsaydı ve bu da onların helal kabul ettiklerine uygun olsaydı, o takdirde bize
haram olan bir şeyi helal kabul edip kendileri için yemek saysalardı. Eğer biz
bu yolu izlemiş olsaydık, bizim de onu yememiz gerekirdi. Çünkü bu onların
kendileri için helal olan yemeklerindendir. Fakat ayetin manası bu değildir.
Manası açıkladığımız gibidir. Allah en iyi bilendir.
Şafii dedi ki: Aziz ve
celil Allah, Nebi'sine (s.a.v.) indirdi ği buyruklara göre onda neyi helal
kıldıysa, o kıyamet gününe kadar helaldir. Bundan önce helal kıldığının haram
olup olmaması arasında fark yoktur. İndirdiği Kitabında haram kıldığı da
kıyamet gününe kadar haramdır. Ondan önce haram olması ile olmaması arasında
fark yoktur. İndirdiği Kitabı ile onun zamanında bulunan ya da ondan önce
bulunan ona muhalifher bir dini nesh etmiş ve bütün insanlara ona uymayı farz kılmıştır.
Bununla birlikte şanı yüce Allah, kitap ehlinden küçülmüş oldukları halde
cizyenin alınmasına izin vermiştir. Bununla birlikte iman etmedikleri için
onlar, mazur görülmüş olmazlar. Kitabında helal kıldığı hiçbir şey, onlara
haram kılınmamıştır. Kitabında haram kıldığı hiçbir şeyi de onlara hel al
kılmamıştır. İster harbi olsunlar ister müstemen (kendisine em an verilen),
ister zimmi olsunlar kitap ehlinin kestikleri arasında fark yoktur.
Şafii dedi ki: Dilsiz
Müslümanın da aklı başında iken delinin de kesmesini mekruh görmediğim gibi
sarhoşun, aklı başında olmayan delinin kestiğini mekruh görürüm ama bu
kestiklerinin haram olduğunu söylemiyorum. Birisi dese ki:
- Bu iki kişi namaz
kılacak olurlarsa namazları olmaz, diye söylediğin halde onların kesimlerinin
geçerli olacağını nasıl söylersin? Yüce Allah'ın izni ile ona şöyle denilir:
- Çünkü namaz ile kesim
işi farklıdır. Namaz ancak aklıyla idrak eden kimse için geçerli olabilecek bir
takım amellerden ibarettir. Namaz taharetsiz de olmaz. Başı ve sonu olan bir
vakitte eda edilir. Bu iki kişi ise bunları akledemezler. Kesimde ise sadece o
işin yapılması istenir. Eğer bu iki kişi bu işi yapacak olurlarsa, ben bu
ikisini bu hususta müşrik bir erkekten, ay hali müşrik bir kadından, aklı
ermeyen küçük bir kızdan, kendisine hadlerin uygulanamayacağı bir kimseden daha
kötü bir durumda değerlendiremem. Çünkü bütün bu sayılanların kesimi
geçerlidir. İşte bu manadan ötürü ben derim ki: Bu kimselerden istenen sadece
kesim işini yapabilmektir.
Sonraki için tıkla: