ŞAFİİ el-UMM

ZEKAT

 

ZEKAT

 

Bize Rebi' b. Süleyman bildirdi, o da Muhammed b. İdris el-Muttalibı eş-Şafij'den şöyle işittiğini nakletti: Yüce Allah buyuruyor ki: "Halbuki onlara, ancak dini Allah'a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O'na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekatı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir." (Beyyine, 5)

 

İmam ŞafiI (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bu ayette yüce Allah, insanlara, dini sırf kendisine has kılarak namaz kılmayı ve zekat vermeyi farz kıldığını açıklıyor.

 

" ... Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele. O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve 'İşte bu, kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip sakladıklarınızı!' denilecek." (Tevbe,34-35)

 

"Allah'ın kendilerine lütfundan verdiği nimetlerde cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır! O kendileri için bir şerdir. Cimrilik ettikleri şey kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." (Al-i İmran, 180)

 

İmam Şafil (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bu ayetlerde yüce Allah zekatın farz olduğunu açıklıyor. Çünkü Allah ancak zorunlu olan bir şeyin terk edilmesinden dolayı kullarını cezalandınr. Bunun yanında altın ve gümüşten de zekat verilmesi gerektiğini bildiriyor.

İmam Şafil (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Ayette geçen "..onları Allah yolunda harcamayanlar" ifadesindeki . "Allah'ın yolu"ndan maksat, -Allah doğrusunu herkesten daha iyi bilir- . zekat gibi farz kıldığı şeylerdir.

 

Hazine gibi bir malı gömmek ise onu saklamanın, ibraz etmeninIkorumanın bir türüdür. Malın saklanması, bir yere gömmek ve benzeri yöntemlerle olur. Sünnette buna delalet eden örnekler vardır. Buna muhalif birini veya rivayeti bilmiyorum.

 

Bize Rebi' b. Süleyman haber verdi ve dedi ki: Bana Şafil anlattı: Bize Süfyan anlattı, o da Cami b. Ebu Raşid ve Abdulmelik b. A'yan'dan dinlemiş (rivayet etmiş) ki: Bu ikisi, Ebu Vail tarikiyle Abdullah b. Mesud'dan şunu haber vermişler: Resulullah (s.a.v)'in şöyle dediğini duydum: "Malının zekatını vermeyen hiçbir adam yoktur ki kıyamet günü zehrinin çokluğundan başındaki tüyleri dökülmüş bir yılan musallat olmasın. Adam yılandan kaçar, ama yılan peşini bırakmaz ve sonunda adamın boynuna dolanır. "

 

Sonra Resulullah (s.a.v) "Cimrilik ettikleri şey de kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır." (Al-i İmran, 180) ayetini okudu." Tahric: Tirmizi, Kitabu Tefsiri'I-Kur'ani'I-Kerim, 5/48.

 

Bize Rebi', Şafil'nin şöyle dediğini bildirdi: Bize Malik, Abdullah b. Dinar'dan aktardı. O, Ebu Salih es-Semman'dan, o da Ebu Hureyre'den şöyle dediğini aktardı: Bir kimse zekatını vermediği bir mala sahipse, kıyamet günü zehrinin çokluğundan başındaki tüyler dökülmüş, gözlerinin üzerinde iki siyah nokta bulunan bir yılan ona musallat olur. Durmadan adamı kovalar. Yakalayınca da "Ben senin (gömdüğün) hazinenim." der. Tahric: Kitabu'z-Zekat, 1/256-257.

 

Bize Rebi', Şafil'den bildirdi: Süfyan, İbn Aclan aracılığıyla Nafi'den, o da İbn Ömer'den rivayet etti: Bir malın zekatı verilmişse, gömülmüş, saklanınış olsa da (kenz) (gömülmüş, saklanınış) sayılmaz. Bir malın da zekatı verilmemişse bir yerlerde saklanınamış olsa da (kenz) sayılır. Tahric: Kitabu'z-Zekat, Abdurrezzak, 4/1 06-1 07.

 

Yüce Allah bir ayette şöyle buyurmuştur: "Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekat) al ve onlara dua et. Çünkü senin duan onlar için sükunettir (onların kalplerini yatıştınr.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." (Tevbe, 103)

 

İmam ŞafiI (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Yüce Allah'ın Hz. Peygamber (s.a.v)'e yönelik bu emri, insanların vermekle yükümlü oldukları, kendilerine farz kılınan (zekata) yöneliktir.

Nitekim yüce Allah yüce Kitabının birçok yerinde zekat ibadetini bundan farklı isimlerle de vasfetmiştir.

 

- Böylece yüce Allah, Kitabında zekatı farz kılmış, Peygamberi (s.a.v) aracılığıyla da hangi mallardan zekatın verileceğini, zekat verilecek mallar içinde hangisinden bu yükümlülüğün sakıt olacağını, hangisinin zekatının verilmesinin süreklilik kazandığını ve hangi mallardan zekat verilmeyeceğini açıklamıştır.

 

- Bu ve benzeri konularda açıklığa kavuşan bir diğer husus da yüce Allah'ın Peygamberi (s.a.v) için dini ve Kitabı karşısında belirlediği konumdur. Bu aynı zamanda Resulullah (s.a.v)'in sünnetinin, Allah'a ait olan alanda da hükmünün bulunduğuna delildir. Bunun yanında sünnetin, Allah'ın verdiği hükümle neyi murad ettiğini tayin edici bir fonksiyonunun bulunduğunu da açıklamaktadır: "Verilen hüküm özel midir, genel midir? İstenen miktar ne kadardır?" gibi ... Resulullah (s.a.v) bir konuyla ilgili olarak Allah'ın Kitabı ve dini açısından bu konuma sahipse bu konum bütün konular için geçerlidir. Bu demektir ki Peygamber (s.a.v)'in sünneti, Allah'ın hükümlerinin açıklamasından ve O'nun emrine tabi olmaktan başka bir şey değildir.

 

Sonraki için tıkla:

 

DEVELERDE ZEKAT VERMEYİ GEREKTİREN SAYI3