ŞAFİİ el-UMM

...PAYLAŞTIRMA

 

PAYLARIN PAYLAŞTIRILMASININ ORTAK NOKTASI

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bizim, paylar hakkında yaptığımız paylaştırmanın özü adı verilenlerin her birisinin hakkının sayıya göre de olmayıp her bir sınıfa bir pay verilmesi esasına göre de olmadığıdır. Kişinin o paya muhtaç olduğunu bilmeseler dahi. Onların, paylarını eksiksiz almaları, başkalarından artması halinde diğer paylardan almalarına engel değildir. Çünkü aziz ve celil Allah, onların her bir sınıfına belirli bir vakitle tayin edilmiş bir pay vermiştir. Bu sebeple biz de o kimseye her iki bakımdan birlikte pay verdik. Dolayısıyla fakirlere, yoksullara, borçluIara, fakirlikten ve yoksulluktan zenginliğe borçluluktan da borçsuzluğa çıkacak kadar bir şey verilecek olursa, onların paylar arasında artık bir hakları kalmaz ve böylelikle varlıklı olmuş olurlar. Nitekim varlıklı olanların, zengin iken baştan itibaren onlarla birlikte bir hakları yoktur. Onları fakirlik, yoksulluk ve borçluluk isminin kapsamı dışına çıkartan ne ise, o isimlerinin taşıdığı anlamın dışına da o çıkartır.

Yazışmalı köleler de böyledir.

 

Yolcu ve gazilere ise, anlattığım şekilde onlara yolculuklarında ve gazalarında yapacakları masraflara yetecek kadarı verilir. Sadaka toplamakla görevli kimsenin ücreti de sadakadan alınır. Onların yolcu, gazi ve sadaka toplamak için çalışanlamil kimseler oldukları sürece onları yolcu, gazi ve amil olmalarının dışına çıkarmaz. Bu sebeple onlara ancak bu adın ortak özelliği olan mana dolayısı ile pay verilir.

İşte kalpleri ısındırılacak olanlar da böyledir.

 

Bu sınıfların her birine bu payların(ın) tamamı verilecek dahi olsa onlardan bu isim kalkmış olmaz.

 

Dedi ki: O halde onlar kendilerine pay verilmesini gerekli kılan manada -isimleri farklı olsa dahi- ortak bulunurlar.

 

Sonraki için tıkla:

 

PAYLARIN PAY SAHİPLERİNİN BİR KISMINA YETİP ARTACAK KADAR OLMASI