BiR BELDE DE CUMA
NAMAZININ KILINMASI İÇİN KAÇ KİŞİNİN BULUNMASI GEREKİR
İmam ŞafiI (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Cuma namazı farzdır. Ayrıca Cuma namazımn vakit, namazı
kılanların sayısı, namazı kılanın mukim veya yolcu olması söz konusu olmaksızın
namaz kılan herkesin eda etmekle yükümlü olduklan bir ibadet olması ihtimalinin
akla gelmesini bertaraf etmek için diyoruz ki: Bir kimsenin Cuma namazını,
ancak mukimken kılabileceği hususunda herhangi bir ihtilaf olduğunu bilmiyoruz.
Ayrıca ben Cuma namazının kırk kişiden az bir erkek topluluğuna farz olduğuna
ilişkin bir delil hatırlamıyorum. Kaldı ki bizden başkalan da "Cuma
namazı, ancak şehir merkezi (mısırlbelde) ehline farzdır." görüşünü
savunmuşlardır.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Arkadaşlarımızdan birkaçının şöyle dediklerini duydum:
"Bir beldede mukim olanların sayısı kırk kişiyi (erkek) buluyorsa Cuma
namazını kılmaları farz olur, bu ikamet yeri karye (köy) de olabilir." Biz
de bu görüşteyiz. Bazıları bizim gerekli gördüğümüz bu sayıdan daha az sayı
için Cumanın farz olduğunu söylemişlerdir. Ama ben bu görüşümüzü bir kenara
bırakmayı doğru bulmuyorum. Bizim bu görüşümüze muhalif olan kuvvetli bir
rivayet de söz konusu değildir.
Hadis ehlince sabit
olmayan bir rivayette Resulullah (s.a.v)'in Medine'ye vardığında kırk kişiye
Cuma namazını kıldırdığı belirtilmektedir.
Yine rivayet edildiğine
göre Peygamberimiz (s.a.v) Arap köylerine Cuma namazını ve Bayram namazlarını
kılmalarını emreden mektuplar yazmıştır. Tahric:
Beyhaki, el-Marife, Cuma, 6305-6307. 8 Beyhaki, el-Marife, Cuma, 6322.
Bir başka rivayette
Peygamberimizin (s.a.v) Amr b. Hazm'a, Necran halkına Bayram namazlarını
kıldırmasını emrettiği belirtilmektedir.
---------
Bu
rivayeti sadece imam Şafii'de gördüm. Ayrıca Beyhaki de Şafii'den rivayet
etmiştir (el-Marife, 2/466) Şurası açıktır ki sayı (kırk veya elli kişi) ile
ilgili sahih bir hadis yoktur. Bu hususta dayanak, fiili uygulamadır. Bu
rivayetlerden önce imam Şafii'nin sözlerinden anlaşılan budur.
----------------
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bize, İbrahim b. Muhammed, o Abdulaziz b. Ömer b. Abdulaziz'den,
o, babasından; babası da Abdullah b. Abdullah b. Utbe'den şöyle rivayet etti:
Bir köyde kırk kişi (erkek) bulunuyorsa Cuma namazlarını kılmaları farz olur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bize sika (güvenilir) olan bazı kişiler Süleyman b. Musa
aracılığıyla şöyle rivayet ettiler: Ömer b. Abdulaziz, Şam-Mekke arasındaki
sulak bölgelerde yaşayan halka, "Kırk erkek hazır bulunduğunuz zaman Cuma
namazını kılın."9 diye yazdı.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Cuma namazını kılmak için bir köyde (karye'de) kırk erkeğin
hazır bulunması gerekir. Köy / karye de bina demektir. Taş, tuğla, çatı, yaprak
ve ağaçtan yapılan yapıların tümü, "bina" kelimesinin anlamı içine
girerler. Köyün evlerinin bir arada olması gerekir. Bu köyün halkının da
ihtiyaç dışında yazın da, kışın da köyü terk etmemeleri lazımdır. Köylülerin
ihtiyaçları için köyden aynlması bu kapsama girmez. Yine bildiğimiz köylerdeki
gibi evlerinin bir arada toplu olması lazımdır. Eğer evler geleneksel köy
görünümünü çağnştırmayacak şekilde dağınıksa orası köy sayılmaz ve Cuma
namazını da kılamazlar.
Hür ve akıl baliğ kırk
erkek bir araya geldiğinde -benim görüşüme göre- Cuma namazını kılabilirler.
-Allah en doğrusunu bilir- Cuma namazı onların üzerine farzdır. Cumayı
kılarlarsa namazları geçerli olur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Köyde Cuma namazı için gerekli olan bu sayı mevcutsa, ama
tümü Cuma namazında hazır değilse, bana göre öğlen namazını kılmaları gerekir.
Sayıları yeterliyse veya bu sayıdan fazla kişi bulunuyorsa, ama yerleşim yeri
işaret ettiğimiz köy vasfında değilse Cuma namazını kılamazlar. Eğer büyük bir
şehirde yaşıyorlarsa ve bu şehirde Müslümanlardan başka müşrikler veya Müslümanların
köleleri ve kadınları bulunuyorsa dolayısıyla hür ve akıl baliğ erkek
Müslümanların sayısı kırkı bulmuyorsa Cuma namazını kılmaları gerekmez. Ayrıca
o şehirden geçen Müslümanların sayısı fazla olsa da o şehrin yerlisi
Müslümanların sayısı kırk kişiyi bulmuyorsa yine Cuma namazını kılamazlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir köyde Cuma namazı için gerekli olan sayıda veya daha
fazla kişi bulunsa, sonra bazısı ölse veya kaybolsa ya da başka bir yere
taşınsa böylece toplam kırk erkek bulunmasa Cuma namazını kılmaları gerekmez.
Köyde yaşayanların dışında oradan geçen Müslüman yolcu ve tüccarlar bulunsa da
şayet köyün erkek yerlilerinin sayısı kırkı bulmuyorsa orada Cuma namazı
kılınmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer bir yerleşim yeri benim vasfettiğim gibi ise evleri
tamamen veya bir kısmı yıkılmışsa ve bu yerde kalanlar arasında kırk erkek
bulunuyorsa, köyün halkı yeniden onarmak için köyden ayrılmıyorsa üstü kapalı
veya açık bir yerde Cuma namazını kılabilirler.
İmam Şafil (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir beldenin halkı kırk veya daha fazla kişiden oluşuyorsa,
ama tamamı hastalanırsa, o kadar ki Cuma günü hür ve akıl baliğ kırk erkek
mescide gelemezse, bu takdirde öğlen namazını kılmaları gerekir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Mescidde o beldeden geçenler veya oraya yerleşmemiş
tüccarlar çoğunluktaysa ve o beldede mukim olan hür ve akıl baliğ kırk erkek
mescidde bulunmuyorsa Cuma namazını kılamazlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Beldenin halkı hür ve akıl baliğ kırk veya daha fazla
kişiden oluşuyorsa, bunların bir kısmının aklından zaafı varsa ve Cumada hazır
bulunan diğerleri sağlıklı kırk erkek değilseler Cuma kılamazlar.
Bir köyün (karyenin)
halkı kırk veya daha fazla kişiden oluşuyorsa ve imam Cuma günü onlara hutbe
okuduktan sonra bunların bazısı imamın namaz tekbirini getirmesinden önce
mescidi terk eder de geride imamla beraber kırk erkek kalmazsa ve bu gidenler
imam tekbir getirmeden önce dönerlerse ve sayı da kırkı bulursa imam onlara
Cuma namazını kıldırır. Tekbir getirdiği sırada sayı kırkı bulmamışsa onlara
Cuma namazını kıldırmaz. Dört rekat öğlen namazını kılarlar.
İmam Şafil (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bazı kimseler mescidi terk ederse, imam da hutbeden sonra onların
dönmesini beklerse, ben, şayet vakit varsa ikinci bir hutbe vermesini, sonra
Cuma namazını kılmasını yeğlerim. Eğer böyle yapmazsa dört rekat öğlen namazını
kılar. Çünkü hutbe ile namaz arasında uzun bir fasılanın bulunması caiz
değildir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Cemaatin sayısı kırk erkekten az olduğu halde onlara hutbe
okursa, sonra namaza başlamadan önce geri dönenlerle sayı kırk kişi olsa da
dört rekat öğlen namazı kılar. Bana göre kırk kişiden oluşan cemaate hutbe
okumadıkça, Cuma namazı geçerli olmaz. Cumayı kılarken hutbe dinleyen kırk
kişiyle birlikte tekbir getirmek gerekir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kırk kişilik cemaatte, vasfettiğim gibi, üzerlerine Cuma
farz olan hür, akıl baliğ erkek, aklında noksanlık bulunmayan, mukim olup yolcu
olmayan kimselerin dışında kalanların bulunmasını uygun görmem.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmam kırk kişilik bir cemaate hutbe okuduktan ve onlarla
Cuma namazılli kılmak üzere tekbir getirdikten sonra cemaatten bazı kimseler
mescidden ayrılırsa bu hususta iki görüş vardır: Birincisi: İmamla beraber iki
kişi kalmışsa namazı tam bir cemaat namazı olacağı için Cumayı kılması
durumunda geçerli olur. Çünkü Cuma namazına başlarken Cumaları geçerliydi. Aynı
şekilde namazı dört rekat öğlen namazı olarak da kılsa geçerli olur.
İkincisi: Cuma namazının
geçerli olması için başlarken ve tamamlarken arkasında kırk kişilik bir
cemaatin bulunması gerekir. Ama imamla beraber iki köle, bir köle ve bir hür
veya iki yolcu yahut bir yolcu ve bir mukimden başka kimse kalmamışsa öğlen
namazını kılar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Şayet imam tekbir getirdikten sonra arkasındaki cemaatten
iki veya daha fazla kişi kalsa ve imam da Cuma namazını kılsa, sonra cemaatin
iki kişi olduğunu ya da birinin yolcu yahut köle ya da kadın olduğunu anlasa,
namazı dört rekat öğlen namazı olarak iade eder.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Yukarıdaki iki görüşten birine göre üzerine Cuma namazı farz
olan iki kişi arkasında bulunmadığı sürece imamın kıldığı Cuma namazı geçerli
olmaz. Eğer arkasında, üzerine Cuma namazı farz olan iki kişi ve daha fazlası
bulunmadan Cuma namazını kılarsa dört rekat öğlen namazı olarak iade etmesi
gerekir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmamın abdesti bozulursa, hutbeyi dinleyenler arasında bir
adam da imam olarak öne çıkarsa ve arkasında da kırk erkekten az sayıda bir
cemaat bulunursa, namazı dört rekat öğlen namazı olarak kılarsa geçerli olmaz.
Abdesti bozulan imam da ancak imamlığı ortadan kalkmış ve başka bir adamın
imamlığıyla yer değiştirmiş olur. Eğer imam baştan itibaren bu haldeyse artık
dört rekat öğlen namazını kılmaktan başkası doğru olmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmam Cuma namazını kılmak üzere tekbir getirirse, sonra
namazı öğlen namazı olarak sürdürmesi gerektiğine karar verirse, Cuma namazı
niyetiyle kıldığı kadan geçerli olur. Çünkü Cuma namazı, Cuma gününün öğlen namazıdır.
Sadece kısaltarak kılmak söz konusudur. Şayet imama bir halolur da namazı
kısaltma imkanı olmazsa, tamamlar / dört rekat kılar. Tıpkı yolcu birinin iki
rekat kılmak üzere namaza başladıktan sonra bulunduğu yerde ikamet etmeye niyet
etmesi durumunda, kalan iki rekatı da kılması gibi ... Dolayısıyla imam da
namazı dört rekat olarak tamamlar ve iade etmesine gerek kalmaz.
Sonraki için tıkla:
MESKENiNDE OLUP
DA ÜZERiNE CUMA NAMAZı FARZ OLAN KiMSE