CENAZE İÇİN AYAĞA
KALKMAK
Bize Rebi', ona da İmam
Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle rivayet etti:
Cenazeye şahit olan bir kimse,
onun için ayağa kalkmamalı. Cenaze için ayağa kalkma uygulaması neshedilmiştir.
Bize Rebi' anlattı, ona
Şafii, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona Vakid b. Amr b. Sa'd b. Muaz, ona
Nafi' b. Cübeyr, ona Mesud b. Hakem, ona da Ali b. Ebu Talib (r.a) şöyle
rivayet etmiş: Önceleri Resulullah (s.a.v) cenaze için ayağa kalkardı, sonra
kalkmaz oldu. Tahric: Muvatta,
1/232; Müslim, 2/662; Buhari, 1/403.
Bize İbrahim b. Muhammed
anlattı, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, bu isnatla veya buna benzer bir rivayet
zinciriyle aktarmış ve şöyle demiştir: "Resulullah (s.a.v) cenaze için
ayağa kalktı ve bizim de kalkmamızı emretti. Sonra oturdu ve bizim de
oturmamızı emretti. " Tahric:
el-Marife,3/157.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Gündüzün veya gecenin hangi saati olursa olsun cenaze namazı
kılınabilir. Yine gündüzün veya gecenin hangi saati olursa olsun cenaze
defnedilebilir. Nitekim Resulullah (s.a.v) zamanında gariban biri geceleyin
defnedilmiş ve Peygamberimiz (s.a.v) buna tepki göstermemiştir. Ebu Bekir
es-Sıddık'ın cenazesi geceleyin defnedilmiştir. Ondan sonra da Müslümanlar
geceleyin defnedilmişlerdir.
Bizim arkadaşlardan biri
şöyle demiştir: Güneş sararırken de, doğarken de iyice belirginleşmeden cenaze
namazı kılınmaz. Buna delilolarak da İbn Ömer'in, bir cenazenin yakınlarına
şöyle demesini göstermiştir: Bunlar cenazeyi sabah namazından hemen sonra
getirip mescidin kapısına koydular. İbn Ömer onlara "Ya hemen şimdi
namazını kılın ya da güneş iyice yükselinceye kadar bekleyin." dedi.
İbn Ömer, Resulullah
(s.a.v)'den şöyle rivayet etmiştir: "Biriniz namazı için güneşin doğuş
vaktini de, batış vaktin i de tercih etmesin. " Tahric: Buhari, 1/198; Müs/im, 1/567.
İbn Ömer bunu özelolarak
Hz. Peygamber (s.a.v)'den duymuş olabilir, ayrıca sabah namazından sonra güneş
doğuncaya kadar ve ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar namaz
kılmayı nehyetmiş olduğunu da duymamış olabilir. Bu yüzden Peygamber (s.a.v)'in
bu sözünü bütün namazlara hamletmeyi uygun görmüştür. Yasaklamanın da sadece duyduğuyla
ilgili olduğunu düşünmemiş olabilir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Resulullah (s.a.v)'den gelen rivayetler, söz konusu
saatlerde namazı nehyetmesinin sadece nafile namazlarla ilgili olduğunu
göstermektedir. Bütün namazların bu saatlerde kılınmasının mekruh olması doğru
değildir. Biz bu hususu namaz bölümünde ispatladık. Eğer bu ifade bütün
namazlar için geçerli olsaydı, o zaman cenaze namazı ancak farz namazların
vaktinde geçerli olabilirdi. Yine ikindi vakti ve sabah vakti ölenin de namazı
kılınmazdı. Ama şöyle bir yorum yapmak da mümkün olabilir: Belki de İbn Ömer
cenazeyi takip edenlerin oturmasını engellemek ve mescid halkından aynlmamasını
istemiştir ki cenaze namazı kılanların sayısı artsın. Çünkü bizim arkadaşlanınız
cenaze namazı için farz namazın kılınmasından sonrasını tercih ediyorlar, çünkü
o zaman cenaze namazını kılacak kimselerin sayısı artıyor. Diyorlar ki:
"İnsanların kalabalık oldukları sırada cenaze namazını kılın veya insanlar
kuşluk namazına gelinceye kadar cenaze namazını tehir edin."
Bize Rebi' anlattı, ona
İmam Şafii (Allah rahmet etsin), ona Medine halkından güvenilir biri, şu anda
ezberimde olmayan bir rivayet zinciriyle şöyle rivayet etti: Akil b. Ebu
Talib'in cenaze namazı kılındığı sırada güneş batmanın eşiğindeydi ve iyice
sararmıştı. Cenaze namazının kılınması için güneşin tamamen batması beklenmedi.
Tahric: Musannef, Abdurrrezzak, 3/524.
Sonraki için tıkla: