ŞAFİİ el-UMM

TAHARE

 

GUSÜLDE MAZMAZA VE iSTİNŞAKI UNUTMANIN HÜKMÜ

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Cünüplükten dolayı yıkanan hiçbir kimsenin mazmaza ve istinşakı terk etmesini hoş karşılamam. Yıkanan kişi eğer bunu terk etmişse bitirmeden yapmasını müstehab görürüm. Bunu yapmadan namazını kılan kişinin,--bu seb~€n dolayı namazını iade etmesine ise gerek yoktur.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Yıkanan kişinin gözünü yıkaması veya içine suyu serpmesine gerek yoktur. çünkü bedenin dış kısmından bir kısım değildir, ama kirpikler yıkanmalıdır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Kulağın iç ve dış kısmını yıkaması gerekir. çünkü bedenin dış kısmındandır. Kulak deliğinin görünen kısmını yıkaması yeterlidir, görünmeyen kısmını yıkaması gerekmez.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Kişinin, vücudundan yetişebildiği yerleri ovarak yıkaması müstehabdır. Ama bunu yapmayıp suyu vücudunun tamamına temas edecek şekilde yıkaması da yeterli olacaktır.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Kişinin bir nehir içine yahut bir kuyu içine dalması neticesinde saçının ve bedeninin tamamının ıslanması gusül için yeterlidir. Aynı şekilde kişinin bir su oluğu altında saçının ve bedeninin tamamının ıslanması da gusül için yeterli olacaktır.

 

Dedi ki: Yahut kişinin yağmurun altında durması neticesinde saçlarının ve bedeninin tamamının ıslanması da gusül için yeterli gelecektir.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Saymış olduğumuz gusül hallerinin kişide tahareti sağlayabilmesi için mutlaka bunları cünüplükten temizlenme niyetiyle yapması gerekir. Abdest alırken de abdestin geçerli olabilmesi için niyet şarttır. Kişi cünüplükten çıkmak için taharete niyet ederse; abdestin gereklerini yerine getirdiği taharetiyle farz olan bir namazı yahut nafile olan cenaze namazını kılabilir yahut bu taharetle Kur'an okuyabilir. Bu taharetle bunların tamamını yapabilmesinin sebebi, taharet yaparken kapsayıcı bir niyet yapmış olmasındandır.

 

Dedi ki: Üzerine gusül yapmak vacip olan kişinin saçları uzunsa ve saçları başı üzerinde değil de bedeninin üzerine sarkıksa, bu kişinin, başından aşağı sarkık olan saçlarını yıkamaması halinde guslü geçerli olmaz. çünkü taharet yaparken kişinin saçları ve bedeni bu taharet kapsamı dahilindedir. Gusül esnasında bedeninden küçük yahut büyük bir bölümü yıkamadan bırakan kişi eğer namaz kılmışsa; önce gusül esnasında yıkamadığı yeri yıkar, Sonra da kılmış olduğu namazı iade eder. Eğer kişi abdest alır, Sonra gusül yapmaya başlar ama guslü tamamlamadan önce abdestini bozarsa guslünü tamamlar, daha Sonra da abdest için ayrıca bir abdest daha alır.

 

Dedi ki: Kişi abdest almadan gusül yapmaya başlayıp guslünü tamamlarsa, bu gusülle namaz kılabilir. Gusüldeki taharet abdestteki taharetten daha kapsamlıdır veya onun muadilidir. Gusül yapan kişinin başından önce ayaklarını yıkamaya başlaması yahut gusül yaparken bedeninin bir kısmını yıkayıp öbür kısmını daha Sonra yıkaması halinde de guslü geçerli sayılır. çünkü gusülde, Allah (c.c)'ın abdestte zikretmiş olduğu sıralama gibi bir sıralama yoktur. Gusül yahut abdest alan kişi suyun parmak aralarına ulaştığını anlamak için parmak aralarını hilaller. Gusülde yahut abdestte suyun parmak aralarına ulaşmaması halinde yapılan taharet yeterli gelmez. Suyun parmak aralarına, parmak aralarını hilallemeden ulaşması yeterli sayılır.

 

Dedi ki: Eğer parmak aralarının derileri sarkmalarından dolayı birbirlerine yapışmışlarsa suyu parmak aralarına geçirmesi gerekir. Ama birbirlerine yapışıp açılmayan yerlere de suyun girmesi gerekmez. Aynı şekilde bedenin herhangi bir yerinde yahut başta deri sarkmasından dolayı birbiri üzerine katlanmış olduğundan yapışmışsa suyu aralarına geçirmesi gerekir.

 

Sonraki için tıkla:

 

GUSÜL VE ABDESTİN VACİP OLUŞLARININ İLLETİ