YIKANAN VE CENAZE
NAMAZI KILINAN MAKTÜL VE BEDENİ BULUNAMAYANLAR
imam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir kimseyi bir müşrik tek başına veya isyancılar ya da
başka bir grup öldürse ya da kısas yapılarak öldürülse, imkan varsa yıkanır ve
cenaze namazı kılınır. Çünkü bu, anlam ve mahiyet olarak müşrikler tarafından
öldürülmekten farklıdır. Yine bir kimseyi bir müşrikin öldürüp kaçması da
müşrikler topluluğunun öldürmesinden farklıdır. Çünkü müşrikler topluluğunun
geri dönmeyeceklerinden emin olunmaz. Bunlardan birinin peşine düşüp o da
kaçmış olabilir. isyancılar ise bizdendirler ve müşriklere benzemezler.
Bilmiyor musunuz ki müşrikleri takip ettiğimiz gibi onları takip edemeyiz.
Bazıları şöyle
demişlerdir: "Şehir dışında ve silahsız bir şekilde mazlum olarak
öldürülen kimse yıkanır." Ona denildi ki: Eğer bu sözü bir rivayete dayalı
olarak söylüyorsan anlanz.
O da "Bu konuda bir
rivayet yok." dedi.
Biz de dedik ki: O halde
bunları bu şekilde ayırt etmiş olmanın gerekçesi nedir? Şehid ismini mi
kastediyorsun? Bildiğin gibi Ömer şehid edildi, şehirde öldürüldü, yıkandı ve
cenaze namazı kılındı. Biz de, sen de şehirde silahsız olarak öldürülen, suda
boğulan, karın ağrısı sonucu ölen, şehirde veya başka yerde göçük altında kalan
kimseler için şehid diyoruz. Bunları birbirlerinden ayırmıyoruz. Biz de, sen de
onların cenaze namazIarını kılıyor, yıkıyoruz.
Eğer bu ayınının
gerekçesi, sana göre, uğradığı zulümse, bu sefer de şehirde silahsız ve mazlum
olarak öldürüleni dışanda bırakmış oluyorsun. Yani şehidler mertebesine
çıkarmıyorsun.Halbuki böyle biri daha yüksek bir ecre sahip olabilir. Çünkü
silahsız öldürülmek bundan daha şiddetlidir. Ondan daha şiddetli olunca da ecri
de daha fazla olur.
Bazıları da şöyle
demişlerdir: İsyancılar bir 'yere saldınr da insanları öldürürlerse erkekler,
kadınlar ve çocuklar şehid sayılırlar ve yıkanmazlar. Bu görüşü savunanın bazı
arkadaşları ona karşı çıkmış ve şöyle demişlerdir: Çocuklar daha temiz ve
şehidliği daha çok hak ediyorlar.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şi)yle dedi: Bunların tümü yıkanır ve cenaze namazları kılınır. Çünkü
ölüleri yıkamak, Adem'in oğullarından kalma bir sünnettir. Resulullah
(s.a.v)'in yıkamadığı kimselerin dışındakiler bu sünnetin kapsamının dışında
tutulamazlar. Bunlar da müşrikler topluluğunun, özellikle savaş meydanında
öldürdüğü kimselerdir.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Bir kimseyi yırtıcı hayvanlar parçalasa veya isyancılar
yahut eşkıyalar öldürse ya da kimin öldürdüğü bilinmese, yıkanır ve cenaze
namazı kılınır. Cesedinin sadece bir kısmı bulunsa, o kısım üzerine namaz
kılınır ve o uzuv yıkanır. Ebu Ubeyde'nin, kesik başların cenaze namazını
kıldığı bize ulaştı.
Bazı arkadaşlanmız Sevr
b. Zeyd'den, o da Halid b. Ma'dan'dan rivayet etmiştir ki: Ebu Ubeyde kesik
başların cenaze namazını kıldı. Tahric: İbn Ebi Şeybe,
3/356; el-Müstedrek, 3/553; ibn Adiy, el-Kamil, 4/1408.
Bize ulaşan rivayete
göre Cemel vakasında bir kuş, Mekke'ye bir insan elini düşürdü. Mekke halkı
parmağındaki yüzükten elin kime ait olduğunu bildiler. Sonra eli yıkadılar ve
cenaze namazını kıldılar. Tahric: et-Telhis,
2/144.
Bazıları şöyle
demişlerdir: Kasame (faili meçhul) birinin cenaze namazı kılınır, ama kesik baş
ve elin cenaze namazı kılınmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer ona göre faili meçhul (kasame) biri değilse ve o yerde
de kimse yoksa nasıl namazını kılacağız? Ayrıca faili meçhul (kasame) ile
cenaze namazı ve yıkanma konusu arasında ne alaka var?
Eğer cesedin bir
kısmının cenaze namazını kılmak caiz, bir kısmının değilse, elinden daha küçük
bir parçası ile daha büyük bir parçası arasında herhangi bir fark yoktur.
Ayrıca kesik baş üzerinde namaz kılınmaz. Baş da kulağın, gözün ve dilin yer
aldığı ve bedeni yöneten bir organdır. Halbuki başı kayıp bedenin namazı
kılınır. Cenaze namazı Müslümanların sünneti dir / geleneği dir. Bedenin en
küçük parçasına (ruh / can taşıdığı için) duyulan saygının en büyük kısmı, onun
üzerine kılınan cenaze namazındadır.
Sonraki için tıkla:
MÜSLÜMAN
ÖLÜLERİN KAFİR ÖLÜLERİNE KARIŞMASI