NAMAZIN İLK FARZ
KILlNDIĞI ZAMAN
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bu konu ile ilgili olarak bilgisi olan ve haberi doğru olanın,
şöyle dediğini işittim: Allah (c.c) namazIn farz kıhnışıyla alakah olarak emir
indirmiştir. Sonra indirdiği emri başka bir emirle neshetmiş ve en sonunda da
ikinci emri beş vakit namazIa neshetmiştir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) dedi ki: Sanki söylediğiyle Allah (c.c) şu kavlini kastetmektedir:
"Ey örtünüp bürünen (Peygamber)! Kalk, birazı hariç olmak üzere geceyi;
yarısını ibadetle geçir. Yahut bundan biraz eksilt." (Müzzemmil, 1-3)
Sonra aynı surede şu
emriyle bu ayeti neshetmiştir: "(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin,
gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle
geçirdiğini biliyor ... "
Devamla ayetin şu
kısmına kadar: " ... Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun ... "
(Müzzemmil, 20)
********************************************
[Ayetin
toplu meali: "(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine
yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor.
Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü
düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete)
gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık,
Kur'an'dan kolayımza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını,
bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını,
diğer, bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde,
Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin,
Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz,
onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak
bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok
merhamet edendir."]
********************************************
Bununla gece namazının,
gecenin yarısı,'yahut yarısından azı yahut yarısından fazlası, kolaya gelenle
neshedilmiştii: Bu söylenen şey, dediğine ne 'kadar da benzemektedir.
Ben hiç kimsenin gecede
Kur'an'dan kalayına geleni okumasını terk etmemesini müstehab sayarım. Devamla
şöyle dedi: Müzzemmil suresinden zikredilen, Allah'ın şu kavli ile
neshedilmiştir:
[Ayetin tamamının manası
şu şekildedir: "Güneşin zevalinden (öğle vaktinde -batıya. kaymasından) gecenin
karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl.
Çünkü sabah namazı şahitlidir."
"Güneşin zevalinden
(öğle vaktinde \ batıya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli
vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı
şahitlidir." (İsra, 78)
Güneşin zevali /
dönmesi, zeval vaktidir.
"Gece bastıriiıcaya
kadar (belli vakitrerde) namaz kıl." Gecenin bastırması, karanlığıdır.
"Bir de Kur'an'
el-fecr. Çünkü Kur'an'el-fecr şahitlidir." (İsra, 78) Kıır'an' el-fecr,
sabah namazıdır ..
"Gecenin bk
kısmında uyanarak, sana mahsus bir namax olmak üzere namaz kıl." (İsra,
,79)
Gece namazının farz bir
ibadet olmayıp nafile bir ibadet oldıığunu katiyetle Allah (c.c.), Peygamberine
öğretmiştir .
Farzlar ise zikri geçen
vakitlerde -gerek gece gerek. gündüz- yapılan
ibadetlerdir .
Allah (c.c)'ın şu
buyruğuyla alakalı olarak şöyle dendi;
"Haydi, siz, akşama
ulaştığınızda Aılalr'i tesbih edin'' Burada, akşam ve yatsı namazı
kastedilmiştir.
"Sabaha kavuştuğunuzda''
Burada, sabah namazı kastedilmiştir.
'Göklerde ve yerde hamd
O'na mahsustur. Gündüzün sonunda" Burada İkindi namzzı kastedilmiştir.
''Öğle vakine
eriştiğinizde." (Rum, 17 -18) Burada, öğle namazzı kastedilmiştir. Bu
hususta söylenenin, söylenne ne kadar da benzemektedir.
AHah en doğrusunu bilir.
**********************
[Ayetin
tamamının manası şu şekildedir: "Öyle ise akşama girdiğinizde, sabaha
kavuştuğunuzda, Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur. Gündüzün
sonunda ve öğle vaktine girdiğinizde Allah'ı tesbih edin." (Rum, 17-18)]
**********************
Dedi ki: Resulullah
(s.a.v.)'in sünnetinin beyanına dayanarak yaptığım açıklamalar şunlardır:
Bize Malik, amcası Ebu
Süheyl b. Malik'ten, o da babasından, Talha b. Ubeydullah'ın şöyle dediğini
nakletti: Bir adam gelerek "İslam'ı" sorduğunda Resulullah (s.a.v)
şöyle buyurdu: "Bir gün ve gecesinde beş vakit namazdır. " Adam,
"Bunun dışında üzerime farz kılınan başka namazlar var mıdır?"
deyince "Hayır, ancak Allah'a yaklaşmak istersen, nafile namazlar vardır.
" buyurdu. Tahric: Taberi,
Seferde namazı kısalma 1/175 no: 97; Buhari, iman 1/31-32 no: 46; Müslim, iman
1/40-41 no: 8/11
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Farz olan namazlar; beş vakit namazlardır. Onların dışındaki
namazlar ise, Allah'a yaklaşmak için kılınan nafile (tatavvu) namazlardır.
Resulullah (s.a.v.) katır üzerinde vitir namazı kılmıştır. Ama farz bir namazı
katır üzerinde kıldığı bilgisi bize ulaşmamıştır.
Nafile namaz (tatavvu
namazı), edası yönünden iki çeşittir: Cemaatle veya münferiden kılınan
namazdır. Cemaatle kılınan namaz, müekked namaz olup kılma imkını olanların
hiçbir surette terk etmelerini caiz görmediğim namazlardır. Bunlar; iki bayram
namazı, küsuf ve husuf (güneş ve ay tutulması) namazı ile istiska (yağmur
duası) namazıdır. Ramazan ayındaki kıyamı (teravili), kişinin münferiden
yapması bana daha sevimli gelir. Münferiden kılınan namazlarının en
kuvvetlileri; -bazıları bazılarından daha kuvvetlidir- vitir namazı (bu namaz
neredeyse teheccüt namazına benzer) ve sabah namazının iki rekatı olup hiçbir
Müslüman'a bu namazları vacip görmememle beraber hiçbirinin bu namazları terk
etmesine rıza göstermem. Bu namazlardan birini terk eden bir Müslüman'ın
durumu, -gerek gece gerek gündüz olsun- nafileleri terk eden Müslüman'dan daha
kötü bir durumdur.
Sonraki için tıkla:
BEŞ VAKİT
NAMAZIN REKAT SAYISI