ŞAFİİ el-UMM

ZEKAT

 

SÜRÜDE EKSİKLİK OLMASI

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adamın kırk tane koyunu varsa ve bunların üzerinden bir yıl geçerse, bir yıldan sonra doğanlar zekatı verilecekler arasında sayılmazlar, bunlar zekat memurunun gelmesinden önce de, sonra da doğsalar fark etmez.

 

Ama bir senenin dolmasından bir göz açıp kapama anından daha kısa bir süre önce doğanlar da dahil zekatı verileceklerden sayılırlar. Mal sahibinin zekat vermesi gereken kısma dahil edilirler.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Sürünün zekatının verilmesi için senenin başından sonuna kadar kırk adet olması gerekir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Zekat toplama memurunun gelmesine bakmam. Ben, sürü sahibinin sürüye sahip olduğu günden itibaren üzerinden bir sene geçmesine bakarım. Burada sürü sahibinin sözü dikkate alınır. Zekat toplama memuru muharrem ayında gelse, buna karşılık sürünün senesi rebiulevvelde veya recepte ya da öncesinde yahut sonrasında doluyorsa senesi dolmadıkça sürü sahibinden hiçbir şeyalamaz. Ama sürü sahibi gönüllü olarak zekatını o tarihte vermek isterse başka.

 

İmam Şafii (Allahrahmet etsin) şöyle dedi: Burası açıktır. Zekat memuru hiçbir şekilde zekatın verilmesini gerektiren bir konumda değildir. Zekatı gerektiren şey, malın üzerinden bir senenin geçmesidir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Nisap miktarına erişmiş malının üzerinden bir sene geçtiğinde malın zekatını almak üzere bir kimse, zekat memuruna vekil tayin edilir. Vekil tayin edilmese de mal sahibi, sene dolduğunda malının zekatını ödemekle yükümlüdür.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bir adamın kırk tane koyunu varsa ve üzerinden bir sene geçerse, senenin dolmasından sonra yavrulasalar ve bu sırada anneleri ölse, ayrıca mal sahibinin zekatı vermeye imkanı olmasa, yavruların zekatını vermesi gerekmez. Yavrular çok da olsalar, üzerlerinden bir sene geçmeden zekat gerekmez. Koyunlar yavrularını doğurmadan önce üzerlerinden bir sene geçerse bu yavrular onların karı olarak kabul edilir. Yavrular senenin dolmasından önce doğarlarsa mal sahibinin aleyhine sayılırlar.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Hayvanların doğumu senenin dolmasından önce gerçekleşse, sonra doğuran hayvanlar ölseler, yavruların sayısı kırkı buluyorsa zekat1arının verilmesi gerekir. Ama yavruların sayısı kırkı bulmuyorsa zekatlarının verilmesi gerekmez. Çünkü sene devretmiştir artık. Ayrıca kırk sayısından az olmaları zekatı gerektirmez, bizzat doğuran analar da olsalar.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bir adamın koyunları varsa ve o miktardaki koyunun zekatını vermek gerekmiyorsa ve bu koyunlar da sene dolmadan yavrulasalar, yavrularla birlikte sayı kırkı bulur da sene de dolarsa zekat vermek gerekmez. Ancak sayının kırkı bulduğu günden başlayarak üzerinden bir sene geçince zekat vermek gerekir. Üzerinden sene geçince de sayı kırk veya daha fazla olduğu için zekatı verilir.

 

Aynı şekilde bir miktar koyun kazanırsa ve bu koyunları zekat verme sayısına ulaşmamış koyunlarına katarsa, söz konusu koyunları kazandığı ve sayıyı kırka tamamladığı günden itibaren üzerinden bir sene geçmedikçe zekat vermesi gerekmez.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Kuzular nisap miktarına ulaşıp üzerinden bir sene geçtikten sonra doğmamışlarsa mal sahibinin, zekatını vermekle yükümlü olduğu mallarının arasında sayılmazlar. Bunun için elbette zekatı verilecek koyunların sayısı kırk ve daha yukan olmalıdır. Koyunların sayısı kırktan az ise bu durumda koyunlar zekat verilmesi gereken miktarda olmazlar. Kuzularla sayıları kırk'ı bulsa da kuzular nisap miktan içinde sayılmazlar. Bunun için kırka tamamlanmış sayının üzerinden bir yıl geçmesi gerekir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Oğlaklar, zekat için gerekli olan senenin başlamasından önce doğmamışlarsa ve ayrıca sürünün sayısı da kırk ve daha yukan değilse mal sahibinin zekatını vereceği hayvanların içinde sayılmazlar. Sürünün sayısı kırktan daha azsa sürünün zekatını vermek gerekmez. Oğlakların sayısı da kırkı bulmadıkça zekat nisabı içinde sayılmazlar. Sayıları kırkı bulduğu günden itibaren üzerinden bir sene geçmesi gerekir ki zekatları verilebilsin.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Adamın kırk koyunu varsa ve bunların üzerinden bir sene de geçmişse, adamın koyunlarının zekatını vermesine imkan olduğu halde vermemiş se ve koyunların tamamı veya bir kısmı ölürse adamın bir koyunu zekat olarak vermesi gerekir. Eğer koyunu ölünceye kadar söz konusu bir koyunu zekat olarak verme imkanı yoksa geri kalan koyunlarının zekatını vermesi gerekmez. Çünkü geride kalanlar kırktan azdırlar. Eğer adamın kırk koyunu varsa ve bu koyunlar zekat için gerekli olan bir senelik süreden önce kırk yavru doğurmuşlarsa, sonra yavruların anneleri ölürse, zekat toplama memuru geldiğinde kırk kuzu veya kırk oğlak ya da kuzu ve oğlak karışık bulursa ya da aynı durumda develeri varsa ve zekat memuru geldiğinde sütten kesilmiş deve yavrularını bulsa ya da aynı durum sığırlar için söz konusu ise ve zekat memuru geldiğinde nisap miktarı kadar buzağı görse bu türlerin her birinden bir tane alır. Eğer koyunların yavruları dişi ve erkeklerden oluşuyorlarsa bir tane dahi olsa dişisi zekat olarak alınır. Eğer sığırların yavruları dişi ve erkekten oluşuyorlarsa erkek yavru alınır. Sayıları otuzu buluyorsa bu erkek sığır yavrusu bir tane dahi olsa zekat olarak alınır. Sayı kırk ise dişi alınır, dişi bir tane de olsa. Eğer develerin yavruları da erkek ve dişilerden oluşuyorlarsa bir tane dahi olsa dişi yavru, zekat olarak alınır. Şayet tamamı dişi develerden ise dişi alınır. Mal sahibine de şöyle denir: İstersen bunlardan birine benzer bir erkek yavru getirip verebilirsin, istersen dişi verirsin. Eğer aralarında yavrulu olan da varsa fazlasını verme hususunda gönüllü olabilirsin.

 

Eğer biri dese ki: Şayet sürü, zekat vermeyi gerektiren yaşa ulaşmış hayvanlardan oluşmuyorsa nasıloluyor da zekatı iptal etmezsin? Ya da büyüklere denk saydığın küçükleri de mal sahibinin aleyhine saydığına göre zekat vermeyi gerektiren yaştaki bir hayvanı vermeyi niçin zorunlu kılmıyorsun?

 

Ona -inşaallah- şöyle denir: Şu iki görüşten biri bana göre caiz değildir: Bu söylediğin sürüden zekatı iptal etmem caiz değildir. Sayı açısından yavrularla anneleri arasında bir fark yoktur. Eğer yavrular anneleri ile beraber iseler zekatlarının verilmesi gerekir. Benim, koyunlarının yaşından daha büyük bir yaştaki bir hayvanı zekat olarak almama gelince bu caiz olmaktan çok uzaktır. Bana göre caiz değildir. Doğrusunu Allah herkesten daha iyi bilir. Öte yandan bana şöyle denirse: Gebeldoğurmak üzere olan, süt veren ve koçu bırak, bunlardan indirime git ve bunların yerine el-cezea [beş yaşına basmış deve, üç yaşına basmış sığır, 8-9 aylık davarı koyun-keçi] ve es-seniyye aL. O zaman anlarız ki bana şunu demek istemiştir: Sürüden, zekat olduklarından / olabileceklerinden iyi olanları bırak. Tabii, sürü sahibinin yanında bundan daha iyi olanlarla daha aşağı olanlar bulunuyorsa. Sürüden, bıraktığından daha düşük olanı aL. Küçük olanla büyük olan arasındaki yaşta olan birini aL. Bundan maksat da el-Cezea ve es-seniyye'dir. Adamın yirmi dirhem değerinde kırk hayvanı varsa ve zekat olarak yirmi dirhem değerinde bir koyun vermekle mükellefse, malına denk bir şey almam ondan, aksine malının değerini alırım. Çünkü o zaman bana şöyle denmiş olur: Sürüsünün sayısı kırk ise o zaman onun çeyreği olacak kadarını al.

 

Eğer dese ki: "Şayet es-seniyye bulunuyorsa onu alman emredilmiştir.

Ondan daha küçük olanı alman nehyedilmiştir?"

Ona cevap olarak denir ki: Evet, ca'rur ve musranu'l-fe're'yi [bir çeşit hurma] de almamam emredilmiştir. Ama adamın bütün hurması ca'rur ve musranu'l-fe're olursa o zaman bunları alırım. Amahurmalarının içinde bu dediklerimden daha iyileri varsa o zaman aldığım bu türlerden zekat vermekle onu yükümlü tutmam. Seniyyeyi sadece hayvanlar içinde bulunuyorsa alırım. Çünkü zekat, analarının üzerinden bir yıl geçmesiyle farz olmuştur. Ne var ki anaları ölmüştür ve ölü hayvanın da zekatı alınmaz. Dolayısıyla bu bakımdan ca'rur'dan farklıdır. Eğer adamın hurmaları ca'rur (düşük kaliteli bir hurma türü) ve bürdi'den (kaliteli bir hurma türü) oluşuyorsa ca'rurun zekatını ca'rurdan; bürdi'nin zekatını da onda bir (1110) olarak bürdiden alırım.

 

İmam ŞafiI (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Biri dese ki: "Nasıl oluyor da yirmi beş devenin zekatı olarak iki ayrı yaşta olanlardan birini alıyorsun]" Buna cevap olarak derim ki: Onlardan zekatı alınanların sayısı birdir. Fazlalık, sadece iki yaştan daha küçük olan yerine daha büyük olandan alınması ile ilgilidir. Bu yaşlardaki hayvanlardan biri olmayıp öbürü olursa, bulunan yaştakinden alınır. Hz. Peygamber (s.a.v)'den bu şekilde rivayet edilmiştir. Sonra Ömer'den de buna benzer bir uygulama rivayet edilmiştir.

 

Malın içinde bulunmayan bir mal, zekat olarak alınmaz. Maldaki fazlalıktan da zekat alınmaz. Malın zekatı kendi içindendir, başkasında değil. Ama kişinin malında fazlalık bulunması ve onu zekattan sayması başka. Bu takdirde mal sahibine denir ki: "Zekat olarak vermen gereken yaştaki hayvanı getir, ama elinde bulunan bir şeyi de gönüllü olarak verebilirsin. "

 

Nitekim bize şöyle denmiştir: "Hurmanın ortalama kalitesinden zekat alın, ca'rur (düşük kaliteli bir hurma türü) almayın. Ama hurmanın arasında ca'rur'dan başka bir tür yoksa ondan alırız. Tartıda eksiklik yapmayız, ama yüksek kalite bulamazsak mevcudun daha iyisinden eksilmeye gidebiliriz. Yine almamız gereken yaştaki hayvanı bulamazsak yaşı indirebiliriz. Ama almamız gereken sayıyı eksiltemeyiz."

 

Sonraki için tıkla:

 

SÜRÜDE FAZLALIK BULUNMASI