ABDESTİ GEREKTİREN VE
GEREKTİRMEYEN HALLER
Allah (c.c) şöyle
buyurdu: "Ey iman edenler! Namaza kalkacağınız zaman yüzlerinizi,
dirseklere kadar ellerinizi ve başlarınıza mesh edip- her iki topuğa kadar da
ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp iseniz, iyice yıkanarak temizlenin. Hasta
olursanız veya seferde bulunursanız veya biriniz abdest bozmaktan (def-i
hacetten) gelir veya kadınlara dokunur da su bulamazsanız, o zaman temiz bir
toprağa yönelin. Onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin (teyemmüm edin).
Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez. Fakat O, sizi tertemiz yapmak
ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz." (Maide, 6)
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Ayetin zahirinden, kim namaz kılmak için kalkarsa abdest
alsın emri anlaşılıyor. Özel bir durum dolayısıyla da inmiş olması muhtemeldir.
İlmini Kur'an ile pekiştiren kişinin şöyle iddia ettiğini duydum: Bu ayet
uykudan kalkanlar hakkında imniştir. Ben, onun dediğini dikkate alıyorum. Çünkü
sünnette, uykudan kalkanın abdest alması için delil vardır. (Bahsi geçen kişi imam Malik'tir)
Bize Süfyan, Zühri'den,
Ebu Hureyre (r.a) yoluyla Hz. Peygamber (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu nakletti:
"Sizden biriniz uykudan kalktığında elini üç kere yıkamadan, su kabına
elini daldırmasın, çünkü elinin nerede gecelediğini bilmemektedir " Tahric: Müsned eş-Şafii, Taharet 1/29 no: 67; Marife,
1/155; Müslim, Taharet 1/233 no: 87/278
Bize Malik,
Ebu'z-Zinad'dan; o da el-A'rec'den, Ebu Hureyre yoluyla Hz. Peygamber
(s.a.v)'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Sizden biriniz uykudan kalktığında
elini yıkamadan, su kabına abdest için daldırmasın, çünkü elinin nerede
gecelediğini bilmemektedir." Tahric:
Buhari, vudu 1/73
Bize Süfyan,
Ebu'z-Zinad'dan, o da el-A'rec'den, Ebu Hureyre yoluyla, Hz. Peygamber
(s.a.v)'in şöyle buyurduğunu nakletti: "Sizden biriniz uykudan kalktığında
elini üç kere yıkamadan su kabına elini daldırmasın, çünkü elinin nerede
gecelediğini bilmemektedir." Tahric:
Buhari, vudu 1/73
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kim yan gelip uyursa ona abdest almak (namaz kılmak için)
vaciptir. Çünkü yan gelip uyumak abdesti bozar.
Dedi ki: Uyku akla galip
gelir. Kimin aklı, delilik veya hastalık sebebiyle giderse, yan tarafı Üzerine
yatması veya başka bir pozisyonda olması arasında fark olmaksızın abdesti
bozulur. Çünkü delilik veya hastalık sebebiyle aklı giden kişinin durumu, uyku
halindeki kişinin durumundan daha ağırdır. Uykudaki kişi biraz hareket
ettiğinde hisseder, bazen de hareket etmeden hisseder. Ama delilik veya
hastalık sebebiyle aklı giden kişi, hareket ettirmenize rağmen hissetmez.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) dedi ki: Kişi oturduğu yerde uyursa, tercihim abdest alsa daha iyi olur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) dedi ki: Bu sözlerimden, bir yerlere yaslanmadan oturarak uyuyan kişinin
abdest almasının vacip olduğunun anlaşılmaması gerekir.
Bize, güvenilir raviler,
Humeyd et-Tavil'den, Enes b. Malik'in şöyle dediğini nakletti: Resulullah
(s.a.v)'in ashabı, yatsı namazını beklerken oturarak uyurlardı, hatta
uyuklarken kafaları sallanırdı da sonra abdest almadan namaz kılmaya
kalkarlardı.Tahric: Marife,
Taharet 1/205-206; Ebu Davud, Taharet 1/137 no: 200; Müslim, hayz 1/284
Bize Malik, Nafi'den, o
da İbn Ömer'den şöyle nakletti: O (İbn Ömer), oturduğu yerde uyurdu / uyuklardı
da abdest almadan kalkıp namaz kılardı. Tahric:
Marife, 1/208; Sünen el-Kübra, Taharet 1/120
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Zikrettiğim delillere dayanarak, eğer bir kişi bir yere
dayanmadan düz bir şekilde oturup uyumuşsa abdesti bozulmaz. Abdest ayeti,
uyuyanlar hakkında inmiştir. Bineği üzerinde uyuyan kişi de uzanıp uyuyan
gibidir.
Birisi kastedilerek
"falanca uyudu" dendiğinde, o kişinin uzanıp yattığından başka bir
şey anlaşılmaz. Kişi uzanıp uyumuyorsa mutlak manada ona "uyuyor"
denemez. Eğer kişi oturarak uyuyorsa ona şöyle denir: "Oturarak
uyudu." Bazen de şöyle denir: "Kısmen uyudu" veya "uyukladı."
Bundan kasıt, derin uykunun dışında kalan kişinin dikkatinin tamamen kayıp
olmadığıdır. Uzanıp uyuyan kişinin durumu ile oturarak uyuyan kişinin durumu
aynı değildir. çünkü uzanıp uyuyan kişi ağırlaşır. Uykunun ağırlığı, uzanıp
uyuyan kişinin aklını, oturarak uyuyan kişinin aklından -kendine hakim olmak
bakımından daha fazla etkiler. Uzanıp uyuyan kişinin abdest bozma yolları
oturarak uyuyan kişiye kıyasla daha gevşek olur.
Dedi ki: Eğer kişi
oturarak uyuduğu yerde, düz oturma pozisyonunu bozacak kadar yana düşerse
abdesti bozulur. çünkü düz oturarak uyuyan kişi, kendini yere sabitlemiş olur.
Bu oturuş şekliyle uyuyan kişi abdest bozma yerinden bir şey çıkacak olursa,
hemen farkına varır. Eğer uykusundayken yere sabit oturuşundan ayrılacak olursa
abdes! bozma konusu uzanarak uyuyan kişinin hükmüne dönüşür.
Dedi ki: Kişi rükuda
veya secdede uyursa abdesti bozulur. çünkü bu durumdaki kişinin abdest bozma
yeri, uzanarak uyuyan kişinin abdest bozma yerinden daha rahat olacağından
abdestinin bozulduğunun farkına varmaz.
Dedi ki: Ayakta uyuyan
kişinin abdesti bozulur. çünkü kendini yere sabitleme imkanı yoktur. Uzanarak
uyuyan kişiye kıyas edilir. Her iki durumda da uyku, bu kişilerin akıllarını
etkisi altına alır. Oturarak uyuyan kişiyi uykunun teslim alması sebeplere
bağlandığı için ona kıyas edilmez. Bu durumdaki illet, kişinin kendini yere
sabitleme imkanı kalmamasıdır.
Dedi ki: Kişide uyku
hali hasıl olduğunda uyumakla abdesti bozan haller onun abdestini de bozar.
Kişinin uykusu, aklını etkisi altına alacak kadar ağırlaşırsa, çok veya az
olması arasında fark olmaksızın abdesti bozar. Ama kişi, yan yatarak veya
herhangi bir şekilde uykusu gelmesine rağmen, abdest bozma yerinden bir şey
geldiğini kesin bir şekilde hissetmezse abdesti bozulmaz.
Dedi ki: Kişi gemide,
deve üzerinde, at üzerinde veya yere düz bir şekilde otururken uykunun
ağırlığından oturuşu bozulacak kadar meylederse, abdesti bozulur. Ayakta,
rükuda, secdede veya uzanarak uyursa abdesti bozulur.
Dedi ki: Kişi uyuyup
uyumadığı hususunda şüpheye düşer, bu arada da aklına da bir mesel e gelirse,
ama bu meselenin uykuda mı geldiği, yoksa hatırlanan bir mesele mi olduğunu
netleştiremezse, bu durumdaki kişinin, uyuduğuna kesin kanaat getirmedikçe
abdesti bozulmaz. Ama hatırladığı meselenin rüya olduğunu kesinleştirirse,
uyuduğuna kesin kanaat getirmesine gerek olmadan abdesti bozulur. Her iki
durumda da ihtiyat babından abdest almalıdır. Kişi, rüya gördüğüne veya bir an
da olsa uyuduğuna kanaat getirirse abdesti bozulur.
Sonraki için tıkla:
DOKUNMA VE BÜYÜK
ABDESTE ÇIKMA YOLUYLA ABDESTİN BOZULMASI