İHRAMDAN SONRA
ĞUSLETMEK
[1031] Bize er- Rebi'
haber verip dedi ki: Bize Şafii haber verip dedi ki: Bize Malik b. Enes, Zeyd b.
Eslem'den haber verdi. O, İbrahim b. Abdullah b. Huneyn'den, o babasından
rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Abbas ve el-Misver b. Mahreme, Ebva'da
ihtilafa düştüler. Abdullah b. Abbas: İhramlı kişi, başını yıkayabilir, dedi.
El-Misver: İhramlı kimse başını yıkayamaz, dedi. Bu sefer İbn Abbas, beni Ebu
Eyyüb el-Ensari'ye bunu sormak üzere gönderdim. Ben onun kuyu başındaki iki
dikili ahşap arasında yıkanmakta olduğunu ve bu arada bir elbise ile kendisini
örttüğünü gördüm. Ona selam verdim. Bu kim, dedi. Ben Abdullanım. Beni sana İbn
Abbas, Rasulullah (s.a.v.) ihramlı iken başını nasıl yıkardı, sorayım diye
gönderdi. (Abdullah) dedi ki: Ebu Eyyüb ellerini elbisenin üzerine koydu,
örtüyü başını görünceye kadar indirdi. Sonra üzerine su döken birisine su dök,
dedi. O da başına su döktü. Sonra elleriyle başını öne arkaya götürüp getirerek
ovuşturdu, sonra da: İşte ben Rasulullah (s.a.v.)'ı böyle yaparken gördüm,
dedi.
[1032] Bize Said b.
Salim, İbn Cüreyc'den şöyle dediğini haber verdi. Bana Atanın haber verdiğine
göre, Saffan b. Ya'la kendisine Ya'la b. Ümeyye'den şöyle dedi, diye haber
verdi. Ömer b. el-Hattab bir deveye doğru gusl ederken ben de bir örtü ile onu
örtüyordum, derken Ömer dedi ki: Ey Ya'la başıma su dök. Ben ey müminlerin
emiri açıkça bildir, dedim. Ömer b. el-Hattab dedi ki: Vallahi su saçın ancak
kirlenmesini artırır, dedi. Ondan sonra Allah'ın adını anarak başına su döktü.
[1033] Bana Said b.
Salim, İbn Cüreyc'den haber verdi. Onun Atadan rivayete göre, bazı kimseler,
Ömer b. el-Hattab (r.a.)'ın önünde suya daldılar. O sırada kendisi sahillerden
birisinde idi. Ömer de onlara bakıp durduğu halde onların bu yaptıklarına karşı
çıkmadı.
[1034] Bize Süfyan b.
Uyeyne, Abdülkerim el-Cezeri'den haber verdi. O, İkrime'den o, İbn Abbas'tan
şöyle dediğini rivayet etti: Ömer b. el-Hattab bazen bana - ihramb olduğumuz
halde- gel seninle suyun içinde kalmakta yarışalım, hangimizin nefesi daha
uzun, derdi.
[1035] Bize Said b.
Salim haber verip dedi ki: Bize İbn Cüreyc, Atadan şöyle dediğini haber verdi:
İhramb olan cünüp de ihramsız olan da gusl ettiği vakit dilerse, derisini
ovalar, ama başını ovalamaz. İbn Cüreyc: Ben ona: Neden isterse derisini ovalar
da başını ovalamaz, dedim. O: Çünkü o başını görmediği halde derisini görür,
dedi.
[1036] Bize İbn Uyeyne,
Eyyüb'den haber verdi. O Nafi'den, o Ömer b. el-Hattab'ın azatlısı Eslemden
şöyle dediğini rivayet etti: Asım b. Ömer ve Abdurrahman b. Zeyd ihramlı
oldukları halde, Ömer onlara bakıp duruyorken suyun altında kalmakta birbirleri
ile yarıştılar.
Şafii dedi ki: Biz bütün
bunları delil olarak alıyoruz. İhramlı olan bir kimse, cünüp olmadığı ve
zorunlu olmadığı halde gusl eder, başını yıkar, su ile bedenini ovalar. Hatta
bedeninin tamamında değişen taraflarını ovalar ve su ile o değişmeleri giderir.
Başını yıkadığı zaman,
üzerine suyu boşaltır. Fakat eğer başını cünüplükten dolayı yıkamıyorsa elleri
ile başını ovuşturmamasını daha çok severim. Ama yapacak olursa, bunda bir
sıkıntı olmayacağını da umarım. Cünüplükten dolayı gusl ediyor ise, başını parmak
uçlarının ve ellerinin iç tarafları ile yıkamasını, saçını yumuşak bir şekilde
hareket ettirmesini, suyu saçlarının dibine içermesini, ama tırnaklarıyla da
kaşımamasını, ondan bir şey koparmaktan çekinmesini müstehab görürüm. Eğer
saçını hafif ya da sert bir şekilde hareket ettirip de ellerine bir miktar saç
gelecek olursa, ihtiyata uygun olan fidye vermesidir. Fakat saçını
kopardığından yahut kendi fiili ile yolduğundan kesin emin olmadıkça, ondan
dolayı fidye vermesi vacip değildir. Sakalında da hüküm böyledir. Çünkü saç
bazen önceden yolunmuş ve saçlar arasında asılı kalmış olabilir. Ona
dokunulunca yahut hareket ettirilince yolunmuş olanları çıkabilir(
dökülebilir).
Başını sidr ve hatmi ile
yıkamaz. Çünkü böyle yaparsa onu taramış olur.
Şayet bunu yaparsa fidye
vermesini müstehab görürüm. Bununla birlikte, bunun vacip olduğunu bilmiyorum.
İhramlı bir kimse, eğer başını keçelemiş buluyor ise, başını yumuşatmak
maksadıyla birkaç defa suya sokmaz. İhramlı bir kişi, vücudunu, dilerse sert bir
şekilde de ovalayabilir. Çünkü bedeninde başında ve sakalında olduğu gibi
sakınması gereken saç yoktur. Eğer bedenini ovalamaktan ötürü bir miktar kılı
koparacak olursa o zaman fidyesini öder.
Sonraki için tıkla:
İHRAMLI KiMSENİN
HAMAMA GİRMESİ